ATILIM TEKNOLOJİYE BAĞLI - CUMHURİYET/TARIM HAYVANCILIK - 12.04.2005

GENEL MERKEZ ( )
13.04.2005 (Son Güncelleme: 27.04.2005 11:54:06)

ZİRAAT MÜHENDİSLERİNİN ORTAK DÜŞÜNCESİ:

ATILIM TEKNOLOJİYE BAĞLI...

MURAT KIŞLALI

ANKARA- ÇUKUROVA DENİNCE AKLA PAMUK GELİR. 1970'lerde 400 bin hektara pamuk ekilen bu yörede bugün pamuk ekim alanı 37 bin hektara kadar geriledi. Neden? Çünkü GAP'IN DEVREYE GİRMESİ VE İŞÇİLERİN GELİR DÜZEYİNİN YÜKSELMESİYLE ARTIK PAMUK ÜRETİMİNİN ESKİSİ KADAR KâRLI OLMAYIŞI.

ANCAK SON DÖNEMDEKİ BAZI GELİŞMELER BU EĞİLİMİ TERSİNE ÇEVİRMEYE ADAY. BİR SÜREDİR YÖREDE ''PAMUK TOPLAMA MAKİNELERİ'' KULLANILMAYA BAŞLANDI. BEDELİ 250-300 BİN DOLAR CİVARINDA OLAN BU MAKİNELER İŞÇİYE TOPLATILSA GÜNDE 5 MİLYAR LİRALIK YEVMİYEYE DENK DÜŞECEK KADAR PAMUK TOPLAYABİLİYORLAR. ŞAYET 45 GÜNLÜK PAMUK HASADI DÖNEMİNDE HER GÜN ÇALIŞABİLSELER, İKİ YILDAN KISA BİR SÜREDE KENDİLERİNİ AMORTİ EDEBİLECEKLER.

İŞTE TARIMDA TEKNOLOJİNİN FAYDASI. ÇALIŞACAK İŞÇİNİN KALMADIĞI BİR ORTAMDA, VERİMLİLİĞİ BU ORANDA ARTTIRAN MAKİNELER SAYESİNDE, PAMUK ÜRETİMİ YENİDEN KARLI HALE GELEBİLECEK. TABİİ GELİR DÜZEYİ SON DERECE DÜŞEN ÇİFTÇİYE BU MAKİNELERDEN FAYDALANMANIN YOLUNU AÇMAK KAYDIYLA.

PAMUK TOPLAMA MAKİNELERİ, TARIMDA KULLANILABİLECEK TEKNOLOJİ TÜRLERİNİN BELKİ DE EN BASİTLERİNDEN. TÜRKİYE GENELİNDE TARIMDA KULLANILAN VE KULLANILABİLECEK BİR YIĞIN TEKNOLOJİ VAR. BU KONUYU EN İYİ BİLECEK UZMANLARIN BAŞINDA DA ZİRAAT MÜHENDİSLERİ GELİYOR.

CUMHURİYET TARIM VE HAYVANCILIK EKİ, ''TARIM TEKNOLOJİLERİ'' Nİ MERCEK ALTINA ALDIĞI BU SAYISINDA, TÜRKİYE'nin çeşitli bölgelerindeki Ziraat Mühendisleri oda başkanlarına ''Yörenizde tarım teknolojileri ne ölçüde kullanılıyor? Neler yapılmalı, yapılabilir?'' sorularını yöneltti. ''Hiç kullanılmıyor ve hiçbir şey yapılamaz'' den ''Çok küçük bir katkıyla çok büyük atılımlar gerçekleştirilebilir'' e kadar bir dizi yanıt aldı. İşte o yanıtlar...

Ayhan Barut (Adana): Bizim bölgemizde tarım teknolojileri pamukta çok fazla kullanılıyor. 70-80'Lİ YILLARDA 400 BİN HEKTARA EKİM YAPILIRKEN BU RAKAM BUGÜNLERDE 37 BİNE GERİLEDİ. GAP'ın devreye girmesiyle Güneydoğu'DAN ÇUKUROVA'ya gelen işçiler daha az gelmeye başladılar. Şimdi işçi sıkıntısı var onun için pamuk üretimi düştü.

Pamuk önceden elle toplanıyordu. 2004 yılı itibarıyla bölgemize pamuk toplama makineleri girmeye başladı. Bu çok önemli bir yenilik. Fiyat politikaları ve üretim maliyetleri kadar önemli bir sorun hasat zamanında işçi bulunamamasıydı. Şu anda bölgemizde yaklaşık 10 tane pamuk toplama makinesi var. 2005'TE DE BU RAKAMIN ARTACAĞINI 30'a çıkacağını tahmin ediyorum. Böyle olursa pamuğu üretme ve ekim sahalarını arttırma şansına sahip olacağız.

