MADENCİLİK FAALİYETLERİ İZİN YÖNETMELİĞİ’NİN İPTALİ VE YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASI İÇİN DAVA AÇTIK - 22.08.2005

GENEL MERKEZ ( )
27.08.2005 (Son Güncelleme: 27.08.2005 17:08:31)

22.08.2005

Yürütmeyi durdurma istemlidir.

İZMİR NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI
Kanalıyla
DANIŞTAY BAŞKANLIĞINA

Davacılar : 1-TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanlığı Bayındır Sokak No:7/7 Yenişehir/ANKARA
2-TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Başkanlığı Ataç 2 Sokak, No:66/9 Kızılay/ANKARA
3- TMMOB Metalurji Mühendisleri Odası Başkanlığı, Hatay Sokak- No: 10/9 Kızılay/ANKARA
4- TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkanlığı Karanfil Sokak No:28/12 Kızılay/ANKARA
5- Noyan Özkan; 1378 Sokak No:4/1, Kat:1/107 Alsancak/İZMİR
6- Ömer Erlat; Hürriyet Bulv. No:4/1, Kat:2/205 Çankaya/İZMİR
7- Serkan Cengiz, 847 Sokak No:6, Kat:1/108 Konak/İZMİR
8- Arif Ali Cangı; 858 Sokak No:9/705 Konak/İZMİR

Vekilleri : Av.Arif Ali Cangı
(Kendi adına asaleten diğer davacılara vekaleten)

Davalı : T.C.Başbakanlık ANKARA

Dava Konusu : 3213 Sayılı Maden yasası’nın 7.maddesine göre, Bakanlar Kurulu tarafından 24.05.2005 tarih ve 2005/9013 sayılı kararı ile kararlaştırılan, Resmi Gazete’nin 21.06.2005 gün ve 25852 sayılı nüshasında yayımlanarak yürürlüğe giren Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmeliği’nin TAMAMIMI hakkında, bu istemimiz yerinde görülmezse, 4., 5/3., 6/1., 7., 8., 9/4,5., 17., 18., 19., 20/2,3,4. 21., 22., 23., 25/4., 26., 28., 29., 31., 33., 34., 35., 36., 37., 38., 39., 40., 41., 42., 44., 45., 47., 48., 49., 50., 51., 52., 53., 54., 55., 56., 57., 58., 59., 60., 61., 64., 65., 66., 67., 69., 70., 71., 77/3,5., 78/1., 80., 81., 85., 86., 87., 88., 89., 90., ve Geçici Madde-1. maddeleri hakkında, yürütmesinin durdurulması ve iptali istemidir.

T.Tarihi : 21.06.2005

A- DAVACILAR İLE İLGİLİ AÇIKLAMALAR;

Davacılardan, TMMOB’a bağlı Odalar; 6235 Sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Yasası gereğince kurulan bir kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır..

2 Aralık 2002 tarih ve 24954 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan TMMOB Ana Yönetmeliği’nin “Birliğin ve Bağlı Odaların Amaçları” başlıklı 3. Maddesinin (b) bendine göre; …Mühendislik ve mimarlık mesleği mensuplarının ortak gereksinmelerini karşılamak, mesleki etkinlikleri kolaylaştırmak, mesleğin genel yararlara uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleriyle ve halkla olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplinini ve ahlakını korumak; kamunun ve ülkenin çıkarlarının korunmasında, yurdun doğal kaynaklarının bulunmasında, korunmasında ve işletilmesinde, çevre ve tarihi değerlerin ve kültürel mirasın korunmasında, tarımsal ve sınai üretimin artırılmasında, ülkenin sanatsal ve teknik kalkınmasında gerekli gördüğü tüm girişim ve etkinliklerde bulunmak” Kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve bağlı Odaların amaçları arasında sayılmıştır.

Diğer davacılar; Noyan Özkan, Ömer Erlat, Serkan Cengiz ve Arif Ali Cangı ise İzmir’de ikamet eden ve serbest avukatlık mesleğini yürüten yurttaşlardır. Dava konusu edilen işlem, canlı yaşamını, sağlıklı çevrede yaşama hakkını yakından ilgilendirmektedir.

Bilindiği gibi Anayasa’nın 17/1. maddesine göre; “.. Herkes yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir..” Anayasa’nın 56/2 maddesine göre de “...çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir...” Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını ve çevre kirlenmesini önlemek ödevi yükleyen Anayasa’nın bu kuralı gereği davacıların 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1. maddesinde tanımlandığı anlamda davayı açmada menfaatleri vardır.

B- İPTALİ İSTENEN HÜKÜMLER VE HUKUKA AYKIRILIKLAR;

I-Genel Değerlendirmeler; yönetmeliğin tamamının hukuka aykırılıkları;

Dava konusu Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmeliği, 04.06.1985 tarih ve 3213 sayılı Maden Kanunu’nun ve diğer bazı Kanunların bazı maddelerini değiştiren 26.05.2004 tarih ve 5177 sayılı Maden Kanununda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun’un 3 üncü maddesi gereği 2005/9013 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla çıkarılmış ve 21.06.2005 tarih ve 25852 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Bilindiği gibi içinde davacıların da yer aldığı kurum, kuruluş ve duyarlı yurttaşların tüm kaygı, eleştiri ve uyarılarına karşın, bu eleştiri ve kaygılar dikkate alınmadan 5177 Sayılı Yasa çıkarılmış ve yürürlüğe girmiştir. 05.06.2004 tarihinde yürürlüğe giren yasa hakkında Ana Muhalefet Partisi tarafından Anayasa Mahkemesi’ne iptal davası açılmıştır. İptal davası dilekçesinde belirtildiği gibi; “…5177 sayılı Yasanın 3 üncü maddesi ile değiştirilen 04.06.1985 tarih ve 3213 sayılı Maden Yasası’nın 7 nci maddesinin birinci fıkrası; Anayasanın 2., 6., 7., 11., 43., 45., 56., 63., 90. ve 168. maddeleri ile uluslararası sözleşmelere dolayısıyla Anayasanın 90 ıncı maddesine aykırıdır (www.zmo.org.tr/odamiz/hc_chpmaden.php) …” (EK-1: İptal Davası dilekçesi)

Dava henüz sonuçlanmamıştır. Dava konusu yönetmelik, yasal dayanağı hakkındaki yüksek yargı kararı beklenmeden çıkarılmıştır. Bu nedenle bu davada, Anayasa Mahkemesi’ndeki davanın bekletici mesele yapılmasını diliyoruz.

5177 Sayılı Kanunun 3 üncü maddesi ile değiştirilen 3213 sayılı Maden Kanunun

7 nci maddesinin birinci fıkrasına karşılık gelen ve yargıya taşınan “… orman, muhafaza ormanı, ağaçlandırma alanları, kara avcılığı alanları, özel çevre koruma bölgeleri, milli parklar, tabiat parkları, tabiat anıtı, tabiatı koruma alanı, tarım, mera, sit alanları, su havzaları, kıyı alanları ve sahil şeritleri, karasuları, turizm bölgeleri, alanları ve merkezleri ile kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri, askerî yasak bölgeler, imar alanları ve mücavir alanlarda madencilik faaliyetlerinin çevresel etki değerlendirmesi, gayri sıhhi müesseseler ile ilgili hususlar dahil hangi esaslara göre yürütüleceği…” ifadeleri, dava konusu yönetmeliğin Kapsam başlıklı ikinci maddesini ve özünü oluşturmaktadır.

Gerek 5177 sayılı Yasada, gerekse dava konusu Yönetmelikteki ana çelişki şudur: Madencilik çalışmaları, uygun önlemler alınmazsa su alanlarını kirleten, sit alanlarını bozan, tarım, zeytinlik ve mera alanlarını yok eden bir uğraş iken; madencilikle ilgilenenler için, sit alanı, su havzası, tarım alanları, meralar vs madenciliği engelleyen hususlardır.

Bu çelişkiyi koşulsuz olarak madenciler lehine çözmeye çalışan Yasa ve ona dayanılarak çıkarılan bu Yönetmeliğin bu haliyle uygulanması durumunda, madencilik çalışması adına kamu yararı ve idari yargı kararları hiçe sayılacak ve bu husus içinden çıkılmaz kargaşa ve sorunlara yol açacaktır. Son sözün Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına verilmesi ve bu alanlarda madencilik mantığı öne alınarak düzenleme yapılması, her biri ayrı uzmanlık isteyen konularda uzman olmayan kişilerin karar vermesi ya da uzman olanların görüşlerinin yalnızca dikkate alınması ama uygulanmaması, telafisi olanaksız zararlar verebilecektir.

Bu nedenle, 5177 sayılı Yasa hakkında ileri sürülen Anayasaya ve uluslararası sözleşmelere aykırılık savları, dava konusu yönetmelik için de geçerlidir.

1.) Danıştay’ın incelemesinden kaçınılmıştır, dava konusu işlem hukuka aykırıdır;

Dava konusu Yönetmeliğin Genel İlkeler başlıklı İkinci Bölümünde yer alan “İzinlerle ilgili temel ilke” başlığı altındaki 5. maddesinin 3. fıkrasında; “Bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarınca, bu Yönetmelik hükümlerinde belirtilen haller ve diğer kanunların ilgili hükümleri dışında, madencilik faaliyetleri engellenemez ve çıkarılacak yönetmeliklerde bu Yönetmelikte belirtilen kısıtlamaların dışında bir kısıtlama getirilemez” ilkesi kabul edilmiştir.

Bilindiği gibi, yönetim kendi görev alanına giren işleri yürütebilmek için, yasalara aykırı olmayan fakat onların uygulamasını gösteren düzenlemelerde bulunabilir. Düzenleyici yönetsel işlemler, kamu yönetiminin düzenli bir biçimde işlemesini sağlayan yoldur. Yönetimin bu yola gitmesi, “düzenli yönetim” ilkesinin de bir yoludur(Prof. Dr.A.Şeref Gözübüyük- Yönetim Hukuku-İkinci bası s.202).

Yönetimin genel düzenleyici işlem yetkisi Anayasa’nın 115. ve 124. maddelerinde düzenlenmiştir. Anayasa’nın 115.maddesine göre; “Bakanlar Kurulu, kanunun uygulanmasını göstermek veya emrettiği işleri belirtmek üzere, kanunlara aykırı olmamak ve Danıştayın incelenmesinden geçirilmek şartıyla tüzükler çıkarabilir”. 124. madde de; “…Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzelkişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilirler…”

Davaya konu düzenleyici işlem; Bakanlar Kurulu tarafından çıkartılmış ve adı yönetmelik olan bir işlemdir. Üstelik 5.maddesinin 3.fıkrasında, konuyla ilgili bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarının yönetmelik çıkarma yetkilerini sınırlamaktadır.Bu şekilde davaya konu yönetsel işleme, yönetmelik olmaktan öte daha üst bir hukuksal norm niteliği kazandırılmaya çalışılmıştır. Oysa, yönetmeliğin daha üstü hukuk kurallarını kapsayan düzenleyici işlemler Bakanlar Kurulu tarafından çıkartılan Tüzüklerdir.

Yönetmeliğin yukarıdaki düzenlemesi yönetmelikten çok Tüzüklere özgü bir düzenlemedir. Tüzükler de Anayasa’nın 115.maddesi gereğince Danıştayın incelemesinden geçirilmesi gereken işlemlerdir. Dava konusu işlemle, adına Yönetmelik denilerek, yapılan düzenlemenin Danıştay’ın incelemesinin önüne geçilmiştir. Bu açıkça Anayasaya aykırılık oluşturmaktadır.

Bunun yanı sıra; konuyla ilgili Bakanlıkların ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının yetkileri kısıtlanmış durumdadır. Dava konusu işlem, bu haliyle yönetim içinde ahenk ve düzeni yani düzenli yönetimi oluşturmaktan çok uzaktır. Aksine karmaşa yaratacaktır. Kamu yararına aykırıdır.

Yönetmeliğin 5. maddesinin 3. fıkrasındaki anlayış, yönetmeliğin tamamına hakim olduğundan, bütün olarak YETKİ, BİÇİM ve AMAÇ YÖNÜNDEN hukuka aykırı olduğunun kabul edilmesi ve işlemin tamamının iptaline karar verilmesi gerekmektedir.

