TARIM REFORMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ANAYASA'YA AYKIRI DAVRANIYOR – CUMHURİYET TARIM/HAYVANCILIK – 13.12.2005

GENEL MERKEZ ( )
14.12.2005 (Son Güncelleme: 14.12.2005 12:16:01)

Toprağı olmayan bir kimsenin; bilgi birikimi olmayışı, tarla sürecek, tohum, ilaç, gübre alacak, alet ­ ekipman edinecek gücü olmayışından daha doğal ne olabilir?

Prof. Dr. Gürol ERGİN
(CHP Muğla Milletvekili)

Tarım Reformu Genel Müdürlüğü'NÜN 2006 MALİ YILI BÜTÇE KANUN TASARISI'nın hedefler kısmında, Genel Müdürlüğün hedefi şöyle açıklanmaktadır: "TC Anayasası'NIN 44. MADDESİNDE BELİRTİLEN TEDBİRLERİN ALINABİLMESİ İÇİN ÇIKARILAN 3083 SAYILI SULAMA ALANLARINDA ARAZİ DÜZENLENMESİNE DAİR TARIM REFORMU KANUNU HÜKÜMLERİ; 3083 SAYILI KANUN VE ÇEŞİTLİ KANUNLARLA, BAKANLAR KURULU KARARI İLE VERİLEN GÖREVLER ÇERÇEVESİNDE UYGULANACAKTIR". ANAYASAMIZIN, GENEL MÜDÜRLÜĞÜN ATIFTA BULUNDUĞU VE TOPRAK MÜLKİYETİ BAŞLIKLI 44. MADDESİ NE DİYOR? "DEVLET,.... TOPRAKSIZ OLAN VEYA YETER TOPRAĞI BULUNMAYAN ÇİFTÇİLİKLE UĞRAŞAN KÖYLÜYE TOPRAK SAĞLAMAK AMACIYLA GEREKLİ TEDBİRLERİ ALIR. KANUN, BU AMAÇLA, DEĞİŞİK TARIM BÖLGELERİ VE ÇEŞİTLERİNE GÖRE TOPRAĞIN GENİŞLİĞİNİ TESPİT EDEBİLİR....... BU AMAÇLA DAĞITILAN TOPRAKLAR BÖLÜNEMEZ, MİRAS HÜKÜMLERİ DIŞINDA BAŞKALARINA DEVREDİLEMEZ VE ANCAK DAĞITILAN ÇİFTÇİLERLE MİRASÇILARI TARAFINDAN İŞLETİLEBİLİR". YASANIN BU AÇIK HÜKÜMLERİ BUGÜNE KADAR YALNIZCA SULAMA ALANLARINDA ARAZİ DÜZENLENMESİNE DAİR TARIM REFORMU YASASI GEREĞİ İLAN EDİLEN BÖLGELERDE GÜNDEME GETİRİLİP, İŞLETİLMEYE ÇALIŞILDI. BUGÜN İSE ÇOK GARİP, ANLAŞILMAZ VE KABUL EDİLMEZ BİR DURUMLA KARŞI KARŞIYAYIZ.

GENEL MÜDÜRLÜK, TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI'ndan aldığı bir Olur'U, GEREĞİ İÇİN BÖLGE MÜDÜRLÜKLERİNE GÖNDERİYOR.

SÖZ KONUSU OLUR YAZISINDA, GENEL MÜDÜRLÜĞÜN AZ TOPRAKLI VE TOPRAKSIZ ÇİFTÇİLERİN TOPRAKLANDIRILMASI GÖREVİ KAPSAMINDA 604,787 DEKAR TARIM ARAZİSİNİN DAĞITIMINI GERÇEKLEŞTİRDİĞİ, 453,732 DEKAR TARIM ARAZİSİNİN DAĞITIM ÇALIŞMALARININ İSE ÇEŞİTLİ AŞAMALARDA SÜRDÜĞÜ BELİRTİLMEKTE, ÜLKEMİZDE YILLAR İÇERİSİNDE İŞLETME SAYISI ARTARKEN, İŞLETME BÜYÜKLÜĞÜNÜN KÜÇÜLDÜĞÜ, AB'de bunun tersi bir durumun yaşandığı, 1950 ­ 1990 yıllarına ait değerler verilerek ifade edilmektedir. Verilen bilgilere ülkemizde işletme başına düşen 59 dekarlık tarım alanının da ortalama 5 parçadan oluştuğu eklenmekte, tarımsal üretimde Avrupa'NIN GERİSİNDE KALIŞIMIZIN BAŞLICA NEDENLERİNDEN BİRİNİ BU DURUMUN OLUŞTURDUĞU AÇIKLANMAKTADIR.

