SUNİ TOHUMLAMA, OVUM VE EMBRİYO TRANSFERİ FAALİYETLERİNİN USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİĞİN İPTALİ İÇİN AÇILAN DAVAMIZDA DAVALI TARAFIN VERDİĞİ SON YANIT - 28.04.2004

GENEL MERKEZ ( )
17.05.2004 (Son Güncelleme: 17.05.2004 10:23:23)

T.C.
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLLĞI
HUKUK MÜŞAVİRLİĞİ

SAYI : İD.2003-1174 / 4262

ANKARA
28/04/2004

KONU :GÖKHAN GÜNAYDIN 
ZİR. MÜH. OD. BŞK.

DANIŞTAY 10. DAİRESİ BAŞKANLIĞINA

ESAS NO:2003/3517

CEVABA CEVAP VEREN : TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI - ANKARA
                            (DAVALI)

KARŞI TARAF (DAVACI) : GÖKHAN GÜNAYDIN
                                                TMMOB ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI BAŞKANI
                                                KARANFİL SOK. 28/12 KIZILAY / ANKARA

DAVANIN KONUSU : DAVACI TARAFINDAN, 01.07.2003 TARİH VE 25155 SAYILI RESMİ GAZETEDE YAYIMLANARAK YÜRÜRLÜĞE GİREN "SUNİ TOHUMLAMA, TABİ TOHUMLAMA, OVUM VE EMBRİYO TRANSFERİ FAALİYETLERİNİN USUL VE ESASLARI HAKKINDA YôNETMELİĞİN" 3, 5/A, 6/C, 7/C, 24, 26, 27/A VE 27/C MADDELERİNİN İPTALİ İSTENİLMEKTEDİR.

TEBLİĞ TARİHİ : 30.03.2004

T. KONUSU: DAVACININ İKİNCİ DİLEKÇESİNE KARŞI CEVAPLARIMIZIN SUNULMASI İLE DAVANIN REDDİ İSTEMİMİZDEN İBARETTİR.

CEVAPLARIMIZ : DAVACININ İKİNCİ DAVA DİLEKÇESİNDE İDARİ İŞLEYİŞ BAŞLIĞI

ALTINDA BAKANLIĞIMIZCA YAZILAN SAVUNMAYA İLİŞKİN KOPUK KOPUK İFADELER ALINMIŞ, KENDİLERİNE MENFAAT SAĞLAYACAK BİÇİMDE YORUMLANMIŞTIR. DAVACININ SAVUNMAYA İLİŞKİN YAPTIĞI TÜM AÇIKLAMALARINDA BU DURUM SIK SIK GÖRÜLMEKTEDİR. ŞÖYLE Kİ;

İDARİ İŞLEYİŞ, KAPSAMINDA SUNİ TOHUMLAMANIN KISACA TARİHÇESİNDEN BAHSEDİLEREK SUNİ TOHUMLAMA FAALİYETLERİNİN 1926 YILINDAN BERİ VETERİNER HEKİMLERCE YAPILDIĞI, 1926 TARİHLİ 904 SAYILI KANUN VE BU KANUNA DAYANILARAK ÇIKARILAN YÖNETMELİKLERİN GÜNÜMÜZE DEĞİN VETERİNER HEKİMLERİ YETKİLİ KILDIĞI, SUNİ TOHUMLAMA DERSİNİN VETERİNER FAKÜLTESİNDE AYRI BİR KÜRSÜ OLARAK ELE ALINDIĞI VE BUNA GÖRE VETERİNER HEKİM YETİŞTİRİLDİĞİ, SUNİ TOHUMLAMA KONUSUNDA YETİŞTİRİLEN VE SERTİFİKA VERİLEN 12.000 ELAMANIN MEVCUT OLDUĞU VE BU MEVCUDA HER YIL 11 000 KADAR ELEMANIN EKLENDİĞİ, SUNİ TOHUMLAMA FAALİYETLERİNİN VETERİNER HEKİMLERE YÖNELİK ÇIKARILAN MEVZUATLARLA HAYVAN VE HAYVAN SAHİBİNE KARŞI SORUMLULUKLARI, UYMALARI VE TUTMALARI GEREKLİ KAYITLARIN DÜZENLENDİĞİ VE NİHAYET BU MEVZUATLARA GÖRE DENETİMLERİN YAPILARAK KANUN VE YÖNETMELİKLER ÇERÇEVESİNDE MEVZUATLARA UYMAYAN VETERİNER HEKİMLERİN CEZALANDIRILDIĞI BELİRTİLMİŞTİR.

KANUN VE KANUNLARA DAYANILARAK ÇIKARILAN YÖNETMELİKLER TOPLUMDA DOĞAN İHTİYAÇLARI VE BU İHTİYAÇLARI TOPLUMUN ÇIKARLARINI KARŞILAMAK ÜZERE ÇIKARILMAKTADIR. BU KAPSAMDA DAVACI, ORTAYA KONULAN ELEMAN SAYISI İLE ÜLKEMİZDEKİ BOĞAALTI İNEK SAYISINI ORANLAYARAK ORTADA BİR ELEMAN AÇIĞI OLUP OLMADIĞI, ZİRAAT MÜHENDİSLERİNİN MEVZUATINDAN BAHSEDEREK HAYVAN SAHİBİ VE HAYVANA KARŞI SORUMLULUKLARI İLE İLGİLİ BİR MEVZUATLARININ BULUNUP, BULUNMADIĞI, KONUSUNDA AÇIKLAMA YAPMAMAKTA VE BU AÇIKLAMALARDAN DİREK OLARAK KAÇMAKTADIR. ZİRA BU KONULARDA YAPACAĞI AÇIKLAMALAR TÜM GERÇEKLERİ ORTAYA KOYACAKTIR.

