ANKARA TOPRAK VE SU KAYNAKLARI ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜ’NÜN KAPATILMASINA İLİŞKİN BAKANLAR KURULU KARARININ İPTALİ İÇİN DAVA AÇTIK

ANKARA TOPRAK VE SU KAYNAKLARI ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜ’NÜN KAPATILMASINA İLİŞKİN BAKANLAR KURULU KARARININ İPTALİ İÇİN DAVA AÇTIK
MERKEZ
02.07.2007
 

YÜRÜTMENİN DURDURULMASI İSTEMLİDİR.

 

DANIŞTAY İLGİLİ DAİRESİNE SUNULMAK ÜZERE

DANIŞTAY BAŞKANLIĞINA

 

DAVACI                                : TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası

VEKİLİ                                  : Av.Zühal DÖNMEZ

DAVALI                                : T.C. Başbakanlık

                                              Bakanlıklar/ANKARA

KONU                                   : 21.03.2007 tarih 26469 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Ankara Toprak ve Su Kaynakları Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü‘nün kapatılmasına dair 2007/11794 Sayılı Bakanlar Kurulu kararının iptali taleplidir.

OLAYLAR                            : Bakanlar Kurulu‘nun 26/02/2007 tarih ve 2007/11794 Sayılı kararı, 21.03.2007 tarih 26469 Sayılı RG‘de yayınlanmıştır (Ek-1). Kararda, "Tarım ve Köyişleri Bakanlığının taşra teşkilatında yer alan Ankara Toprak ve Su Kaynakları Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünün kaldırılması; Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı ile Devlet Personel Başkanlığının görüşlerine dayanan adı geçen Bakanlığın 14/2/2007 tarihli ve 80 sayılı yazısı üzerine, 27/9/1984 tarihli ve 3046 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendine göre, Bakanlar Kurulu‘nca 26/2/2007 tarihinde kararlaştırılmıştır" denilmektedir.  Dayanak gösterilen 3046 Sayılı Kanunun ilgili maddesi şöyledir: Sürekli görev veya hizmet yapacak taşra teşkilatı ihtiyaçlara ve hizmetin özelliklerine göre bölge, il ve ilçe kuruluşları olarak, ilgili merkez teşkilatının teklifi üzerine Devlet Planlama Teşkilatı ile Devlet Personel Başkanlığının görüşleri alınarak Bakanlar Kurulu Kararı ile kurulur, kaldırılır veya değiştirilir.

            Bu doğrultuda, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığının teklifi üzerine Devlet Planlama Teşkilatı ile Devlet Personel Başkanlığının görüşlerinin özetle şöyle olduğu anlaşılmaktadır: Hizmetin gereği, verimlilik vb.nedenlerle, Ankara Toprak ve Su Kaynakları Araştırma Enstitüsünün Ankara Toprak ve Gübre Araştırma Enstitüsü Müdürlüğüne devredilerek birleştirilmesi planlanmıştır. Bu plan doğrultusunda Bakanlar Kurulu Kararı alınmış ve Tarım ve Köy İşleri Bakanlığının 28/03/2007 tarihli kararı ile de Toprak ve Su Kaynakları Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünün görevleri, demirbaşları, döner sermayesi, bütçe işlemleri  ve tesisleri Toprak ve Gübre Araştırma Enstitüsü Müdürlüğüne devredilmiş, çalışan personelin tayinleri bu enstitüye yapılmıştır.

            Kapatılan Enstitü, 1962 yılında kurulmuş, Anadolu iklim ve toprak koşullarında toprak ve su kaynaklarını geliştirmek, birim alandan en üst düzeyde verim almak, giderek artan erozyon sorununa etkin ve ekonomik çözüm aramak, tarımsal mekanizasyonu günün koşullarına göre en modern biçimde geliştirmek, kuru tarımda toprakta en fazla nem birikimini sağlayıcı toprak hazırlama tekniğini geliştirmek, mühendislik yapılarında gerekli verileri sağlamak amaçları için kurulmuş, işlevlerini yerine getirebilmek için uzmanlaşmış dört bölümden oluşmuş bir kuruluştur. Bundan 45 yıl önce bugünü gören ve planlayan devlet anlayışı ile kurulan Enstitü, çalışma alanında bir çok araştırmalar, projeler gerçekleştirmiş, uluslar arası kuruluşlarla işbirliği içinde olmuştur. Enstitünün kuruluşu ve çalışmalarını anlatan kitap ve Araştırma Çalışmaları ile Uluslar arası kuruluşlarla birlikte gerçekleştirdiği çalışmalar ekte sunulmuş olup burada uzun açıklamalarda bulunulmayacaktır (Ek-2).