YAZIDA AYRICA, TÜM İŞLENEBİLİR ALANLARDA ARAZİ TOPLULAŞTIRILMASININ YAPILMASI VE İŞLETMELERİN DAHA SONRA PARÇALANMASINI ENGELLEYECEK MEDENİ KANUN ÇERÇEVESİNDE YASAL ÖNLEMLERİN ALINMASI GEREKTİĞİ BELİRTİLMEKTEDİR.

YAZININ BUNDAN SONRASI, AKIL ALMAZ BİR AYMAZLIK ÖRNEĞİDİR. BAKINIZ SAYIN BAKAN'ın onay verdiği yazıyla ne yapılmak isteniyor ve yazılmak istenen husus hangi gerekçelere dayandırılıyor? Şöyle deniyor yazıda:

"Hazine arazilerinin topraksız ya da az topraklı çiftçilere dağıtımı esnasında, bir taraftan toplulaştırılan, müşterekliliği giderilerek tek parça haline getirilen araziler norm dahilinde (3. sınıfta suluda yaklaşık 40 dekar, kuruda 200 dekar) tekrar bölünerek çiftçilik konusunda bilgi birikimi, deneyimi bulunmayan, hatta tarlayı sürecek, tohum, ilaç ve gübre alacak, atacak maddi imkanı olmayan, gerekse yeterli alet ve ekipmanı olmayan kişilere çiftçilik yapmak üzere dağıtılmak zorunda kalınmakta, işletme büyüklüğü azaltıldığı gibi çiftçi sayısı arttırılmaktadır. Bu durum arazi parçalanmasını artırarak, Avrupa Birliği Müzakereleri kapsamında karşımıza en önemli olumsuzluklardan biri olarak çıkacak ve giderilmesi büyük zaman, emek ve maddi kaynak gerektirecektir.

Hazine arazilerinin kullananlara satışı ile bir nevi toplulaştırma hizmeti Devletçe hiçbir yatırım yapmadan sağlanmış olmaktadır. Bu sayede, yıllardır tarımla uğraşan bilgi ve donanım açısından yeterli kişilerin çiftçiliğe devam etmesi ile, tarımda işletme büyüklüğü artırılmış, çiftçi sayısı azaltılmış ve Avrupa Birliği çiftçileri ile rekabet etme şansı yaratılmış olacaktır.

Bunlara ilaveten, 4070 Sayılı Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkındaki Kanun Tarım Reformu Genel Müdürlüğü'NÜN UYGULAMA BÖLGELERİNDE TATBİK EDİLMEDİĞİ ZAMAN ANAYASA'nın eşitlik ilkesine de uyulmamış olunmaktadır. Birbirine komşu iki köy, belde ya da ilçenin hatta ilin birisinde, dileyen kullandığı Hazine arazisini satın alabilirken, diğer komşu köydeki kişi, kullandığı Hazine arazisini satın alamamakta, bunun yanı sıra geçim kaynağı olan arazisi elinden alınarak, dağıtımda hak sahibi olan diğer bir kişiye verilerek köy içinde husumet yaratılmakta, sosyal huzursuzluğa sebep olunmaktadır.

Bütün bu bilgiler ışığında işletme büyüklüğünün artırılmasının temin için, Tarım Reformu Genel Müdürlüğü uygulama bölgelerinde dağıtım amaçlı yatırım projesi programa alınmamış yerler ile, programa alınmış fakat kesin hak sahipliği listeleri ilen edilmemiş köylerde, talep edenlere 4070 Sayılı kanuna uygun olarak bu hazine arazilerinin satışı için 19.07.2006 tarihine kadar Maliye Bakanlığına süre tanınması yanı sıra, bu süre içerisinde dağıtım amaçlı yeni projeleri uygulamaya ara verilmesi; kesin hak sahipliği listelerinin ilan edildiği yerlerde ise, bir kanuni hak ihlaline meydan verilmemesi için, satış izni verilmemesi ve dağıtım çalışmalarının tamamlanması, 19.07.2006 tarihine kadar satılmayan Hazine arazilerinin de 3083 Sayılı Kanun ve Uygulama Yönetmeliği hükümleri doğrultusunda dağıtılmasına devam edilmesini, olurlarınıza arz ederim."

