BİTKİ KORUMA ÜRÜNLERİNİN REÇETELİ SATIŞ USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİĞE KARŞI İKİNCİ DAVAMIZI AÇTIK

GENEL MERKEZ ( )
31.07.2009 (Son Güncelleme: 31.07.2009 14:28:33)

Av.Zühal Sirkecioğlu Dönmez

Bestekar Sk. No: 49/5 K.Dere/ANKARA

Tel: 466 18 14 Fax: 426 99 86

-----------------------------------------------------

 

 

 

YÜRÜTMENİN DURDURULMASI TALEPLİDİR

 

 

DANIŞTAY İLGİLİ DAİRESİNE

Sunulmak Üzere

DANIŞTAY BAŞKANLIĞINA

 

 

DAVACI                                : TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası

                                                 Karanfil Sk.No:28/12 Kızılay/ANKARA

 

VEKİLİ                                 : Av.Zühal DÖNMEZ

                                                            

DAVALI                                : T.C. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı

                                                 Eskişehir Yolu 9.Km.Lodumlu/ANKARA

 

KONU                                    : 12.06.2009 tarih 27256 Sayılı RG‘de yayınlanan "Bitki Koruma Ürünlerinin Reçeteli Satış Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik"in  3. ve 4.maddeleri, 8.Maddesinin 2.fıkrası, 9.Maddesinin 1.fıkrasının (g) bendi, 10.Maddesinin 1., 2. ve 5.fıkraları, 11.Maddesinin 1.Fıkrası, 12.maddesinin 1-2-3-4- ve 5 inci fıkraları, 14. Maddesinin 5. Fıkrası, 17.Maddesinin 1.Fıkrası ve Geçici 2.Maddesinin  Yürütülmesinin Durdurulması ve İptali talepleridir.

 

AÇIKLAMALAR                 : 1) Davalı Bakanlık tarafından çıkarılan, "Bitki Koruma Ürünlerinin Reçeteli Satış Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik" 12.02.2009 tarihinde yayınlamıştı, ancak bu Yönetmelik Bakanlık tarafından hiç benimsenmemiş olacak ki tam 4 ay sonra aynı isimde yeni bir Yönetmelik çıkarılmış ve 4 ay önce çıkarılan Yönetmelik de yürürlükten kaldırılmıştır. Önceki Yönetmeliğin bir çok maddesinin iptali için açtığımız dava halen Danıştay 10.Dairesinin E.2009/2835 sayılı dosyasında derdesttir. Davalı Bakanlığın çok kısa sürede yeni bir Yönetmelik çıkarması, derdest davada ileri sürdüğümüz hukuka aykırılıkların kanıtıdır. Ancak ne yazık ki yeni Yönetmelikte de aykırılıklar bulunmaktadır, bu nedenle işbu dava açılmak zorunda kalınmıştır.

 

            2) Müvekkil Oda, kaynağını Anayasadan alan kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olup, ziraat mühendislerinin yanında tütün teknoloji mühendislerinden de oluşan üyelerinin tüm toplumsal, ekonomik ve mesleki sorunları ile doğrudan ilgilenmekle yükümlüdür.

7472 Sayılı Ziraat Yüksek Mühendisliği Hakkında Kanun, Ziraat Yüksek Mühendislerinin   mesleki iştigal veya ihtısas sahaları dahilinde olmak üzere araştırma, ıslah, yetiştirme, toprak muhafaza, zirai mücadele, ziraat alet ve makinaları, bahçe mimarisi, toprak tasnifi, toprak, su, gıda, yem, kimyevi gübre, nebat tahlilleri, teknoloji, zootekni, zirai ekonomi gibi bilumum zirai hizmet ve faaliyetlerde bulunmaya, lisans aldıkları veya ihtısas yaptıkları sahalara ait keşif, plan ve projeleri hazırlamaya ve tatbik etmeye, bütün bu sahalarda gerekli kontrol, muayane, ekspertiz, ehlivukuf işlerini görmeye, raporlar tanzim etmeye, zirai danışma büroları ve laboratuvarları açmaya, hususi müessese ve işletmeler kurmaya ve idare etmeye veya bunların mesul müdürlüğünü ifaya salahiyetli olduklarını düzenlemiştir.