BİR VETERİNER HEKİM TÜRKİYE ŞARTLARINDA ORTALAMA OLARAK 1000 BAŞ İNEĞİ TOHUMLAYABİLMEKTEDİR. YETİŞMİŞ VE SERTİFİKA VERİLMİŞ 12.000 ELEMANIN ( BU RAKAMA HER YIL 1000 KİŞİ EKLENMEKTEDİR.) VARLIĞI İLE ÜLKEMİZDE BULUNAN 5 MİLYONA YAKIN BOĞAALTI İNEK SAYISI KARŞILAŞTIRILDIĞINDA HER ELEMANA 500 CİVARINDA İNEK DÜŞMEKTEDİR. DAVA DİLEKÇESİNDE ALMANYA/DA BİR SUNİ TOHUMLAMA EKİBİNİN 2000-3000 ARASINDA İNEĞİ TOHUMLADIĞI SÖYLENMEKTEDİR. DOLAYISIYLA, SUNİ TOHUMLAMA YAPAN ELEMANLAR AÇISINDAN TOPLUMDA BİR İHTİYAÇ BULUNMAMAKTADIR. ASIL İHTİYAÇ, ETKİLİ BİR ORGANİZASYON KURMAK, YETİŞTİRİCİLERİN ÖRGÜTLENEREK, BU ÖRGÜTLER SAYESİNDE İŞLETMELERİN BÜYÜMESİNİ, YETİŞTİRİCİNİN ÜRÜNLERİNİ SAĞLIKLI BİR ŞEKİLDE ELDE ETMESİNİ VE DEĞER FİYAT ÜZERİNDEN DEĞERLENDİRİLMESİNİ SAĞLAMAKTIR. ORTADA BU GERÇEKLER VAR İKEN ÜLKEMİZDE SANKİ BİR ELEMAN AÇIĞI VAR İMİŞ GİBİ GÖSTERMEK VE NEZAKET KURALLARINI DA AŞARAK VETERİNER HEKİMLİĞİ MESLEĞİ HAKKINDA TOPLUM ÇIKARLARINI KENDİ ÇIKARLARINA TERCİH ETTİKLERİ GİBİ GEREKSİZ VE ASILSIZ SUÇLAMALAR DA BULUNMAK DÜŞÜNDÜRÜCÜDÜR.OYSA, SUNİ TOHUMLAMANIN VETERİNER HEKİM VE VETERİNER HEKİM SORUMLULUĞU ALTINDA VETERİNER SAĞLIK TEKNİSYENLERİ TARAFINDAN HİÇBİR ÜCRET ALINMADAN HER TÜRLÜ FEDAKARLIĞIN GÖSTERİLEREK YAPILDIĞI 1926 YILINDAN 1995 YILINA KADAR OLAN ZAMAN İÇİNDE ZİRAAT MÜHENDİSLERİ VE DİĞER MESLEK GRUPLARI HİÇ ÇABA GÖSTERMEMİŞLERDİR. BU DURUM TAMAMEN 1995 TARİHLİ 4084 SAYILI KANUN İLE İLGİLİDİR. 4084 SAYILI KANUN İLE KAMU TARAFINDAN YAPILAN SUNİ TOHUMLAMADA ÜCRETLİ HALE GETİRİLMİŞ VE HAKSIZ REKABET ÖNLENEREK ÖZEL SEKTÖRÜNDE SUNİ TOHUMLAMA FAALİYETLERİ İÇİNE GİRMESİ SAĞLANMIŞTIR. BAŞKA BİR İFADE İLE, 4084 SAYILI KANUN İLE YETİŞTİRİCİ, KAMUNUN YANI SIRA SUNİ TOHUMLAMA YAPTIRIRKEN ÖZEL SEKTÖRDEN DE TALEPTE BULUNMAYA BAŞLAMIŞTIR. SUNİ TOHUMLAMANIN ÜCRETLİ HALE GETİRİLDİĞİ 1995 TARİHİNDEN İTİBAREN ÖZELLİKLE ZİRAAT MÜHENDİSLERİ SUNİ TOHUMLAMA FAALİYETİ İÇİNE GİREBİLMEK İÇİN YOĞUN BİR ÇABA İÇİNE GİRMİŞLERDİR. NEDEN BU HAKSIZCA İSTENİLEN YETKİYİ ALABİLMEK İÇİN 78 YIL BEKLENİLMİŞTİR. BUNUN ALTINDA, ESKİDEN ZİRAAT MÜHENDİSLERİ İLE VETERİNER HEKİMLERİ ARASINDA OLAN MESLEKİ DAYANIŞMA, SAYGI VE NEZAKET KURALLARININ OLDUĞUNU VE ZAMAN İÇİNDE BU DAYANIŞMA İLE DAVA DİLEKÇESİNDE GÖRÜLDÜĞÜ ÜZERE NEZAKET KURALLARININ KALMADIĞININ OLDUĞU AÇIKÇA GÖRÜLMEKTEDİR. BU DOĞRULTUDA DAVACININ BİZCE MALUM OLAN SAMİMİYETİNE İNANMAK OLDUKÇA GÜÇTÜR.

