TARIM İLAÇLARI KONGRE VE SERGİSİ SONUÇ BİLDİRGESİ

GENEL MERKEZ ( )
06.02.2008 (Son Güncelleme: 08.07.2008 17:07:30)

TARIM İLAÇLARI KONGRE ve SERGİSİ SONUÇ BİLDİRGESİ  

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası ve Kimya Mühendisleri Odası Ankara Şubesi tarafından 25-26 Ekim 2007 tarihlerinde Ankara‘da, "Tarım İlaçları Kongre ve Sergisi " gerçekleştirildi.

Sempozyuma iki gün boyunca toplam 468 katılımcı kayıt yaptırmış, kongre konusu ile ilgili 100‘e yakın kurum, kuruluş ve üniversite temsilcisi katılmıştır.

Tarım İlaçları Kongre ve Sergisi‘nin Sonuç Bildirgesi aşağıdadır.

  • 6968 sayılı Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Kanunu ve bu kanuna dayalı olarak çıkarılan Nizamname ve Yönetmelikler 1950‘li yıllarda çıkarıldığından, üretici firmalar, üreticiler ve satıcı bayi yönünden tartışmalıdır. Bitkisel ve hayvansal üretim gözetilerek, ilgili tarafların görüşleri alınarak, bilim ve teknolojinin egemenliğinde ve ülkemize, insanımıza özgü biçimde mevzuatlar güncellenmelidir.
  • Tarım ilaçları ve tarımsal mücadelenin bugün geldiği aşamada katkıları tartışılmaz olan, ancak 1984 yılında kapatılan Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Genel Müdürlüğü ile etkisiz hale getirilen Zirai Araştırma Enstitüleri ve Biyolojik Araştırma Enstitüsü tekrar etkin biçimde yaşama geçirilmelidir.  
  • Tarım ve Köyişleri Bakanlığı‘nda bitki koruma ile ilgili tüm kuruluşlar ve hizmetler tek birimde toplanıp, özerk bir yapı kurulmalıdır. Bu kurum da belirli kişi ve kuruluşlar yanında, üniversitedeki bilim adamları ve TMMOB‘a bağlı meslek odaları ile işbirliği içerisinde olmalıdır.
  • Yurtiçinde ve önemli gümrük kapılarında hızlı tanı ve kontrol laboratuvarları oluşturulmalıdır. AB uyum çalışmaları kapsamında ileri donanımlı bazı laboratuvarlar kurulmuştur. Akreditasyon çalışmaları eksik olan bu laboratuvarlar deneyimli elemanlarla desteklenmeli ve etkinleştirilmelidir. Kalıntı analiz sonuçlarının geçerliliğindeki laboratuvar akreditasyonu ile ilgili çalışmalar tamamlanmalıdır. Kontrolde etiket kontrolünü aşıp, gereken parametreler; sorun olan safiyet ve safsızlıklar yönünden analiz edilmelidir. Bitki koruma ürünlerinin ithali aşamasında formülasyon kalitesine yönelik analiz yapılmalıdır.
  • Bitki koruma ürünlerinin aktif madde analizlerini yapabilecek altyapıya sahip laboratuvarlar oluşturulmalı, altyapısı yetersiz laboratuarların da eksiklikleri hızla tamamlanmalıdır. Öncelikle üretim yerlerinden başlamak üzere zincirdeki izlenebilirlik sağlanmalıdır.
  • 11.10.2007 tarih ve 26670 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanarak yürürlüğe giren "Bitki Koruma Ürünlerinin Toptan ve Perakende Satılması ve Depolanması Hakkındaki Yönetmelik", bitki koruma ürünleri bayii ve toptancılık hizmetleri için sınav koşulu getirerek, Ziraat Mühendislerinin almış oldukları diplomaları hiçe saymaktadır. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı‘nın bu yanlıştan biran önce dönmesi gerekmektedir.
  • Maksimum Kalıntı Limiti Tebliği ülkemizin özel koşulları, beslenme alışkanlıkları, çevredeki kalıcılığı, değişime uğrama, bireylerin duyarlılığı, beslenme alışkanlıkları doğrultusunda güncellenmelidir. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi; bölgesel, ülkesel olmak üzere ürün ve aktif madde bazında kalıntı projeleri hayata geçirilmelidir. AB‘nin ülkelere göre kalıntı limitlerini belirlemesi, çifte standart uygulamasına karşı taraflar her an hazır olmalıdır. Kalıntı yönünden AB hızlı alarm sistemine dahil edilmemizi önlemek için veri analizleri, denetim ve eğitim ile ülkemizde kalıntı sorunu olmadığını bilimsel olarak raporlarla belgelemek zorundayız.