24.1.1992 gün, 21121 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanarak yürürlüğe giren Ziraat Mühendislerinin Görev Ve Yetkilerine İlişkin Tüzük‘te, Ziraat Mühendislerinin Genel Çalışma Alanları, Görev ve Yetkileri gösterilmiş olup,  sözü edilen Tüzüğün Zirai Mücadele, Zirai Karantina ve Tarım İlaçları başlıklı 5.maddesi hükmü aynen şöyledir;

"Tarım ürünlerinin yetiştirilmesi, hasadı, işlenmesi, depolanması, ambalajlanması ve pazarlanması aşamalarında; her türlü hastalık ve zararlılar konusunda teşhis, ilaç ve metod önerisi, mücadele, planlama ve uygulamaların denetlenmesi, gazlama (fümigasyon) gibi faaliyetler ziraat mühendisleri tarafından yürütülür.

           Her türlü zirai mücadele ilacıyla parazit ve predatörleri üreten, ithal ve ihraç eden, depolayan, pazarlayan veya dağıtan işletmeler bu faaliyetleri için teknik eleman veya danışman olarak ziraat mühendisi çalıştırırlar.

             Tarım ürünlerinin yetiştirilmesi, hasadı, işlenmesi, paketlenmesi, depolanması, satışı, ithal ve ihracı, taşınması işlemleri sırasında uygulanacak her türlü iç ve dış karantina esaslarının saptanması ve uygulanması  ziraat mühendislerince yürütülür.

            Tarımda kullanılan büyüme düzenleyici ilaç, vitamin, hormon, bakteri gibi kimyasal ve biyolojik preparatların üretimi, ithali, pazarlama ve dağıtımı alanlarında çalışan işletmeler teknik eleman veya danışman olarak ziraat mühendisi çalıştırırlar.

            Yukarıdaki fıkralarda geçen ilaç ve preparatların üretimi, ithali, pazarlanması ve bunların bitkilere uygulanmaları aşamalarındaki ruhsatlandırma ve denetim işleri ziraat mühendisleri tarafından yürütülür". 

            Diğer taraftan 6.4.2005 gün, 25778 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanarak yürürlüğe giren Ziraat Mühendisleri Odası Ana Yönetmeliğinin 6.maddesine göre de; Üyelerin hak ve yetkilerini savunmak, ortak gereksinimlerini karşılamak, mesleki uygulamaları kolaylaştırmak, mesleğin genel yararlara uygun olarak gelişmesini sağlamak ve bu yetkilerin kullanılabilmesini gerçekleştirmek üzere resmi ve özel kuruluşlarda girişimlerde bulunmak, müvekkil ODA‘nın amaç ve görevleri arasında sayılmıştır.

  

            Bu bağlamda müvekkil ODA, dava konusu Yönetmeliğin gösterilen maddelerinin iptalini istemektedir.