DAVACININ DEĞERLENDİRMELERİNDE DE YAPILAN İŞLEMLERİN YANLIŞ YORUMLANDIĞI YADA BİLEREK BU YOLA GİDİLDİĞİ GÖRÜLMEKTEDİR. 441 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE Kİ KARARNAME İLE SUNİ TOHUMLAMA HİZMETLERİNİN ÖZEL SEKTÖRE DEVRİNİN UYGULAMA DENETLEME BOYUTU İLE BİRLİKTE OLMAK ÜZERE BAŞKA BİR KURUM YADA KURULUŞA DEVRETMESİNİN YASAL OLMADIĞI İDDİASI GERÇEKLERDEN UZAKTIR. ZİRA, SUNİ TOHUMLAMA HİZMETLERİ ÖZEL SEKTÖRE DEVREDİLİRKEN, İL MÜDÜRLÜKLERİNİN ÖZEL SEKTÖRÜN GİRDİĞİ GÜZERGAHLARDAN ÇEKİLEREK, SUNİ TOHUMLAMA HİZMETİNİN GÖTÜRÜLEMEDİĞİ YÖRELERE EKİPLERİN KAYDIRILMASI VE BÖYLECE SUNİ TOHUMLAMA HİZMETLERİNİN YAYGINLAŞTIRILMASI İSTENMİŞ VE ÖZEL SEKTÖRÜN İŞ GÜCÜ VE MADDİ KAYNAKLARINDAN FAYDALANILMIŞTIR. YANİ SUNİ TOHUMLAMA HİZMETLERİ DENETLEME BOYUTU DA DAHİL EDİLEREK ÖZEL SEKTÖRE

DEVREDİLMEMEKTE, DENETLEME GÖREVİ İL MÜDÜRLÜKLERİNDE KALMAKTADIR. BU DENETİMLER SONUCUNDA MEVZUATLARDA BELİRTİLEN YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ YERİNE GETİRMEYEN VETERİNER HEKİMLERİN ÖZEL SUNİ TOHUMLAMA YAPMA İZİNLERİ İPTAL EDİLMEKTE, YÜKÜMLÜKLERİNİ YERİNE GETİRMEDEN SUNİ TOHUMLAMA YAPMAYA DEVAM ETMELERİ HALİNDE MEVZUATLARA GÖRE CEZALANDIRILMAKTADIR. (EK 1)

DAVACI, 4631 SAYILI YASA'nın 10 nuncu maddesini işaret ederek suni tohumlamanın Bakanlıktan izin alan gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılacağını ifade etmekte, bu maddenin son paragrafını özellikle atlamaktadır. Söz konusu maddenin son paragrafı "Bakanlık ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılacak tabii tohumlarna, suni tohumlama ve embriyo transferinin usul ve esaslarının Bakanlıkça belirleneceği" 11 inci Maddesi de bu faaliyetlerin Bakanlığın iznine ve kontrolüne tabi olduğu hükmüne amirdir. Dolayısıyla, Bakanlık bu maddeler ile kendisine verilen yetkiyi kullanarak eleman durumu, bilimsel ve hukuki gerçekler ve başlangıçtan bugüne kadar olan durumu göz önüne almış, davacının iptal edilmesini istediği yönetmeliği çıkarmıştır.

