KON TV “DÜZLEM” PROGRAMI

KONYA ŞUBE ( )
02.03.2011 (Son Güncelleme: 03.03.2011 12:07:40)

Başkanımız Özkan TAŞPINAR KON TV’ de canlı yayından “DÜZLEM” programına katılarak son günlerde yoğun gündem oluşturan “Nişasta Bazlı Şeker” hakkında bilgi verdi.

ZMO Konya Şube Başkanımız Özkan TAŞPINAR KON TV‘de canlı yayından "DÜZLEM" adlı programa katılarak son günlerde yoğun gündem oluşturan "Nişasta Bazlı Şeker"  hakkında Sami BAYRAKÇI ‘nın sorularını yanıtladı.  

Başkanımız Özkan TAŞPINAR, şunları kaydetti;

Şeker, dünyada ve ülkemizde genel olarak şeker kamışı, şeker pancarı ve mısır olmak üzere üç kaynaktan elde edilir. İçinde bulunduğumuz coğrafya, şeker kamışı tarımına uygun olmadığı için şeker, ülkemizde şeker pancarından üretilmektedir.

2001 yılında o dönemin koalisyon hükümeti şeker üretimimize  "mısır şurubu" da denilen NBŞ (Nişasta Bazlı Şeker) kotası koydu. "Şeker üretiminin yüzde 10′u Nişasta Bazlı Şekere dayalı olacak" diye başlayan bu yaklaşım, 2002 yılında yüzde 15′e yükseldi. Bunun anlamı ülkemizin ihtiyacı olan şekerin % 85 şeker pancarından, %15‘lik kısmı Nişasta Bazlı Şekerden karşılanacak demektir. Türkiye‘ nin ihtiyacı olmadığı halde NBŞ kotası koymanın gerekçesi nedir bilemiyoruz tabi. Bizim ülkemizin NBŞ‘den, şeker daha doğrusu tatlandırıcı üretmeye ihtiyacı yoktur. Gerek arazi bakımından, gerek coğrafi özellikler bakımından ülkemizin ihtiyacı olan şekeri, çiftçimiz şeker pancarından üretecek potansiyele sahiptir. Üstelik pek çok sağlık sorununa neden olduğu bilim adamlarınca doğrulanan NBŞ yani tatlandırıcıları kullanmak doğru değildir. Türkiye‘de mısır üretiminin yıl da 2 milyon ton, tüketiminin ise 3 milyon ton civarında olduğu düşünüldüğünde Türkiye  her yıl GDO‘lu veya GDO‘suz en az 1 milyon ton mısır  ithalatı yapmak zorundadır.

Mısırdan elde edilen mısır şurubu da denilen NBŞ (Nişasta Bazlı Şeker), ketçap, bisküvi, meşrubat ve şekerlemelerde oldukça yaygın olarak kullanılmaktadır Mısır şurubunun içinde % 90 früktoz (meyve şekeri) var iken, şeker pancarından elde edilen çay şekerinde (sakkaroz) ise % 50 früktoz, %50 glikoz vardır. Yani şeker pancarından elde edilen şeker bir disakkarittir. Sakkaroz 100 birim tatlı iken früktoz 173 birim tatlılığa sahiptir.NBŞ, kalori değeri yüksek olmasına rağmen tokluk hissi vermemektedir NBŞ‘ ler monosakkarit oldukları için alındıklarında mideden direk kana karışarak kan şekerini yükseltmektedir. Normal şekere oranla daha tatlı olan früktozun bilinen ve tartışmasız kabul edilen en önemli etkisi, beyinde tokluk hissini uyarmıyor olması. Tıp otoriteleri, fruktozlu gıda ürünlerinin şişmanlatıcı etkisi üzerinde hemfikir. Bağımsız bilim adamları, fruktozun obeziteye ve metabolik sendroma yol açtığını savunmaktadır.

Mısır şurubu, şeker pancarından elde edilen şekerden daha tatlı ama daha ucuz ve taşınması daha kolay. Bu da gıda üreticileri için daha düşük maliyet ve daha yüksek kâr anlamına geliyor. Şeker pancarının karlılığını, bir mısır şurubunun 4 olduğunu düşünün.  Şeker pancarından elde edilen şekerden daha ucuz olduğu için tercih edilen mısır şurubu ise pek çok hastalığa neden olmaktadır. Ketçap, toz kahve kreması, bisküvi, meşrubat, şekerleme, hazır meyve suyu, çikolata, gofret, hazır puding, kek, hazır çorba gibi pek çok gıdanın üretiminde kullanılmakta olan nişasta bazlı şekerler, özellikle fastfood tipi beslenme alışkanlıkları olanlarda sağlık sorunlarına neden olmaktadır. Bugün ülke nüfusumuzun % 10‘dan fazlası şeker hastasıdır. Bilim Adamları buna NBŞ kullanımının sebep olduğunu doğruluyorlar. Bu durumda özellikle çocuklarımızı bu gıdalardan uzak tutmamız gerekmektedir. Çünkü doyum hissi vermeyen tam aksine sürekli yeme alışkanlığı geliştiren bu gıdalarla beslenen çocuklarımız birer obezite, şeker hastası uzun vadede damar sertliği, kanser gibi hastalıklara sahip olabilirler. Yaşlılarımızı, hastalarımızı da bu gıdalardan uzak tutmalıyız. Normal sağlıklı insanlar tarafından da uzun vadede metabolik dengeleri bozduğu için tüketilmemesi gerekir.