            3) Yönetmelik Taslağı‘nın hazırlanması aşamasında müvekkil ODA tarafından oluşturulan görüş davalı İdareye gönderilmiş olup, bu ayrıntılı çalışmada özetle; reçeteli satış sisteminin tüm Türkiye çapında uygulanmasının ciddi karmaşalara yol açabileceği, halen sürmekte olan reçeteye aktif madde-ticari formülasyon yazılması, reçete düzenleme yetkisine sahip kişiler, düzenlenecek reçete karşılığında alınacak ücretler vb. tartışmalar yanında, uygulamanın başlangıcında yaşanacak sorunlar nedeniyle kaçak ve seyyar ilaç satışlarının artacağı, bu çerçevede, uygulamanın başlangıçta tüm tarım bölgelerini temsil edecek sınırlı sayıda ilde pilot olarak uygulanması ve ticari üretim yapmayan, öztüketime yönelik üretim gerçekleştiren hane halklarının Yönetmelik uygulamasından istisna tutulmasında yarar görüldüğü, bu alanda, iller ve kullanım alanları bakımından da bir geçiş sürecinin planlanabileceği, seralar başta olmak üzere, tarım ilacının yoğun kullanıldığı ve insan sağlığına etkilerinin öne çıktığı alanlarda, tüm tarım ilaçlarının bir geçiş sürecine bağlı olmaksızın reçeteye bağlanması gerektiği, diğer taraftan, Türkiye‘nin tüm illerinde tüm bitki koruma ürünlerinin reçeteye bağlanmasının, günümüz koşullarında uygulanabilir ve doğru bir seçenek olarak görülmediği, örneğin beşeri ilaçlar alanında, reçeteye bağlanmamış, etki derecesi düşük ve yaygın kullanılan ilaçlar bulunduğu, aynı şekilde, çevre-insan-hayvan sağlığına yönelik riskleri düşük kükürt-göztaşı vb.ilaçlar saptanarak, reçeteli satış zorunluluğunun dışında tutulması gerektiği, yönetmelik ile zirai mücadele alanında çalışan tüm kamu çalışanı ziraat mühendislerini reçete yazma yetkisi ile donattığı, bitki koruma ürünlerinin reçeteli satış usul ve esaslarını düzenleyen bir Yönetmeliğin, yukarıda temel özellikleri belirtilen tüm bu yapı ile uyumlu olan ve işleyebilecek bir sistem kurgulaması gerektiği, aksi takdirde, pilot uygulama olmaksızın, doğrudan tüm yurtta uygulanma iddiası taşıyan Yönetmeliğin varolan görev ve yetki karmaşasına yenilerini ekleyeceği, sistem tıkayarak, ülkemizin bu alandaki hedefini daha da geriye atacağı dile getirilmiştir. 

            Bu çerçevede Yönetmeliğin, Türkiye‘nin farklı bölgelerinde farklı işleyen tarım sistemini göz önüne alıp değerlendirebilen bir esnekliğe sahip olması, üretici-zirai mücadele bayii-tarım danışmanı ilişkilerini sağlam bir temele oturtması, meslek mensupları arasında öğrenimleri ve yasal düzenlemelerden doğan görev ve yetki farklılıklarını gözetmesi, kamu çalışanı ve özel sektör çalışanı ziraat mühendislerinin görev ve yetki alanlarının sınırlarını net olarak belirtmesi, çağdaş denetim sistemlerine açık bir düzenleme kurması gerekmektedir.  Ayrıca Yönetmeliğin, hukuki düzenlemeler hiyerarşisinde kendisinden üstte bulunan Kanun ve Tüzüklere aykırı bir içeriğe sahip olmaması, alanı düzenleyen diğer Yönetmeliklerle çelişik hükümlerinin de giderilmesi gerekmektedir, görüşlerine yer verilmiştir. Ne yazık ki davalı İdare, her zaman olduğu gibi görüşleri dikkate almamış ve Kanun ve ilgili Tüzüğe aykırı ve diğer ilgili Yönetmeliklerle çelişen işbu Yönetmeliği yürürlüğe sokmuştur.

 

İPTAL NEDENLERİ           :1) Yönetmeliğin 3.maddesi İptal Edilmelidir. Bu madde, "Dayanak" maddesi olup, Yönetmeliğin, 15/5/1957 tarihli ve 6968 sayılı Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Kanununun 38. ve 40.maddelerine dayanılarak hazırlandığı belirtilmektedir. Yürürlükten kaldırılan 1993 tarihli Zirai Mücadele İşlerini Ücret Karşılığında Yapmak İsteyenler Hakkında Yönetmeliğin dayanak maddesi olan 3.maddesinde ise, 6968 sayılı Kanun‘un yanında, ilgili diğer kanunlar ile birlikte, 7472 sayılı Ziraat Yüksek Mühendisliği Hakkında Kanun‘un (RG 13.5.1960 gün, 10504 sayı) 6.maddesi gereğince hazırlanarak yürürlüğe konulan Ziraat Mühendislerinin Görev ve Yetkilerine İlişkin Tüzüğe de (RG 24.1.1992 gün, 21121 sayı) dayanıldığı görülmektedir. 4 ay önceki Yönetmeliğin dayanak maddesinde 6968 sayılı Kanunun 38.ve 40.maddeleri ile 969 sayılı Kanun gösterilmişti, bu Yönetmelikte ise 969 sayılı Kanun çıkarılmış ve 6968 sayılı kanunun maddeleri değişmiş, bütün bunlar Bakanlığın bu işi ya üstün körü bilimsellikten uzak yaptığını ya da inatla ve kasten bu şekilde davrandığını göstermektedir.