4-5 sıralı pamuk toplama makinesi 1 günde 100 dekar pamuk toplayabilen bir makina. Oysa bir işçi 10 dekarı ancak 45 günde toplar. Buna göre 100 dekarı 1 günde ancak 450 işçi toplar. İşçi yevmiyesi 2004'TE 1 KİLO PAMUK İÇİN 111 BİN LİRAYDI. 1 İŞÇİ BİR GÜNDE 100 KİLO TOPLADIĞI İÇİN GÜNLÜK YEVMİYESİ AŞAĞI YUKARI 11 MİLYON LİRAYA, 450 KİŞİNİN YEVMİYESİ İSE 5 MİLYAR LİRAYA GELİYOR. DİĞER BİR DEYİŞLE BU MAKİNELER BİR GÜNDE, 450 İŞÇİNİN 5 MİLYARA TOPLAYACAĞI 100 DEKARLIK PAMUĞU TOPLUYORLAR. BU MAKİNELERİN DEĞERİNİN 240 BİN DOLAR CİVARINDA OLDUĞUNU BİLİYORUZ. TABİİ BUNUN YAKITI VE BAKIMI VAR. DOLAYISIYLA 1500- 2000 DEKAR ALAN PAMUK ÜRETİCİSİNİN MAKİNESİ BİZİM HESABIMIZA GÖRE YILDA 100 MİLYAR LİRALIK İŞÇİ TASARRUFUYLA KENDİNİ 2-3 YILDA AMORTİ EDİYOR.

BUNUN İÇİN MAKİNELİ HASADI TEŞVİK ETMELİYİZ. TABİİ BUNU HER ÜRETİCİ TEDARİK EDEMEZ. BU MAKİNELERİ JOHN DEER VE CASE GİBİ FİRMALAR YAPIYOR. BU FİRMALAR UYGUN ŞARTLARLA SATIŞ YAPABİLİRLER. BANKALARA DA İŞ DÜŞÜYOR. BANKALAR LEASİNG YA DA UCUZ TÜKETİCİ KREDİSİYLE PAMUK TOPLAMA MAKİNESİNİ TEŞVİK EDİP, ÇİFTÇİNİN MAHSULDEN MAHSULE ÖDEME YAPMASINI (BİR YILDA 2 DEFA) SAĞLAYACAK ŞEKİLDE, UZUN OPSİYONLU 4-5 YILLIK SATIN ALMA YÖNTEMLERİ UYGULAYABİLİRLER.

KÜÇÜK ÜRETİCİLER BU MAKİNELERİ YA BİRLİKTE ALMALI, YA DA TAŞERONLUK USULÜYLE, BU İŞİ MESLEK EDİLECEK KİŞİLER ALABİLİR. VEYA ÇUKOBİRLİK GİBİ ÇIRCIR FABRİKALARI ALIP ÜRETİCİNİN HİZMETİNE SUNMALI. 45 GÜNLÜK HASAT ZAMANINDA BU MAKİNE HER GÜN ÇALIŞSA İŞÇİ MALİYETİNDEN SAĞLAYACAĞI TASARRUF 225 MİLYAR LİRA OLUR. BİR HASAT DÖNEMİ HER GÜN ÇALIŞMA İMKANI BULSA, BU MAKİNELER KENDİLERİNE NEREDEYSE BİR YILDA AMORTİ EDER, SATIŞ BEDELLERİNİ ÇIKARIRLAR. ADANA'ya bu makinelerin yıllar önceden girmesi lazımdı, ama yeni yeni giriyor. Yine de geç olsun güç olmasın.

Karaca Bozgeyik (Gaziantep): Hasat sonrası sürekli anız yakmadan bahsedilir. Halbuki anız yakmak toprağa zararlıdır, yakılmaması gerekiyor. Üstelik anız sürülüp toprağa karıştırıldığında gübre işlevi de görür. Bunun yapılması için oraya mekanizasyonun, teknolojinin girmesi gerekiyor. Anız işleme makinesi var, hasattan belli bir süre geçtikten sonra anızı toplayıp saman da yapabiliyor, yem olarak hayvana da kullandırabiliyor. Kalan anızı parçalayan bir başka makine var. Toprağı biraz daha derinden işliyor, ve kalan anızı parçalayabiliyor.

