İLK SES GAZETESİ: PROJEYİ SEKTÖR DESTEKLEMİYOR- 30 NİSAN 2019

GENEL MERKEZ ( )
02.05.2019 (Son Güncelleme: 02.05.2019 17:23:48)

"Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından oluşturulan ve hayata geçirilmek istenen ‘Tarımda Milli Birlik Projesi’ sektörden istediği desteği alamadı. Sektör temsilcileri, projenin; millilikten uzak, tarımı şirketleştiren bir projeden ibaret olduğunu savundu."

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından 25 Nisan’da kamuoyuna duyurulacağı açıklanan, ancak gelen tepkiler üzerine ertelenen ’Tarımda Milli Birlik Projesi’ sektörü kaygılandırıyor. Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde konuşan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, “Tarımda Milli Birlik adında bir projemiz var, bunu da inşallah nisan, mayıs ayı içinde açıklıyor olacağız. Alt detaylarını da şu anda doldurma aşamasındayız, yüzde 90-95 oranında bitirdik” demiş ve tarımın teknik bir konu olduğunu, bu nedenle üzerinden siyaset yapılan bir meta olmaktan çıkarılması gerektiğinin altını çizmişti. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan sektör temsilcileri; “Ayrıntıları henüz belli olmasa da basına yansıdığı kadarıyla tarım sektörü Semerat Holding isimli bir Holdinge devredilecek” görüşünde birleşiyor. Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Özden Güngör, “Tarımda Milli Birlik Projesi, daha önce örneklerini gördüğümüz birçok çalışmada olduğu gibi, konuyla ilgili tarafların ve bilimsel çevrelerin görüşleri alınmadan, kamuoyunda tartışılmadan ‘Yaptık, oldu’ mantığıyla hazırlanmıştır. Kullanılan terminolojiden projenin Bakanlık dışında, konunun temel bilgilerinden yoksun bir danışmanlık şirketine hazırlatıldığı açıkça görülmektedir” derken, Ziraat Yüksek Mühendisi Ferdan Çiftçi ise “Yönetimde karmaşadan bahsedilerek yalın sisteme dönüleceği ifade edilse de yapılan iş daha fazla karışıklığa yol açacaktır. Adı her ne kadar milli birlik olsa da yapısına baktığımızda uluslararası şirketlerin varlığını görüyoruz. Tarım bir kamusal alandır. Şirket gibi yönetilemez” değerlendirmesinde bulundu. 

PLANLI BİR TARIM POLİTİKASI!

Tarımsal kamu yönetimi ülke gereksinimlerine uygun şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiğinin altını çizen Ziraat Mühendisi Odaları Genel Başkanı Özden Güngör, “Ülkemizin önceliği bu tür ayağı yere basmayan, yalnızca büyük sermayenin çıkarlarını ön plana alan projeler değil; tarımsal kaynakları, üreticiyi, tüketiciyi ve kırsal kalkınmayı öncelikleyen planlı bir tarım politikası olmalıdır. Bakandan Bakana, ortaya çıkan her soruna göre değişen, üreticilerin hiçbir şekilde geleceğe dönük planlamalarını yapamadığı bir tarım politikasıyla sorunlara çözüm getirilmesi mümkün değildir. Tarımsal kamu yönetimi ülke gereksinimlerine uygun şekilde yeniden düzenlenmeli, sulama, arazi toplulaştırması gibi tarımsal altyapı hizmetleri ivedilikle bitirilmelidir. Tarım arazilerinin amaç dışı kullanımı, hızla el değiştirmesi ve köylünün mahalleli yapılıp üretim süreçlerinden koparılarak şehir merkezlerine göçmesi ya da kendi toprağında işçi haline getirilmesi önlenmelidir. Bu amaçla üreticilerin piyasaya karşı menfaatlerini korumak amacıyla kooperatifler şeklinde örgütlenmesinin özendirilmesi, etkin ve verimli çalışmalarının önündeki engellerin kaldırması, güçlenmelerinin sağlaması önemli ve gereklidir. Ama bunun yolu tüm üreticileri tek bir kooperatif çatısı altında örgütleyerek, onları kâr güdüsüyle hareket eden yerli ve ulus ötesi sermaye gruplarının belirleyicisi olduğu bir holdingin insafına terk etmek olmamalıdır” ifadelerine yer verdi. 
 
