YARARLI OLAN; ZEYTİN YEMEK, ZEYTİNLİKLERİ DEĞİL!

GENEL MERKEZ ( )
25.05.2017 (Son Güncelleme: 18.10.2018 17:24:54)

Zeytinliklerimiz ve meralarımız yeni bir saldırının hedefinde.

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan "Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" ile zeytinliklerimiz ve meralarımız yeni bir saldırının hedefinde. Bugüne kadar 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunda altı kez, zeytinlik sahalarını farklı amaçlarla kullanmaya yönelik değişiklik yapılmak istense de, kamuoyundan gelen tepkiler nedeni ile bu değişiklikler gerçekleştirilememişti.

Zeytinlik sahası 

Tasarıyla 3573 sayılı Kanunda ekleme ve değişiklikler yapılıyor. Tasarıda 3573 sayılı Kanunun 1`inci maddesine zeytinlik saha ve kurul tanımları ekleniyor. Dekarda 15 ağaçtan daha az ağacın bulunduğu sahalar, zeytinlik sahası dışında tutularak, kanunun zeytinlik alanlar için öngördüğü korumacılıktan mahrum bırakılıyor. Ülkemizde geleneksel olarak daha önce kurulmuş zeytinliklerde dekara dikilmiş olan ağaç sayısı 10-12`dir. Tasarı ile zeytinlik saha için 15 ağaç sınırı getirilmesi yeni alanlar için sorun olmasa da, kadimden beri zeytinlik olan, yaşlı ağaçların bulunduğu sahalarda önemli sorunlara ve telafi edilemez tahribatlara yol açacaktır.

Zeytinlik sahaları koruma kurulu 

Tasarıyla getirilen bir diğer tanım ise, zeytinlik sahası bulunan her ilde valinin başkanlığında dokuz kişiden oluşan zeytinlik sahaları koruma kurulu. Bu Kurul 2005 yılında çıkan 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile getirilen ve tarım topraklarını korumak yerine toprak dağıtma kurulu gibi çalışan ‘`İl Toprak Koruma Kurullarını`` hatırlatmaktadır. Ancak yapısına ve işlevine bakıldığında, şikâyetçi olduğumuz Toprak Koruma Kurullarının bile gerisine düşüldüğü açıkça görülmektedir. Toprak Koruma Kurullarında üye olarak yer alan ve tarım topraklarının korunması konusunda mücadelesini başarılı bir şekilde yapan ODA`mıza, bu başarısının karşılığı (!) olarak, zeytinlik sahaları koruma kurullarında yer verilmemiştir.

Kurulun Ziraat Odası ve ziraat fakültesi dışındaki üyeleri, Valinin emrinde yer alan çeşitli Bakanlıkların; Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Orman ve Su İşleri Bakanlığının İl Müdürlükleridir. Kurulda bunlara ilave olarak Ziraat Fakültesi, Ziraat Odaları ve GTHB Araştırma Enstitüleri`nden birer üye yer almaktadır. Böyle bir kurulda Valinin istediği bir kararın çıkmaması söz konusu değildir.

Ancak dokuz kişiden oluşacağı belirtilen bu Kurul, kimi illerde 7 veya 8 kişi olabilecektir. Bu tip kanun taslakları yeterince tartışılmadan, adeta gizlilik içinde yapıldığı için, yanlışlık ve hatalar içermektedir. Tasarıyı hazırlayanlar, her ilde ziraat fakültesi bulunduğunu sanmaktadır. Ülkemizde 39 ilde 40 ziraat fakültesi bulunmaktadır. Ağaç sayısı bakımından ilk on sırada yer alan Manisa, Mersin ve Gaziantep`te Ziraat Fakültesi bulunmamakta, Balıkesir (Bandırma) ve Muğla`da (Fethiye) kurulu fakülteler de ise henüz öğrenim başlamamıştır.

GTHB`ye bağlı, "araştırma enstitüsü" adını taşıyan on dört ilde kurulu 18 araştırma enstitüsü bulunmaktadır. Araştırma enstitüsü dışında 24 ilde kurulu 26 araştırma istasyonu bulunmaktadır. Çok belirgin örnek olarak sadece Hatay ve İzmir`de bulunan ve zeytincilikle ilgili çalışmalar yürüten Bakanlık teşkilatlarının adı "Zeytincilik Araştırma İstasyonu Müdürlüğüdür". Taslakta araştırma enstitüsü ifadesi yer aldığı için, bu kurumlar doğrudan konuyla ilgili oldukları halde, Kurulda yer alamayacaktır.

Taslak ile kastedilen enstitülere, Araştırma İstasyonu Müdürlükleri de dahil edilecekse, ifadenin "araştırma kuruluşu" olması gerekirdi. Ancak böyle bile olsa, yine de sorun bulunmaktadır. Zeytin ağaçlarının % 15`inin bulunduğu Aydın`da bulunan araştırma kuruluşları Pamuk ve İncir Araştırma İstasyonu Müdürlükleridir. 2016 yılı zeytin üretiminin % 10`unun gerçekleştiği Balıkesir`deki tek araştırma kuruluşu Koyunculuk Araştırma İstasyonu Müdürlüğüdür.

Zeytin ağacı sayısının % 10`unun bulunduğu Muğla, % 6`sının bulunduğu Bursa, % 3`ünün bulunduğu Çanakkale ve % 2,5`inin bulunduğu Kilis`te GTHB`ye bağlı hiçbir araştırma kurumu bulunmamaktadır.