2.) Yönetmelikte kamu yararı gözetilmemiştir;

Madencilik faaliyetleri geniş alanlar kaplayabilmekte, işletme esnasında faaliyetin doğası gereği geniş alanlar etkilenmekte veya tahrip olmaktadır. Madencilik faaliyetleri önemli çevresel riskleri olan ve ancak çevresel önlemlerin büyük dikkat ve özenle alınması sonucu kamu yararına yürütülebilecek hizmetlerdendir. Maden drenaj suları başta olmak üzere, madencilik faaliyetleri sonrasında oluşan her türlü katı, sıvı ve gaz atıkların çevre mevzuatına uygun bir şekilde bertaraf edilmesi gerekmektedir. Madencilik faaliyetinin sürdürülebilir kalkınma ilkeleri çerçevesinde ve çevresel risklerinin en aza indirilebilmesi için kullanılan en önemli araç Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED)dir.

Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmeliği Madde 2’de tanımlanan yönetmeliğin kapsamında sayılan yerlerin büyük çoğunluğu ÇED Yönetmeliği’nin EK. V listesinde belirtilen yerler olup, bu yerler doğrudan korunması gereken ve gelecek nesillere bozulmadan aktarılması gereken yerlerdir.

Ek V. Listesinde belirtilen yerlerin madencilik faaliyet alanı içerisinde kalması durumunda bu tür yerlerin korunması mümkün değildir.

Bilindiği gibi, ÇED Yönetmeliğinde Çevresel Etki açısından büyük faaliyetler Ek I listesinde, Çevresel etkileri nispeten daha küçük faaliyetler Ek II listesinde listelenmiş olup, Ek I listesindeki faaliyetler için ÇED Prosedürü uygulanmakta, Ek II listesindeki faaliyetler için Proje Tanıtım Dosyası hazırlanmaktadır.

Ek I ve Ek II listelerinde yer alan faaliyetler Ek V listesinde belirtilen yerlere yakın olduğunda ÇED Yönetmeliği açısından değerlendirilerek ÇED olumlu veya olumsuz, ÇED gerekli veya gerekli değildir kararı verilmektedir. Söz konusu faaliyetler Ek V listesinde belirtilen yerleri içine alıyor veya bu yerler içersinde yer alıyorsa (mera alanları, orman alanları ve 3. sınıf tarım toprağı ve üzeri alanlar dışında) mevcut uygulamada ÇED olumsuz kararı çıkacağı kesin olmaktadır.

“Maden Kanunu izin yönetmeliği” baştan aşağı incelendiğinde Ek V listesinde belirtilen yerlerdeki sınırlamaları kaldırmak için hazırlanmış dayatma bir yönetmelik olduğu görülmektedir. Bu yönetmelik de ÇED Yönetmeliği ile birlikte diğer ilgili kurum ve kuruluşların yetki ve sorumlulukları yok edilmektedir. Madencilik İzin Yönetmeliği, Ek V listesinde belirtilen yerlere yakın yerlerdeki faaliyetler için düzenlenmiş olsaydı birtakım düzeltmeler ve değişikliklerle kabul görebilirdi.

5177 sayılı kanun (Maden Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun) ve bu kanuna dayalı olarak çıkarılan yönetmelikler ve özellikle bu yönetmelik Çevre Açısından bir dizi olumsuzluklar taşımaktadır. Düzenlemelerde, madencilik için her şeyi feda etme anlayışı temel olmuştur. Kanunun tanımlar bölümünde; Yerkabuğunda ve su kaynaklarında tabii olarak bulunan, ekonomik ve ticari değeri olan petrol, doğalgaz, jeotermal su kaynakları dışında kalan her türlü madde bu kanuna göre madendir. denilmektedir. Yani Maden tanımında; para eden cansız her şey maden kabul edilmiştir. Söz konusu kanunun çıkarılmasının altında yatan “Ne para ediyorsa o işletilsin, madencilik faaliyeti önündeki her türlü engel (!) ortadan kalksın, ÇED Yönetmeliği Ek V listesinde belirtilen yerler madencilik faaliyeti karşısında feda edilebilir”, zihniyeti, aynı şekilde Madencilik izin yönetmeliğinde bir dayatma olarak yer almaktadır.

Maden, Petrol ve Jeotermal arama faaliyetleri Çevresel etkileri yokmuş gibi Kanunda ÇED Yönetmeliğinden muaf tutulmaktadır. Arama kapsamında yapılacak büyük çaplı yarmalar, Ek V listesinde belirtilen yerlerde yapılacak Jeofizik sismik çalışmalar, uzun rezistivite açılımları, sondajlı çalışmalar ve % 10 luk işletme faaliyetlerinin önemli Çevresel Etkilerinin olmayacağını hiç kimse iddia edemez.

Sonuç olarak gerek 5177 sayılı kanun ve gerekse hazırlanan Madencilik İzin Yönetmeliği ile ÇED Yönetmeliği Ek V Listesinde belirtilen yerler madencilik faaliyetlerine feda edilmektedir.

Yönetmelikte ilginç olan, ÇED , Gayri Sıhhi Müessese ve diğer Özel Çevre Koruma v.s yönetmelikleri kaldırılmadan madencilik faaliyetlerinde özellikle ÇED sürecini dışlayan bir muafiyet ve dokunulmazlık alanı yaratılmaktadır.

Ormanlar, sulak alanlar, kıyılar, meralar, kültür ve turizm bölgeleri, su havzaları gibi koruma altına alınan ''KAMU ALANLARI'', YALNIZCA MADEN İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNÜN İNSAFINA VE DENETİMİNE BIRAKILMAKTADIR.

ÇED SÜRESİNDE EN ÖNEMLİ İKİ İLKE; A) ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ B) YÖRE HALKININ KATILIMI VE ONAYIDIR. BU YÖNETMELİKTE YAPILACAK MADENCİLİK FAALİYETLERİNİN ÇEVREYE YAPABİLECEĞİ OLUMSUZ ETKİLERİN İNCELENMESİ YÜZEYSEL GEÇİLDİĞİ GİBİ, İKİNCİ İLKE OLAN HALKIN KATILIMI İLKESİ DE YOK SAYILMIŞTIR.

BİLİNDİĞİ GİBİ, ULUSLARARASI ÇEVRE HUKUKUNDA DA HALKIN KATILIMI KONUSU, PEK ÇOK ULUSLARARASI HUKUK METNİNDE YER ALMIŞTIR.

• 1992 - BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÇEVRE VE KALKINMA ÜZERİNE RİO ZİRVESİ SONUÇ DEKLARASYONU; “…İNSANLAR, DOĞA İLE UYUM İÇİNDE SAĞLIKLI VE VERİMLİ BİR HAYATA LAYIKTIR.(…)ÇEVRE KONULARI EN İYİ ŞEKİLDE, ANCAK İLGİLİ BÜTÜN VATANDAŞLARIN KATILIMI İLE YÖNETİLİR.DEVLETLER, GENİŞ ÇAPTA ÇEVRE BİLGİLENDİRMESİ YAPARAK KAMUOYU AYDINLATILMASINI VE KATILIMI GERÇEKLEŞTİRECEK VE TEŞVİK EDECEKTİR..”

• 1992 - BM-RİO-GÜNDEM 21 SÖZLEŞMESİ ( 7.Cİ BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI İLE HÜKÜMETİ BAĞLAYICI OLDUĞU KABUL EDİLDİ) (R.G; 25/7/1995-22534 MÜK. SH.157) “… HÜKÜMETLER, İŞ ÇEVRELERİ VE KALKINMA KURULUŞLARI, KALKINMA PROJELERİNİN BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK ÜZERİNE ETKİSİNİN NASIL DEĞERLENDİRİLECEĞİNİ VE BU ÇEŞİTLİLİĞİ KAYBETMENİN MALİYETİNİN NASIL HESAPLANACAĞINI ÖĞRENMELİDİRLER. ÖNEMLİ ETKİLERİ OLABİLECEK PROJELERDE, HALKIN GENİŞ ÖLÇÜDE KATILMASIYLA ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ YAPILMALIDIR. (…) KİŞİLER, GRUPLAR VE KURULUŞLAR, ÖZELLİKLE KENDİ TOPLUMLARINI ETKİLİYEBİLECEK ÇEVRE VE KALKINMA KARARLARINI BİLMELİ VE BUNLARA KATILMALIDIR. İNSANLARA KARARLAR HAKKINDA BİLGİ VERMEK İÇİN, ULUSAL HÜKÜMETLER, KİŞİLERİN ÇEVRE VE KALKINMA KONULARIYLA İLGİLİ BÜTÜN BİLGİLERE ULAŞMASINI SAĞLAMALIDIR. BU BİLGİ, ÇEVRE ÜZERİNE ÖNEMLİ ETKİSİ OLAN VEYA OLABİLECEK OLAN ÜRETİM VEYA FAALİYETLERİ VE ÇEVRE KORUMA ÖNLEMLERİNİ İÇERMELİDİR…”

ANAYASANIN 90. MADDESİNE 5170 NO LU KANUNLA EKLENEN FIKRAYA GÖRE; ‘’USULÜNE GÖRE YÜRÜRLÜĞE KONULMUŞ TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERE İLİŞKİN MİLLETLERARASI ANTLAŞMALARLA KANUNLARIN AYNI KONUDA FARKLI HÜKÜMLER İÇERMESİ NEDENİYLE ÇIKABİLECEK UYUŞMAZLIKLARDA MİLLETLERARASI ANTLAŞMA HÜKÜMLERİ ESAS ALINIR.’’

YÖNETMELİKLE, KORUNMASI ANAYASAL GÖREV OLAN KAMU ALANLARINDA ( ÖRNEĞİN KAPADOKYA, EFES ANTİK KENTİ, İSTANBULSU HAVZALARI V.S) YALNIZCA ÇEVRE BAKANLIĞI KORUMA GENEL MD.'nün izni ile arama faaliyeti ve dolayısıyla yüksek rezervli bir demir, bakır, kurşun, altın madenini işletmesinin, bir anda milyonlarca ton cevherin çıkarılması, işlenmesi ve satılması imkan dahilindedir.

Oysa ÇED sürecinde, ÇED Olumlu Belgesi verilebilmesi için, yurttaşların toplantıya çağrılıp görüşünün alınması gibi bir çok aşamalar vardır. Kaldı ki, ÇED olumlu belgesi alan bir maden işletmesi girişimcisi ayrıca tesis izni ve açılma ruhsatı için Sağlık Bakanlığına ( şimdi İl Özel İdaresi, Belediye ) başvurması gerekirken, tüm bu kurumlar by-pass edilmiş ve Madencilik Genel Müdürlüğü ile Çevre Bakanlığı Doğa Koruma Müdürlüğü (veya ilgili genel müdürlük) arasında iki taraflı bir yazışma ve basit bir izin prosedürüne dönüştürülmüştür. Böylece, Bu Yönetmelik, 2872 no lu Çevre Kanununun 10.maddesine, .Umumi Hıfzısıhha Kanununa, Mera Kanununa, Kıyı Kanununa, 2863 Sayılı Kanuna aykırıdır.

Yönetmelikle; Anayasa’nın “sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı”nı düzenleyen 56. maddesi, “Kıyılardan Yararlanma”yı düzenleyen 43. maddesi, “Tarih, Kültür ve Tabiat Varlıklarının Korunması” nı düzenleyen 63 maddesi, “Ormanların korunması ve geliştirilmesi”ni düzenleyen 169. maddesi açıkça ihlal edilmiştir.

Ayrıca; Türkiye’nin imzaladığı ve usulüne uygun olarak yürürlüğe giren, BM-1972-Paris-Kültür ve Tabiat Varlıklarının Korunması Sözleşmesi, AK-Bern-1956 Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Doğal Habitatlarının Korunması Sözleşmesi ve 1992-BM Rio-Biyolojik Zenginlik Sözleşmesi de açıkça ve ağır biçimde ihlal edilmiştir.

Yönetmeliğin tamamı kamu yararına aykırıdır.

Yönetmeliğin özü dışında maddelerine yönelik bir değerlendirme yapmak gerekirse; Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar ile Genel İlkeleri içeren maddeler dışında; Orman, Muhafaza Ormanı ve Ağaçlandırma Alanlarında, Yaban Hayatı Koruma ve Geliştirme Sahaları ile Avlaklarda, Özel Çevre Koruma Bölgelerinde, Milli Parklar Tabiat Parkları Tabiat Anıtları Tabiatı Koruma Alanlarında, Tarım Alanlarında, Mera Alanlarında, Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklarının Bulunduğu Alanlarda, Su Havzalarında, Kıyı Alanları Sahil Şeritleri ve Karasularında, Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgeleri ve Turizm Merkezlerinde, Askerî Yasak ve Güvenlik Bölgelerinde Madencilik Faaliyetlerini düzenleyen Yönetmelik; özünde tüm madencilik faaliyetlerine ayrıcalık vermeye çalışmış ve “her şeye karşın madencilik” anlayışı üzerine kurgulanmış; “Gayrisıhhi Müesseselerde İzinler” ve “Çevresel Etki Değerlendirmesi ile İlgili Madencilik Faaliyetleri” başlıklı düzenlemeleri içermesine karşın, madenciliği her şeyin üzerinde tutan bir yaklaşımla hazırlanmıştır.