Ziraat Mühendislerinin Görev ve Yetkilerine ilişkin Tüzüğün Zootekni başlıklı 21 inci Maddesinin Zootekni alanında öğrenim görmüş ziraat mühendisleri, hayvan neslinin ıslahı, geliştirilmesi, çoğaltılması.... konularında yetkili kılındığı belirtilmekte ve bu maddeye göre yetki sahibi olduklarını iddia etmektedirler. İlk savunma dilekçesinde de belirtildiği üzere gerek 4631 sayılı Yasa da ve gerekse iptali istenilen yönetmelikte Zootekni tanımı "Hayvan yetiştirmesi, ıslahı, bakımı-beslenmesi, yem üretimi, hastalıklardan koruma gibi hususları düzenleyerek hayvanlardan daha yüksek verim ve ekonomik verim elde etmeyi sağlayacak teknoloji ve uygulamaları" şeklinde tarif edilmiştir. Yani ziraat mühendislerinin tüzüğünde yer alan zootekni tanımı ile gerek 4631 sayılı kanun ve gerekse dava edilen yönetmelikteki tanım çok farklıdır. 4631 SAYILI YASA VE BU YASAYA DAYANILARAK ÇIKARILAN VE DAVA KONUSU EDİLEN YÖNETMELİKTEKİ ZOOTEKNİ TANIMI İÇİNDE YER ALAN FAAliYETLER ÖZELLİKLE HASTALIKLARDAN KORUMA GİBİ HUSUSLARI DÜZENLEME ŞARTI ZİRAAT MÜHENDİSLERİNİN TÜZÜGÜNDEKİ TANIMDA YER ALMAMAKTADIR. KENDİ MESLEK TÜZÜKLERİNDE YER ALAN İFADELERE GÖRE YETKİ İSTENEMEYECEGİNE VE YETKİ İSTENİLEN KONU İLE İLGİLİ OLDUĞU KANUNA DAYANILARAK İSTENİLECEĞİNE GÖRE MESLEK KURULUŞLARININ KENDİ GÖREV VE YETKİLERİ İLE İLGİLİ MEVZUATINA DAYANILARAK SUNİ TOHUMLAMA KONUSUNDA YETKİ İSTEMELERİ HUKUKİ OLAMAYACAKTIR. KALDIKİ HAYVAN ISLAHI KANUNUN AMACINDA DAMIZLlKLARIN SAĞLlKLI VE HİJYENİK ORTAMLARDA YETiŞTiRiLMESi VE HASTAlıKLARDAN ARİ BİR ŞEKİLDE YETİŞTİRİCİLERE İNTİKALİ VE KORUNMASINI SAĞLAMAK VE DAMIZLlK TANIMlNDA DA , HASTALlKLARDAN ARİ OLMAYAN HAYVANLARA DAMIZLlK DENEMEYECEĞİ ÖZETLE, SAĞLlKLI HAYVAN OLMAZSA YÜKSEK VERİM ELDE ETME İMKANIDA OLAMAYACAĞI BELİRTİLMEKTEDİR. Yazımız ekinde ( EK 2 ) gönderilen Ankara Ticaret Borsası tarafından düzenlenen Türkiye 2000 Hayvancılık Kongresi kitabında yer alan Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Sayın İbrahim BURGU'NUN ANLATIMINDA SUNİ TOHUMLAMANIN SAĞLIKLI DİŞİLERE YAPILMASININ GEREKLİLİĞİ KISA ANCAK ÇOK ETKİLİ BİR ŞEKİLDE ANLATILMAKTADIR. BU ÇERÇEVE İÇİNDE DAVA KONUSUNA BAKILDIĞINDA, DAVANIN ZİRAAT MÜHENDİSLERİNİN YETKİLERİNE İLİŞKİN TÜZÜKLE İLGİLİ TÜRK VETERİNER HEKİMLERİ BİRLİĞİNİN İTİRAZI ÜZERİNE AÇILMIŞ OLAN DAVA İLE İLİŞKİLENDİRİLMESİ DAVA KONUSUNU KARIŞTIRMAKTAN ÖTE BİR ZİHNİYET TAŞIMAYACAKTIR. AYNCA, DAVA DİLEKÇESİNDE BAHSEDİLDİĞİ ÜZERE, ISLAH FAALİYETLERİ ZİRAAT MÜHENDİSLERİNE KAPATILMIŞ DA DEĞİLDİR. HAYVAN ISLAHI KONU İTİBARİYLE ÇOK GENİŞ BİR ALANDIR. HAYVAN ISLAHINDA MULTİDİSİPLİNER UYGULAMALAR SÖZ KONUSU OLUP BİR ÇOK MESLEK GRUBU BİRBİRİNİ DESTEKLEYEN ÇALIŞMALAR YAPMAKTADIR. BU DA OLAĞAN BİR DURUMDUR. ANCAK HAYVAN SAĞLIĞI İLE İLİŞKİLİ VE TIP BİLİMİ İÇİNDE YER ALAN SUNİ TOHUMLARNA, EMBRİYO TRANSFERİ GİBİ FAALİYETLERİN GEREK KORUYUCU, GEREK TEDAVİ HEKİMLİK UYGULAMALARI BU KONUDA EĞİTİM ALMIŞ GRUPLARCA YASALARA BAĞIL OLARAK YAPILMASI HEM HAYVAN SAĞLIĞI VE HEM DE KAMU YARAN AÇISINDAN ELZEMDİR.

DAVA DİLEKÇESİNDE SIK SIK DİĞER ÜLKELERDEN SÖZ EDİLMEKTE, DİĞER ÜLKELERDE VETERİNER HEKİM DIŞINDA KALAN MESLEKLERE, YETİŞTİRİCİLERE YETKİ VERİLDİĞİNDEN SÖZ EDİLMEKTE VE ALMANYA'daki eğitim programı ile ilişkili yönetmelik belge olarak sunulmaktadır.Bu savlar ileri sürülürken o ülkelerdeki, eğitim durumu, boğaaltı inek sayısından, veteriner hekim sayısından,sözü edilen ülkelerdeki sağlık problemlerin olup olmadığından hiç söz edilmemektedir. Daha önce de değinildiği gibi her ülke toplumun ihtiyaçlarını belirleyerek, bu ihtiyaçların düzenli ve sağlıklı bir şekilde toplumun çıkarlarını gözeterek karşılanabilmesi için kanun ve yönetmelik çıkarmaktadır. Almanya' DA BUGÜN ÜLKEMİZDE BULUNAN GEREK PARAZİTER VE GEREKSE MİKROBİYEL SALGIN VE BULAŞICI HASTALIKLARIN ÇOĞU GÖRÜLMEMEKTEDİR. YİNE ALMANYA' da 5 , ingiltere ve Fransa'DA 4 ,HOLLANDA, NORVEÇ, DANİMARKA, AVUSTURYA, BELÇİKA, İSVEÇ VE PORTEKİZ' de birer veteriner fakültesi bulunmaktadır. ( EK 3 ) Bu ülkelerdeki hayvan varlığına bakıldığında ortada bir eleman açığının olduğu görülecektir. Eğitim seviyesi yüksek, sağlıkla ilgili konularını halletmiş bu ülkelerde, ihtiyaçlarını karşılamak üzere arayışlara girmiş ve iddia edildiği gibi çok yüksek olmamakla beraber suni tohumlama konusunda veteriner hekim dışında diğer meslek gruplarına uzun süreli ve çok etkin bir eğitimden geçirerek sınırlı ölçülerde yetki verilmiştir. Önemle üzerinde durulması gereken konu bahsedilen ülkelerdeki sağlık problemlerinin halledilmiş olması neticesinde sınırlı ölçülerde yetki verilmesidir. Ülkemizde ki eğitim seviyesi, halen var olan hastalıklar boğaaltı inek sayısı, eğitilmiş 12.000 (oniki bin) elemanın varlığı ve 17 veteriner fakültesinin olduğu göz önüne alınırsa ortada herhangi bir ihtiyaç olmadığı görülecektir.

