ARTI TV- “EKONOMİ REHBERİ” PROGRAMI

GENEL MERKEZ ( )
04.03.2019 (Son Güncelleme: 04.03.2019 15:41:59)

ODA Başkanımız Özden GÜNGÖR 4 Mart 2019 Pazartesi günü saat: 12.30’da Artı TV’de canlı olarak yayınlanan “Ekonomi Rehberi” adlı programa telefon bağlantısı ile katıldı.

Programda: “Tanzim Satış Noktalarında İthal Ürünler” konusu ele alındı.

Başkanımız konuşmasında özetle: “Türkiye’de 2002 Yılında ekim alanı 41.196 dekar iken 2018 yılında 37.817 dekar alana düştü. Nohut ekim alanı 2002 yılında 6.600.000 dekar iken 2018 yılında 5.144.159 dekara, Kuru Fasulye ekim alanları 2002 yılında 1.800.000 dekar iken 2018 yılında 848.045 dekara, kırmızı mercimek ekim alanımız 2002 yılında 4.200.000 deker iken 2018 yılında 2.430.653 dekara düşmüştür. Ekim alanlarımız hızla düşerken 2002 yılında 66,4 milyon olan nüfusumuz 2018 yılında 82 milyona yükseldi. Artan nüfusun talebini karşılamak için yerli üretim yerine ithalat tercih edildi. 2018 Yılında Arjantin- Meksika- Hindistan’dan 93.000 ton nohut ithal ederek 118 milyon ($), Arjantin- Kanada- Kızgızistan’ dan 38.570 ton kuru fasulye ithal ederek 42,1 milyon($), Kanada- Rusya- Kazakistan 302.000 ton kırmızı mercimek, 22.000 ton yeşil mercimek ithalatına 144,7 milyon($), Çin- Yunanistan- İtalya’dan 265.000 ton pirinç ithal ederek 140,6 milyon($) yabancı ülke çiftçilerinin refahı için ödendi.

Türkiye bakliyat ithalatında son yıllarda rekor kırmıştır. Tanzim satış noktalarında satılan bakliyat TMO’dan gelmiş olsa dahi, sonuçta ithal edilen ürünlerin iç piyasada tüketildiğini net olarak söyleyebiliriz.

Çözüm ise ithalattan vazgeçmek, yerli üretime dönmek ve üreticinin desteklenmesidir.

Üreticinin desteklenmesi için öncelikle girdi maliyetlerinin düşürülmesi gerekiyor. Üretimde kullanılan mazotun litre fiyatı bir önceki yıla göre 2018 yılında %23, DAP gübresi %63, Üre gübresi %69, tarım ilaçları %70 civarında arttı. Bu rakamları değerlendiğimizde gerek sebzede, gerekse kuru bakliyatta ekim alanların daralması, üretim azlığı ve nüfus artışı nedeniyle bu ürünlerin ithalatının ve fiyat artışlarının olacağını söylemek zor değildir. Yani Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan bellidir.

Bu tanzim satışlar sürdürülebilir değildir. Seçim öncesi göz boyamadır. Ancak, üreticiyi tarımsal girdi fiyatları altında ezdiren, alım gücünü her geçen yıl gerileten, üretmek yerine ithalat tercihi ile onu üretimden ve tarlasından koparan politikalar düzeltilmedikçe tanzim satışların özel sektör üzerinde oluşturduğu baskı çiftçiye satış fiyatını indirme yönünde yansıyacak, bu durum tarımsal üretime daha çok zarar verecektir.” Dedi.

Okunma Sayısı: 650
Fotoğraf Galerisi