KIRKLARELİ İL TEMSİLCİLİĞİ DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI

GENEL MERKEZ ( )
13.06.2009 (Son Güncelleme: 13.06.2009 14:00:29)

- BASIN AÇIKLAMASI -

YAŞAMA SAHİP ÇIKALIM VE DÜNYAYI TERSİNE ÇEVİRELİM

          Bilindiği gibi 5 Haziran tüm dünyada ‘‘Çevre Günü‘‘ olarak kutlanmakta, çevre sorunsalı değişik kesimlerce değişik yaklaşımlarla ele alınarak değerlendirilmektedir.

            2009 Yılı Dünya Çevre Günü‘nün teması ise "Yaşama Sahip Çık" olarak belirlendi. Bu çağrı içinde yaşadığımız çevreye tüm ülke sakinlerinin sahip çıkmasını öngördüğü için özel bir anlam taşıyor. Bu çağrı aynı zamanda çevrenin yaşanabilir bir düzeyde tutulmasının ve bizden sonraki nesillerin de yararlanabilmesi için gerekli önlemlerin alınmasının yaşam hakkı kadar önemli olduğunu ve tüm insanlığın bu bağlamda sorumluluk üstlenmesini vurguluyor.

         Bugün, tüm dünyada yoğun olarak yaşanan çevre sorunlarının esasını, teknolojinin insan ve doğa yararına kullanılmamasına dayalı, rant ekonomisi ve tüketim çılgınlığına dayanan, daha fazla kar olgusuyla, hızlı ve çarpık sanayileşme amacıyla kaynakların bir üretim unsuru olarak görülmesine bağlamak yanlış olmaz.

         Günümüzde insan ve doğanın, ekonomiye bağlı kılınması sonucu olarak, bu anlayışa göre biçimlenen dünyada, insanın doğaya ve kendisine yabancılaşması da ortaya çıkmıştır.

         Çevre sorunsalını, var olan üretim-tüketim ilişkilerinde, sistemin kendi işleyişi sonucu olarak görmek gerekir. Bugün dünya nüfusunun 100 kişi kabul edersek, üretilen gıda ise 110 kişiyi besleyecek düzeydedir. Bu gerçeklik bile, çevre ile ilgili sorunların özünün, daha fazla kar elde etmek için, insanların açlığına ve ölümüne, doğanın acımasızca sömürülmesine aldırış etmeyen evrensel soygun sisteminde, kapitalist- emperyalist üretim-tüketim ilişkilerinde aramak gerektiğinin göstergesidir.

         Sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını insanın en doğal hakkı gören, önce insan, önce insanca yaşam hakkı ve yaşanabilir bir çevre için sorunun ana kaynağı olan mevcut kapitalist-emperyalist sistemin uygulamalarına karşı çıkılmak zorundadır. Doğa ile uyumlu insanca bir yaşam ancak doğal kaynakların, bilimin ve dolayısıyla teknolojinin toplum yararına kullanılması ile olanaklı olabilir.

         Çevre ve insan sağlığını giderek daha fazla tehdit eden iklim değişiklikleri, ozon tabakasının incelmesi, buzulların erimesi, biyolojik çeşitliliğin azalması, ormanların tahrip edilmesi, içilebilir nitelikteki suyun azalması, tarım alanlarının talan edilerek sanayi alanlarına dönüştürülmesi v.b. gibi küresel sorunlar gelişmiş ülkelerin bitmek tükenmek bitmeyen daha fazla kar olgusuna dayalı faaliyetleri sonucu ortaya çıkmaktadır.

         Tüm bunlara rağmen gelişmiş ülkeler, geliştirdikleri politikalarla, kendileri için çevre sorununu, az gelişmiş ülkelere kaydırmaktadır. Özellikle en çok çevreyi kirleten tekstil, demir-çelik, toprak ve kağıt sanayi üretimi gibi faaliyetleri az gelişmiş ülkelere yaptırmaktadırlar ve son üründe dış alımını yapmaktadırlar. Ayrıca bu ülkeler,  zehirli-tehlikeli atıkları kendi ülkeleri dışına taşımaktadırlar.

         Dünyada tıp alanında, gıda ve tarım teknolojisindeki büyük gelişmelere ve yukarıda sözü edildiği gibi dünyadaki gıda ürünleri fazlasına rağmen, yetersiz beslenme ve tedavi edilebilir sıradan hastalıklarda bile her yıl 13 milyon bebek henüz bir yaşına gelmeden ölüyor.

         Bu günlere nasıl gelindiğini doğru anlamak için, gelişmiş ülke politikalarını ve çok uluslu dev şirketlerin faaliyetlerini, ayrıca bunların az gelişmiş ülkelerdeki işbirlikçilerinin ilişkilerinin doğru değerlendirilmesinin sorunun açıklığa kavuşması açısından  zorunlu olduğuna inanıyorum.

         Unutmayalım ki, Türkiye, her alanda kendine yeterliliği sağlamak ve sürdürmek zorundadır. Bu açıdan da doğaya ve insana saygılı, mevcut siyasi ve ekonomik bağımlılık ilişkilerini kırarak, doğa ve çevre değerlerini miras kabul ederek, yaşanabilir bir gelecek için ivedilikle doğru çözümler üretmek ve uygulamaya koymak zorundadır. Bu geleceğimiz için, özellikle de gelecekteki çocuklarımız ve torunlarımız için gözardı edilemez  sorumluluğumuzdur.

         Halkımıza ve tüm insanlara, kendisi ile ve doğa ile barışık , insanca yaşanabilir bir çevrede güzel gelecekler diliyorum.

Dr. Erol ÖZKAN                                                      

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası

Kırklareli İl Temsilcisi

Okunma Sayısı: 707