Hayvan otlatmak yasak, sokmak serbest

3573 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinde zeytinlik alanlara hayvan sokulması yasak iken, tasarıda "hayvan otlatılması yasak" ifadesine yer verilmiştir. Böylelikle zeytinlik alanlara hayvan girdiğinde, "otlamıyordu" gerekçesi ile yasaklamanın suiistimal edilmesine yol açılacaktır. Yine mevcut Kanunda zeytin sahalarına en az bir kilometre yakınlıkta koyun ve keçi ağılı yapılması yasak iken tasarıda bu yasaklama kaldırılmıştır.

3573 sayılı Kanunun 20`nci maddesinde "Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez" hükmü yer almaktadır. Tasarıda, birçok düzenlemede yasaklamaları delmek için kullanılan "alternatif alan bulunmaması" ve "kamu yararı kararı" bulunması gerekçelerine yer verilmiştir. Mevcut durumda "zeytinyağı fabrikaları ile küçük ölçekli tarımsal sanayi işletmeleri yapımı ve işletilmesi" için verilen izin, "bakanlıklarca kamu yararı kararı alınmış yatırımlar" olarak, her türlü faaliyeti kapsayacak hale getirilmektedir.

Her türlü faaliyete izin

Tasarıda zeytinyağı fabrikaları ile tarımsal işletmelerin yapımı ve işletilmesinin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının iznine bağlı olması zorunluluğu devam etmektedir. Ancak "bakanlıklarca kamu yaran kararı alınmış yatırımlar için zeytinlik sahalarında yatırım yapılmasına Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından izin verilebilir" ifadesinin açık olmaması, bu ifadeyle zeytinyağı fabrikaları ile tarımsal işletmelerin yapımı ve işletilmesi dışındaki faaliyetlere de GTHB tarafından izin verilebileceği anlaşılmaktadır.

Tasarı ile getirilen Zeytinlik sahaları koruma kurulunun görevleri arasında yatırım izinleri verilmesi yer almamıştır. Kurulun yetkisi, yatırım taleplerine ilişkin görüş bildirmekle sınırlıdır. Tasarıda yatırım izinlerinin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından verileceği,  Bakanlığın bu yetkisini, gerektiğinde valiliklere devredebileceği öngörülmüştür. GTHB`nin izin yetkisini valiliklere devretmesi durumunda, valilikler kendi başlarına izin verebilecektir. Kurulun yatırıma ilişkin görüşünün bağlayıcılığı bulunmamaktadır.

Tasarıda izin verilenlerin kendilerine tahsis edilen yerleri tahsis suresi bitiminde eski vasfına getirmekle yükümlü olmaları hükmüne yer verilmişse de, yapılaşmayı içeren bir faaliyet sahasının, eski vasfına getirilmesinin çoğu zaman mümkün olmayacağı açıktır.

Kes, parasını öde, istediğini yap

Tasarıda zeytin ağaçlarını izinsiz kesenlere veya sökenlere ağaç başına ikibin Türk Lirası idari para cezası öngörülmektedir. Zeytinlik sahalara ilişkin dekarda 15 ağaç kıstası dikkate alındığında, bir alanda dekarda 15`den fazla olan ağaçların kesilerek, tespiti halinde kesilen ağaçlar için ağaç başına iki bin TL ödenerek, o alanın zeytinlik saha dışına çıkarılması mümkün olabilecektir. Tasarıda bunun önlenmesine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır.

Meralarımıza yeni bir tehdit

Tasarının 30.maddesi ile 4342 sayılı Mera Kanunu‘nun 14. maddesinin birinci fıkrasına (i) bendi eklenmektedir. Mera Kanunun Tahsis Amacının Değiştirilmesi başlıklı bu maddesi, Kanun ilk çıktığında mera alanlarının tahsis amacının değiştirilmesine ilişkin istisnaları kapsarken, sürekli yeni eklemelerle meraların başka amaçlarla kullanılmasının dayanağı haline gelmiştir. 

Tasarıdaki değişiklikle, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının talebi ile OSB‘ler, Endüstri Bölgeleri, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri ile yerleşim yerleri içinde bulanan sanayi siteleri ve münferit işletmelerin yerleşim yeri dışına çıkarılması için, tahsis amacı değişikliği yapılır hükmü getirilmektedir. Ayrıca bu kapsamda tahsis amacı değiştirilen meralar için ödenmesi gereken 20 yıllık ot bedeline de muafiyet getirilmektedir. Meralara ilişkin yapılan bu değişiklikler, son yıllarda krizden bir türlü çıkamayan hayvancılığımız için büyük bir tehdittir. Aynı GTHB`nin mera hayvancılığının geliştirilmesi hedefiyle büyük bir çelişki oluşturmaktadır.

Her derde çare (!) Milli Tarım Projesi, zeytinlikleri ve meralarımızı kurtarsın

Neredeyse güneşin doğuşunu, yağmurun yağmasını Milli Tarım Projesi faaliyeti olarak sunacak olan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığını, söylemleri bırakıp, tarım alanlarımıza ve meralarımıza yönelik bu tehdidi ortadan kaldırmak için harekete geçmeye çağırıyoruz.

Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu

  

Okunma Sayısı: 1684
Fotoğraf Galerisi