BALIKESİR'DE TOPRAK KORUMA KURULU KARARIYLA 11.8 HEKTAR ALANIN TARIM DIŞINA ÇIKARTILMASINA KARŞI DAVA AÇTIK

GENEL MERKEZ ( )
23.01.2009 (Son Güncelleme: 24.01.2009 13:41:50)

YÜRÜTMENİN DURDURULMASI İSTEMLİDİR.

 

BALIKESİR NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİNE

 

DAVACI                    : TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası

                                     Karanfil Sk.No:28 Kızılay/ANKARA

VEKİLİ                      : Av.Zühal DÖNMEZ

DAVALI                    : T.C. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı-ANKARA

KONU                        :Balıkesir İli Burhaniye İlçesi Börezli Köyü Ayıt arası mevkii 224 Ada 3 parselde bulunan 11,8256 hektarlık alanın Tarım Dışı Amaçla Kullanılmasının Uygun Bulunmasına ilişkin 03/12/2008 tarihli davalı idare işleminin öncelik ve ivedilikle Yürütülmesinin Durdurulmasına ve İptaline karar verilmesi talebidir.

OLAYLAR                : Burhaniye Cumhuriyet Savcılığı tarafından 21/10/2008 tarih 6814 sayılı yazı ile, T Tipi Ceza İnfaz Kurumu yapılması düşünülen taşınmazın herhangi bir engelinin bulunup bulunmadığı İlçe Tarım Müdürlüğünden sorulmuştur (Ek-1).

Hazırlanan 03/11/2008 tarihli Etüt Raporunda, arazinin, yörenin tarımsal potansiyeli yüksek sulu tarım arazilerinden olduğu, yakın çevresinde zeytinlikler ve mutlak tarım arazilerinin bulunduğu ve bu nedenle kurulacak tesisin çevreye de zarar vereceği tesbit edilmiştir (Ek-2). Bunun üzerine Balikesir Valiliği Burhaniye Kaymakamlığına, sözkonusu yerin tarım dışı kullanımının uygun görülmediğini bildirmiştir (Ek-3). Aynı şekilde Çevre ve Orman Bakanlığı da sulama projeleri nedeniyle yer seçiminin uygun bulunmadığı görüşünü Burhaniye Cumhuriyet Savcılığına bildirmiştir (Ek-4).

Buna rağmen Burhaniye Kaymakamı tarihsiz bir Kamu Yararı Kararı almış (Ek-5) ve bu kararı Balıkesir Valiliğine göndererek izin verilmesini talep etmiştir (Ek-6). Toprak Koruma Kurulu 14.11.2008 tarihinde toplantıya çağırılmış ve oy çokluğu ile Tarım Dışı Kullanım kararı verilmiştir. Bu karar davalı Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından 03/12/2008 tarihinde onaylanmıştır.

İPTAL NEDENLERİ           : 1) Müvekkil Oda, kaynağını Anayasadan alan kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olup, üyelerinin tüm toplumsal, ekonomik ve mesleki sorunları ile doğrudan ilgilenmekle yükümlüdür. Ayrıca ülkemizin tarımsal kaynaklarının, topraklarının korunması için gereken her türlü girişimde bulunmakla yükümlüdür.

7472 Sayılı Ziraat Yüksek Mühendisliği Hakkında Kanun, Ziraat Yüksek Mühendislerinin toprak muhafazasına ilişkin hizmet ve faaliyetlerde bulunmaya yetkili olduklarını düzenlemiştir. Ziraat Mühendislerinin Görev Ve Yetkilerine İlişkin Tüzükte, toprak ve su muhafazasının toprak bilimi alanında öğrenim görmüş ziraat mühendisleri tarafından yapılacağı, hükmü yer almaktadır. 06.04.2005 Tarih, 25778 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Ziraat Mühendisleri Odası Ana Yönetmeliğinin 6.maddesine göre de; Ülke tarımı ve tarımsal üretim kaynaklarının korunması, geliştirilmesi, işletilmesi ve verimli kılınması, kırsal nüfusun toplumsal ve ekonomik kalkınmasının sağlanması, kırsal ve tarımsal gelişime yönelik strateji, politika, program ve proje oluşturulması çalışmalarına katkıda bulunmak amacıyla her türlü girişim ve etkinlikte bulunmak, Odanın amaç ve görevleri arasında  sayılmıştır. Bu bağlamda müvekkil ODA tarım topraklarının kaybına neden olacak her türlü düzenlemenin karşısındadır.