Bu nedenle öncelikle YÖNETMELİĞİN TAMAMI HAKKINDA yürütmeyi durdurma ve iptal kararı verilmesini diliyoruz.

II. Ayrıntılı değerlendirmeler, aşağıdaki maddeler de ayrıca hukuka aykırıdır;

Yukarıda açıklandığı gibi, öncelikle yönetmeliğin tamamı hukuka aykırı olduğundan, iptal edilmelidir. Bu istemimiz yerinde görülmemesi halinde, aşağıda belirtilen düzenlemelerinin iptal edilmesi gerekmektedir.

1.) Madde 4;

Yönetmeliğin 4.maddesindeki, tanımlar arasında;

• “Çevre ile Uyumlu Hale Getirme” tanımı “Madencilik faaliyetinde bulunulan alanın ıslah edilmesi ve doğaya yeniden kazandırılması” olarak tanımlamaktadır. Buna göre, yalnızca tesviye edilerek bile doğaya yeniden kazandırmanın yeterli görülmesi olanaklı olmaktadır. Bu tanımlama çok muğlaktır.

• “Tesis” tanımlanırken “madencilik faaliyetleri için gerekli” konular arasında “kimyasal yöntemlerin” kullanıldığı çalışmalar da bunun içinde sayılmaktadır. Bununla, pekalâ başka yerlerde de yapılabilecek ve çevre için geri dönülmez sakıncaları olan bir çok uygulamanın önü açılmış olacaktır.

Bu nedenlerle Yönetmeliğin 4.maddesindeki “Çevre ile Uyumlu Hale Getirme” ve “Tesis” tanımları KONU yönünden hukuka aykırıdır.

2.) Madde-5/3;

Dava konusu Yönetmeliğin Genel İlkeler başlıklı İkinci Bölümünde yer alan “İzinlerle ilgili temel ilke” başlığı altındaki 5. maddesinin 3. fıkrasında; “Bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarınca, bu Yönetmelik hükümlerinde belirtilen haller ve diğer kanunların ilgili hükümleri dışında, madencilik faaliyetleri engellenemez ve çıkarılacak yönetmeliklerde bu Yönetmelikte belirtilen kısıtlamaların dışında bir kısıtlama getirilemez” ilkesi kabul edilmiştir.

Bilindiği gibi, yönetim kendi görev alanına giren işleri yürütebilmek için, yasalara aykırı olmayan fakat onların uygulamasını gösteren düzenlemelerde bulunabilir. Düzenleyici yönetsel işlemler, kamu yönetiminin düzenli bir biçimde işlemesini sağlayan yoldur. Yönetimin bu yola gitmesi, “düzenli yönetim” ilkesinin de bir yoludur(Prof. Dr.A.Şeref Gözübüyük- Yönetim Hukuku-İkinci bası s.202).

Yönetimin genel düzenleyici işlem yetkisi Anayasa’nın 115. ve 124. maddelerinde düzenlenmiştir. Anayasa’nın 115.maddesine göre; “Bakanlar Kurulu, kanunun uygulanmasını göstermek veya emrettiği işleri belirtmek üzere, kanunlara aykırı olmamak ve Danıştayın incelenmesinden geçirilmek şartıyla tüzükler çıkarabilir”. 124. madde de; “…Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzelkişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilirler…”

Davaya konu düzenleyici işlem; Bakanlar Kurulu tarafından çıkartılmış ve adı yönetmelik olan bir işlemdir. Üstelik 5.maddesinin 3.fıkrasında, konuyla ilgili bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarının yönetmelik çıkarma yetkilerini sınırlamaktadır.Bu şekilde davaya konu yönetsel işleme, yönetmelik olmaktan öte daha üst bir hukuksal norm niteliği kazandırılmaya çalışılmıştır. Oysa, yönetmeliğin daha üstü hukuk kurallarını kapsayan düzenleyici işlemler Bakanlar Kurulu tarafından çıkartılan Tüzüklerdir.

Yönetmeliğin yukarıdaki düzenlemesi yönetmelikten çok Tüzüklere özgü bir düzenlemedir. Tüzükler de Anayasa’nın 115.maddesi gereğince Danıştayın incelemesinden geçirilmesi gereken işlemlerdir. Dava konusu işlemle, adına Yönetmelik denilerek, yapılan düzenlemenin Danıştay’ın incelemesinin önüne geçilmiştir. Bu açıkça Anayasaya aykırılık oluşturmaktadır.

Bunun yanı sıra; konuyla ilgili Bakanlıkların ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının yetkileri kısıtlanmış durumdadır. Dava konusu işlem, bu haliyle yönetim içinde ahenk ve düzeni yani düzenli yönetimi oluşturmaktan çok uzaktır. Aksine karmaşa yaratacaktır. Kamu yararına aykırıdır.

Yönetmeliğin 5. maddesinin 3. fıkrası YETKİ, BİÇİM ve AMAÇ YÖNÜNDEN hukuka aykırıdır.

3.) Madde-6/1;

“İzin süresi ve süre uzatımı” başlığı altında 6. maddesinde; “…Ruhsat alanı içindeki, madencilik faaliyetleri veya bu faaliyetlere bağlı tüm tesisler için verilen izinlerin süresinin maden ruhsat süresi kadar olacağı, ruhsat süresinin uzatılması halinde de izinlerin kendiliğinden uzatılacağı, ruhsatın devredilmesi halinde de alınmış olan izinlerin geçerli olacağı…” düzenlenmiştir.

Bu düzenleme ile bir madencilik faaliyeti ile ilgili olarak ruhsat alınması halinde, bu ruhsat kapsamındaki tüm faaliyetlere ilişkin tüm tesisler için ruhsat süresi sonuna kadar izin verilmesi öngörülmektedir.

Oysa, madencilik faaliyetleri önemli çevresel riskleri olan ve ancak büyük dikkat ve özenle çevresel önlemlerin alınması halinde yürütülebilecek faaliyetlerdendir. Böylesine önemli çevresel riskleri olan faaliyet için verilecek iznin niteliğine bakılmaksızın ruhsat süresi kadar izin verilmesi, gerekli denetimin göz ardı edilmesi sonucunu doğuracaktır ki bu da kamu yararına aykırıdır.

Ayrıca bu düzenleme ile başka bakanlıkların yetkilerinin kısıtlaması ve madenciye kolaylık sağlama düşüncesi ile birçok durumda değişen koşullar göz önüne alınarak izinlerin süre sonunda yeniden değerlendirilmesi olanağını ortadan kaldırılması sonucunu doğuracaktır.

Yönetmeliğin 6. maddesinin birinci fıkrası; Çevre Yasası’na, Umumi Hıfzısıhha Yasası’na ve dolayısıyla KONU ve AMAÇ yönlerinden hukuka aykırıdır..

4.) Madde 7 –

“…Maden arama faaliyetleri, Kanun ve bu Yönetmelikte belirtilmiş izinlerin dışında başka bir mevzuat kapsamında izne tâbi değildir.

Maden ruhsat sahibi, arama faaliyetinde bulunacağı alanın niteliğine göre ilgili bakanlık ile kamu kurum ve kuruluşuna gerçekleştireceği arama faaliyeti ile ilgili yazılı bilgi verir.

Test ve teknolojik araştırma amaçlı numune alma işlemi arama faaliyetleri kapsamındadır”

Yönetmeliğin bu düzenlemesi ile yapılacak madencilik faaliyetinden ilgili olabilecek bütün kamu kurumları adeta saf dışı edilmiştir. Örneğin konuyla ilgili Sağlık Bakanlığı, Çevre ve Orman Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Yerel Yönetimlerin hukuksal düzenleme yapmaları, denetim yapmaları önüne geçilmiştir.

YETKİ ve KONU yönünden hukuka aykırıdır.

5.) Madde-8 :

“Genel Müdürlükçe, maden arama ruhsat döneminde, görünür rezervin %10'UNA KADAR MADEN ÜRETİM VE SATIŞ İZNİ VERİLEBİLİR”.

YÖNETMELİĞİN BU DÜZENLEMESİ İLE ÇEVRE YASASI’NIN 10.MADDESİ UYARINCA HİÇBİR ÇED YAPILMADAN, VE MADEN YASASI’NIN 10. MADDESİNE GÖRE İŞLETMECİNİN KENDİ BEYANINA GÖRE TESBİT EDİLMİŞ TOPLAM REZERVİN % 10’U İŞLETİLEBİLECEKTİR.

ÇED YÖNETMELİĞİ MADDE 4.DE BELİRTİLDİĞİ GİBİ; ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ (ÇED): “GERÇEKLEŞTİRİLMESİ PLANLANAN PROJELERİN ÇEVREYE OLABİLECEK OLUMLU YA DA OLUMSUZ ETKİLERİNİN BELİRLENMESİNDE, OLUMSUZ YÖNDEKİ ETKİLERİN ÖNLENMESİ YA DA ÇEVREYE ZARAR VERMEYECEK ÖLÇÜDE EN AZA İNDİRİLMESİ İÇİN ALINACAK ÖNLEMLERİN, SEÇİLEN YER İLE TEKNOLOJİ ALTERNATİFLERİNİN BELİRLENEREK DEĞERLENDİRİLMESİNDE VE PROJELERİN UYGULANMASININ İZLENMESİ VE KONTROLÜNDE SÜRDÜRÜLECEK ÇALIŞMALARI” İFADE EDER.

ÜSTELİK BURADAKİ FAALİYET, SU HAVZALARI, İMAR ALANLARI, MERALAR VE BENZERİ KORUNMASI GEREKEN HASSAS BÖLGELERDE YAPILABİLECEKTİR. BUNUN ANLAMI ŞUDUR; YAŞANACAK BİR DENETİM ZAAFİYETİNDE, KORUNMASI GEREKEN HASSAS BÖLGELERDE DAHİ, HİÇBİR ÇED YAPILMADAN, ARAMA RUHSATI VE GERÇEĞE AYKIRI BEYAN İLE TOPLAM REZERVİN TAMAMI İŞLETİLEBİLECEKTİR.

YÖNETMELİĞİN BU MADDESİ DE KAMU YARARINA DOLAYISIYLA AMAÇ YÖNÜNDEN HUKUKA AÇIKÇA AYKIRIDIR.

6.) MADDE-9/4,5;

“BU İŞLEMLERİN BAŞLAMA TARİHİ, MADEN RUHSAT SAHİBİNİN ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORUNU ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞINA, PROJE TANITIM DOSYASINI ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI VE/VEYA VALİLİĞE VERDİĞİ TARİHTİR. DİĞER İZİNLERİN ALINMASI İLE İLGİLİ İŞLEMLER BU SÜREÇ İÇİNDE YÜRÜTÜLÜR. BU İŞLEMLERİN BAŞLATILMASI İÇİN “ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ OLUMLU” VEYA “ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ GEREKLİ DEĞİLDİR” KARARININ ALINMASI GEREKMEZ. ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ İŞLEMLERİ ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI TARAFINDAN, DİĞER İZİNLERE İLİŞKİN İŞLEMLER DE İLGİLİ BAKANLIKLAR VE DİĞER KAMU KURUM VE KURULUŞLARINCA ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ SÜRECİNDE, EN GEÇ ÜÇ AY İÇİNDE BİTİRİLİR.

“ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ OLUMLU” VEYA “ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ GEREKLİ DEĞİLDİR” KARARI VE GEREKLİ DİĞER İZİNLERİN ALINMASINDAN İTİBAREN ON BEŞ GÜN İÇİNDE İŞLETME İZNİ VERİLİR. BU İZİN İLE MADEN RUHSAT SAHİBİ RUHSAT ALANI İÇİNDE PROJESİ KAPSAMINDA FAALİYETLERİNİ SÜRDÜRÜR”.

BU MADDE HÜKMÜ İLE ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRME RAPORU HAZIRLANMADAN MADENCİLİK FAALİYETLERİNE İZİN VERİLMEKTE, ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRME RAPORUNUN DA, ZATEN OLUMSUZ GELME İHTİMALİ ORTADAN KALDIRILARAK SADECE ÇED OLUMLU VE ÇED KAPSAMI DIŞINDA RAPORUNUN GETİRİLECEĞİ BELİRTİLMEKTEDİR. ÇED RAPORU İLE AMAÇLANAN, BİR FAALİYETİN ÇEVREYE GETİRECEĞİ OLUMLU VE OLUMSUZ ETKİLERİN DEĞERLENMESİNDE OLUMSUZ ETKİLER HİÇ DİKKATE ALINMAMAKTA YANİ ÇED RAPORUNUN AMACININ DIŞINA ÇIKILARAK ÇED YÖNETMELİĞİNE VE 2872 SAYILI ÇEVRE KANUNUNUN GENEL İLKELERİNE AYKIRI İŞLEM YAPILMAKTADIR.