15.11.2002 tarihli yönetmeliğin aksaklıklara neden olduğu konusunda ileri sürülen Bakanlık düşüncesi davacı tarafından vehimden öte bir anlam taşımadığı şeklinde yorumlanmaktadır. Davacı tarafından verilen birinci dilekçeye verilen cevapta söz konusu yönetmeliğin çıkmasından sonra ii Müdürlüklerinden konuya ilişkin olarak gelen yazılar gönderilmiş ve sahada oluşan karmaşıklıktan söz edilmiştir. Açıkça ortaya konulan durumun vehim olarak nitelenmesi de anlaşılmaz bulunmaktadır.

Birinci dava dilekçesine istinaden yapılan savunmada, ÖSYM kitapçığında yer alan hayvancılıkla ilgili 180 adet okulolduğu, bu okulların hayvan sağlığı ile ilgisi olmayan yüzeysel bir eğitimle hayvancılıkla ilgili ders gördüğünü, bu okul mezunlarını suni tohumlama konusunda yetkili kılmanın idari işleyişi içinden çıkılmaz hale getireceği vurgulanmıştı. Davacı, bu durumu yine ülkemiz şartları ile açıklama yerine dünya ülkelerinden örnekler vererek açıklamaya çalışmakta, ülke gerçeklerini göz ardı etmektedir.

Veteriner hekimlik mesleği dışında kalan diğer meslek gruplarının, hayvan sahibinden fazla ücret alan, hayvana zarar veren, faaliyetlerini sürdürürken salgın ve bulaşıcı hastalıkları bu bilgilerden yoksun oldukları için bir ahırdan diğerine taşıyanlar hakkında bu meslek gruplarının denetlenmesi ve cezalandırılmasına yönelik veteriner mevzuatı dışında bir mevzuat olmadığı ifade edilmişti. Davacı tarafından nezaket kurallarının zorlanarak yukarda ifade edilen durumların sorumluları olarak “bugüne değin alanda ekonomik çıkarlarını kamu yararının üzerinde görerek iş yapan kimselerdir" diyerek veteriner hekimleri işaret etmesi, çaresizlik ifadesi olarak görülmektedir. Zira, konu tamamen daha önce de ifade edildiği üzere, yetiştiricilerin eğitim durumu, alt yapı eksikliği, yetiştiricilerin örgütlenmesi ile ilişkilidir. Kaldı ki, bu konularda eksikliği bulunan veteriner hekimlerin cezalandırılmasına, denetlenmesine hayvan ve hayvan sahibine karşı sorumluluğuna kadar olan tüm konular ilk savunmamızda da belirtildiği üzere mevcuttur ve uygulanmaktadır.

Denetlemenin ve izinlerin başka bir kurum ve kuruluşa verildiği iddiası da asılsızdır. Öncede ifade edildiği üzere denetleme görevi İl Müdürlüklerinde olup, serbest veteriner hekimlerin iş sözleşmelerinin veteriner hekimlerce onaylanması zorunluluğu, serbest veteriner hekimlerin disipline edilmesine yöneliktir. Ayrıca özel suni tohumlama yapma izinleri de İl Müdürlükleri tarafından verilmekte olup veteriner hekimleri odasına böyle bir yetki verilmemiştir.Denetleme ile ilgili etkili bir organizasyonun olmadığı bir gerçektir. Ancak bu durumun zaaf olarak gösterilmesi de konunun saptırılmasına yöneliktir. Zira, denetimler yapılmaktadır. Yazımız ekinde sunulan (EK 1 ) de görülmek üzere, yapılan denetimlerde kusuru görülenlerin özel suni tohumlama yapma izinleri iptal edilmektedir. Ancak, bu denetimlerin, arzu edilen seviyede olduğu söylenememektedir. Zira, İl Müdürlüklerinde bulunan araçların çoğu model olarak çok eski olup, sayısal olarak da yetersizdir. Konu ile ilgili olarak birçok kez sadece suni tohumlamada kullanmak üzere, araç tahsisi yapılması Başbakanlık Makamı'NDAN İSTENMESİNE RAĞMEN EKONOMİK DURUM GÖZ ÖNÜNE ALINARAK TAHSİS EDİLEMEMİŞTİR. BUNUN ÜZERİNE ARAYIŞLARA GİRİLMİŞ, SERBEST VETERİNER HEKİMLERİN DİSİPLİNE EDİLMESİNE YÖNELİK OLARAK İŞ SÖZLEŞMELERİNİN VETERİNER HEKİMLERİ ODASINCA, ONAYLANMASI ZORUNLULUĞU GETİRİLMİŞTİR. DAVACI BİR TARAFTAN DENETLEME EKSİKLİĞİNDEN SÖZ EDERKEN, DİĞER TARAFTAN DENETLEMENİN ETKİN OLABİLMESİNE YARDIMCI OLABİLECEK BİR OLUŞUMDAN ŞİKAYETÇİ OLMAKTADIR. BU DURUM DA ANLAŞILMAZDIR.