            2) a. İptale konu işlemler ile söz konusu arazinin tarım dışı kullanıma açılması Anayasaya aykırıdır.

Anayasal hükümler : T.C. Anayasası Devlete, 44. maddesi ile "toprağın verimli olarak işletilmesini korumak ve geliştirmek...", 45. maddesi ile de "tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek..." görevlerini yüklemiştir. Anayasamızın 45. maddesinin gerekçesinde; "Madde, Devlete tarım arazilerinin ve çayırlarla meraların amaç dışı kullanılmasını önleme görevi vermektedir. Bu ifade ile amaçlanan tarım arazilerinin endüstri ve şehirleşme sebebiyle yok edilmesinin önlenmesidir. Devlet, bu amaçla yasal düzenlemeler yapmalıdır" ifadesi yer almaktadır.

Anayasamızın 166. maddesi, "Ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmayı, özellikle sanayiin ve tarımın yurt düzeyinde dengeli ve uyumlu biçimde hızla gelişmesini, ülke kaynaklarının döküm ve değerlendirilmesini yaparak verimli şeklide kullanılmasını planlamak, bu amaçla gerekli teşkilatı kurmak Devletin görevidir" hükmünü amirdir.

Yine Anayasamızın 56. maddesine göre; "Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir".

Tüm bu maddelerle birlikte Anayasanın mülkiyet hakkının kullanımını düzenleyen 35. maddesi, herkesin mülkiyet ve miras haklarına sahip olduğunu belirttikten sonra, "mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz" demektedir. Bu sınırlama, her türlü mülkiyet için, dolayısıyla toprak mülkiyeti için de geçerlidir.

            İptalini talep ettiğimiz, dava konusu taşınmazların tarım arazisi olmaktan çıkarılması, yapılaşmaya açılmasına ilişkin işlemlerin Anayasaya aykırı olduğu açıktır.

            b. 1.Sınıf Tarım Toprağı olan  dava konusu taşınmazların imara açılması, tarım arazisi olmaktan çıkarılması 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununa aykırıdır. Toprağın doğal veya yapay yollarla kaybını ve niteliklerini yitirmesini engelleyerek korunmasını, geliştirilmesini amaçlayan Kanunun 3.maddesinin (d) fıkrasında, Tarım arazisinin tanımı yapılmıştır. Buna göre;  Toprak, topografya ve iklimsel özellikleri tarımsal üretim için uygun olup, hâlihazırda tarımsal üretim yapılan veya yapılmaya uygun olan veya imar, ihya, ıslah edilerek tarımsal üretim yapılmaya uygun hale dönüştürülebilen araziler tarım arazisidir.

Kanunun 4.maddesinde de, Devletin hüküm ve tasarrufu altında ve Hazinenin özel mülkiyetinde olan araziler ile kamu kurumlarına, gerçek ve tüzel kişilere ait olan arazilerin mülkiyet hakkı kullanılırken toprağın; bitkisel üretim fonksiyonu, endüstriyel, sosyo-ekonomik ve ekolojik işlevlerinin tamamen, kısmen veya geçici olarak engellenmemesi amacıyla araziyi kullananlar, bu Kanunun öngördüğü tedbirleri almakla yükümlüdür, denilmektedir. Görüldüğü gibi davalı idare, Sulu Mutlak tarım arazisini imara açarak Kanunun kendisine yüklediği görevleri yerine getirmemiştir.