ÇED İŞLEMLERİ SÜRERKEN ÖTEKİ İZİNLERİN VERİLECEĞİ ANLATILIRKEN BUNLARIN HANGİ İZİNLER OLDUĞU SAYILMIYOR VE ÇED OLUMLU YA DA GEREKLİ DEĞİLDİR KARARINI BU SÜRE İÇİNDE ALAMAMIŞ OLANLARIN, ALMIŞ OLDUKLARI ÖTEKİ İZİNLERİN NE OLACAĞINDAN SÖZ EDİLMEMEKTEDİR.

BİLİNDİĞİ GİBİ; MADENCİLİK FAALİYETLERİ ÖNEMLİ ÇEVRESEL RİSKLERİ OLAN VE ANCAK ÇEVRESEL ÖNLEMLERİN BÜYÜK DİKKAT VE ÖZENLE ALINMASI SONUCU KAMU YARARINA YÜRÜTÜLEBİLECEK HİZMETLERDENDİR. MADENCİLİK FAALİYETİNİN SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA İLKELERİ ÇERÇEVESİNDE VE ÇEVRESEL RİSKLERİNİN EN AZA İNDİRİLEBİLMESİ İÇİN KULLANILAN EN ÖNEMLİ ARAÇ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİDİR.

YÖNETMELİĞİN BU MADDESİNDEKİ 3 AYLIK SINIRLANDIRICI SÜRE, ÇED SÜRECİNİ ETKİSİZ HALE GETİRECEKTİR. ÇED SÜRECİ SONUNDAKİ GAYRİ SIHHİ MÜESSESE İNCELEMESİ SÜRECİ DE TAMAMIYLA ORTADAN KALDIRILMIŞTIR.

CANLI YAŞAMININ EN ÖNEMLİSİ OLAN İNSAN YAŞAMININ SAĞLIKLI, DENGELİ, BOZULMAMIŞ BİR ÇEVREDE SÜRDÜRÜLMESİ ESASTIR. YÖNETMELİĞİN BU DÜZENLEMESİ İLE DOĞAL DENGENİN KORUNMASI, ÇEVRE SAĞLIĞI VE CANLI YAŞAMININ KORUNMASI İLKESİ ÖNEMSENMEMİŞTİR. TEK HEDEFLENEN MADENCİLİK FAALİYETİNİN BİR AN ÖNCE BAŞLAMASIDIR.

KAMU YARARINA AYKIRIDIR, AMAÇ YÖNÜNDEN HUKUKA AYKIRIDIR.

7.) MADDE- 17;

“UYGULANAN YÖNTEM, TEKNOLOJİ VE DERİNLİĞE BAĞLI OLARAK PROJESİ GENEL MÜDÜRLÜKÇE UYGUN BULUNAN YERALTI MADENCİLİK FAALİYETLERİNİN TEKABÜL ETTİĞİ YÜZEY ALANI İÇİN HERHANGİ BİR İZİN ALINMAZ. YERALTI MADENCİLİK FAALİYETLERİNE BAĞLI OLARAK GEREKLİ OLAN YERÜSTÜ TESİSLERİ VEYA GALERİ AĞZININ İSABET ETTİĞİ ALAN İÇİN BU YÖNETMELİK KAPSAMINDA GEREKLİ İZİNLERİN ALINMASI ZORUNLUDUR. KÜLTÜR VARLIĞININ BULUNDUĞUNUN TESPİT EDİLDİĞİ ALANLARA İSABET EDEN YERALTI MADENCİLİK FAALİYETLERİ İÇİN İLGİLİ KURUMDAN İZİN ALINIR”

BU DÜZENLEME İLE, YER ALTI MADENCİLİK FAALİYETLERİ HER ŞEYDEN MUAF TUTULMAKTADIR. HALBUKİ TASMAN OLAYI, YER ALTI SU REJİMİNİN ETKİLENMESİ, YİNE İŞLETME İÇİN YÜZEYDEKİ FAALİYETLER ÇEVRE AÇISINDAN ÖNEMLİDİR. BUNLAR YÖNETMELİKTE YOK SAYILMIŞTIR.

KONU VE AMAÇ YÖNÜNDEN HUKUKA AYKIRIDIR.

8.) MADDE-18:

“KANUNUN 7 NCİ MADDESİNDE VE BU YÖNETMELİKTE BELİRTİLEN YERLERDE YAPILAN MADENCİLİK FAALİYETLERİ İLE BU FAALİYETLERE BAĞLI TESİSLER İÇİN VERİLMİŞ OLAN İZİNLER, MÜKTESEP HAK OLARAK RUHSAT HUKUKU DEVAM ETTİĞİ SÜRECE GEÇERLİDİR. ALINAN İZİNLER, RUHSATIN TEMDİT EDİLMESİ HALİNDE UZATILIR. İŞLETME RUHSATI SINIRLARI DAHİLİNDE İŞLETME İZNİ ALINAN DİĞER ALANLAR İÇİN DE İZİN VERİLİR.

05/06/2004 TARİHİNDEN ÖNCE VERİLMİŞ İŞLETME RUHSATI VE BU RUHSAT ALANLARINDAKİ FAALİYETLERE BAĞLI TESİSLER İÇİN VERİLMİŞ OLAN İZİNLER, BU YÖNETMELİK GEREĞİ ALINMASI GEREKEN İZİNLERİN YERİNE GEÇER”.

YÖNETMELİĞİN BU DÜZENLEMESİ İLE HİÇBİR YAPILACAK FAALİYETİN ÇEVRE VE CANLI YAŞAMI ÜZERİNDEKİ OLUŞTURACAĞI ETKİSİ DEĞERLENDİRMEDEN VERİLEN RUHSATLARA DOKUNULMAZLIK SAĞLANMAYA ÇALIŞILMAKTADIR. BU HÜKÜMLERE GÖRE; RUHSATTAN SONRAKİ ÇED VE GAYRİ SIHHİ MÜESSESE İZİNLERİ BİR FORMALİTEDEN ÖTE GİDEMEYECEKTİR.

KONU VE AMAÇ YÖNÜNDEN HUKUKA AYKIRIDIR.

9.)MADDE-19;

“DEVLET ORMANLARI, HÜKMİ ŞAHSİYETİ HAİZ AMME MÜESSESELERİNE AİT ORMANLAR, ÖZEL ORMANLAR VEYA MUHAFAZA ORMANLARINDA, AĞAÇLANDIRMA ALANLARINDA VE MESİRE YERLERİNDE; PROSPEKSİYON, JEOLOJİK HARİTA YAPMA, NUMUNE ALMA, JEOFİZİK ARAŞTIRMA GİBİ HERHANGİ BİR KAZI FAALİYETİ GEREKTİRMEYEN MADEN ARAMA FAALİYETLERİ İÇİN HERHANGİ BİR İZİN İSTENMEZ. ANCAK, MADEN RUHSAT SAHİBİNCE, VALİLİĞE VEYA GENEL MÜDÜRLÜĞE YA DA İLGİLİ ORMAN BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜNE GEREKLİ BELGELERLE BİLGİ VERİLİR. İLGİLİ ORMAN BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜNCE BU MÜRACAATIN BİR ÖRNEĞİ ÜZERİNE BAŞVURUNUN KAYIT TARİHİ VE SAYISI BELİRTİLEREK MADEN RUHSAT SAHİBİNE İADE EDİLİR. BU ÖRNEK YAZIYI ALAN MADEN RUHSAT SAHİBİ ARAMA RUHSATI SÜRESİNCE YUKARIDA SAYILAN ARAMA FAALİYETLERİNDE BULUNABİLİR.

MADEN RUHSAT SAHİBİNCE, DEVLET ORMANLARI, HÜKMİ ŞAHSİYETİ HAİZ AMME MÜESSESELERİNE AİT ORMANLAR, ÖZEL ORMANLAR VEYA MUHAFAZA ORMANLARINDA VE AĞAÇLANDIRMA ALANLARINDA; SONDAJ, YARMA, GALERİ GİBİ FİZİKİ MÜDAHALE GEREKTİREN MADEN ARAMA FAALİYETLERİ İÇİN VALİLİĞE VEYA GENEL MÜDÜRLÜĞE YA DA İLGİLİ ORMAN BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜNE GEREKLİ BELGELERLE MÜRACAAT EDİLİR. BAŞVURU TARİHİNDEN İTİBAREN EN GEÇ BİR AY İÇİNDE İLGİLİ ORMAN BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜNCE YAPILACAK İNCELEME SONUCUNA GÖRE İZİN VERİLİR”.

BURADA DA MADEN RUHSATI SAHİBİNE, İZNE GEREK KALMADAN PEK ÇOK FAALİYET YAPMA OLANAĞI SAĞLANMAKTADIR.

BİLİNDİĞİ GİBİ, 5177 SAYILI YASAYLA, 2872 SAYILI ÇEVRE YASASI’NIN 10. MADDESİNE YAPILAN EK İLE; PETROL VE JEOTERMAL KAYNAK VE MADEN ARAMA FAALİYETLERİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRME (ÇED) KAPSAMI DIŞINA ÇIKARILMIŞTIR.

HERHANGİ BİR ÇED ÇALIŞMASINA TABİ OLMADAN, SONDAJ, YARMA, GALERİ GİBİ FİZİKİ MÜDAHALE GEREKTİREN MADEN ARAMA FAALİYETLERİNDE BULUNULMASI, GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN ÇEVRE TAHRİBATINA, DOLAYISIYLA İNSAN SAĞLIĞI VE CANLI YAŞAMI İÇİN BÜYÜK RİSK OLUŞTURACAKTIR.

NİTEKİM; TMMOB ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI TARAFINDAN MADEN ARAMA FAALİYETLERİNİN ÇED KAPSAMI DIŞINA ÇIKARTILMASINA DAİR ÇED YÖNETMELİĞİ DEĞİŞİKLİĞİNİN İPTALİ DAVASI SONUCUNDA, DANIŞTAY 6. DAİRESİ’NİN 13.02.2002 GÜN VE 2000/7657 E. 2002/1144 SAYILI KARARI İLE YÖNETMELİK DEĞİŞİKLİĞİ HUKUKA AYKIRI BULUNMUŞ VE İPTAL EDİLMİŞTİR (EK-2: DANIŞTAY 6. DAİRESİ’NİN 13.02.2002 GÜN VE 2000/7657 E. 2002/1144 SAYILI KARARI).

KAMU YARARINA, DOLAYISIYLA AMAÇ YÖNÜNDEN HUKUKA AYKIRIDIR.

10.) MADDE-20/2,3,4, MADDE -21, MADDE-22;

MADDE-20/2,3,4; “ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞINCA VERİLEN İZNİN BEŞ HEKTARDAN AZ OLMASI HALİNDE, AĞAÇLANDIRMA BEDELİ DIŞINDA BAŞKACA BİR BEDEL ALINMAZ. SAHANIN ÇEVRE İLE UYUMLU HALE GETİRİLEREK TESLİM EDİLMESİNDEN SONRA, AYNI İŞLETME İZNİ İÇİNDE TALEP EDİLMESİ HALİNDE TESLİM EDİLEN SAHA KADAR AYNI ŞARTLARDA İZİN VERİLİR.

BİR RUHSAT SAHASINDA DEFATEN VERİLEN İZNİN TESİSLER DAHİL BEŞ HEKTARI GEÇMESİ HALİNDE, AŞAN KISIM İÇİN ORMAN MEVZUATI HÜKÜMLERİNE GÖRE SADECE AĞAÇLANDIRMA BEDELİ, ARAZİ TAHSİS BEDELİ VE TEMİNAT ALINIR. BU ALANLARDAKİ MADENCİLİK FAALİYETLERİNDEN % 30 FAZLA DEVLET HAKKI ALINMAZ.

MADEN ARAMA VEYA İŞLETME RUHSAT DÖNEMİNDE MADEN ÜRETİMİ YAPILACAK ALAN İÇİN ORMAN İZNİNİN ALINMASI SIRASINDA BU ÜRETİMİN YAPILMASI AMACIYLA RUHSAT SINIRLARI İÇİNDE VEYA DIŞINDA ALTYAPI TESİSLERİ İÇİN İHTİYAÇ DUYULAN ORMAN ALANLARINDA DA İZİN VERİLİR.

