ANKARA 4. İDARE MAHKEMESİ, DANIŞTAY’IN BOZMA KARARINA KARŞIN, LİSTE DIŞI BİLİRKİŞİ ATAYAN HAKİM HAKKINDA, SORUŞTURMA YAPILMASINA İZİN VERMEYEN ADALET BAKANLIĞI İŞLEMİNİN İPTALİ İSTEMİMİZİ REDDETTİ

GENEL MERKEZ ( )
27.02.2007 (Son Güncelleme: 27.02.2007 16:09:23)

T.C.
ANKARA
4. İDARE MAHKEMESİ

Esas No: 2006/2315
Karar No: 2006/2638

DAVACI: TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası

VEKİLİ: AV.Zuhal Dönmez
Bestekar Sok.No:49/5 Kavaklıdere / ANKARA

DAVALI: Adalet Bakanlığı / ANKARA

DAVANIN ÖZETİ : Davacının Çatalca Asliye 1 Hukuk Mahkemesi eski halen ... Hakimi .... hakkında soruşturma yapılması yolundaki başvurusu üzerine adı geçen hakkında işlem yapılmasına yer olmadığına ilişkin tesis olunan 07.5.2004 günlü 20849 sayılı davalı idare işleminin hukuka aykırı olduğu ileri sürülen iptali istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ : Usul yönünden; dava konusu işlemin idari davaya konu olabilecek nitelikte bir idari işlem olmadığı, esas yönünden ise işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddinin gerektiği savunulmaktadır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Ankara 4. İdare Mahkemesi‘nce uyuşmazlık hakkında daha önce mahkememizce verilen 31.03.2005 günlü E:2004/2262, K:2005/400 sayılı kararın, Danıştay‘ın 5. Dairesinin 13.06.2006 günlü E:2005/5354, K:2006/3391 sayılı kararıyla bozulduğu görüldüğünden bozma kararına uyularak işin gereği görüşüldü.

Dava, davacının bir yargı mensubu hakkında yaptığı şikayet sonucu adı geçen hakkında "işlem yapılmasına gerek görülmediği" yolunda Adalet Bakanlığı‘nca kurulan 07.05.2004 günlü, 20849 sayılı davalı idare işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu‘nun 82. maddesinin birinci fıkrasında; hakim ve savcıların görevden doğan veya görev sırasında işlenen suçları, sıfat ve görevleri gereğine uymayan tutum ve davranışları nedeniyle, haklarında inceleme ve soruşturma yapılmasının Adalet Bakanlığı‘nın iznine bağlı olduğu; 87. maddesinde; tamamlanan soruşturma evrakının Bakanlık Ceza İşleri Genel Müdürlüğü‘ne gönderileceği bu Genel Müdürlük tarafından yapılacak inceleme sonucunda düzenlenecek düşünce yazısı üzerine kovuşturma yapılmasına veya disiplin cezası uygulanmasına gerek olup olmadığı Bakanlıkça takdir edilerek evrakın ilgili mercilere tevdii olunacağı veya işlemden kaldırılacağı hükme bağlanmış, aynı Kanun‘un 89. maddesinde; Hakim ve Savcılar hakkında görevden doğan ya da görev sırasında işledikleri suçlar nedeniyle kavuşturma yapılması gerekli görüldüğü takdirde evrak, Adalet Bakanlığı‘nca ilgilinin yargı çevresinde bulunduğu ağır ceza mahkemesine en yakın ceza mahkemesi Cumhuriyet Savcılığı‘na, Adalet Bakanlığı merkez teşkilatında görevli hakim ve savcılar hakkındaki evrak ise Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı‘na gönderilir.

Cumhuriyet Savcısı 5 gün içinde iddianamesini düzenleyerek evrakı, son soruşturmanın açılmasına veya son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına karar verilmek üzere ağır ceza mahkemesine verir.

İddianamenin bir örneği Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu gereğince, hakkında kovuşturma yapılana tebliğ olunur. Bu tebliğ üzerine ilgili, Kanun‘da yazılı süre içinde delil toplanmasını ister veya kabul edilebilir istekte bulunursa bu husus göz önünde tutulur ve gerekirse soruşturma başkan tarafında derinleştirilir" hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunun 90. maddesinde ise "Haklarında Son Soruşturma açılmasına karar verilenlerden; birinci sınıfa ayrılmış olanlarla ağır ceza mahkemeleri heyetine dahil bulunan hakim ve cumhuriyet savcılarının son soruşturmaları, Yargıtay‘ın görevli ceza dairesinde görülür.

Birinci fıkra dışındaki hakim ve savcıların son soruşturmaları, yargı çevresi içinde buldukları ağır ceza mahkemesinde yapılır" kuralı yer almaktadır.

Anılan Yasa hükümlerine göre, hakim ve savcıların görevleri ile ilgili suçlarda inceleme ve soruşturma yapılabilmesinin Bakanlığın iznine bağlı olduğu, yapılan inceleme sonrası soruşturma açılmasına gerek duyulmadığı takdirde dosyanın işlemden kaldırılacağı anlaşılmaktadır.