            Ve günümüzde dünya üzerinde nefes alan her insanın ilgili olduğu küresel ısınma ve su kaynakları en çok konuşulan konu iken, çalışmalarının önemi daha da artan Enstitü bir anda kapatılmıştır. Tabi bir anda demek doğru değildir, çünkü 45 yıl önce şehir dışında sulak bir araziye kurulan Enstitünün arazisi zamanla iştah kabartmaya başlamıştır. Ankara-Eskişehir karayolu üzerinde yoldan görünmeyen, içeri girildiğinde insanda "cennete geldim" hissi uyandıran arazinin büyük bir kısmı Tarım ve Köy İşleri Bakanlığına tahsislidir. Arazi miktarlarını gösteren bilgiler ektedir (Ek-3). Arazinin bir kısmı da devlet ormanı (Ek-4) olarak kesinleşmiştir. Maliye Bakanlığının 15/11/2005 tarihli yazısında tahsislere ilişkin bilgi ve tarihler bulunmaktadır (Ek-5). Yazıdan anlaşıldığı gibi bu arazinin bir kısmına Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı talip olmuş, Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü bu talebi uygun bulmuştur. Ancak Çankaya Belediye Başkanlığı bu yerin kendi sınırları içinde bulunduğunu belirterek kendisine devrini talep etmiştir. Bu konu ile ilgili yazışmalar ile Danıştay 1.Dairesinin E.2005/1047 sayılı kararı ektedir (Ek-6). Bu arada bir kısım araziye de TOKİ talip olmuş, önce 551.841m2 yüzölçümlü taşınmaz Başbakanlık Makamının 08/04/2005 tarih ve 805 sayılı oluru ile arsa üretim alanı olarak belirlenmiş, ancak Tarım ve Köyişleri Bakanlığına tahsisli olduğu anlaşılınca bu olur iptal edilmiştir (Ek-7).

            Görüldüğü gibi belediyeler ve TOKİ bu güzel araziye rant için göz koymuşlardır. Enstitünün çalışmaları bir yana Ankara kentine oksijen sağlayan tek yer gözden çıkarılmakta, arsa yapılıp üzerine binalar ekmek ve yapılacak inşaatlardan nemalanmak üzere imara açılmak istenmektedir. İşte adı geçen Enstitünün kapatılma gerekçesi aslında budur.

            İptale konu karar ile gerekçesi hukuka ve kamu yararına aykırıdır.

İPTAL NEDENLERİ           :

            1) İptalini talep ettiğimiz karar, Kamu Yararına aykırıdır.

            Türkiye‘nin başkenti Ankara çok hızlı bir şekilde kentleşmiştir. 1980-90‘lı yıllarda ihtiyaç olarak görülen konut ve alışveriş merkezleri 2000‘li yıllarda ihtiyaç olmaktan çıkmıştır. Enstitünün araştırma konuları ile çalışmalarının verimliliğinde, kurulduğu günden bu yana üzerinde bulunduğu arazinin payı çok büyüktür. Çünkü burası tarım yapılabilen, doğal göllerin bulunduğu, 45 yılda araştırma konularına uygun bina ve laboratuvarların oluşturulduğu bir yerdir. Yani Toprak ve Su Kaynakları Enstitüsünün ismine, görevlerine, projelerine çok uygundur. 45 yılın birikimi buradadır. Devredildiği Gübre Enstitüsü ise bu özelliklere sahip olmayan, çalışma alanları, laboratuvarları Su Enstitüsüne uygun olmayan bir kuruluştur.  Ancak kendisine yeterli olan fiziki imkanlarını Su Enstitüsü ile birlikte kullanmak zorunda kalması bu birimi de huzursuz etmiştir. İki kuruluş üst üste bindirilip iş yapamaz hale getirilmiştir.

            Son 5 yıldır politika bu olmuştur, "artık bu yerler işlevini kaybetmiş atıl yerlerdir" denilerek, araştırma, proje vb.yaptırılmayarak bir çok kuruluş bu şekilde yok edilmeye çalışılmıştır. Türkiye‘nin bir çok yerinde TİGEM‘ler, Tavukçuluk Enstitüleri kapatılmıştır. Bu kararların ardında yatan gerekçeler, bir yanı ile Cumhuriyetin kuruluşlarını yok etmek iken bir yanı ile de rant sağlamaktır. Çünkü son yıllarda toprak, yönetimlerin gözünde üretim-yatırım aracı olarak değil, rantiye aracı olarak kullanılmaya başlamıştır. Bu duruma dur diyen ve Kamu Yararını gözeten Yargı Kararları sayesinde bir kısım rant üretilememiştir. Yalnızca gününü yaşayan, ben kazanayım 40 yıl sonra ne olursa olsun, diye düşünenler çocuklarına birkaç daire değil, toprak ve su bıraktıklarında onların geleceğini kurtaracaklarını artık görmelidirler.