           

 

 

 

 

 

            Ziraat Mühendislerinin Görev ve Yetkilerine İlişkin Tüzük, Yönetmeliğin düzenlediği alanda Ziraat Mühendislerine yetki ve görevler vermiştir.Sözü edilen Tüzük‘ün "Yetki" başlıklı 2 inci maddesi; "ziraat mühendislerinin yetkileri, genel çalışma alanları dışında lisans veya lisansüstü diploması aldıkları bölümler veya mesleki çalışma alanlarıyla sınırlıdır" hükmünü taşımaktadır. Tüzüğün Zirai Mücadele, Zirai Karantina ve Tarım İlaçları başlıklı yukarıda tam metni verilen 5.maddesi, Tüzüğün "Genel Çalışma Alanları, Görev ve Yetkiler" başlıklı İkinci Bölümünde yer almaktadır. Buna karşılık Tüzüğün üçüncü bölümü, "Lisans ve Uzmanlık Alanlarına Göre Görev ve Yetkiler" başlığını taşımaktadır.

 

            Buradan da açıkça ortaya çıkmaktadır ki, bitki koruma ürünlerinin reçeteli satışını da kapsayan tüm zirai mücadele hizmetleri, Ziraat Fakültelerini bitiren ziraat mühendislerinin münhasır ve genel çalışma alanıdır. Bu bakımdan, bu alanı düzenleyen bir Yönetmeliğin, dayanak maddesinde gösterilme zorunluluğu bulunmaktadır.  

Görüldüğü gibi Tüzükle düzenlenmiş hükümler bir kenara konularak yalnızca 6968 sayılı Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Kanununa dayanılarak Yönetmelik çıkarılmıştır. Burada amaç, dilekçemizin ilerleyen bölümlerinde ortaya konulacağı üzere, yetkisiz kişileri alana sokmak ve ziraat mühendislerinin yetkilerini sınırlamaya çalışmak olup, bu yönüyle, sebep, konu ve amaç bakımından hukuka aykırı ve kamu yararına yabancıdır. Kanunlar hiyerarşisinde Yönetmelikten önce gelen Tüzüğün, dayanak maddesinde gösterilmesi gerekmektedir. Bu nedenle Yönetmeliğin 3.maddesinin iptali gerekmektedir.

            2) Yönetmeliğin 4.Maddesi İptal Edilmelidir. Bu madde Yönetmelikte geçen ve Yönetmelik konusu işi oluşturan unsurları tanımlamaktadır. Ancak kanuna aykırı bir şekilde müvekkil ODA‘ya tanımlar arasında yer verilmemiştir. Oysa reçete yazma yetkisine sahip olacak serbest ziraat mühendislerinin ODA‘ya kayıtlı olma zorunluluğu vardır. 6235 Sayılı TMMOB Kanununun 33.maddesine göre "Türkiye‘de mühendislik ve mimarlık meslekleri mensupları mesleklerinin icrasını iktiza ettiren işlerle meşgul olabilmeleri ve mesleki tedrisat yapabilmeleri için ihdisasına uygun bir odaya kaydolmak ve azalık vasfını muhafaza etmek mecburiyetindedirler". Bu nedenle Yönetmeliğin uygulanmasında yetersiz kalacak olan Tanımlar maddesi iptal edilmelidir.