ORMAN ALANLARINDA BELLİ BİR ALANDAN DAHA BÜYÜK BİR ARAZİDE ÜRETİM YAPILACAĞI ZAMAN “BU ALANLARDAKİ MADENCİLİK FAALİYETLERİNDEN % 30 FAZLA DEVLET HAKKI ALINMAZ.” DENİLEREK, YASA’DA OLMAYAN VE YASA HÜKMÜ GEREKEN YENİ BİR BAĞIŞTA BULUNULMUŞTUR. BAHSEDİLEN BÜYÜKLÜKTEKİ İŞLETMELER ANCAK BÜYÜK VE YABANCI YATIRIMCILARIN GERÇEKLEŞTİRECEKLERİ PROJELER OLACAKTIR. YENİDEN AĞAÇLANDIRMA BEDELİ ALINIYOR OLSA DA, AĞAÇSIZLAŞTIRILMIŞ DÖNEMDEKİ KAMU HAKLARININ ( ORMANLARIN DOLAYLI YARARLARI DA DAHİL) KAYBI KARŞILIĞINDA DEVLET HAKKI’NIN %30 DAHA ÇOK ALINMAMASI BİR YÖNETMELİK İLE GERÇEKLEŞTİRİLEMEYECEK BOYUTTA ÖNEMLİ BİR AYRICALIKTIR! BAŞKA BİR KURUMUN DOĞRUDAN İLGİ ALANINA MÜDAHALEDE BULUNULMAKTADIR.

MADDE 21 ;ORMAN ALANLARINDA MADENCİLİK FAALİYETLERİ İLE İLGİLİ GEÇİCİ TESİSLER YAPILABİLİR.

MADDE 22; MADEN RUHSAT SAHİBİ ARAMA VE İŞLETME RUHSATI DÖNEMİNDE FAALİYET GÖSTERECEĞİ ORMAN ALANINDA MEVCUT YOLLARI KULLANABİLİR. BU YOLLARIN KULLANIMI İÇİN AYRICA BİR BEDEL ÖDENMEZ.

YÖNETMELİKLE, ARAMA RUHSATINDAN İTİBAREN ORMAN ALANLARI, HİÇBİR KISITLAMA OLMAKSIZIN MADENCİLERE TAHSİS EDİLMEKTEDİR. BU UYGULAMA İLE ORMANLAR ÇOK BÜYÜK ORANDA ZARARA UĞRAYACAKTIR. ANAYASA’NIN “ORMANLARIN KORUNMASI VE GELİŞTİRİLMESİ” BAŞLIKLI 169. MADDESİNE GÖRE; “…ORMANLARA ZARAR VEREBİLECEK HİÇBİR FAALİYET VE EYLEME MÜSAADE EDİLEMEZ…”

YÖNETMELİĞİN 20. MADDESİNİN 2,3 VE 4 FIKRASI İLE 21. VE 22. MADDELERİ DÜZENLEMELERİ YETKİ, KONU VE AMAÇ YÖNLERİNDEN HUKUKA AYKIRIDIR.

11.) MADDE- 23,

“ORMAN İŞLETME İZNİ; SÜRENİN DOLMASI, HAK SAHİBİNİN VAZGEÇMESİ, RUHSATIN KANUN HÜKÜMLERİNE GÖRE İPTALİ DURUMUNDA SONA ERER. ÜRETİM FAALİYETİ SIRASINDA MADEN RUHSAT SAHİBİNİN, KANUN VE BU YÖNETMELİK HÜKÜMLERİNE UYGUN FAALİYET GÖSTERMEDİĞİNİN TESPİTİ HALİNDE ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜNCE DURUM GENEL MÜDÜRLÜĞE BİLDİRİLİR. GENEL MÜDÜRLÜĞÜN GÖRÜŞÜ DOĞRULTUSUNDA ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜNCE GEREKLİ İŞLEM YAPILIR”.

BİR USULSÜZLÜK DURUMUNDA ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜNÜN YAPTIRIMLARINI ANCAK MADEN İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NÜN “GÖRÜŞÜ DOĞRULTUSUNDA” YAPILABİLİR DURUMUNA İNDİRGENMEKTEDİR. BU DA BİR YETKİ GASPI OLARAK NİTELENDİRİLMELİDİR.

YETKİ YÖNÜNDEN HUKUKA AYKIRIDIR.

12.) MADDE- 25/4;

“TEMİNAT: MADEN RUHSAT TEMİNATINI AŞMAMAK ÜZERE ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜNCE BELİRLENİR”.

TEMİNAT TANIMLANIRKEN ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NCE BELİRLENECEK TEMİNATIN MADEN RUHSAT TEMİNATINI AŞMAMASI KISITLAMASI GETİRİLMEKTEDİR. BU DÜZENLEME İLE ORMAN ALANLARININ TAHSİSİNDE TEK YETKİLİ OLAN İDARENİN YETKİSİ KISITLANMAKTADIR. DİĞER YANDAN, YÖNETMELİĞİN BU DÜZENLEMESİ, “DEVLET ORMANLARI, MUHAFAZA ORMANLARINDA VE AĞAÇLANDIRMA ALANLARINDA YAPILACAK MADENCİLİK FAALİYETİNİN DOĞURACAĞI ZARARLARIN, MADEN RUHSAT TEMİNATINI AŞABİLECEĞİNİ” KABUL ETMEKTEDİR.

KONU VE AMAÇ YÖNLERİNDEN HUKUKA AYKIRIDIR.

13.)MADDE-26;

“MADEN RUHSAT SAHİBİ, YABAN HAYATI KORUMA VE GELİŞTİRME SAHALARI İLE AVLAKLARDA; PROSPEKSİYON, JEOLOJİK HARİTA YAPMA, NUMUNE ALMA, JEOFİZİK ARAŞTIRMA GİBİ HERHANGİ BİR KAZI FAALİYETİ GEREKTİRMEYEN MADEN ARAMA FAALİYETLERİ YAPILMADAN ÖNCE GEREKLİ BELGELERLE VALİLİĞİ VEYA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YA DA DOĞA KORUMA VE MİLLİ PARKLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜNÜ BİLGİLENDİREREK ARAMA FAALİYETLERİNDE BULUNUR.

MADEN RUHSAT SAHİBİ, YABAN HAYATI KORUMA VE GELİŞTİRME SAHALARI İLE AVLAKLARDA; SONDAJ, YARMA, GALERİ GİBİ MADEN ARAMA FAALİYETLERİ YAPILMADAN ÖNCE GEREKLİ BELGELERLE VALİLİĞE VEYA GENEL MÜDÜRLÜĞE YA DA DOĞA KORUMA VE MİLLİ PARKLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE BİR DİLEKÇE İLE BAŞVURUR. BAŞVURU TARİHİNDEN İTİBAREN EN GEÇ BİR AY İÇİNDE DOĞA KORUMA VE MİLLİ PARKLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜNCE YAPILACAK İNCELEME SONUCU İZİN VERİLİR.”

BU DÜZENLEME İLE YABAN HAYATI GELİŞTİRME SAHALARINDA ARAMA ÇALIŞMALARININ BİR BÖLÜMÜNÜN YALNIZCA BİLGİ VERİLEREK YAPILABİLMESİNE YOL AÇILACAKTIR.. BU TÜR ALANLARA GİRİLİYOR OLUNMASI BİLE ÇOĞU DURUMDA GELİŞTİRİLMEYE ÇALIŞILAN YABAN HAYATINI OLUMSUZ ETKİLEYECEKTİR. BU TÜR ALANLARDA YÜRÜTÜLECEK HER TÜRLÜ ÇALIŞMA İNCELEME İZNE KONU OLMALIDIR. BU KONUDAKİ İLGİLİ KURUL VE KURUMLARIN YETKİLERİ, MADENCİLİK İZİN YÖNETMELİĞİ İLE KISITLANMAMALIDIR. MADENCİLİK İÇİN GETİRİLEN BU AYRICALIK, GELECEKTE BAŞKA HER TÜRLÜ ETKİNLİK İÇİN GETİRİLMESİNİN YOLUNU AÇACAKTIR..

YABAN HAYATINI KORUMA VE GELİŞTİRME SAHALARI İLE AVLAKLARDA DA HERHANGİ BİR ÇED ÇALIŞMASINA TABİ OLMADAN, SONDAJ, YARMA, GALERİ GİBİ FİZİKİ MÜDAHALE GEREKTİREN MADEN ARAMA FAALİYETLERİNDE BULUNULMASI, GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN ÇEVRE TAHRİBATINA YOL AÇACAK, BU ÖZELLİĞİ OLAN ALANLARIN YOK OLMASINA YOL AÇACAKTIR

KALDI Kİ, 5177 SAYILI YASA İLE DEĞİŞİK MADEN YASASI’NIN 7..MADDESİNDE, SAYILAN MADENCİLİK FAALİYETLERİ YAPILACAK ALANLARIN İÇİNDE “YABAN HAYATI KORUMA VE GELİŞTİRME SAHALARI İLE AVLAKLAR” YER ALMAMAKTADIR. YASADA OLMAYAN BİR KONU YÖNETMELİKLE DÜZENLENMİŞTİR.

NEDEN, YETKİ, KONU VE AMAÇ YÖNÜNDEN HUKUKA AYKIRIDIR.

14.) MADDE- 28;

“ÖZEL ÇEVRE KORUMA BÖLGESİ İLAN EDİLECEK ALANLAR İÇİN GENEL MÜDÜRLÜKTEN GÖRÜŞ ALINIR”

YÖNETMELİĞİN BU MADDESİNDE DE BAŞKA BAKANLIKLARIN ÇALIŞMALARINA MÜDAHALE ANLAMINDA YASA HÜKMÜNDE BİLE OLAMAYACAK BİR UYGULAMA YÖNETMELİKLE GETİRİLMEKTEDİR.

YETKİ YÖNÜNDEN HUKUKA AYKIRIDIR.

15.) MADDE- 29;

“MADEN RUHSAT SAHİBİ, ÖZEL ÇEVRE KORUMA BÖLGESİ SINIRLARI DAHİLİNDE; PROSPEKSİYON, JEOLOJİK HARİTA YAPMA, NUMUNE ALMA, JEOFİZİK ARAŞTIRMA GİBİ HERHANGİ BİR KAZI FAALİYETİ GEREKTİRMEYEN MADEN ARAMA FAALİYETLERİ YAPILMADAN ÖNCE GEREKLİ BELGELERLE VALİLİĞİ VEYA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YA DA ÖZEL ÇEVRE KORUMA KURUMU BAŞKANLIĞINI BİLGİLENDİREREK ARAMA FAALİYETLERİNDE BULUNUR.

MADEN RUHSAT SAHİBİ, ÖZEL ÇEVRE KORUMA BÖLGESİ SINIRLARI DAHİLİNDE; SONDAJ, YARMA, GALERİ GİBİ MADEN ARAMA FAALİYETLERİ YAPILMADAN ÖNCE GEREKLİ BELGELERLE VALİLİĞE VEYA GENEL MÜDÜRLÜĞE YA DA ÖZEL ÇEVRE KORUMA KURUMU BAŞKANLIĞINA BİR DİLEKÇE İLE BAŞVURUR. BAŞVURU TARİHİNDEN İTİBAREN EN GEÇ BİR AY İÇİNDE ÖZEL ÇEVRE KORUMA KURUMU BAŞKANLIĞINCA YAPILACAK İNCELEME SONUCU İZİN VERİLİR”.

BİRİNCİ FIKRADA, BU ALANLARDAKİ BAZI ÇALIŞMALARI ÖZEL ÇEVRE KORUMA KURUMU BAŞKANLIĞI’NI DEĞİL, GENEL MÜDÜRLÜĞÜ BİLGİLENDİREREK YAPMA OLANAĞI SAĞLANMIŞTIR.

BURADA DA HERHANGİ BİR ÇED ÇALIŞMASINA TABİ OLMADAN, SONDAJ, YARMA, GALERİ GİBİ FİZİKİ MÜDAHALE GEREKTİREN MADEN ARAMA FAALİYETLERİNDE BULUNULMASI, GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN ÇEVRE TAHRİBATINA, DOLAYISIYLA İNSAN SAĞLIĞI VE CANLI YAŞAMI İÇİN BÜYÜK RİSK OLUŞTURACAKTIR.

YETKİ VE AMAÇ YÖNÜNDEN HUKUKA AYKIRIDIR.

16.) MADDE- 31 ;

“MADEN RUHSAT SAHİBİ, MİLLİ PARKLAR, TABİAT PARKLARI, TABİAT ANITI VE TABİATI KORUMA ALANLARINDA; PROSPEKSİYON, JEOLOJİK HARİTA YAPIMI, NUMUNE ALIMI, JEOFİZİK ARAŞTIRMA GİBİ HERHANGİ BİR KAZI FAALİYETİ GEREKTİRMEYEN MADEN ARAMA FAALİYETLERİ YAPILMADAN ÖNCE GEREKLİ BELGELERLE VALİLİĞİ VEYA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YA DA DOĞA KORUMA VE MİLLİ PARKLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜNÜ BİLGİLENDİREREK ARAMA FAALİYETLERİNDE BULUNUR.