Dava dosyasının incelenmesinden, davacı tarafından 14.05.2004 günlü dilekçe ile 2947 sayılı Kamulaştırma Kanunu uyarınca açılan ve Çatalca Asliye 1. Hukuk Mahkemesinin 2002/383, 2002/86, 2002/87 esas sayılı dosyalarında görülen kamulaştırma davalarında bilirkişilerin Türkiye Mimarlar ve Mühendisler Odası Başkanlığı Listesi‘nde yer alan kişiler arasından seçilmesi gerektiği halde, oda listesinde kayıtlı olmayan kişilerin atandığı iddiasıyla Çatalca Asliye 1. Hukuk Mahkemesi Hakimi ... hakkında işlem tesisi istemiyle davalı idareye başvuruda bulunulduğu, buna göre;

Bir kısım davacılar tarafından İSKİ Genel Müdürlüğü aleyhine açılan ve Çatalca Asliye 1. Hukuk Mahkemesinde görülen bahse konu davalarda, usuli işlemlerin tamamlanmasının ardından adı geçen hakim tarafından keşif kararı verilerek keşfe katılacak iki ziraat mühendisi ve mülk bilirkişisinin re‘sen seçildiği, kadastro mühendisi ve fen elemanlarının görevlendirilmesi için kadastro müdürlüğüne müzekkereler yazıldığı, bu şekilde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporlarına istinaden yürütülen yargılamalar sonunda;

2002/87 esas sayılı dosyada, 10.05.2002 gün ve 2002/265 sayı ile davanın kabulüne karar verildiği, kararın davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 11.11.2002 günlü ilamıyla, "Kamulaştırılmasız el atmadan söz edilemeyeceğinden davanın reddedilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulduğu, mahkemece bozma kararına direnilmesi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca direnme kararının bozulduğu,

2002/383 esas sayılı dosyada davanın kabulüne dair verilen kararın davalı idarece temyiz edilmesi sonucu, anılan Dairece "taşınmaza el konulan yerin dışında kalan bölümdeki değer artışı hususu kabul edilmediği" gerekçesiyle bozulduğu,

2002/86 esas sayılı dosyada yürütülen yargılama sonunda davanın kabulüne karar verildiği, davalı tarafça temyiz edilen kararın yine aynı Yargıtay Dairesince "davalı idarenin dava konusu taşınmazda kalıcı bir müdahalesinin bulunmadığından kamulaştırmasız el atmadan söz edilemeyeceği" gerekçesiyle bozulduğu,

Anılan dosyalarda yargılamanın halen sürdüğü,

İncelemeye konu olan davaların, kamulaştırılmaz el atma nedeni ile açılan tazminat davaları olup, ortada bir kamulaştırma kararı bulunmadığından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu hükümlerinin uygulanma imkanı bulunmadığı, dolayısıyla bilirkişi seçiminde sınırlama olmadığı, bu nedenle bilirkişilerin anılan Kanun hükümleri uyarınca Ziraat Mühendisleri Odası listesinden seçilebileceği gibi Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu‘nun 275. maddesi gereğince konunun uzmanı olmaları halinde ziraat mühendisleri odası listesinde yer almayan kişiler arasından seçilebilme olanağının bulunduğu,

Bahse konu her üç dosyada adı geçen hakim tarafından, taşınmazın cinsine göre bilirkişilerin ilçe tarım müdürlüğünde görevli ziraat mühendisleri arasında isim belirtmeksizin görevlendirilmesinin istenilerek, takdir hakkı ve yargı yetkisinin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu‘nun 275. maddesi doğrultusunda kullanıldığı, bu yetkinin herhangi bir nedenle kötüye kullanıldığına ya da özel bir kasıtlı bir hareket edildiğine dair iddia ve delil bulunmadığı, kaldı ki verilen kararların davalı idarece temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay bozma kararlarında bilirkişi seçiminde usulsüzlük olduğu hususuna değinilmediği gibi 2002/383 esas sayılı dosya ile ilgili bozma ilamında bilirkişi raporlarının yöntem bakımından kanun hükümlerine uygun olduğunun belirtildiği,

Bu nedenle iddianın doğrulanmadığı hususlarının,

Evrak kapsamı ile kıdemli hakiminin bildiriminden anlaşıldığı ve dolayısıyla Çatalca 1. Asliye Hukuku Mahkemesi eski, halen ... Hakimi Olan .... hakkında işlem tesisine yer olmadığına yönelik tesis olunan 30.04.2004 günkü olurunun iptali istemiyle görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda; 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu‘nun 82, 87, 89 ve 90. maddeleri hükümlerine göre şikayet edilen hakimler ve savcılar hakkında usulüne uygun olarak gerekli inceleme ve soruşturmaların yapılarak işlem tesis edildiği anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle davanın reddine, aşağıda dökümü gösterilen 43,00.YTL yargılama gideri ile 67,10 YTL temyiz yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, kararın tebliğinden itibaren 30 (otuz) gün içinde Danıştay‘a temyiz yolu açık olmak üzere, 21.09.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

BAŞKAN BİRİZ ÖZDEMİR
27396

ÜYE HASAN GÜZELER
33628

ÜYE GÜLTEN HATİPOĞLU
37766

Okunma Sayısı: 7306