            3) Yönetmeliğin 8.Maddesinin 2.fıkrası İptal Edilmelidir. Masa başında reçete yazma yetkisi veren bu madde, beyana bağlı olarak veya üreticinin yanında getirdiği zararlı organizmayla bulaşık veya zarar görmüş bitki örneklerinin incelenerek düzenleneceğini öngörmektedir ki bu doğru bir yöntem değildir. Zararlı organizmalara karşı ilaç önerilirken zararlı ve hastalığın yoğunluğu, mücadele eşiği, ekonomik zarar eşiği gibi bilimsel kriterlerin, bitkilerin fenolojisi ve yetiştirme koşullarının dikkate alınmasının yanı sıra mücadelenin entegre mücadele yöntemleri kapsamında yapılması gerekir. Bu çerçevede kültürel, fiziksel, biyolojik mücadele yöntemlerinden sonra, ihtiyaç kalırsa pestisitler önerilmelidir. Bu kapsamda reçete yazma işinin mutlaka sahanın kontrolünden sonra yapılması gerekmektedir. Masa başı reçete, telafisi imkansız zararlara yol açacaktır, bu nedenle iptal edilmelidir.

            4) Yönetmeliğin 9.Maddesinin 1.fıkrasının (g) bendi İptal Edilmelidir. Bu hükme göre, Reçete yazma Yetki Belgesi almak için müracaatta bulunabilecek kişiler arasında ziraat teknikeri ve ziraat teknisyenleri de yer almaktadır. Bir ara eleman gücü olarak ziraat teknisyenliği/teknikerliği eğitimi planlanması ve buna göre bir görev - yetki - çalışma alanı uygulaması yapılması gerekirken, tekniker - teknisyen - ziraat mühendisi arasında ayrım gözetmeyen ve bir sayan anlayış, ziraat fakültelerinde verilen ve alınan eğitim için harcanan emekleri de görmezden gelmeye çalışmaktadır.

            Yıllardır, reçeteli tarım ilacı satışı savunulurken, beşeri ilaçlar alanından örnekler verilir. Bu çerçevede, yardımcı sağlık hizmeti elemanlarının (hemşire, ebe, sağlık memuru, sağlık teknisyeni vb) beşeri ilaç reçetesi yazdığı görülmüş müdür? Sağlık Bakanlığı‘nın bu alanda gösterdiği doğru tutumu örnek alıp geliştirmek, Tarım ve Köyişleri Bakanlığının da sorumlulukları arasındadır. Hatta Tarım ve Köyişleri Bakanlığı‘nın sorumlu olduğu bir alan olarak, veteriner sağlık ilaçlarında veteriner hekimler dışındaki veteriner sağlık teknisyeni ve teknikerlerine reçete yazma yetkisi verilmekte midir? Halk sağlığını doğrudan ilgilendiren bu alanda, sistemin baştan sağlıklı, ciddi ve işler kılınması, mühendis çalışması ile teknisyen/tekniker çalışması arasında, öğrenim farklılığından ileri gelen, YÖK sistemi ve meslek mevzuatı ile saptanmış bir çalışma düzleminin bu alanda da kurulması gerekirken Bakanlığın ısrarla farklı bir tutumla teknisyen ve teknikerlere de reçete yazma yetkisi vermesi hukuka aykırıdır.

Gıda konusunda da aynı tutumu takınan ve ustalara sorumlu yöneticilik yapma yetkisi veren bakanlığın düzenlemeleri Danıştay 8.Dairesinin E.2008/4616 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.

Ayrıca, yukarıda Yönetmeliğin 3 üncü maddesini iptal istemimizin nedenleri arasında belirttiğimiz gerekçeler, burada da geçerlidir. Bu doğrultuda, 7472 Sayılı Kanun ve Ziraat Mühendislerinin Görev Ve Yetkilerine İlişkin Tüzük hükümlerinin, ziraat mühendislerinin genel ve münhasır çalışma alanı olarak saydığı zirai mücadele hizmetlerinin en önemli parçası olan ilaç tavsiye etmeye dayalı "reçete yazma" yetkisinin, bu alanda hiçbir hukuki yetkiye sahip olmayan meslek mensuplarına Yönetmelik ile verilmeye çalışılması kamu yararına ve hukuka aykırıdır.