DAVACI EĞİTİME TABİ TUTULMUŞ ELEMAN SAYISINI GÖZ ARDI EDEREK ÜLKE GERÇEKLERİNİ UNUTTURMA PEŞİNDE OLUP ISRARLA DİĞER ÜLKELERDEN ÖRNEKLER VERMEYE ÇALIŞMAKTADIR. HER ÜLKE KENDİ GERÇEKLERİNE GÖRE HAREKET ETMEK ZORUNDADIR. TOPLUMSAL YAPI, TEŞKİLATLANMA, İLETİŞİM, EĞİTİM DURUMU,DİNİ İNANÇLAR, OKUMA YAZMA ORANI VE İHTİYAÇLAR HER ÜLKEDE AYNI DERECEDE OLAMAZ. BU YAPI GÖZ ÖNÜNE ALINMADAN BU ÜLKEDE BÖYLE YAPILIYOR BİZDE DE BÖYLE OLMALIDIR, DİYE ÖRNEKLEME YAPILMASI ÜLKEYİ SUNİ TOHUMLAMA KONUSUNDA İÇİNDEN ÇIKILMAZ HALE GETİRECEKTİR.

KAMU YARARI BAŞLIĞI ALTINDA YAPILAN SAVUNMAYA İLİŞKİN DAVACI, ÖZETLE, SUNİ TOHUMLAMANIN HAYVAN SAĞLIĞI İLE İLGİSİ OLMADIĞINI İSPATLAMAYA YÖNELİK AÇIKLAMALARDA BULUNMAYA ÇALIŞMAKTADIR. BU KONU ÜZERİNDE ÇOK DAHA GENİŞ OLARAK İLK SAVUNMADA BİLGİ VERİLMİŞTİR. BU BİLGİLERE İLAVETEN YAZIMIZ EKİNDE SUNULAN ( EK 2 ) PROF. DR. SAYIN İBRAHİM BURGU' nun suni tohumlamanın sağlıkla ilgili olduğuna dair yaptığı açıklamalarda, SUNİ TOHUMLAMANIN SAĞLlKLI DİŞİLERE YAPILMASI GEREKTİĞİ vurgulanmaktadır. Özetle, Dişi materyalin sağlıklı, sağlıksız olduğunu ayırt etmeden suni tohumlama yapılırsa, dişi materyalde genital sistemden geçecek olan enfeksiyonlarla, doğacak yavrunun yaşamı boyunca virüs saçacağı ve sürünün mahvolacağı vurgulanmaktadır. Davacı ısrarla, örnek verdiği dünya ülkelerinde bu hastalıkların olup olmadığı ve kontrolü konusunda bilgi vermekten kaçınmakta, konuyu saptıracak açıklamalarda bulunmaya çalışmaktadır.

Ziraat Mühendislerinin ziraat fakültelerinde verilen çeşitli derslerden örnekler verilerek, konu ile ilgili olarak Tarım Bakanlığı' NIN DAMIZLIK SIĞIR YETİŞTİRİCİLERİ BİRLİKLERİ GİBİ ÖZEL SEKTÖRDE ÇALIŞAN ZİRAAT MÜHENDİSLERİNİN VE ZİRAAT TEKNİSYENLERİNİN YAPTIĞI İŞLEMLERDEN BAHSETMEKTEDİR. ANCAK, BU KURULUŞLARDA, VETERİNER HEKİM İSTİHDAM EDİLDİĞİNİ SÖYLEMEKTEN KAÇINMAKTADIR. AYRICA, YAPILAN İŞLEMLERİN GENİTAL SİSTEMLE YADA CANLIYA DİREK OLARAK YAPILAN MÜDAHALELERLE, İLGİSİ BULUNMAMAKTADIR. VE SÖZ KONUSU HAYVANCILIK İŞLETMELERİNDE VETERİNER HEKİMLER TARAFINDAN GEREKLİ HER TÜRLÜ TEDBİR ALINMAKTA VE ÜLKEMİZDEKİ DİĞER HAYVANCILIK İŞLETMELERİNE ORANLA GELİŞMİŞ OLAN BU İŞLETMELERDE YETİŞTİRİCİLER VETERİNER HEKİMLER TARAFINDAN BİLGİLENDİRİLMEKTEDİR. ÜLKEMİZDEKİ SÜTE DAİR POPÜLASYON ORTALAMASI 1750 KGR. İKEN BUGÜN BU İŞLETMELERDE BU ORAN 5000-6000 KGR. ARASINDA DEĞİŞMEKTEDİR. BU DURUM BU İŞLETMELERİN GELİŞMİŞ OLDUĞUNU GÖSTERMEKTEDİR YANİ BU İŞLETMELERDE, GEREK YETİŞTİRİCİ VE GEREKSE VETERİNER HEKİMLERCE HER TÜRLÜ TEDBİR ALINMAKTADIR. KALDI Kİ BURADA ZİRAAT MÜHENDİSLERİNİN ADI ZİKREDİLMEMİŞ HERHANGİ BİR SUÇLAMA YAPILMAMIŞTIR. KONU BAŞINDA, HAYVANCILIKLA İLGİLİ 180 ADET OKULUN VARLIĞINDAN BAHSEDİLEREK, BU OKUL MEZUNLARININ HANGİ MEVZUAT DAHİLİNDE DENETLENEBİLECEĞİ VE CEZALANDIRILACAĞI SORGULANMIŞTIR.

