ZİRAİ İLAÇ BAYİLERİ GÜNAH KEÇİSİ Mİ?

MANİSA ŞUBE ( )
22.03.2016 (Son Güncelleme: 22.03.2016 13:42:23)

 Bağcılık ve üzüm, ilimizle özdeşleşmiş yaklaşık 45.000 üretici ailesinin 800.000 dekara yakın alanda üretim yaptığı bir geçim kaynağıdır.

İlimizde yaklaşık 20 kuru üzüm işletmesi, 60 sofralık üzüm işletmesi, alkol ve şarap fabrikaları ile 380 zirai ilaç bayisi sektöre hizmet vermektedir.

Üretilen üzümün %90`a yakını başta Avrupa Birliği olmak üzere, dünyanın dört bir yanına pazarlanmaktadır.

Özellikle AB ülkelerinde son dönemde Chlorpyriphos aktif maddesinin yasaklanması ve kabul edilebilir MRL değerleri içinde bulunsa bile üretim döneminde kullanılan Bitki Koruma Ürünleri (BKÜ) sayılarının 5-6`dan fazla olması ihracatta kalıntı sorununu tekrar gündeme taşımıştır.

İhracattaki sorunun çözümü adına sektörde yaşanan gelişmeler paydaşlar arası ilişkileri gerdiği kadar, kalıntı sorununun ortadan kaldırılması olgusundan da uzaktır.

Yıllardır Zirai ilaç bayileri üreticilere zirai ilaç satışıyla beraber teşhis ve tedavide danışmanlık hizmeti de vermiştir ve ülkemiz üzüm ihracatında önemli bir noktaya gelmiştir.

Gerek kamu kurumlarının gerekse ihracatçı firmaların kalıntının temel nedeni olarak, Ziraat Mühendislerini ve Zirai ilaç bayilerini göstermesi kendi sorumluluklarından kaçmaktır. Bu sadece kolaycılıktır.

Üzüm işletmelerinin istediği standartlarda girdi temini en doğal haklarıdır. Ancak, bunun sağlanması için son dönemde gerçekleştirdikleri yöntemler sorunun çözümünden uzaktır.

İşletme bünyesinde zirai ilaç satışı yapmak, anlaşmalı üreticilerini belirli bayilere kanalize etmek kısa vadede kendileri açısından çözüm gibi gözükse de beraberinde;

Üzüm fiyatlarının oluşumunda firmaların, serbest piyasa yerine ana aktör olması gerçeğini getirecektir. Sezon boyunca girdilerini üzüm işletmelerinden temin eden üreticiler, ürünlerini buralara vermek durumunda kalacaklardır.

 

Sorunun temel çözümü için;

1-      Üzüm işletmelerinin izlenebilirliğin sağlanması adına gerekli önlemleri alması, her üreticinin ürününü ayrı depolaması, onlarca üreticinin ürününü paçalda birleştirmemesi.

2-      Gelirini zirai ilaç satışından değil, yaptığı danışmanlık hizmetinden sağlayan ziraat mühendislerinin sahada yer alması ana unsur olmalıdır.

3-        Zirai ilaç bayileri hizmet verdikleri üreticilerin ilaçlama programlarını ve sezon içinde kullanılan girdilerin beyanını sağlamalıdır. Bu konuda bayiler yetkilendirilmelidir.

4-      Firmalar sözleşmeli üreticilere girdi temini yerine, oluşturacakları tarım servisleriyle danışmanlık hizmeti vererek, kontrollü üretimi sağlamalıdır.

5-      Zirai ilaç bayiliğinin önemi bu kadar ortadayken, ivedilikle bayilik yetkisi ziraat mühendisleri dışındaki meslek gruplarına verilmemelidir.

6-      Tarım Bakanlığı Ziraat Mühendislerinin hangi işlerde çalıştığına dair bir veri tabanına sahip değildir. Diplomayla gelir temininin önlenmesi, mühendisin bil fiil işin başında durması meslek odasıyla yapılacak işbirliğiyle olasıdır.

7-      Üretici Birlikleri ve kooperatifleri medeni ülkelerin tümünde tarımsal üretimde ana ögedir. Küçük üreticilerin korunması ve üretimde izlenebilirliğin sağlanması ancak bu yolla mümkündür. Ülkemizde tarımsal destekler, birlik ve kooperatifler üzerinden verilerek bu ögeler etkinleştirilmeli ve bu örgütler teşvik edilmelidir.

8-      5957 Sayılı Hal Kanunu uygulanabilir bir duruma getirilerek, toplum sağlığımız güvence altına alınmalıdır. Ülkemizin izlenebilirliği sağlanmalı, kalıntısız ve kaliteli tarım üretiminde devlet kontrol görevini aktif olarak üstlenmelidir.

 

 

                                                                                                              ZMO Manisa Şube

                                                                                                                    Yönetim Kurulu Adına

                                                                                                                    Başkan

                                                                                                              İbrahim DEMRAN

 

Okunma Sayısı: 563