MADEN RUHSAT SAHİBİ, MİLLİ PARKLAR VE TABİAT PARK ALANLARINDA; SONDAJ, YARMA, GALERİ GİBİ MADEN ARAMA FAALİYETLERİ YAPILMADAN ÖNCE GEREKLİ BELGELERLE VALİLİĞE VEYA GENEL MÜDÜRLÜĞE YA DA DOĞA KORUMA VE MİLLİ PARKLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE BİR DİLEKÇE İLE BAŞVURUR. BAŞVURU TARİHİNDEN İTİBAREN BİR AY İÇİNDE DOĞA KORUMA VE MİLLİ PARKLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜNCE YAPILACAK DEĞERLENDİRME SONUCU UYULMASI GEREKEN ESASLAR BELİRLENEREK İZİN VERİLİR”

YÖNETMELİĞİN BU DÜZENLEMESİ DE YUKARIDA BELİRTİLDİĞİ GİBİ; MİLLİ PARKLAR, TABİAT PARKLARI, TABİAT ANITI VE TABİATI KORUMA ALANLARINDA MADEN ARAMA FAALİYETLERİNDE İLGİLİ İDARE OLAN MİLLİ PARKLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NÜN YETKİLERİ KISITLANMIŞ DURUMDADIR.

HERHANGİ BİR ÇED ÇALIŞMASINA TABİ OLMADAN, SONDAJ, YARMA, GALERİ GİBİ FİZİKİ MÜDAHALE GEREKTİREN MADEN ARAMA FAALİYETLERİNDE BULUNULMASI, GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN ÇEVRE TAHRİBATINA, DOLAYISIYLA İNSAN SAĞLIĞI VE CANLI YAŞAMI İÇİN BÜYÜK RİSK OLUŞTURACAKTIR.

YETKİ VE AMAÇ YÖNÜNDEN HUKUKA AYKIRIDIR.

17.) MADDE-33;

”MİLLİ PARK NİTELİĞİNE SAHİP OLDUĞU TESPİT EDİLEN ALANLAR, BAKANLIĞIN GÖRÜŞÜ ALINARAK BELİRLENİR”

BU DÜZENLEME İLE YENİ BİR MİLLİ PARK İLAN EDİLECEĞİ ZAMAN BU KONUDA UZMANLIĞI OLMAYAN ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI’NIN GÖRÜŞÜ BELİRLEYİCİ OLACAKTIR.

BİLİNDİĞİ GİBİ; 2873 SAYILI MİLLİ PARKLAR YASASI’NIN 3.MADDESİNE GÖRE;”MİLLİ PARK KARAKTERİNE SAHİP OLDUĞU TESPİT EDİLEN ALANLAR, MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞININ OLUMLU GÖRÜŞÜ, ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI VE KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI İLE DİĞER İLGİLİ BAKANLIKLARIN DA GÖRÜŞÜ ALINARAK, ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞININ TEKLİFİ ÜZERİNE BAKANLAR KURULU KARARI İLE MİLLİ PARK OLARAK BELİRLENİR”.

YASADA ENERJİ VE TABİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI’NIN YANI SIRA MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI, KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI’NIN VE ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI’NIN DA OLUMLU GÖRÜŞ VE ÖNERİLERİ GEREKİRKEN, YÖNETMELİKTE YALNIZCA ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI’NIN GÖRÜŞÜNÜN ALINMASI YASAYA AÇIKÇA AYKIRILIK OLUŞTURACAKTIR.

YETKİ VE AMAÇ YÖNÜNDEN HUKUKA AYKIRIDIR.

18.) MADDE- 34,35,36,37, 38;

YÖNETMELİĞİN “TARIM ALANLARINDA MADENCİLİK FAALİYETLERİ” BAŞLIĞINI TAŞIYAN YEDİNCİ BÖLÜMÜ’NDE YER ALAN “ARAMA FAALİYETLERİ” BAŞLIKLI 34 ÜNCÜ MADDEYE GÖRE; “TARIM ALANLARINDA ARAZİ SINIFLARINA BAKILMAKSIZIN MADEN ARAMA ÇALIŞMALARINA İZİN VERİLİR.” BÜTÜN TARIM ALANLARINDA MADENCİLİK FAALİYETLERİNE SERBESTLİK GETİREN BU DÜZENLEME, NİTELİKLİ TARIM ARAZİLERİNİN ZARAR GÖRMESİNE YOL AÇABİLECEK, SON DERECE YANLIŞ, YALNIZCA MADENCİLİĞİ GÖZETEN VE BU ANLAMDA HİÇBİR KISITLAMAYI KABUL ETMEYEN AĞIR BİR DÜZENLEMEDİR

OYSA, TARIM ARAZİLERİNİN TAHSİSİ KONUSUNU DÜZENLEYEN VE EN SON HALİYLE 5.03.2005 TARİH VE 25766 SAYILI RESMİ GAZETE’DE YAYIMLANAN VE DAVACI TMMOB ZİRAAT MÜHENDİSLERİ TARAFINDAN BİR ÇOK MADDESİ HAKKINDA DANIŞTAY’A İPTAL DAVASI AÇILAN TARIM ARAZİLERİNİN KORUNMASI VE KULLANILMASINA DAİR YÖNETMELİĞİN “TARIM DIŞI AMAÇLARLA KULLANILABİLECEK KURU TARIM ARAZİLERİ” BAŞLIKLI 10 UNCU MADDESİNİN (G) BENDİNE GÖRE, “4/6/1985 TARİHLİ VE 3213 SAYILI MADEN KANUNUNUN 2 NCİ MADDESİNDE GEÇEN BİRİNCİ VE İKİNCİ GRUP MADENLER HARİÇ, MADENCİLİK ARAMA VE İŞLETME FAALİYETLERİ İÇİN GEREKLİ YAPI VE TESİSLER”, MARJİNAL TARIM ARAZİLERİNDEN BAŞLAMAK KAYDIYLA, DAHA UYGUN ALTERNATİF ARAZİLER BULUNMADIĞI TAKDİRDE, BELİRTİLEN GENEL MAKSATLAR İÇİN GERÇEK İHTİYACA CEVAP VERECEK MİKTARLARDAKİ DİĞER KURU TARIM YAPILAN ARAZİLER İLE EKONOMİK VERİM ALINAMAYAN DİKİLİ TARIM ARAZİLERİ, KAMU YARARININ GÖZETİLMESİ VE TARIMSAL FAALİYETLERE ZARAR VERMEYECEK TEDBİRLERİN ALINMASI KAYDIYLA, TARIM DIŞI FAALİYETLERE TAHSİS EDİLEBİLİR. SULU TARIM ARAZİLERİNİ DÜZENLEYEN 11 İNCİ MADDENİN (E) BENDİNDE YER ALAN “MADEN ARAMA FAALİYETLERİ” İÇİN DE, YAPILACAK MÜRACAATLAR İL MÜDÜRLÜKLERİ TARAFINDAN İNCELENİR VE ALTERNATİF OLMADIĞI KANAATİNE VARILIRSA UYGUN GÖRÜŞ VERİLİR, ALTERNATİF ALAN TESPİTİ HALİNDE MÜRACAAT REDDEDİLİR. (E) BENDİNDE BELİRTİLEN MADEN ARAMA FAALİYETLERİ SONUCUNDA STRATEJİK ÖNEMİ HAİZ MADENİN BULUNMASI HALİNDE MADENCİLİK İŞLETMESİ AMACIYLA İLGİLİ BAKANLIK TARAFINDAN ALINAN KAMU YARARI KARARININ İL MÜDÜRLÜĞÜNE İLETİLMESİ HALİNDE SÖZ KONUSU ARAZİNİN TARIM DIŞI KULLANIMINA İZİN VERİLİR.

KISACA, DAVA KONUSU YÖNETMELİĞİN HER TÜRLÜ KISITLAMALARI GÖZ ARDI EDEN DÜZENLEMESİNE KARŞIN, TARIM ARAZİLERİNİN KORUNMASI VE KULLANILMASINA DAİR YÖNETMELİK MADENCİLİK FAALİYETLERİNE YÖNELİK YETERLİ OLMASA DA BAZI KISITLAMALARI İÇERMEKTEDİR. BU BAĞLAMDA, UYGULAMANIN SIKI İZLENMESİ VE VERİLECEK İZİNLERİN DENETLENMESİ BOYUTU ÖNEM KAZANMAKTADIR.

YÖNETMELİĞİN BU DÜZENLEMELERİ İLE SINIFI NE OLURSA OLSUN HER TARIM ARAZİSİNDE MADENCİLİK YAPILABİLMESİNE İZİN VEREREK YİNE YÖNETMELİK ÜSTÜ BİR ANLAMDA YASA GÜCÜNDE HÜKÜM GETİRİLMEKTEDİR.

DAVA KONUSU YÖNETMELİĞİN 34 ÜNCÜ MADDESİ GEREĞİ PROSPEKSİYON, JEOLOJİK HARİTA YAPIMI, NUMUNE ALIMI, JEOFİZİK ARAŞTIRMA GİBİ HERHANGİ BİR KAZI FAALİYETİ GEREKTİRMEYEN MADEN ARAMA FAALİYETLERİ YAPILMADAN ÖNCE GEREKLİ BELGELERLE VALİLİĞİN VEYA GENEL MÜDÜRLÜĞÜN YA DA TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞININ BİLGİLENDİRİLEREK ARAMA FAALİYETLERİNDE BULUNULMASI, KONUNUN MUHATABININ TAM BELLİ OLMAMASINI VE YAPILAN İŞLEMİN BİLGİLENDİRME İLE SINIRLI TUTULMASI YANLIŞINI İÇERMEKTEDİR.

34 ÜNCÜ MADDESİ GEREĞİ; SONDAJ, YARMA, GALERİ GİBİ MADEN ARAMA FAALİYETLERİ YAPILMADAN ÖNCE BAŞVURU OLMASI DURUMUNDA İKİ AY İÇİNDE İLGİLİ BAKANLIKÇA YAPILACAK DEĞERLENDİRME SONUCUNA GÖRE İZİN VERİLMESİ KONUSU DA, OLUMLU İZİN VERİLMESİ DIŞINDA DİĞER SEÇENEKLERİ BÜNYESİNDE BARINDIRMAMASI NEDENİYLE DOĞRU BİR DÜZENLEME DEĞİLDİR.

BURADA DA HERHANGİ BİR ÇED ÇALIŞMASINA TABİ OLMADAN, SONDAJ, YARMA, GALERİ GİBİ FİZİKİ MÜDAHALE GEREKTİREN MADEN ARAMA FAALİYETLERİNDE BULUNULMASI, GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN ÇEVRE TAHRİBATINA, DOLAYISIYLA İNSAN SAĞLIĞI VE CANLI YAŞAMI İÇİN BÜYÜK RİSK OLUŞTURACAKTIR.

YİNE 34 ÜNCÜ MADDESİ GEREĞİ; MADEN RUHSAT SAHİBİNİN ARAMA FAALİYETLERİ SIRASINDA SULAMA, DRENAJ, TOPRAK MUHAFAZA TESİSLERİ GİBİ TARIMSAL YAPILARA ZARAR VERMEMEK VE ARAMA FAALİYETİ SONRASI, FAALİYETTE BULUNDUĞU BÖLGELERİ ÇEVRE İLE UYUMLU HALE GETİRMEK ZORUNDA BIRAKILMASINA KARŞIN, RUHSAT SAHİBİNİN BU ZORUNLULUĞU YERİNE GETİRMEMESİ DURUMUNDA NASIL BİR YAPTIRIMLA KARŞILAŞACAĞI KONUSU BOŞLUKTA BIRAKILMIŞTIR. BU KONUDA 19 TEMMUZ 2005 TARİH VE 5403 SAYILI TOPRAK KORUMA VE ARAZİ KULLANIMI YASASI HÜKÜMLERİNİN DEVREYE GİRMESİNİ BEKLEMENİN ÖTESİNDE, YANLIŞ İŞLEM KARŞISINDA UYGULANACAK AĞIR CEZAİ YAPTIRIMLARIN BU YÖNETMELİK İÇERİSİNDE DE YER ALMASI GEREKMEKTEDİR.