HERHANGİ BİR DERSİN OKUNMASI, O DERSLERLE İLGİLİ YETKİ ALINMASINI GEREKTİRMEZ. MALİYE HUKUKU YADA İDARE HUKUKU ALAN HUKUK FAKÜLTESİ DIŞINDA KALAN HERHANGİ BİR ÜNİVERSİTE MEZUNUNUN BU KONULARDA AVUKATLIK YAPAMAMASI GİBİ... TÜM ÜNİVERSİTE MEZUNLARININ MESLEKİ ALANDA YÜKÜMLÜLÜKLERİ VE GÖREVLERİ KANUNLARLA BELİRLENMİŞ VE YETKİLENDİRİLMİŞTİR. DAVACININ İDDİA ETTİĞİ GİBİ HERHANGİ BİR KONUDA DERS ALAN KİŞİLER BU KONULARLA YETKİLENDİRİLİRSE ÇOK KARMAŞIK BİR DURUM ORTAYA ÇIKACAKTIR. DAVACI TARAFINDAN ZİRAAT FAKÜLTELERİNDE ALINAN DERSLERDEN BİRİNİN DE "HAYVAN SAĞLIĞI" OLDUĞU BİLDİRİLMEKTEDİR. ŞİMDİ ALINAN BU DERSE DAYANARAK ZİRAAT MÜHENDİSLERİNİN HAYVAN TEDAVİSİNDE GÖREV ALMALARI MÜMKÜN MÜDÜR.? VETERİNER HEKİMLERİN YETKİLERİNİ BU DERSE DAYANARAK İSTEYEBİLİRLER Mİ? BÖYLE BİR OLGU TELAFİSİ MÜMKÜN OLMAYAN BİR KAOSA NEDEN OLUR Kİ BUDA KAMU YARARI AÇISINDAN OLDUKÇA SAKINCALIDIR.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞINCA DAVACI TARAFINDAN SÖZÜ EDİLEN DERSLERİN ZİRAAT FAKÜLTELERİNDE ALINMAMASININ SÖYLENDİĞİ İFADE EDİLMEKTEDİR. BÖYLE BİR İFADEMİZ BULUNMAMAKTADIR. SÖYLENİLEN HAYVAN SAĞLIĞI VE SUNİ TOHUMLAMA TEKNİĞİ KONUSUNDA GEREK NAZARİ VE GEREKSE UYGULAMALI OLARAK YETERLİ EĞİTİM ALMAMIŞ 180 ADET OKUL MEZUNUNUN SUNİ TOHUMLAMA FAALİYETLERİ İÇİNE KAMU YARARI AÇISINDAN GİRMEMESİNİN GEREKTİĞİDİR. KALDI Kİ YUKARDA DA İFADE EDİLDİĞİ ÜZERE, BİR KONUDA DERS ALMAK O KONUDA YETKİLİ KILINMAYI GEREKTİRMEYECEKTİR.

YÖNETMELİĞİN HUKUKİ DAYANAĞINA İLİŞKİN YAPILAN AÇIKLAMALARDA, DAVA EDİLEN YÖNETMELİĞİN ACELECİ BİR TAVIRLA ÇIKARILDIĞI İDDİASI TEKRARLANMAKTA, ÖNCEKİ YÖNETMELİĞİNDE ÇIKARILIŞI HAKKINDAKİ SAVUNMADA SÖYLENİLENLER ANLAŞILMAKLA BİRLİKTE BAŞKA BİR BOYUTA ÇEKİLEREK HAKSIZCA ELEŞTİRİLMEKTEDİR.

SÖZ KONUSU YÖNETMELİK HAKKINDA,DAHA ÖNCE DE İFADE EDİLDİĞİ ÜZERE, ZİRAAT FAKÜLTESİ, ZİRAAT MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ, ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI VE DİĞER KURULUŞLARIN DAHİL EDİLDİĞİ ÇALIŞMA GRUPLARI OLUŞTURULDUĞU,KONU HAKKINDA, AYLARCA TARTIŞILDIĞI, BUNUN SONUCUNDA HAZIRLANAN TASLAĞIN TEKRAR BU KURULUŞLARA GÖNDERİLEREK GÖRÜŞ İSTENDİĞİ BELGELERLE İLK SAVUNMAMIZDA TESPİT EDİLMİŞTİR. ŞU ANDA YÜRÜRLÜKTE BULUNAN YÖNETMELİK DAVACI TARAFINDAN İPTAL EDİLMESİ İSTENEN KONULAR YÖNÜNDEN BAHSİ GEÇEN YÖNETMELİKTEKİ AYNI MADDELERİ İÇERMEKTEDİR.

AYLARCA SÜRDÜRÜLEN ÇALIŞMALAR SONUCUNDA OLUŞTURULAN YÖNETMELİĞİN, ÇALIŞMA GRUPLARININ İÇİNDE YER ALAN UZMAN KURULUŞLARIN GÖRÜŞLERİNİN BİR KENARA ATILARAK, ZİRAAT FAKÜLTESİ GÖRÜŞLERİ DOĞRULTUSUNDA ÇIKARILIŞI YİNE İLK SAVUNMA YAZISINDA BELGELERİ İLE BİRLİKTE TESPİT EDİLMİŞTİR. MEVZUATLAR GEREĞİ SUNİ TOHUMLAMA, TABİİ TOHUMLAMA, EMBRİYO TRANSFERİ GİBİ FAALİYETLERLE İLGİLİ YÖNETMELİKLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜMÜZCE HAZIRLANMAKTA, ARAŞTIRMA PLANLAMA VE KOORDİNASYON KURULU BAŞKANLIĞI' na gönderilerek yayımlanması istenmektedir. . İlk savunma yazısında davacı tarafından savunulan 15.11.2002 tarihli yönetmeliğin bu çerçevede hazırlanmadığının ifadesi olarak Genel Müdürlüğümüzün Görüşü ve Onayı alınmadan çıkarıldığı ii ifade edilmiştir. Burada kast edilen, Ziraat Fakültesi tarafından hazırlanan bir yönetmeliğin o günkü siyasi irade tarafından Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan yönetmeliğe tercih edilmesidir. Bu da mevzuatlara aykırılık oluşturmaktadır. Bu durumun idarenin devamlılığı hiyerarşik yapısı ile ilişkilendirilmesi iddiası bir karmaşıklık yaratma zihniyetinden başka bir şey olamaz. Söz konusu edilen o günkü siyasi iradenin mevzuatlar dışında hareket ettiğidir. Veteriner hekimlik mesleğine münhasır yetki verilmesine dair açıklamalar, ziraat mühendislerinin yetki tüzüğündeki zootekni tanımına dayanılarak ziraat mühendislerinin de bu konuda yetkili olduklarına yöneliktir. Bu konuda, daha önce de bilgi verildiğinden tekrar üzerinde durulmayacaktır.

