KANAL B İLE RÖPORTAJ
ODA Başkanımız Özden GÜNGÖR, Kanal B`nin sorularını yanıtladı.
ODA Başkanımız Özden GÜNGÖR, 29 Mart 2016 Salı günü Kanal B muhabiriyle röportaj yaptı. TÜİK tarafından açıklanan ‘‘Canlı Hayvan ve Hayvansal Ürün Fiyatları ve Üretim Değeri‘‘ ile değerlendirmelerde bulunarak,şunları ifade etti.
TÜİK verilerine göre Türkiye`de büyükbaş hayvan sayısı 2015 yılı sonu itibariyle yaklaşık 14 milyon baş, toplam küçükbaş hayvan sayısı ise 44 milyon baş, koyun sayısı ise 33 milyon baş, keçi sayısı da 10 milyon baştır.
2015 yılı sonu itibariyle et tavuğu sayısı 214 milyon adet,yumurta tavuğu sayısı 99 milyon adet olurken hindi sayısı ise 2,8 milyon adettir. Tavuk yumurtası üretimi de yaklaşık 1,5 milyar adettir.
Nüfusun yıllık bir milyon arttığı Türkiye`de sığır sayısı 2015`de bir önceki yıla göre yüzde 1.6 oranında azalarak 14 milyon başa düşmüştür. Toplam talebin yüzde 10`unu karşılayan etlik yerli koyun sayısındaki yıllık artış ise 260 bin baştır.
Ülkemizde ette yaşanan sorunun kaynağında ise başta Et ve Balık kurumunun işlevsiz hale getirilmesi, yanlış destekleme politikaları, mera alanlarının amaç dışı kullanımı, yem üretim miktarının düşüklüğü ve et piyasasında yaşanan her sorunda ithalat yapılarak sorunu çözme anlayışı yatmaktadır.
2010 ile 2015 yılları arasında 1,5 milyon büyükbaş, 2,3 milyon küçükbaş hayvan ile 212 bin ton et ithali yapılması, karşılığında 3,8 milyar dolar ödenmiştir.
Hayvancılıkta ki, önemli sorunlarımızdan biri de üretim maliyetinin %60-70`lik bölümünü oluşturan yem üretiminde görülmektedir. Ülkemizde karma yem üretimimiz yaklaşık 9 milyon ton olup, ihtiyacımız ise 14 milyon ton civarındadır; açığımız 5 milyon tondur. Karma yem üretimimiz yaklaşık %50 oranında ithal yem hammaddelerine bağlı olduğundan dolayı açığımız GDO`lu mısır ve soya ithalatı ile karşılanmaktadır. Kaba yem ihtiyacı anlamında da durum pek parlak görülmemektedir. Kaba yem ihtiyacımız yaklaşık 74 milyon ton olup, üretimimiz ise 59 milyon ton civarındadır.
Türkiye, 2012-2015 döneminde etlik piliç yemi fiyatları %311, yumurta tavuğu yem fiyatları %318, süt yemi fiyatları %375 ve besi yemi fiyatları %388 oranında artmıştır.
2015 yılında Türkiye`de üretilen 16 milyon tonluk yemin 7 milyon tonu ithal hammaddeye dayanmaktadır. Yem için gerekli hammadde başta mısır, soya, mısır grizi ve DDGS olmak üzere ithalata bağlıdır.
İthalata rağmen fiyatların artması bunun yanlış bir politika olduğunu açıkça ortaya koymuştur. O zaman işin çözüm noktası üzerinde yoğunlaşmak gerekir. Avrupa Birliği (AB) bütçesinin %40`ını tarımsal desteklere ayırırken, bu oranın %2`yi geçmediği ülkemizde faiz ödemelerine tarımsal desteğe ayrılan payın 5 katından fazla bütçe ayrılmaktadır. AB ülkelerinde hayvancılık sektöründe çiftçinin kooperatifleşme oranı %90-98 aralığındayken bizde bu oran %13`dür.
Sonuç olarak ülkemiz hayvansal üretimde uygulanan yanlış politikalar hem üreticiyi hem de tüketiciyi mağdur etmiştir.
Öncelikli olarak yapılması gereken sorunların gerçekçi bir biçimde tespiti ve bunların çözümü için kısa, orta ve uzun dönemli politikaların oluşturulmasıdır.