MUTLAK TARIM ARAZİLERİ, ÖZEL ÜRÜN ARAZİLERİ VE EKONOMİK OLARAK VERİMLİ DİKİLİ TARIM ARAZİLERİ İLE SULU TARIM ARAZİLERİNDEKİ ÜRETİM FAALİYETLERİNE YÖNELİK İZİNLERİ DÜZENLEYEN YÖNETMELİĞİN 35 İNCİ MADDESİNE GÖRE; RUHSAT SAHİPLERİ, TARIM ALANLARINDA YAPACAKLARI ÜRETİM FAALİYETLERİ VE TESİSLER İÇİN TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞINA MÜRACAAT EDEREK İZİN VERİLMESİNİ TALEP EDECEKLERDİR.

YÖNETMELİĞİN 7 NCİ MADDESİNE GÖRE İSE; “MADEN ARAMA FAALİYETLERİ, KANUN VE BU YÖNETMELİKTE BELİRTİLMİŞ İZİNLERİN DIŞINDA BAŞKA BİR MEVZUAT KAPSAMINDA İZNE TâBİ DEĞİLDİR.”

BU İKİ DÜZENLEMEYİ BİRLİKTE DEĞERLENDİRDİĞİMİZDE; TARIM ALANLARINDAKİ MADENCİLİK FAALİYETLERİNDE “YALNIZCA ÜRETİM FAALİYETLERİ VE TESİSLER İÇİN İZİN” SÖZ KONUSU OLMAKTA, “KAZI VE DOLGUYU İÇEREN YA DA İÇERMEYEN HER TÜRLÜ ARAMA FAALİYETİ İZİN KAPSAMI DIŞINDA” BIRAKILMAKTADIR. BU YAKLAŞIM, TARIM ALANLARININ YOK EDİLMESİ SÜRECİNE YOL AÇABİLECEK BİR YANLIŞI İÇERMEKTEDİR VE BU NEDENLE VERİLECEK İZİNLER ARAMA FAALİYETLERİNİ İÇERECEK ŞEKİLDE GENİŞLETİLMELİDİR.

AYRICA, YİNE 35 İNCİ MADDEYE GÖRE; TMMOB ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI TARAFINDAN DANIŞTAY’A AÇILAN DAVA KONUSU HÜKÜMLERDEN BİRİSİ OLAN “MARJİNAL TARIM ARAZİSİ” TANIMI KAPSAMINDA, NİTELİKLERİ TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI TARAFINDAN BELİRLENEN MARJİNAL TARIM ARAZİLERİNE, HİÇBİR SINIRLAMA GETİRİLMEKSİZİN VALİLİK TARAFINDAN TARIM DIŞI AMAÇLI ARAZİ KULLANIM İZNİ VERİLMESİ SON DERECE SAKINCALIDIR.

BAZI TARIM ARAZİSİ SINIFLARINDA İZİNLERİ VALİLİĞE BIRAKARAK UZMAN BAKANLIĞI İŞLEVSİZLEŞTİRMEKTE VE BUNU MADENCİLİK İZİN YÖNETMELİĞİ İLE YAPMAKTADIR. ÜRETİMDE KULLANILAN SAHALARIN “ÇEVRE İLE UYUMLU HALE GETİRİLMESİ” KAVRAMINDAKİ TANIMIN YETERSİZLİĞİ İSE BU SAHALARDA BİR DAHA TARIM YAPILAMAMASINA AÇIK KAPI BIRAKMAKTADIR.

YİNE, 36 NCI MADDEYE GÖRE; MADENCİLİK FAALİYETLERİ İÇİN KURULMASI ZORUNLU TESİSLER İÇİN GEREKLİ TARIM ARAZİSİNİN ÖNCELİKLE MARJİNAL TARIM ARAZİLERİ İÇERİSİNDEN KARŞILANMASI, KARŞILANMAMASI HALİNDE İSE DİĞER TARIM ARAZİLERİNDEN KARŞILANMASI HÜKMÜ; MUTLAK TARIM ARAZİLERİ, ÖZEL ÜRÜN ARAZİLERİ VE EKONOMİK OLARAK VERİMLİ DİKİLİ TARIM ARAZİLERİ İLE SULU TARIM ARAZİLERİNE YÖNELİK DİĞER MADDELERDEKİ YA DA DİĞER YASAL DÜZENLEMELERDEKİ KISITLAYICI HÜKÜMLERİ İŞLEMEZ KILARAK, NİTELİKLİ TARIM ARAZİLERİNİN YOK EDİLMESİNE YOL AÇABİLECEK BİR DÜZENLEMEDİR.

YÖNETMELİĞİN 37 NCİ MADDESİNDE YER ALAN “TARIM ALANLARININ KULLANIM AMACININ DEĞİŞTİRİLEREK MADENCİLİK FAALİYETLERİNE TAHSİS EDİLMESİ İÇİN İŞLEMLERE ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ SÜRECİ SONUCUNU BEKLEMEDEN BAŞLANIR.” İFADESİ DE; SON DERECE SAKINCALIDIR VE HUKUKUN TEMEL İLKELERİNE AYKIRIDIR. ÇÜNKÜ; ÇED SÜRECİNİN ÖNEMİ, OLASI ETKİLERİN ÖNCEDEN ORTAYA KONULMASINDA SAKLIDIR. AKSİ DURUMDA, YÖNETMELİK GEREĞİ MADENCİLİK FAALİYETLERİ İLE İLGİLİ İZİNLERİN ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ SÜRECİ İÇİNDE TAMAMLANMASI DURUMUNDA, SONRADAN “ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ OLUMSUZ” KARARININ ÇIKMASI HALİNDE, ORTAYA ÇIKAN ZARARIN GİDERİLMESİ OLANAKLI OLMAYACAKTIR.

NİTEKİM, DAVA KONUSU YÖNETMELİĞİN “YÖNETMELİĞE AYKIRI UYGULAMALARIN DURDURULMASI” BAŞLIKLI 85 İNCİ MADDESİNE GÖRE; “MADENCİLİK FAALİYETLERİNE İLİŞKİN PROJELERDE; “ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ OLUMLU” YA DA “ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ GEREKLİ DEĞİLDİR” KARARI ALINMADAN ÜRETİM FAALİYETİNE BAŞLANDIĞININ TESPİT EDİLMESİ DURUMUNDA FAALİYET DURDURULUR. “ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ OLUMLU” YA DA “ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ GEREKLİ DEĞİLDİR” KARARI ALINMADIKÇA DURDURMA KARARI KALDIRILMAZ.” BU GENEL HÜKMÜN TARIM ALANLARINDAKİ MADENCİLİK FAALİYETLERİNDE ARANMAMASI, “GENELLİK” VE “EŞİTLİK” İLKELERİNE AYKIRI OLDUĞU GİBİ, MADENCİLİK FAALİYETLERİ İÇİN TARIM ALANLARININ GÖZDEN ÇIKARILDIĞINI GÖSTERMEKTEDİR.

YÖNETMELİĞİN 38 İNCİ MADDESİ GEREĞİ, TARIM ALANLARINDAKİ MEVCUT YOLLARIN, MADENCİLİK FAALİYETLERİNDE KULLANILMAK ÜZERE GENİŞLETİLEBİLECEK OLMASI, HER TÜRLÜ TARIM ARAZİSİNİ KAPSAMASI NEDENİYLE SAKINCALIDIR. “ÖZEL MÜLKİYETE TABİ ALANLAR İÇİN AYRICA GEREKLİ İZİNLER ALINIR.” İFADESİ DE, AÇIK DEĞİLDİR. ÇÜNKÜ BU TÜR ALANLAR YA SATIN ALINMA YA DA KARŞILIĞI ÖDENMEK KOŞULUYLA KAMULAŞTIRMA İLE İSTENEN AMAÇLA KULLANILABİLECEK YERLERDİR. BU TÜR İŞLEMLER DIŞINDA YAPILACAK HER TÜRLÜ UYGULAMA GASP ANLAMINA GELİR. AYRICA, BU TÜR ARAZİLERİNİN NİTELİKLİ TARIM ARAZİSİ OLMASI DURUMUNDA DA İSTENEN AMAÇLA KULLANILABİLMESİ İÇİN TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI’NDAN OLUMLU İZİN ALINMASI GEREKMEKTEDİR.

YETKİ, KONU VE AMAÇ YÖNÜNDEN HUKUKA AYKIRIDIR.

19.) MADDE-39,40,41,42,44,45,47;

YUKARIDA TARIM ALANLARINA YÖNELİK OLARAK BELİRTİLEN SAKINCALAR, SEKİZİNCİ BÖLÜM’DE YER ALAN “MERA ALANLARI”NA YÖNELİK 39 UNCU, 40 INCI, 41 İNCİ, 42 NCİ, 44 ÜNCÜ, 45 İNCİ VE 47 NCİ MADDELER DE İÇİN DE AYNEN GEÇERLİDİR.

NİTEKİM, YÖNETMELİĞİN 41 İNCİ MADDESİNE GÖRE; “TAHSİS AMACININ DEĞİŞTİRİLMESİ İŞLEMLERİNE, ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ SÜRECİ SONUCU BEKLENMEDEN BAŞLANIR. ANCAK TAHSİS AMACI DEĞİŞTİRİLECEK ALANLARIN HAZİNE ADINA TESCİLİ İÇİN “ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ OLUMLU” VEYA “ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ GEREKLİ DEĞİLDİR” KARARININ İLGİLİ KAMU KURULUŞUNA SUNULMASI ZORUNLUDUR. MERALARIN YOK EDİLMESİNİ HIZLANDIRACAK ŞEKİLDE MADENCİLİK SEKTÖRÜNDEKİ LOBİ FAALİYETLERİ DOĞRULTUSUNDA 12.04.2005 TARİH VE 25784 SAYILI RESMİ GAZETE’DE YAYIMLANAN MERA YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK’TE BENZER BİR DEĞİŞİKLİĞE GİDİLMESİNE KARŞIN, DAVA KONUSU YÖNETMELİĞİN 41 İNCİ MADDESİNDEKİ DÜZENLEMENİN AYNI YÖNETMELİĞİN 85 İNCİ MADDESİNDEKİ DÜZENLEMEYE AYKIRI OLDUĞU AÇIKÇA GÖRÜLECEKTİR.

4142 SAYILI MERA YASASI İLE; MERALARIN VASFI DEĞİŞTİRİLMEMEKTE, YALNIZCA TAHSİS AMACI DEĞİŞTİRİLMEKTEDİR VE ZORUNLU KULLANIMLAR DIŞINDA SÜRE SONUNDA ARAZİ YİNE MERA KOŞULLARINA UYGUN DURUMA GETİRİLMEK ZORUNDADIR. MADEN VE PETROL ARAMAYA YÖNELİK TÜM FAALİYETLERİN HERHANGİ BİR İZNE VE KISITLAMAYA TABİ OLMADAN YÜRÜTÜLMESİNİ ÖNGÖREN MERA YASASI VE İLGİLİ YÖNETMELİK DEĞİŞİKLİKLERİNDE, “ANCAK” İFADESİYLE BAŞLAYIP, OLUŞACAK ZARARLARIN GİDERİLME YOLLARI BELİRTİLMEKTEDİR. HAYVANCILIK SEKTÖRÜNÜN TAMAMLAYICISI OLAN VE DOĞAL YAPISIYLA EROZYONU ÖNLEMEDE ÖNEMLİ BİR İŞLEV GÖREN MERA YASASI KAPSAMINA GİREN ALANLARDA, SONDAJLI ARAMA VE REZERV GELİŞTİRME YA DA ÖN-İŞLETME FAALİYETLERİ, BU ALANLARIN KUŞAKLAR BOYUNCA GERİ DÖNEMEYECEĞİ ÖLÇÜDE YOK OLUŞUNA NEDEN OLUŞTURACAĞINDAN, SONDAJLI ARAMALARA İZİN VERİLMEMESİ GEREKİR. ÇÜNKÜ, BU İŞLEMLER SIRASINDA MERA, YAYLA VE KIŞLAKLARDA BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİĞİN KORUNMASI KONUSUNDA SORUMSUZ UYGULAMALAR YAPILABİLECEKTİR.

ÖZET OLARAK, YASADA VERİLMEYEN KOLAYLIKLAR YÖNETMELİĞİN VIII BÖLÜMÜNDEKİ BU MADDELER İLE VERİLMEYE ÇALIŞILMAKTADIR. YÖNETMELİĞİN BU HÜKÜMLERİ İLE MERA, YAYLAK VE KIŞLAKLAR, ÖZELLİKLERİNİ YİTİRECEKTİR. BU KONUDA YETKİLİ OLAN TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI’NIN YETKİLERİ KISITLANMIŞ DURUMDADIR. ÖZET OLARAK 4342 SAYILI MERA YASASINA AYKIRIDIR.