Sayın Bakan'IN OLUR VERDİĞİ YAZI BUDUR. HER NE KADAR YAZININ SON CÜMLESİNDE "19.07.2006 TARİHİNE KADAR SATILAMAYAN HAZİNE ARAZİLERİNİN 3083 SAYILI KANUN VE UYGULAMA HÜKÜMLERİ DOĞRULTUSUNDA DAĞITILMASINA DEVAM EDİLMESİ" İSTENİYOR İSE DE; DAĞITIM AMAÇLI YATIRIM PROJESİ PROGRAMINA ALINMAMIŞ YERLER İLE PROGRAMA ALINMAKLA BİRLİKTE KESİN HAK SAHİPLİĞİ LİSTELERİ İLAN EDİLMEMİŞ KÖYLERDE DAĞITIM AMAÇLI PROJE UYGULAMASINA SON VERİLMESİ İSTEMİNİN GEREKÇELERİNE BAKILDIĞINDA BU UYGULAMANIN BELLİ BİR TARİHE KADAR OLMADIĞI, SÜREKLİLİK KAZANACAĞI AÇIK VE BELİRGİN OLARAK GÖRÜLMEKTEDİR. BAKANLIK BÖYLE BİR UYGULAMAYA GİREMEZ, GİRMEMELİDİR. ÇÜNKÜ YAPILMAK İSTENEN, ANAYASAMIZIN 44. MADDESİNİN RUHUNA VE LAFZINA AYKIRIDIR. ANAYASANIN BU MADDESİNE DAYANILARAK ÇIKARILMIŞ TÜM MEVZUATA AYKIRIDIR. FAKAT HEPSİNDEN DAHA ÖNEMLİ OLARAK, TEMEL İNSAN HAKLARINA VE İNSAN VİCDANINA AYKIRIDIR.

ŞU GEREKÇELERDEKİ TRAJİ - KOMİK AÇIKLAMALARA BAKIN: NEYMİŞ EFENDİM, ANAYASA VE 3083 SAYILI YASAYA GÖRE TOPRAK DAĞITIMI YAPILAN ÇİFTÇİLER, BİLGİ BİRİKİMİ, DENEYİMİ BULUNMAYAN, HATTA TARLAYI SÜRECEK, TOHUM, İLAÇ VE GÜBRE ALACAK MADDİ OLANAĞI BULUNMAYAN, YETERLİ ALET VE EKİPMANI OLMAYAN KİŞİLERMİŞ. BUNLARA TOPRAK VERİLİRSE, İŞLETME BÜYÜKLÜĞÜ AZALTILDIĞI GİBİ, ÇİFTÇİ SAYISI ARTMAKTAYMIŞ. BU DURUM İSE ARAZİ PARÇALANMASINI ARTIRDIĞI İÇİN, AB MÜZAKERELERİ KAPSAMINDA KARŞIMIZA EN ÖNEMLİ AKSAKLIKLARDAN BİRİ OLARAK ÇIKACAKMIŞ VE GİDERİLMESİ BÜYÜK ZAMAN, EMEK VE MADDİ KAYNAK GEREKTİRECEKMİŞ. BÖYLE BİR DURUMLA KARŞILAŞMAMAK İÇİN DE, HAZİNE ARAZİLERİ KULLANICILARINA SATILMALIYMIŞ. BÖYLE YAPILIRSA AVRUPA BİRLİĞİ ÇİFTÇİLERİ İLE REKABET ETME ŞANSI YARATILIRMIŞ.

YAPILMAK İSTENEN BU YANLIŞ VE HAKSIZ UYGULAMAYA SON DERECE VAHİM, KABUL EDİLEMEZ, ZORLAMA, YAPAY BİR GEREKÇE UYDURULMAYA ÇALIŞILIYOR.