İlk dava dilekçesinin altıncı sayfa, altıncı paragrafında çeşitli ülkelerdeki yapay tohumlamalarla ilgili kurslara katılabileceklerde özel bir eğitim zorunluluğunun olmadığı, kurslara yetiştiricilerde dahil, hayvancılıkla ilgili kişilerin katılabileceğine dair bazı belgeler Yüce Mahkemenizin incelemesine sunulmak üzere, dava dilekçelerinin ekinde ibraz edilmiş ve bu eklerdeki uygulamaların o ülkelerdeki şirketlerin uygulaması yönünde olduğu yönünde bir ifade kullanılmamıştır.

Bu ifadelerle bu uygulamalar resmi organların uygulamalan olarak gösterilmek istenmiş, ancak buna dair birinci savunmamızda durumun ortaya konması ile dava dilekçesine eklenen, eklerdeki uygulamaların o şirketlerin uygulaması olduğunu davacı belirtmiştir. Bu da hayli düşündürücüdür.

İlk savunmamızda, bir enjeksiyonun bile hekim kontrolü olmaksızın canlıya uygulanabilmesi yasalar karşısında olası değilken, suni tohumlama gibi komplike bir uygulamanın hekim olmayanlar tarafından uygulanmasının mümkün görülmediği bildirilmektedir. Bu durum davacı tarafından yine çarpık ifadeler kullanılarak anlamsız şekilde eleştirilmektedir. ifade edilen bir enjeksiyonun hekim kontrolü olmaksızın yapılamayacağıdır. Bu ifadenin davacı tarafından doğru alınmasına rağmen hekim olmayanlar tarafından enjeksiyon yapılamayacağı gibi bir yaklaşımla anlaşılması yada bu yöne çekilmesi anlaşılmaz bulunmaktadır. Davacının da söylediği gibi, enjeksiyonla verilen ilacı hekim tespit ettiğinden hekim kontrolü her zaman söz konusu olmaktadır.

Yönetmeliğin ithalatla ilgili düzenlemelerine yapılan açıklamalarda, ithalatla ilgili kriterlerin talimatla düzenlenmesine itiraz yapılmaktadır. ilk savunma yazısında da belirtildiği üzere, davacı yine tahminlerle, hareket etmektedir. Belirtildiği üzere, CVM hastalığı yönünde hemen talimatla bir düzenleme yoluna gidilmiştir. Bu arada, sperma ithalatında yeni kriterler belirlenmiş, süte dair indeksler dışında ayak ve meme puanlarının da belirli sınırlarda olması istenmiştir. Tüm bunlar yurt dışından çok daha iyi sperma ithal edilmesini sağlamaya yöneliktir. Davacı bu konuların talimatla düzenlenmesi ile ilgili şikayetinin yerine, yapılanların takipçisi olarak bu düzenlemelerin hayvancılık yönünden değerlendirmesini yapmalıdır.

Sonuç olarak buraya kadar davacının verdiği cevaplara yönelik açıklamalar yapılmış olup 14.11.2003 tarih ve iD.2003-1174/11487 sayılı savunmamız ekinde gönderilen mevzuatların ve konuların esas alınarak ülkemizdeki gerçekler, mevcut yetiştiriimiş ve yetiştirilen elemanların sayıları ile tohumlanabilir boğaaltı inek sayısının oranının, salgın ve bulaşıcı hastalıkların göz önüne alınarak, suni tohumlamanın kanunların verdiği yetkilerle hekimlik görevini üstlenmiş ve bu uygulamada esasen bilinmesi gereken tıp bilgilerini tahsil etmiş, özellikle hayvanlarda üremeyi ve üreme ile yakından ilgili temel fizyolojik, androlojik, farmakolojik, biyokimyasal ve benzeri konularda ciddi ve ağır bir eğitim görerek bu uygulamaya ehil veteriner hekimlerce yapılmasına devam edilmesi kamu yararı ve idari işleyiş açısından büyük önem taşımaktadır.

SONUÇ VE TALEP : Yukarıda arz ettiğimiz ve mahkemenizce resen gözetilecek olan sair nedenlerle davanın reddine ve yargılama giderlerinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep ederim.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI ADINA

                                                                                  

Yaşar GÜÇLÜ
Hukuk Müşaviri

EKLER

EK-l -Suni Tohumlama İzin İptalleri (13 Sayfa)

EK-2 -Prof. Dr. İbrahim BURGU'NUN İFADELERİ (2 SAYFA)

EK-3- AVRUPA'daki Veteriner Fakültesi sayıları

Okunma Sayısı: 3057