“KÜÇÜK ÜRETİCİLERİMİZ TASFİYE OLUR”

Tarımda Milli Birlik Projesi’nin ülkemizde tarımsal üretiminin temeli olan küçük üreticilerin tasfiyesine neden olacağını savunan Güngör, tarımsal kaynakların korunmasını sağlayacak adımların atılması gerektiğini vurguladı. Güngör, “Tarım sektörünün içinde bulunduğu sorunları çözmekten uzak; Anayasal ve yasal birçok yeni soruna neden olacak. Tarım örgütlenmesini kamusal olmaktan çıkarıp, tümüyle yerli ve yabancı sermayenin destekçiliğine indirgeyecek. Tarımsal üretimimizde gıda güvenliği ve güvencesini sağlayamayacak. Yalnızca karlılık amacını öne çıkaracak. İthalatçı politikalar kurumsallaştırarak tarımsal ürün ve gıdada dışa bağımlılığı pekiştirecektir. Bu nedenlerle; Tarımda Milli Birlik Projesi adıyla uygulanmak istenen bu projeden vazgeçilmelidir. Tarımsal kaynaklarımızın korunmasını sağlayacak. Üreticilerimizin çıkarlarını gözetecek. Gıda güvencesinden, halkımızın gıda güvenliğinden hiçbir nedenle ödün vermeyecek. İthalata dayalı politikalardan vazgeçerek, ülkemizin gıdada kendine yeterliliğini sağlayacak. Tarımsal üretimin her alanında çok boyutlu demokratik planlamayı ilke edinecek. Ülkemizin ekolojisiyle, toplumsal ve kültürel yapısıyla uyumlu teknik ve teknolojiler geliştirilip ve yaygın olarak kullanılmasını sağlayabilecek. Demokratik bir kamusal tarımsal örgütlenme, konuyla ilgili tüm tarafların işbirliğiyle ülke gereksinimlerine uygun şekilde tasarlanarak yaşama geçirilmelidir” diye konuştu. 

“TARIMDA ÇÖKÜŞ PROJESİ”

Adı her ne kadar Milli Birlik olsa da yapısına bakıldığında uluslararası şirketlerin varlığına şahit olduklarının altını çizen Çiftçi, “2002 sonrasında uygulanan politikalarla üretici yüksek girdi maliyetleri düşük ürün fiyatları kıskacında kalmış ve üretimden kopmuştur. Girdi maliyetleri yüzde 500’ler düzeyinde kalırken ürün fiyatları yüzde 300ler düzeyinde artmıştır. Çiftçi 36 Milyon dekar alanda üretim yapmaktan vazgeçmiştir. Bu dağınık politikasızlık içerisinde haliyle Bakanlığın Tarımda Milli Birlik Projesi adı altında yeni bir reorganizyona hazırlandığı basına yansımıştır. Ayrıntıları henüz belli olmasa da basına yansıdığı kadarıyla tarım sektörü Semerat Holding isimli bir Holdinge devredilecektir. Yönetimde karmaşadan bahsedilerek yalın sisteme dönüleceği ifade edilse de yapılan iş daha fazla karışıklığa yol açacaktır. Yapı içerisinde yer alan Milli Birlik Kooperatifi demokratik kooperatifçilik değil devlet dayatmalı kooperatifçiliğe geçiş olacaktır. Bu uygulamalar hayata geçirildiği takdirde tarım şirketlere devredilecek, biyolojik çeşitliliğimiz polikültür tarım yapımız zarar görecek, zaten zorda olan küçük üretici yok olacak binlerce üretici üretimden kopacak, dışa bağımlılığımız artacak, gıda fiyatlarında bırakın düşüşü artış yaşanacaktır. Tarım bürokrasisi yönetilemez bir karmaşaya evrilecek kamuda istihdam daralacak Ziraat Mühendisi, Gıda Mühendisi Veteriner Hekim ve Sur Ürünleri Mühendisi istihdamı daralacaktır. Bu proje bir zihni sinir projesidir. Tarımda Milli Birlik Projesi değil Milli Çöküş Projesidir” değerlendirmesinde bulundu.
 
 
NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER
 
Haber kaynağına ulaşmak için tıklayınız. 
Facebook`ta Paylaş!

Okunma Sayısı: 486