Bunlar çok gelişmiş bir teknoloji değil. Ama çiftçinin 50 dönümlük arazisi için bunu tek başına satın alması da imkansız. Burada devletin, tarımı temsil eden il müdürlüğünün bu konuya el atması gerekiyor. Tarım bakanlığı birkaç köyü birleştirip bu makineleri oraya ulaştırmalı. Sonuçta anız makinelerinin değeri 30-40 milyar lira. Bunu Konya'DA YAPANLAR VAR, EGE'de var.

Uluhan Korkut (Muğla): Muğla her türlü ürünün alınabildiği bir il. Tarımda en son teknolojiler kullanılabiliyor. Özellikle seralarda. Örneğin en son olarak seralarda bitki düzenleyicileri yerine bambus arısı kullanılmaya başlandı. Seralarda döllenmeyi sağlayan bir arı türü bambus arısı. Bitkinin üzerinden çiçek tozlarını alıp, hormonu vermeden o teknoloji kullanıyor. Bunun çıktığı yer Türkiye ama zamanında yasak olduğu halde yurtdışına kaçırılmış. Bundan başka yöremizde organik tarım ve entegre tarımla ilgili ciddi çalışmalar var.

Prof. Dr. Temel Gençtan (Tekirdağ): Tekirdağ, Trakya'NIN GENELİNDE DE BENZER DURUM SÖZ KONUSU, TÜRKİYE'nin tarım teknolojisi kullanma yönünden en ileri bölgesi. Çiftçi son teknolojileri uygulama olanağı buluyor. Ama sürekli arayış içindeler. Köken olarak Avrupa'DAN GELDİKLERİ İÇİN YENİLİĞE SON DERECE AÇIKLAR. TARIMDAN ÇOK İYİ, TÜRKİYE GENELİNİN 2 KATI GELİR KAZANDIKLARI İÇİN, TEKNOLOJİYİ KULLANMA YÖNÜNDEN BU DURUM ONLARI TEŞVİK DE EDİYOR. AMA ÇOĞU KEZ DE BU YENİ TEKNOLOJİYİ PAZARLAYANLAR AÇISINDAN DA OLUMSUZ YÖNLERE DOĞRU İTİLİYORLAR. YENİ 4 ÇEKERLİ TRAKTÖRLER, BİZİM TOPRAKLAR İÇİN ÇOK UYGUN OLMAYAN GÜBRELER BUNLARA ÖRNEK. ÇİFTÇİYE ELİMİZDEN GELDİĞİ KADAR DOĞRU YOLU GÖSTERMEYE ÇALIŞIYORUZ.

EDİRNE, İPSALA, KEŞAN, UZUNKÖPRÜ'de çeltikte uygulanan tarım teknolojisi dünyanın en ileri teknolojisidir. İpsala'DAKİ SON TEKNOLOJİ DÜNYA REKORU. HER ŞEY MEKANİZE OLMUŞ, HASAT YAPILIYOR, ANINDA KURUTMA YAPILIYOR, DEPOLARA TAŞINIYOR. BU TEKNOLOJİDEN DOLAYI DEKARDAN 1 İLA 1.5 TON ÇELTİK ALINABİLİYOR. BUĞDAYDA TÜRKİYE'nin ortalaması 200 kilo, burada 800 kilonun üzerinde verim alıyorlar. Ekimden hasada kadar bitkinin ve toprağın koşullarına uygun gübresi ekim sıklığı dikkat edilerek teknolojinin tüm imkanlarından faydalanıyor.

Aslında tüm bunlar çok maliyetli değil, ama iyi bir çeşit iyi bir tohumluk kullanma bir maliyet, gübre bir maliyet. Orta Anadolu, Güneydoğu Anadolu da bunu biliyor, ama gübreyi atarken eli titriyor. Çünkü alım gücü yok.

Dolayısıyla tarımda teknolojinin kullanımını arttırmak için üreticinin gelir düzeyini arttırmak lazım. Diğer bölgelerde de son derece yetenekli bilgili üretici var. Ama oradaki sorun alım gücünün yetersizliği. Bunlara da olanak sağlansa Türkiye'NİN TÜM BÖLGELERİNDE TEKNOLOJİ KULLANIMIYLA BERABER ÜRETİMDE VERİMDE ARTIŞ SAĞLANACAK. TABİİ BUNUN SAĞLANMASI İÇİN KAYNAK AYRILMASI LAZIM, BU DA BU HÜKÜMETİN POLİTİKASI DEĞİL.