BU GEREKÇEYİ HAZIRLAYAN, ALTINA İMZA ATAN GENEL MÜDÜR, UYGUN GÖRÜŞLE BAKANINA ARZ EDEN MÜSTEŞAR VE OLUR DİYEN BAKAN, ANAYASAMIZI - EĞER OKUMUŞ İSELER- HİÇ ANLAMAMIŞLAR. ANAYASA 44. MADDESİ İLE DEVLETE ÖZELLİKLE TOPRAKSIZ VE AZ TOPRAKLI KÖYLÜLERİ DESTEKLEME GÖREVİ VERİYOR. AMA BİR HUSUSUN DA ALTINI ÇİZİYOR: TOPRAK SAĞLAYACAĞIMIZ KÖYLÜ, ÇİFTÇİLİKLE UĞRAŞAN KÖYLÜ OLSUN. BU İNSANLAR TOPRAKSIZ YA DA AZ TOPRAKLI OLSA DA ZATEN ÇİFTÇİ KONUMUNDA. BUNLARA TOPRAK VERMEKLE ÇİFTÇİ SAYISI NİYE ARTSIN? VERİLEN TOPRAKLAR NORM OLARAK KÜÇÜKSE VE İSTENEN GELİŞMENİN SAĞLANMASINA YETMİYORSA, ÇARE, BUNU GEREKÇE YAPARAK BU İNSANLARA TOPRAK VERMEMEK Mİ, YOKSA NORMU DEĞİŞTİRMEK Mİ OLMALI? TOPRAĞI OLMAYAN BİR KİMSENİN BİLGİ BİRİKİMİ OLMAYIŞI, TARLA SÜRECEK, TOHUM, İLAÇ, GÜBRE ALACAK, ALET ­ EKİPMAN EDİNECEK GÜCÜ OLMAYIŞINDAN DAHA DOĞAL NE OLABİLİR? KÖYLÜNÜN BU DURUMUNUN, DÜZELTİLMESİ GEREKEN BİR SORUN, DÜZELTİLMESİNİN ÜSTLENİLMESİ GEREKEN BİR GÖREV OLMASI GEREKİRKEN, BU İNSANLARI EBEDİ AÇLIĞA MAHKUM EDECEK BİR GEREKÇE OLUŞTURMASI NASIL DÜŞÜNÜLEBİLİR, NASIL KABUL EDİLEBİLİR? BU GEREKÇELERİ OKURKEN SAYIN GENEL MÜDÜR ADINA UTANÇ DUYDUM. BU GEREKÇELERİ HAKLI BULARAK BU TOPRAKLARI TOPRAKSIZ YA DA AZ TOPRAKLI KÖYLÜLERE VERMEYELİM, ÜZERİNE KONMUŞ OLANLARA VERELİM, HEM BÖYLECE "BİR NEVİ TOPLULAŞTIRMA HİZMETİNİ DE DEVLETÇE YATIRIM YAPMADAN GERÇEKLEŞTİRMİŞ OLURUZ " DİYEN SAYIN MÜSTEŞAR VE SAYIN BAKAN'ı yalnızca Anayasa çizgisine davet ediyor ve vicdanları ile baş başa bırakıyorum.

Hele böylesi bir yanlışı AB Müzakerelerinde daha rahat hareket edebilmek adına yapma isteğini de sizlerin özel değerlendirmelerinize sunuyorum. AB'YE VERİLECEK İLK KURBAN TOPRAKSIZ KÖYLÜ MÜ OLACAKTI?

YAZIDA AYRICA ARAZİ TOPLULAŞTIRILMASINDAN SONRA İŞLETMELERİN PARÇALANARAK KÜÇÜLMEMESİNİ SAĞLAMAK İÇİN MEDENİ KANUN'da değişiklik yapılması gereğine işaret edilmektedir. Oysa, Medeni Kanun'DA, UYGULANMASI DURUMUNDA, TOPRAĞIN PARÇALANMASINI ÖNLEYİCİ TAM 10 MADDE VARDIR (659 ­ 668. MADDELER). İŞLETME SAYI VE BÜYÜKLÜKLERİNE AİT DEĞERLER VERİLİRKEN 1990 TARIM SAYIMINDAN YARARLANILMASINI VE BU TARİHTEN ON YIL SONRA YAPILAN TARIM SAYIMININ DİKKATE ALINMAMASINI DA DOĞRUSU ANLAYABİLMİŞ DEĞİLİM.

BU KONUDAKİ SÖZLERİMİ TAMAMLARKEN, KONUYA MUHATAP KÖYLÜLERİMİZİN BÜYÜK BİR İNFİAL İÇİNDE OLDUĞUNU DA ÖZELLİKLE BELİRTMEK İSTİYORUM. OLA Kİ BİR KISIM ARKADAŞLARIMIZ BUNU DA NEREDEN ÇIKARIYORSUN? DİYEBİLİRLER. BENİM RİCAM, KÖYLÜNÜN BU KONUDA NE DÜŞÜNDÜĞÜNÜ ÇANKIRI'nın Çatalelma Köyü muhtarı Mehmet Erova'YA SORUN. ONUNLA YETİNMEZSENİZ, ÇANKIRI'nın Konak Köyü muhtarı Musa Kartal'A ; POLATLI'nın Sarıoba Köyü muhtarı Nida Özel'E, GENÇALİ KÖYÜ MUHTARI MUSA BEŞER'e, İnler Köyü muhtarı Faik Aslan'A, SİVRİHİSAR'ın Mülk köyü muhtarı Halil Aydoğan'A SORUN. SORUN BAKALIM, NE SÖYLEYECEKLER.

SAYIN BAKAN TC ANAYASASINA VE İNSAN VİCDANINA KESİNLİKLE AYKIRI OLAN, FAKİRE ÖLÜMÜ, ZENGİNE VARLIĞI SUNAN BU UYGULAMADAN DERHAL VAZGEÇİN.

Okunma Sayısı: 680