YETKİ, NEDEN, KONU VE AMAÇ YÖNÜNDEN HUKUKA AYKIRIDIR.

20.) MADDE-48,49,50,51,52,53;

IX. BÖLÜM, “KORUNMASI GEREKLİ TAŞINMAZ KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARININ BULUNDUĞU ALANLARDA MADENCİLİK FAALİYETLERİ”Nİ DÜZENLEMEKTEDİR. OYSA, 5177 SAYILI MADENCİLİK YASASI DEĞİŞİKLİĞİ, 2863 SAYILI “KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KANUNU”NUN YALNIZCA KURULLARIN BİLEŞİMİNİ TANIMLAYAN MADDELERİNDE DEĞİŞİKLİK GETİRMİŞTİR. BU ALANLARDAKİ HER TÜRLÜ ETKİNLİĞİN NASIL YAPILACAĞI 2863 SAYILI YASADA VE İLGİLİ YÖNETMELİKLERDE BELİRLENİRKEN, MADENCİLİK İZİN YÖNETMELİĞİ’NİN BU KONUDA YENİ DÜZENLEMELER GETİRMESİ YASAYA AÇIKÇA AYKIRIDIR.

KORUNMASI GEREKLİ TAŞINMAZ KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINDAKİ KORUMANIN KALDIRILMASI ÖNGÖRÜLMEKTEDİR. BU YETMEMİŞ, 53. MADDE İLE GENEL MÜDÜRLÜĞÜN ÖNCE TESCİL EDİLMİŞ, KORUNMASI GEREKLİ TAŞINMAZ KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARI VE DOĞAL SİT ALANLARININ, GENEL MÜDÜRLÜĞÜN TALEBİ İLE MADEN REZERVLERİ GÖZ ÖNÜNE ALINARAK İLGİLİ BAKANLIK TARAFINDAN YENİDEN BELİRLENMESİ TASARRUFU İLE BU ALANLARININ SİT OLMAKTAN ÇIKARILMASININ YOLU DA AÇILMAYA ÇALIŞILMIŞTIR.

BUNA YOL AÇAN BİR YASA MADDESİ NE 2863’TE VE NE DE 5177’DEKİ DEĞİŞİKLİKLERDE BİLE YOKKEN YÖNETMELİK YİNE YASA HÜKMÜNDE DÜZENLEMEYE GİTMİŞTİR.

ÜLKEMİZ, BİRDEN ÇOK ULUSLARARASI SÖZLEŞMEYLE, KÜLTÜREL VE DOĞAL VARLIKLARIN KORUNMASI KONUSUNDA TAAHHÜTLERDE BULUNMUŞTUR. BU KONUYA İLİŞKİN ULUSAL MEVZUATIMIZDA DA DÜZENLEMELER BULUNMAKTADIR.

• 1972-PARİS- DÜNYA KÜLTÜR VE DOĞAL MİRASININ KORUNMASINA DAİR SÖZLEŞME İLE “...KÜLTÜR MİRASI VE DOĞAL MİRAS NİTELİĞİNDEKİ VARLIKLARIN EVRENSEL MİRAS OLDUĞU KABUL EDİLMİŞ, SÖZLEŞMECİ ÜLKELERE, KENDİ ÜLKELERİNDEKİ, KÜLTÜR MİRASI YA DA DOĞAL MİRAS SAYILABİLECEK VARLIKLARIN SAPTANMASI, KORUNMASI, MUHAFAZASI TEŞHİRİ VE GELECEK KUŞAKLARA İLETİLMESİNİN SAĞLANMASI...” GÖREVİ YÜKLENMİŞTİR.

• 1985- GRANADA AVRUPA MİMARİ MİRASININ KORUNMASI SÖZLEŞMESİ İLE KORUNACAK ANIT, BİNA GRUPLARI İLE ÖREN YERLERİNİN KESİN OLARAK TESPİT EDİLEBİLMESİ İÇİN SÖZLEŞMECİ DEVLETLER; “...BU TARİHSEL VARLIKLARIN ENVANTERLERİNİ OLUŞTURMAYI, BU TARİHSEL VARLIKLARA ZARAR VEREBİLECEK TEHLİKELİ DURUM DOĞDUĞUNDA, EN KISA ZAMANDA GEREKLİ DOKÜMANLARI HAZIRLAMAYI, MİMARİ MİRASIN KORUNMASI İÇİN YASAL ÖNLEMLERİ ALMAYI, KORUNMA İÇİN GEREKLİ DENETLEMELERİ YAPMAYI, KORUNAN VARLIKLARIN BOZULMASINI, HASAR GÖRMESİNİ VEYA YIKILMASINI, ÖNLEMEYİ...” TAAHHÜT ETMİŞLERDİR.

• 1992 VALETTA/MALTA ARKEOLOJİK MİRASIN KORUNMASINA İLİŞKİN AVRUPA SÖZLEŞMESİ İLE DE SÖZLEŞMECİ DEVLETLER; “…ARKEOLOJİK MİRASIN KORUNMASI İÇİN GEREKLİ ÖNLEMLERİ ALMAK, ARKEOLOJİK ARAŞTIRMA FAALİYETLERİNİ BİLİMSEL GÜVENCE ALTINA ALMAK, ARKEOLOJİK MİRASIN TERCİHEN BULUNDUĞU YERDE KORUNMASI VE BAKIMINI SAĞLAMAYI …”TAAHHÜT ETMİŞLERDİR.

• T.C.ANAYASASI, “TARİH, KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARININ KORUNMASI” BAŞLIĞI ALTINDAKİ 63/1.MADDESİNDE; “...DEVLET, TARİH, KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARININ VE DEĞERLERİNİN KORUNMASINI SAĞLAR, BU AMAÇLA DESTEKLEYİCİ VE TEŞVİK EDİCİ TEDBİRLERİ ALIR...” DÜZENLEMESİNİ GETİRMİŞTİR.

• 2863 SAYILI KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KANUNU İLE KORUNMASI GEREKEN KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARI İLE SİT’İN TANIMI, TESPİTİ, TESCİLİ VE KORUNMASINA İLİŞKİN DÜZENLEMELER GETİRİLMİŞTİR.

YÖNETMELİĞİN YUKARIDAKİ DÜZENLEMELERİ BÜTÜN BU ULUSALÜSTÜ HUKUK METİNLERİ İLE ULUSAL HUKUK METİNLERİNE AYKIRILIK OLUŞTURMAKTADIR.

YETKİ, NEDEN, KONU VE AMAÇ YÖNÜNDEN HUKUKA AYKIRIDIR.

21.) MADDE-54,55,56,57,58,59,60;

5177 SAYILI MADEN YASASI DEĞİŞİKLİĞİ’NİN 32. MADDESİ’NDE; “İÇME SUYU ALINAN HAVZALARIN KORUNMASI İÇİN GEREKEN TEDBİR VE DÜZENLEMELER, 2872 SAYILI ÇEVRE KANUNU HÜKÜMLERİ ÇERÇEVESİNDE ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞININ UYGUN GÖRÜŞÜ ALINARAK GENEL MÜDÜRLÜKÇE ÇIKARILACAK BİR YÖNETMELİKLE BELİRLENİR” KURALI GETİRİLMESİNE KARŞIN, DAVAYA KONU YÖNETMELİĞİN X. BÖLÜMÜ İLE SU HAVZALARINDA MADENCİLİK FAALİYETLERİNİN NASIL YAPILACAĞI DÜZENLENMİŞTİR.

SU HAVZALARINA YÖNELİK İZİNLERİ DÜZENLEYEN ONUNCU BÖLÜM’DE YER ALAN 54 ÜNCÜ MADDEDEKİ “İLGİLİ KURUM”, TANIMLARDA YER ALMADIĞI İÇİN YÖNETMELİKTE AÇIKÇA BELİRTİLMELİDİR.

AYRICA, DEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ VE İSKİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ GİBİ KURUMLARIN KURULUŞ YASALARINDA YA DA SU İLE İLGİLİ DİĞER YASALARDA YER ALAN “KORUMA ALANLARI”NA İLİŞKİN DÜZENLEMELERDE, İNCELENEN YÖNETMELİK İLE DEĞİŞİKLİĞE GİDİLMESİ HUKUKA AYKIRI BİR İŞLEM OLACAKTIR. OLMASI GEREKEN, BU YÖNETMELİKLE “SU HAVZALARI” İLE “KORUMA ALANLARI”NIN YENİDEN TANIMLANMASI DEĞİL, YALNIZCA MEVCUT TANIMLARDA YAPILACAK KONUYA ÖZEL DEĞİŞİKLİKLERE YER VERİLMESİDİR.

YETKİ VE NEDEN YÖNÜNDEN HUKUKA AYKIRIDIR.

(MADDE-55) GÜNÜMÜZDE İÇME SUYU KAYNAKLARININ HIZLA KİRLENDİĞİ VE AZALDIĞI GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULDUĞUNDA KORUMA KOŞULLARININ DAHA DA GELİŞTİRİLMESİ GEREKİRKEN, KORUMA ALANININ DARALTILARAK SU HAVZALARININ DAHA ÇABUK VE DAHA FAZLA KİRLENMESİNİN ÖNÜ AÇILMIŞTIR. AMAÇ YÖNÜNDEN HUKUKA AYKIRIDIR.

(MADDE-56/2); BU YÖNETMELİKLE, KISA MESAFELİ KORUMA ALANLARINDA, 31.12.2004 TARİHLİ RESMİ GAZETEDE YAYIMLANARAK YÜRÜRLÜĞE GİREN SU KİRLİLİĞİ KONTROLÜ YÖNETMELİĞİ’NDE OLMAYAN TESİSLERE İZİN VERİLECEĞİ DÜZENLENMİŞTİR. SÖZ KONUSU MADENCİLİK OLUNCA, ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI’NIN YÖNETMELİĞİ İLE TANINAN OLANAKLAR DA YETERLİ BULUNMAMIŞTIR.

(MADDE-57/3) “ORTA MESAFELİ KORUMA ALANI İÇİNDE, KİRLİLİK OLUŞTURMAYACAĞI BİLİMSEL VE TEKNİK OLARAK BELİRLENEN VEYA ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORUNA GÖRE YAPILMASI UYGUN BULUNAN GALERİ YÖNTEMİ İLE PATLATMALAR DIŞINDAKİ MADEN İSTİHRACINA VE KİMYASAL MADDE KULLANILMADAN İŞLETİLEN TESİSLERE İZİN VERİLİR.” İFADESİ, 31.12.2004 TARİHLİ SU KİRLİLİĞİ KONTROLÜ YÖNETMELİĞİNİN 19. MADDESİ (E) BENDİNE AYKIRIDIR. YÖNETMELİĞİN (E) BENDİ, ORTA MESAFELİ KORUMA ALANI İÇİN, “BU ALANDA GALERİ YÖNTEMİ İLE PATLATMALAR, KIRMA, ELEME, YIKAMA, CEVHER HAZIRLAMA VE ZENGİNLEŞTİRME İŞLEMLERİ YAPILAMAZ. MADENLERİN ÇIKARILMASINA; ........ŞARTLARI İLE BAKANLIKÇA İZİN VERİLEBİLİR” DENMEKTEDİR.

DOLAYISIYLA, SU KİRLİLİĞİ KONTROLÜ YÖNETMELİĞİ, BU ALANDA SADECE MADENLERİN ÇIKARILMASINA (KOŞULLU OLARAK) İZİN VERMEKTE, GALERİ YÖNTEMİ İLE PATLATMALAR, KIRMA, ELEME, YIKAMA, CEVHER HAZIRLAMA VE ZENGİNLEŞTİRME İŞLEMLERİNİ YASAKLAMAKTADIR. MADENCİLİK FAALİYETLERİ İZİN YÖNETMELİĞİ İSE, GALERİ YÖNTEMİYLE PATLATMALAR VE KİMYASAL MADDE KULLANIMI HARİCİNDEKİ KIRMA, ELEME, YIKMA, CEVHER HAZIRLAMA VE ZENGİNLEŞTİRME İŞLEMLERİNE İZİN VERMEKTEDİR. BU BÜYÜK BİR ÇELİŞKİDİR.

(MADDE -58/-2)”UZUN MESAFELİ KORUMA ALANI İÇİNDE, KİRLİLİK OLUŞTURMAYACAĞI BİLİMSEL VE TEKNİK OLARAK BELİRLENEN VEYA ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORUNA GÖRE YAPILMASI UYGUN BULUNAN MADEN İSTİHRACI VE HER TÜRLÜ TESİS YAPILABİLİR. ANCAK FAALİYET SIRASINDA ALICI OR

Okunma Sayısı: 4837