MİLLİYET GAZETESİ: AMBARLARI YABANCILAR DOLDURUYOR - 11 EKİM 2018

GENEL MERKEZ ( )
11.10.2018 (Son Güncelleme: 11.10.2018 09:55:11)

15 gün önceki yazımda arpa ithalatından bahsetmiştim. Bu haftaki yazımda da insan beslenmesinin en temel besin maddesi olan buğdaydan ve buğdayda gelinen noktadan söz edeceğim. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası’nın ‘Buğday Raporu-2018’ adıyla geçenlerde yayımladığı raporda çarpıcı tespitler bulunuyor. Hem bir tarım yazarı hem de söz konusu odanın İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi olarak bu tespitleri bu köşede aktarmak istedim.

Buğday ve buğdaydan elde edilen bulgur, makarna, irmik ve bisküvi gibi ürünlerin tüketiminin birinci sırada olduğu Türkiye’de, 2000 yılından 2017’nin sonuna kadar buğday ekim alanları 15 milyon dekar düştü, aynı dönemde yapılan ithalatla yabancı ülkelerin çiftçisine 13 milyar dolar para ödendi.

Bu yıl da Türkiye’ye hatırı sayılır miktarda buğday girdiğini, açıklanan istatistiklerden biliyoruz. Buğday üretiminin bu şekilde azalması sadece insanları değil, hayvancılığı da etkiliyor. Az buğday, az saman demek. Hele buğday üretiminin düşüp de hayvan sayısının arttığı Türkiye gibi ülkelerde saman ithalatı da kaçınılmaz oluyor.

Türkiye, bir buğday ambarıyken neden bu hale geldi diye soracak olursak, Ziraat Mühendisleri Odası’nın tespitlerine bakmamız gerekiyor...

Yüksek maliyetlerle üretim yapma, üretimden vazgeçmenin birinci nedeni olarak görülüyor. Buğday fiyatlarındaki artış, gübre ve mazot gibi temel girdi fiyatlarının gerisinde kaldığından, buğday üretimi çiftçiye gelir getirmiyor. Bu durumu geçenlerde açıklanan Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ve Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) rakamlarından da anlıyoruz. TÜFE yüzde 24 iken ÜFE yüzde 46’ya çıktı. Bu durum, üretim sektörünün maliyetlerini henüz tüketiciye yansıtamadığını gösteriyor. Yani üretici hâlâ zararda.

Destek artırılmalı

Odanın tespitlerine göre, bir neden de sulu tarım alanlarında diğer tarım ürünlerinin kârlılık oranının yüksek olmasından dolayı buğdayın, artık kıraç alanların ürünü ya da münavebe ürünü olarak görülüyor olması. Bu nedenle buğdaya yapılan destekler, bölgesel olarak yeterli yağış altında, sulu/kurak farklılıkları dikkate alınarak artırılmalı.

İthalat için gümrük vergilerinin sıfırlanması ve ithalat yüzünden üreticinin moralinin bozulup ertesi yıl buğday ekmemesi, başkaca bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.

Yine birçok üreticinin haberdar olmadığı ya da yanlış bilgiye sahip olduğu lisanslı depoculuğun desteklenmemesi ve konuyla ilgili sahada tanıtım ve bilgilendirme faaliyetlerinin yapılmaması, sorunu çetrefilleştiriyor.

Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) ve tarım ürünleri piyasasını düzenleyici diğer kurumların üretimin devamlılığını sağlayacak şekilde çalışmalarını yürütememeleri, diğer bir sorun olarak ifade ediliyor.

Çözüm; saydığımız sorunların giderilmesinin yanı sıra, küçük aile işletmelerini destekleyen, sürdürülebilir ve planlı bir tarımsal üretim politikası için kooperatifçilik örgütlenmesinin teşvik edilmesi.

Haber: Harun Uysalharun.uysal@milliyet.com.tr

Haber kaynağına ulaşmak için lütfen tıklayınız. 

Okunma Sayısı: 453