            Kapatılma kararı ile bu Enstitünün ortadan kaldırılmadığı, işlerini sürdüreceği iddia edilebilir. Oysa durum böyle değildir. Personel ve bütün kaynaklar  Gübre Araştırma Enstitüsüne devredilmiştir. Bir kısım personel başka yere geçmiş, bir kısmı ise uzman olduğu konu dışında bir birimde görevlendirilmiştir. Yıllar boyunca üretilen birikim yok olmuştur (Ek-8). Kapatılmadan az önce Tarım ve Köyişleri Bakanlığının görev tanımı ve iş bölümlerini gösteren 24/01/2007 tarih 45 Sayılı Olur (Ek-9) yazısı ile, kapatıldıktan sonra gelen 09/04/2007 tarih 285 sayılı Olur yazısı (Ek-10) eklerinde yer alan listeler karşılaştırıldığında içerik ve kapsamın daraltıldığı, niteliğe önem verilmediği görülmektedir.

            Bütün bunlar işlemin Kamu Yararına aykırı olduğunu göstermektedir.

            2) İşlem Anayasa ve Kanunlara aykırıdır.

            Yukarıda açıklandığı gibi, Enstitünün üzerinde bulunduğu arazi Tarım arazisidir. T.C. Anayasası Devlete, 44. maddesi ile "toprağın verimli olarak işletilmesini korumak ve geliştirmek...", görevlerini yüklemiştir. Anayasamızın 45. maddesinin gerekçesinde; "Madde, Devlete tarım arazilerinin ve çayırlarla meraların amaç dışı kullanılmasını önleme görevi vermektedir. Bu ifade ile amaçlanan tarım arazilerinin endüstri ve şehirleşme sebebiyle yok edilmesinin önlenmesidir. Devlet, bu amaçla yasal düzenlemeler yapmalıdır" ifadesi yer almaktadır.

            Anayasanın 166. maddesi, "Ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmayı, özellikle sanayiin ve tarımın yurt düzeyinde dengeli ve uyumlu biçimde hızla gelişmesini, ülke kaynaklarının döküm ve değerlendirilmesini yaparak verimli şeklide kullanılmasını planlamak, bu amaçla gerekli teşkilatı kurmak Devletin görevidir" hükmünü amirdir.

            Yine Anayasanın 56. maddesine göre; "Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir".

Kapatılan Enstitü, yukarıda belirtilen Anayasanın devlete yüklediği görevlerden bir kısmını yerine getirmek üzere çalışan bir kuruluştu. Enstitünün, toprak ve su sorunlarının ana hatlarının ve çözüm yollarının belirlenmesi, ülkesel bazda çalışmalar ile veri toplayarak izleme ve değerlendireme amaçlı temel ve stratejik  araştırmaların yapılması, toprak ve su kaynaklarının uzun dönem kalitesini korumak için sürdürülebilir arazi yönetimi esaslarının belirlenmesi, tuzluluk ve sodyumluluktan etkilenmiş arazilerin tarımsal üretim amacıyla ıslah edilmesi için uygun ve ekonomik ıslah yöntemlerinin belirlenmesi, sulama ve drenaj sistem ve şebekelerinin projelenmesi, işletilmesi ve yönetilmesi için uygun teknolojiler geliştirilmesi, su kullanım etkinliğinin artırılması, su ve toprak kirlilik etmenlerinin belirlenmesi ve kirliliğin giderilmesi, toprak ve su kaynaklarını erozyon etkilerinden korumak için ekonomik, uygulanabilir ve kabul edilebilir toprak muhafaza yöntemlerinin belirlenmesi, kurak bölgelerdeki tarımsal üretim riskini azaltmak için toprak rutubetinin yerinde muhafazası için yöntemler geliştirilmesi, kısıtlı su koşullarında sulama suyunun optimum kullanımı için teknoloji ve sulama programlarının oluşturulması, düşük nitelikteki sulama sularının yenilenebilir kullanım koşullarının belirlemesi, havzaların hidroloji davranışlarının belirlenmesi ile su depolama yatırımları ve sulu tarım için alt yapının yararlılığının ve verimliliğinin artırılması, toprak ve su kaynaklarının korunumu ve geliştirilmesi için gerçekleştirilen yatırım projelerinin  yatırım öncesi ve sonrası ekonomik analiz tekniklerinin geliştirilmesi ve yatırım projelerinin sosyo-ekonomik yararlarının belirlenmesi, bu kapsamdadır. Dolayısıyla Anayasadan kaynaklı görevleri bulunan bir kuruluşun kapatılmış olması Anayasaya aykırıdır.