Ülkemiz hiçbir zaman ürettiği pancar dururken ithal GDO‘ lu mısırdan Nişasta Bazlı Şeker üretimi yapmak zorunda değildir. Fransa, Hollanda ve İngiltere, tokluk hissi vermeyen, kanserden kalp hastalıklarına ve karaciğer yetmezliğine kadar birçok kronik hastalığa yol açtığı ileri sürülen Nişasta Bazlı Şekerin üretimini yasakladı. En büyük üretici ABD, üretim kotasını düşürdü. Gerek Avrupa ülkeleri, gerekse ABD coğrafik ve iklim koşulları nedeniyle şeker pancarı üretimine uygun olmaması yüzünden NBŞ tercih etmek zorunda kalıyorlar. Bugün ABD halkına baktığımızda ülke nüfusunun neredeyse yarısından fazlasının obezite hastası olduğunu görüyoruz. Bu ülkelerde ağırlıklı olarak GDO mısır üretildiği düşünülürse ve NBŞ‘nin yani mısır şurubu denilen bu tatlandırıcıların mısır daki nişastanın enzimlerle parçalanması sonucu elde edildiği de göz önüne alındığında hiç şüphesiz sağlıksız olduğu kesindir. Avrupa ülkelerinde ve ABD‘ de NBŞ kullanımını obezite, şeker hastalığı, mide ve bağırsaklarda metabolik bozukluklara, kalp ve damar hastalıklarına ve kansere yol açması nedeniyle üretimlerini kısıtlama yoluna gitmişlerdir. Dünya daki bu gelişmeler göz önüne alındığında bizim ülkemizin yeterince şeker pancarından şeker üretimi yapılabilecekken, nişasta bazlı şeker üretimi için AB ülkelerinin koyduğu kotanın 5 kat fazlası kotanın konulmuş olması düşündürücüdür.

İzlenen politikalarla, bir taraftan GDO‘lu mısır ithal edip, bunlardan mısır şurubu üreterek, ölçüsüz ve denetimsiz olarak birçok gıdalara katarak, halkımızın sağlığı bozulmakta, diğer taraftan da Türkiye‘deki şeker pancarı üreticimizi değil, başka ülkelerin mısır üreticilerini desteklemekteyiz.

Tarım ülkesi olan ülkemizde ve şeker pancarı ihtiyacının %25‘ini karşılayan Konya‘da, tarımda yoğun istihdam sağlayan, hayvan beslemede vazgeçilemeyen küspe ve melas gibi ucuz yan ürünlere sahip, nakliye sektörüne büyük bir ivme sağlayan ve insan sağlığı açısından da hiçbir sorun yaratmayacak şeker elde edilen şeker pancarından kesinlikle vazgeçilemez. Çiftçimiz şeker pancarı tarımını yapmayı daha çok tercih etmektedir. Bunun en büyük sebeplerinden biride şeker pancarının münavebe sistemini uygun olmasıdır. Şeker pancarının bir sonrası ekilen buğday gibi hububat ürünlerde özellikle toprak verimliliğini % 20-25 seviyelerinde arttırması nedeniyle tercih edilmektedir. Bugün şeker pancarı tarımında 20 binin üzerinde insan çalışmaktadır. Ayrıca diğer taraftan şeker pancarı tarımı ülkemizde az olan kooperatifleşmeyi sağlamıştır. Kooperatifleşmenin en güzel örneğini gösteren Konya Şekerin bu ülkeye yarattığı istihdam ve katma değer göz ardı edilemez.

A.B.D‘de olduğu gibi ülkemizde de %15‘lik Nişasta Bazlı Şeker kotası en az %1 seviyesine mutlaka indirilmeli. Avrupa birliği ülkelerinde uygulandığı gibi sıkı bir denetim yapılmalı, ürünlerin üzerinde hangi şeker kullanıldığı yazılmalı, hatta ürünlerin üzerine mutlaka sigara örneğinde olduğu gibi "sağlığa zararlıdır obezite yapar, kansere yol açar‘ ibareleri mutlaka yazılmalı ve sağlıklı bir hayat ve sağlıklı nesiller için pancar şekeri kullanalım" ibarelerine de yer verilmelidir.

Bizim ülkemizde şeker pancarı ile edilen ve sağlıklı olan şeker pancarı şekeri üretiminin desteklenmesi gerekir. Bakanlığın NBŞ‘in kotasını düşürme yetkisi de vardır. NBŞ kotasının düşürülmemesi veya arttırılması; çiftçimize, ülke sanayisine ve ekonomisine vereceği zararlar göz önüne alındığında ülkemiz için büyük önem taşımaktadır.

 

Okunma Sayısı: 1086
Fotoğraf Galerisi