  • Gıdaların güvenli olarak tüketicilere sunulabilmesi için AB‘de ve ülkemizde konulan MRL değerlerine mutlaka uyulmalıdır. AB 396/2005 no‘lu yasasını yürürlüğe sokarak üye ülkelerde tam bir harmonizasyon sağlamaya çalışmaktadır, ancak bu yasanın henüz gerekli ekleri tamamlanmadığından yürürlükte olan ve MRL değerlerin belirlendiği 86/362/EEC, 86/363/EEC, 90/642/EEC direktifleri işlerliğini kaybetmemiştir.
  • Tarımsal üretimde kullanımları giderek artan ve yaygınlaşan yeni üretim ve denetim yaklaşımları; Kritik Tehlike Analizi ve Kritik Kontrol Noktalarının Kontrolü Yöntemi (HACCP), Entegre Mücadele Yöntemi (IPM), Entegre Bitki Yönetimi (ICM), Doğru Tarım Uygulamaları GLOBALGAP (EUREP-GAP) ve Organik Tarım riskleri azaltacak, tarımsal üretimde gıda güvenliğini sağlayacak yöntemlerdir.
  • Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü‘nde Bitki Koruma Ürünleri Ruhsat ve Değerlendirme Komisyonunda; kamu yararına çalışan TMMOB‘a bağlı meslek odaları da yer almalıdır. Türkiye‘de ruhsatlandırılmış olan bitki koruma ürünlerinin ruhsatları bir kısmı o günkü koşullarda belli ürün ve zararlılara karşı alındığından risk analizleri yapılmak koşuluyla güncellenmelidir. Bu güncelleme insan ve çevreye olacak etkiler dikkate alınarak ilaç seçiminde doğruluk ve kolaylık sağlayacaktır.
  • Ruhsatlı ilaçların risk analizleri yapılarak riskli ilaçların kullanımı azaltılmalıdır. Risk analizleri doğrultusunda mevzuat güncelleştirilmesi gerekir. Yaptırımların da takibi için kontrol sistemleri kurulmalı ve işletilmelidir. Toksikoloji ile risk analizleri birbirlerini tamamlamak zorundadır. Krizler sırasında risk değerlendirme yönetimi ve risk iletişimi ülkemizde önemli eksiklikler olduğunu göstermektedir.
  • Tarımsal üretimdeki yeni üretim ve denetim uygulamaları, teknik talimatlarda ilacın uygulaması ile hasat tarihinin belirtilmesi ve bilimsel-teknolojik uygulamalar sonucu maksimum kalıntı limitlerinin belirlenmesine rağmen, tarım ilacı kalıntılarının gıda güvenliğinde risk oluşturmasının nedeni, uygulamaların teknik eleman gözetiminde yapılmayışıdır. Sadece ihraç edilecek ürünlerde değil, iç tüketime sunulan ürünlerde de kontrol ve denetime özen gösterilmelidir. Tarım ilaçları ve gıda güvenliğinde piyasa gözetimi ve denetimi kamunun kontrolünde kalacak şekilde düzenleme yapılmalıdır. Taraflar, üretici birlikleri kendi oto kontrolleri için, akredite olmuş laboratuvarlarını kurmalıdırlar.
  • Üretim (ilaç üreticileri, çiftçiler) ve dolaylı etkilenmeler (gıda, çevre kirlenme) bakımından üretici birlikleri, TMMOB‘a bağlı ilgili meslek odaları, üniversiteler ve Tarım ve Köyişleri Bakanlığı bilim ve teknoloji doğrultusunda Acil Eylem Planı hazırlamalıdırlar. Bölgelere göre tarım ilacı miktar ve aktif madde yönünden kullanım haritaları çıkarılmalı, kontrollü bölgeler belirlenmelidir. Bir ülkede var olan mevzuatı bilim ve teknoloji doğrultusunda uygulamak önemlidir. Aksi takdirde boşluklar doğacaktır.
  • Gıda güvenliğini sağlamak için kriz yönetim sistemi kurulmalı, hızlı Bildirim Sistemi olmalıdır. AB normlarında bir Gıda Otoritesi kurulmalıdır. Tüm verilerin işleneceği bir sistem olmalı, istatistikler tutulmalıdır. Piyasa kontrollerine öncelikle ağırlık verilmeli, ürün izlenebilirliği kesintisiz sağlanmalıdır. Tüketicinin eğitilerek ve bilinçlendirilerek sorgulayıcı birey haline gelmesi sağlanmalıdır. AB Yasalarına uyumlaştırma hızlandırılmalıdır.
  • Kaçak-sahte tarım ilaçlarıyla mücadelede giriş noktalarındaki yetersiz önlemler ile yasal satıcıların denetlenmesi arttırılmalı; yasa ve yönetmelikler etkin biçimde uygulanmalıdır. Çalışma saatleri dışındaki faaliyetlerin denetimi sağlanmalı, ruhsatlı satıcıların ruhsat alanları dışında illegal seyyar satışları engellenmeli ve ele geçirilen tehlikeli kimyasalların durumu, imhası veya ihale ile satışı yeniden gözden geçirilerek acilen tedbirler alınmalıdır.

 

Okunma Sayısı: 2073