         Günümüzde dünyanın yaşadığı en temel sorunlardan birisi küresel iklim değişikliğidir. Birleşmiş Milletler‘in 3 binden fazla bilim insanının katkısı ile hazırladığı İklim Değişikliği Raporunda, iklim kuşaklarının 150 ila 500 km kuzeye kayacağından söz edilmektedir. Bu durum, Türkiye‘nin önümüzdeki dönemde daha az yağış alan ve daha kurak bir iklime sahip olacağını ve başta tarım olmak üzere çok sayıda sektörün bu durumdan olumsuz etkileneceğini ortaya koymaktadır (Ek-11).

Dünya nüfusu günlük enerji gereksiniminin yaklaşık %60 ‘ını hububattan özellikle de buğday ve pirinçten elde etmektedir. Dünya ülkeleri arasında  buğday bakımından ekili alan ve üretim açısından ilk on ülke arasında yer alan Türkiye bu yıl buğday tüketiminin yarısını ancak üretebilmiş durumdadır. Küresel ısınmadan en çok etkilenecek ülkelerden biri olan Türkiye‘de önümüzdeki yıllarda bu üretimin daha da düşeceği belirtilmektedir.

Türkiye bu gerçeklik ile karşı karşıya iken, tarımsal havza hidrolojisi, kurak koşullarda toprak ve su kaynakları yönetimi alanında uzman kuruluş olan "Toprak ve Su Kaynakları Ankara Araştırma Enstitüsü"  kapatılmıştır. Bu nedenlerle kapatma işlemi, 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile Çevre Kanununa da aykırıdır.

            3) Müvekkil Oda, kaynağını Anayasadan alan kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olup, üyelerinin tüm toplumsal, ekonomik ve mesleki sorunları ile doğrudan ilgilenmekle yükümlüdür. Ayrıca ülkemizin tarımsal kaynaklarının, topraklarının korunması için gereken her türlü girişimde bulunmakla yükümlüdür.

7472 Sayılı Ziraat Yüksek Mühendisliği Hakkında Kanun, Ziraat Yüksek Mühendislerinin toprak muhafazasına ilişkin hizmet ve faaliyetlerde bulunmaya yetkili olduklarını düzenlemiştir. Ziraat Mühendislerinin Görev Ve Yetkilerine İlişkin Tüzükte, toprak ve su muhafazasının toprak bilimi alanında öğrenim görmüş ziraat mühendisleri tarafından yapılacağı, hükmü yer almaktadır. 06.04.2005 Tarih, 25778 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Ziraat Mühendisleri Odası Ana Yönetmeliğinin 6.maddesine göre de; Ülke tarımı ve tarımsal üretim kaynaklarının korunması, geliştirilmesi, işletilmesi ve verimli kılınması, kırsal nüfusun toplumsal ve ekonomik kalkınmasının sağlanması, kırsal ve tarımsal gelişime yönelik strateji, politika, program ve proje oluşturulması çalışmalarına katkıda bulunmak amacıyla her türlü girişim ve etkinlikte bulunmak, Odanın amaç ve görevleri arasında  sayılmıştır. Bu bağlamda müvekkil ODA tarım topraklarının kaybına neden olacak her türlü düzenlemenin karşısındadır.

HUKUKİ NEDENLER          : Anayasa, İYUK, 7472 sayılı kanun, 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu, Çevre Kanunu, Ziraat Mühendislerinin Görev   ve Yetkilerine İlişkin Tüzük, Yönetmelikler, İlgili tüm  mevzuat.

SONUÇ VE SİSTEM             :Yukarıda açıklanan nedenlerle; 21.03.2007 tarih 26469 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Ankara Toprak ve Su Kaynakları Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü‘nün kapatılmasına dair 2007/11794 Sayılı Bakanlar Kurulu kararının öncelikle Yürütülmesinin Durdurulmasına ve İptaline; yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine, karar  verilmesini saygı ile arz ve talep ederim.

Av. Zühal DÖNMEZ

Davacı Vekili

EKİ:  Vekaletname

         11 adet Ek‘i içeren dosya

Ek-1:BK Kararı ile Tarım ve Köyişleri B.nın 28/03/2007 t.li Olur‘u

Ek-2: Sonuç Raporları Özetleri ve Aktiviteleri gösterir 2005 t.li yayın ICARDA ile ortak çalışma, ASKİ ile Biyokatıların Arazide Kullanımına ilişkin teknik çalışma, Enstitünün araştırma çalışmalarını gösterir PP.         

Ek-3: Enstitü arazi varlığı

Ek-4:Çevre ve Orman Gn.Md.nün 26.09.2003 tarihli yazısı

Ek-5:Maliye B.Milli Emlak Gn.Md.nün 15.11.2005 t.li yazısı

Ek-6:Danıştay Kararı

Ek-7:Başbakanlık  Makamının 14.11.2005 t.li Olur‘u

Ek-8:Personel durumu

Ek-9:Görev tanımları (önceki)

Ek-10: Görev tanımları (sonraki

Ek-11: Türkiye Tarımsal Kuraklık Eylem planı

Okunma Sayısı: 4446