            5) Yönetmeliğin 10.Maddesinin 1., 2. ve 5.fıkraları İptal Edilmelidir:

            a) 10.maddenin 1.fıkrasında, "Bakanlıktan Reçete Yazma Yetki Belgesi almayan kişiler Reçete yazamaz" denilmektedir. 08/11/2005 tarih ve 25987 sayılı RG‘de yayımlanarak yürürlüğe giren TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Meslek İçi Eğitim, Uzmanlık Ve Belgelendirme Yönetmeliğine göre Yetki Belgesi; uzmanlık gerektiren hizmetlerde çalışan ve Oda tarafından belgelendirilen ve çalışmalarını meslek etiği kurallarından ayrılmadan sürdüren üyeye verilen belgeyi ifade etmektedir. Gene, davalı İdare‘nin yayımladığı ve 8.9.2006 gün, 26283 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanarak yürürlüğe giren Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Hizmetlerinin Düzenlenmesine Dair Yönetmeliğe göre, bitki koruma bölümü mezunu ziraat mühendisleri veya bu alanda 5 yıl süreyle çalıştığını belgeleyen ziraat mühendisleri bitki sağlığı alanında danışmanlık yapmaya ve reçete yazmaya yetkili kılınmışlardır. Bu yönetmeliğin 22.maddesine göre de yetkilendirilen tarım danışmanları kendi meslek gruplarına ait yürürlükteki hukuki düzenlemeler çerçevesinde hizmet verir. Buna rağmen dava konusu Yönetmelik ile 7472 Sayılı Kanun ve Ziraat Mühendislerinin Görev Ve Yetkilerine İlişkin Tüzük hükümleri yok sayılarak bakanlıktan yetki belgesi alma zorunluluğu getirilmiştir. Oysa gene davalı Bakanlığın Toprak Koruma Eğitimi verilmesi ve yapılacak sınavda başarılı olanlara yetki belgesi verilmesi konusundaki uygulaması, Danıştay 8.Dairesinin E.2006/4114 sayılı kararı ile iptal edilmiştir. İptal gerekçesinde Bakanlığa bağlı personel olarak görev yapmayan ziraat mühendislerine Bakanlığın eğitim verebileceğine ve herhangi bir alanda yetkilendirebileceğine ilişkin görevleri de bulunmamaktadır, denilmektedir. Dolayısıyla Bakanlıktan Yetki Belgesi almayan ziraat mühendislerinin reçete yazamayacağına dair düzenleme hukuka aykırıdır.

 

          b) 10.maddenin 2.fıkrasında, Ziraat fakültesi bitki koruma bölümlerinde görevli öğretim elemanları,  Bitki koruma bölümü mezunu olmayan ancak zirai mücadele araştırma enstitülerinde veya diğer araştırma enstitülerinin bitki koruma ile ilgili araştırma bölümlerinde en az üç yıl süre ile görev yapan konu uzmanı ziraat mühendisleri ve İl müdürlüklerinde bitki koruma şubelerinde ve ilçe müdürlüklerinde bitki koruma hizmetlerinde en az beş yıl süre ile görev yapan bitki koruma bölümü mezunu olmayan ziraat mühendislerinin de sınava girecekleri belirtilmektedir. Bu durumdaki mühendisler kamudan ayrılmışlarsa ya da ayrıldıklarında serbest çalışan mühendisler olacaklardır.

Kamu Kurumları tarafından yapılan sınavların hepsi kamu görevlerine atanacaklar için düzenlenmiştir. Konu ile ilgili yönetmeliklerin dayanağı olan kanun 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunudur. Örneğin "Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmelik", 657 Sayılı Kanuna göre çıkarılmış olup kamuda çalıştırılacak kamu görevlileri için çıkarılmıştır. Yönetmeliğin 2.maddesinde hangi kadrolar için sınav yapılacağı gösterilmiştir. (Bundan başka Örneğin; Kamuda çalıştırılacak işçiler için  "Kamu Kurum Ve Kuruluşlarının Daimi Kadrolarına İlk Defa İşçi Olarak Alınacaklar Hakkında Uygulanacak Sınav Yönetmeliği", Özürlülerin Devlet Memurluğuna Alınma Şartları İle Yapılacak Yarışma Sınavları Hakkında Yönetmelik çıkarılmıştır.