Tarım arazilerinin amaç dışı kullanımını düzenleyen 5403 Sayılı Kanunun 13.maddesinde, mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile sulu tarım arazilerinin tarımsal üretim amacı dışında kullanılamayacağı belirtilmiştir. Ancak, alternatif alan bulunmaması ve Kurulun uygun görmesi şartıyla; savunmaya yönelik stratejik ihtiyaçlar, doğal afet sonrası ortaya çıkan geçici yerleşim yeri ihtiyacı, petrol ve doğal gaz arama ve işletme faaliyetleri, ilgili bakanlık tarafından kamu yararı kararı alınmış madencilik faaliyetleri, bakanlıklarca kamu yararı kararı alınmış plân ve yatırımlar için bu arazilerin amaç dışı kullanım taleplerine, toprak koruma projelerine uyulması kaydı ile Bakanlık tarafından izin verilebilir. Dava konusu işlemle ilgili olarak alınan Toprak Koruma Kurulu kararında Kanunun aradığı şekilde bir Kamu yararı Kararı bulunmamaktadır. 5403 sayılı Yasanın 13/d maddesinde kamu yaran kararı alma konusunda ilgili bakanlıkların münhasıran yetkili kılındığı görülmektedir. Bakanlıklardan anlaşılması gereken ise Bakanlık merkez teşkilatıdır.

Oysa dava konusu işlemde Bakanlık tarafından alınmış bir kamu yararı kararı yoktur. Kaymakamın bu kararı alma yetkisi bulunmamaktadır. Yetki, kamu gücü kullanarak, tek yanlı irade beyanı ile idari işlem yapabilme iktidarıdır ve her türlü idari makam için, kendi görev alanını gösteren hukuk kuralları tarafından belirlenir. Kamu düzeni ile ilgili olduğundan geniş yoruma ya da kıyas yoluyla kullanılmaya elverişli değildir. Yetkinin, başka kamu görevlilerine devri ancak, yasada açıkça öngörülmüş olması koşuluyla olanaklıdır. İşlem yetki yönünden sakattır, Kanunda öngörülen usule uyulmadan tesis edilen dava konusu işlem hukuka aykırıdır.

Konu ile ilgili tüm kurumların tarım dışı kullanımın uygun olmayacağı görüşü karşısında Bakanlığın bu kararı alamadığı anlaşılmaktadır. Çünkü toprağın niteliği bellidir ve yukarıda açıklanan nedenlerle tarım toprağının kaybına neden olacak bu karar kamu yararı amacına da uygun değildir.

3) İptale konu karar ile birlikte sözkonusu mutlak tarım arazilerinin tarım dışı kullanıma açılması sonucu telafisi imkansız zararların ortaya çıkacağı muhakkaktır, bu nedenle acilen Yürütmenin Durdurulmasına karar verilmesini talep etmekteyiz.

HUKUKİ NEDENLER          : Anayasa, İYUK, 7472 Sayılı Kanun, 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu, 3194 sayılı İmar Kanunu, Ziraat Mühendislerinin Görev   ve Yetkilerine İlişkin Tüzük, Yönetmelikler, İlgili tüm  mevzuat.

DELİLLER                             : Ekler

SONUÇ VE SİSTEM             :Yukarıda açıklanan nedenlerle; Balıkesir İli Burhaniye İlçesi Börezli Köyü Ayıt arası mevkii 224 Ada 3 parselde bulunan 11,8256 hektarlık alanın Tarım Dışı Amaçla Kullanılmasının Uygun Bulunmasına ilişkin 03/12/2008 tarihli davalı Bakanlık işleminin öncelik ve ivedilikle Yürütülmesinin Durdurulmasına ve İptaline; yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine  karar verilmesini saygı ile arz ve talep ederim.

 

Av.Zühal DÖNMEZ

Davacı Vekili

EKİ: Vekaletname

1-21.10.2008 t.li yazı

2-03.11.2008 t.li rapor

3-06.11.2008 t.li yazı

4-05.11.2008 t.li yazı

5-Bila tarih ve 1365 sayılı karar

6-11.11.2008 t.li yazı

7-14.11.2008 t.li çağrı yazısı

8-Gazete haberi

9-Tapu Senedi

10-Harita

11-Sakarya 2.İd.Mh.E.2008/699 s.kararı

12-Antalya 2.İd.Mh.E.2007/719 s.kararı

Okunma Sayısı: 964