‘MAYIN’ TEPKİSİ

GAZİANTEP ŞUBE ( )
02.07.2009 (Son Güncelleme: 03.07.2009 13:06:47)

Ortak basın açıklaması yapıldı.

  

     Şube Başkanlığı‘mızca İKK gündemine getirilen ve Kilis İl Temsilciliğimizle birlikte yapılan çalışmalarla, TMMOB Gaziantep İl Koordinasyon Kurulu Bileşenleri, Gaziantep Tema İl Temsilciliği, Kilis Ziraat Odası, Elbeyli Ziraat Odası, Tema-Kilis Temsilciliği, Kilis-Üzüm Üreticileri Birliği, Kilis-Çiftçi Mallarını Koruma Meclisi Başkanlıklarının da desteğiyle mayınlı araziler hakkında ortak basın açıklaması yapıldı.

      18 sivil toplum örgütü tarafından desteklenen basın açıklaması, Suriye sınırında bulunan Elbeyli ilçesinde yapıldı. Basın açıklamasına TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Gaziantep Şube Başkanı Ahmet Faruk Demir, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Kilis İl Temsilcisi Erdoğan Avcı, Kilis Ziraat Odası Başkanı Abdullah Çelik, Elbeyli Ziraat Odası Başkanı Ali Sever, sivil toplum örgütü başkan, temsilcileri, meslektaşlarımız,  çiftçiler ve yöre halkı katıldı.

      ELBEYLİLER EYLEME DESTEK VERDİ

     5903 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti arasındaki kara sınırı boyunca yapılacak mayın temizleme faaliyetleri ile ihale işlemleri hakkındaki kanunun, 4 Haziran 2009 tarihinde Cumhurbaşkanı tarafından onaylanarak Resmi Gazete‘de yayımlanan "Kanun, Türkiye-Suriye sınırında 510 kilometrelik bir şerit halinde uzanan ve Hatay, Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin ile Şırnak illerimizin sınırlarında kalan 216 bin dekar büyüklüğündeki arazinin 5 yıl içerisinde temizlendikten sonra yapılan temizleme işinin karşılığı olarak tarımsal faaliyetlerde 44 yıllığına kullandırılmasını içermektedir.

    Dünyada anti personel mayınların kullanımının, depolanmasının, üretiminin ve devredilmesinin yasaklanması ve bunların imhası ile ilgili 1992‘de Avrupa ve Amerika‘da birkaç sivil toplum kuruluşunun başlattığı bir kampanya. 1999‘da Ottowa Sözleşmesi olarak yürürlüğe girmiştir. Türkiye‘de ise Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından 2003 yılında onaylanıp, 2004 yılında yürürlüğe girmiştir. Bu çerçevede Türkiye‘de döşeli bulunan kara mayınlarının 2014 yılına kadar temizlenmesi gerekmektedir.

    Kanunun derinlemesine incelendiğinde eksikler, belirsizlikler ve boşlukların olduğu görülmektedir."Çok geniş olan sınırdaki mayınlı arazinin güvenliği kim tarafından ve ne şekilde sağlanacaktır? Bu kadar değerli bir araziyi neden kendimiz değerlendirmiyoruz. Mayını temizleme işini üslenecek firma-şahıslara sağlanacak bu cömertliğin sebebi nedir? Mayınlı arazinin temizlenerek Yasanın kabulü ve Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmasındaki acele nedendir? Yap-işlet-devret modeli uygulandığında bu bölgeye tarım işletmecisi olarak gelecek olanların, 44 yıl boyunca yörenin sosyokültürel yapısını değiştirebileceği düşünülmüş müdür? Türk köylüsü ve yöre halkının bu toprakları en verimli şekilde kullanabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Ülkemizin ve insanlarımızın fayda sağlayacağı, yöre halkından 1954 yılından itibaren kamulaştırılarak alınan bu topraklar Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından temizlenerek, organik tarım konusunda faaliyet gösterecek, ülkemize ve bölgeye katma değer sağlayacak ve bünyesinde ziraat mühendislerinin de istihdam edileceği kooperatifler aracılığıyla yöre halkının kullanımına açılmalıdır. Bu araziler toplumsal paylaşımla yöre halkına fayda sağlayacak bir proje dahilin de değerlendirilmelidir. Mayın temizleme işi kendi başına ihale edilmelidir. Mayınlı arazimiz uzun süreliğine ihaleyi alan firmaya teslim edilmemelidir. Yeraltı ve tarihi zenginliklerimiz tespit edilerek, yağmalanmamalıdır. İhalede yerli istekli şartı aranmalı, yabancı bir şirkete devri, taşere edilmesi veya ortaklık yolu ile yabancıların dahil edilmesi önlenmelidir. Tarımsal ürünlerden ülkemize nasıl bir fayda sağlanacağı hususlarında uygun uzman görüşü alınmalıdır."

MAYINLI ARAZİLER YÖRE ÇİFTÇİSİNE VERİLSİN

     Şube Başkanımız Ahmet Faruk DEMİR;  Sözü edilen mayınlı alanlarda, birinci ve ikinci sınıf tarım arazileri en büyük oranı oluşturmaktadır. İşlenebilir tarım arazilerinin yanında, daha düşük miktarlarda olmak üzere mera alanları, orman ve makilik alanlar ile leçenik volkanik kayalarla kaplı alanlar bunmaktadır. Mayınlı arazilerin işlemeli tarıma elverişli bölümünün, illere göre değişmekle birlikte,  % 80‘e yakın bir oranda, yaklaşık 170 bin dekar olduğu hesaplanmıştır.

    Güneydoğu Anadolu Bölgesi‘nin Türkiye‘nin gelişmişlik düzeyi en düşük bölgelerinden olması bağlamında; mayınlı arazilerin temizleme sonrasında yöre çiftçisine tahsis edilmesi durumunda yaratacağı istihdam, Türkiye‘nin sosyal dengeleri açısından çok önemlidir.

     170 bin dekar işlenebilir tarım alanı, Türkiye ortalama işletme ölçeği olan 59 dekarlık işletmelere bölündüğünde, 2881 adet tarım işletmesi doğmaktadır. Her bir hanenin en iyimser tahminle tarım işinde çalışabilecek yaşta olan 5 kişiden oluştuğu düşünüldüğünde, 14,405 kişilik bir istihdam kapasitesi ortaya çıkmaktadır. İşletme başına yıllık net gelir ise 10 bin 621 lira olarak gerçekleşmektedir. Kooperatif yapı altında örgütlenen köylü üreticinin, her işletmede ziraat mühendisleri önderliğinde gerçekleştirecekleri üretim, Türkiye‘nin gıda güvenliği ve gıda güvencesine önemli katkılar sağlayacağı gibi konularda açıklamalarda bulundu

MAYINLI ARAZİLERİ BİZE VERİN

     Basın açıklamasından sonra görüşlerini belirten Elbeyli Ziraat Odası Ali Sever, mayınlı alanların temizlendikten sonra kendilerine verilmesi gerektiğini savunarak, "Bu araziler babamızdan atamızdan kalan arazilerdir. Yabancılara verilmesini istemiyoruz. Biz bu arazileri çalıştırmak istiyoruz. Eğer bu araziler yabancılara verilirse ayaklanırız. Yabancıları buraya koymayız" diye konuştu. Elbeyli ilçe sakinleri ise yabancılara temizlenecek arazilerin verilmesine karşı olduklarını belirttiler.

Okunma Sayısı: 1634
Fotoğraf Galerisi