MEHMET ATEŞ (MERSİN): BİZİM SERALARIMIZDAN GELEN MAL DİREKT BARKODDAN GEÇİYOR. SON SİSTEMİ KULLANIYORUZ. BİR SÜRE SONRA AVRUPA'daki hipermarketler bu kapsama girmeyen hiç bir ürünü almayacaklar. 265 bayide bilgisayarlı barkod sistemini aldık. Seralar kayıt altına alındı, 10 bin dekar sera var, 7 bin sera. Bu arkadaşlara birer defter verildi. Bir tane de kredi kartı gibi kartı var. Bu kartın üstünde adı soyadı parsel numarası kimlik numarası yazıyor. Onunla bayiye geldiğinde hangi parsele hangi ilacı alıp hangi dönemde attığını görebiliyorsunuz. Bu zorunlu, bayi başka türlü satış yapmıyor. Depo mevcudu, çek her şeyi görüyor, hangi ürüne hangi ürünü vereceği burada belli. Başka şeyi veremez. Kaçak olsa bile vali ile toplanıp hallerin girişinde bile kalıntı analizi yapılıyor.

Bir tarım haritamız yok. Gelişmiş ülkelerde, orada tarımın bir haritası var, uydudan çekilmiş. Hâlâ bu bizde yok. Hangi ürünü nereye ne zaman ekeceğimizi belirleyen bir veri yok. Ben geçmişte Erdemli, Silifke Tarsus'TA TARIM İL MÜDÜRLÜĞÜ YAPTIM. BUNLAR OLMADAN BİR ŞEY YAPAMIYORSUNUZ.

TARLALAR BÖLÜNMÜŞ DURUMDA, BUNUN BİRLEŞTİRİLMESİNE YÖNELİK BİR ŞEY YAPAMIYORSUNUZ. PARÇALI OLDUĞU İÇİN TEKNOLOJİ GİREMİYOR, MAALESEF. BUNU ANCAK SERALARDA KULLANABİLİYORUZ. SERALARDA İSE HALA CAM SERALAR KULLANILAMIYOR, ÇELİK, AHŞAPTA KALDIK. MALİYETİ 1 DÖNÜMDE CAMDA 30 MİLYAR FARK YAPAR. BU YATIRIM YAPILABİLSE KENDİSİNİ 3 YILDA AMORTİ EDER. FAKAT ÜRÜN PARA EDERSE. ŞU SIKINTIMIZ VAR, SEBZE PARA ETMEZSE İNSANLAR BUNU BIRAKIR.

TARIM SİGORTASI YASASI ÇIKARTAMADIK. İKİ GÖRÜŞ VAR, İSPANYA MODELİ DİYE BAHSETTİĞİMİZ BİZİM MODEL. YARISINI DEVLET YARISINI ÜRETİCİ KARŞILIYOR, HEM ÜRÜN HEM EKİPMANLAR HEM DE ŞAHIS GARANTİ ALTINDA. O ÇIKARSA BİZ ÖNERİYORUZ. ÇOK İYİ OLUR. HAZİNE'nin IMF'NİN DESTEĞİ MEKSİKA MODELİ, YÜZDE 100'ünü üretici karşılıyor. Bizim çiftçinin gücü buna yetmez. Meksika modeliyle çok büyük birkaç kişinin dışında kimse sigorta yaptıramaz.

Cevdet Altındağ (Van): Van ve yöresi arazi yapısı farklı ekolojik olarak sınırlamalar var. Topoğrafik yapı olarak sınırlamalarımız var. Teknoloji en başta mekanizasyon ise, burada da bir sıkıntımız var. Hem arazi, hem ekonomik yetersizlik sınırlayıcı etki.

Geriye kalan hayvancılıkta süt sanayinde teknoloji olması gerekiyor. Şu anda hayvan sayısında çok sınırlı arz var. Kaçak girişler geçmişte de vardı, kesilmiş et tonlarca geliyor. Et Balık Kurumu sadece kesim yapar, işleyecek tesisi yok. Van Et ise, yeterli ve ucum yem bulamadığı için sınırlı besicilik yapıyor.

Önce ciddi olarak bölgenin toplu bir kalkınma girişimine girilmesi lazım. Hammaddesinden yayla yasaklarının kaldırılmasına. Üretimi sürekli kılacak teknolojilerin girmesini sağlayacak, çiftçi birlikleri kooperatiflerin devreye girmesi şart.

İsmail Aslan (Trabzon): Bizde fındıktan başka bir şey yok. Arazi yapısı teknoloji kullanımına müsait değil. Ancak fındığın toplandıktan sonra harmanlanması esnasında kullanılan teknolojiler var. Bazı ufak tefek iyileştirmeler yapılabilir ama yıllardır bölgemize teknoloji girmedi ve bundan sonra da girmesini beklemiyoruz.

Okunma Sayısı: 727