Görüldüğü gibi iptalini talep ettiğimiz düzenlemede gösterilen kurumların, kamu kurum ya da kuruluşlarına bağlı olmadan serbest hizmet faaliyeti sürdüren ziraat mühendisleri için sınav düzenleme yetki ve görevleri bulunmamaktadır.

 

Yönetmeliğin dayanağı olan 6968 sayılı Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Kanununda da böyle bir düzenleme yoktur. Dayandığı kanunun uygulanmasını göstermesi gereken Yönetmelikle Kanunda olmayan bir düzenleme getirilemez. Ziraat Mühendisleri Odası‘na üyeliği zorunlu olan özel sektör çalışanı ziraat mühendislerinin sınava tabi tutulmaları hukuken mümkün değildir. Özel sektör çalışanı olan ziraat mühendislerine eğitim düzenleme yetkisi dahi bulunmayan davalı bakanlığın bu kişilere sınav koşulu getirmesinin hukuki dayanağı yoktur.

            c) Maddenin 5.fıkrasında, 9.maddenin 1/(e), (f) bentlerinde belirtilen ziraat mühendislerine sınava girme zorunluluğu getirilmiştir ki bir yukarı paragrafta (b) belirtilen gerekçelerle bu hüküm de iptal edilmelidir.

          6) Yönetmeliğin 11.Maddesinin 1.Fıkrası İptal Edilmelidir. Maddenin 1.fıkrasında, Yetki belgesi almak isteyen kişilerin İl Müdürlüğüne müracaat edecekleri belirtilmektedir. 2.fıkraya göre de yetki belgesi il müdürlüğünce verilir denilmektedir. Yukarıda serbest ziraat mühendislerine yetki belgesi vermeye bakanlığın yetkisinin bulunmadığını belirtmiştik. Ayrıca hükümde ODA üyesi olma koşulu aranmamaktadır. Oysa TMMOB ve ODA mevzuatına göre gerçek kişilerin ODA üyelik belgesinin başvuru koşullarında aranması gerekir. Reçete yazma yetkisine sahip olacak serbest ziraat mühendislerinin ODA‘ya kayıtlı olma zorunluluğu vardır. 6235 Sayılı TMMOB Kanununun 33.maddesine göre "Türkiye‘de mühendislik ve mimarlık meslekleri mensupları mesleklerinin icrasını iktiza ettiren işlerle meşgul olabilmeleri ve mesleki tedrisat yapabilmeleri için ihtisasına uygun bir odaya kaydolmak ve azalık vasfını muhafaza etmek mecburiyetindedirler".

            Böylece davalı Bakanlık yasaya aykırı bir biçimde serbest çalışan ziraat mühendislerinin Ziraat Mühendisleri Odasına üye zorunluluğunu göz ardı etmekte, Anayasal bir kuruluş olan,  Ziraat Mühendisleri Odası‘nın yasal hak ve yetkilerine aykırı bir tutum geliştirmektedir.

            Bu konuda Anayasa Mahkemesinin E.2007/66 K.2008/157 sayılı 06.11.2008 tarihli kararı kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına üye zorunluluğunu ortaya koyan emsal teşkil eden bir karardır. Anayasa Mahkemesi kararında, kamu hizmetinde düzeyi korumak, mesleğe mensup olanların ortak çıkarlarını kollamak ve aralarındaki dayanışmayı güçlendirmek için kurulan mesleki kuruluşların Anayasanın 135.maddesinde, "Kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları" olarak düzenlendiği, serbest çalışanların kamu kurumu niteliğinde olan meslek kuruluşlarına kaydının zorunlu olduğu, aksi takdirde bu meslek kuruluşlarının üyelik ve aidat sorunuyla karşı karşıya kalacakları, anayasal görevlerini yerine getiremeyecekleri belirtilmiştir.

            Anayasa Mahkemesi‘nin 6.11.2008 tarihli bu açık hükmüne rağmen, sözü edilen Mahkeme kararı ile bağlı olan İdare, karara aykırı işlem tesis etmekte bir sakınca görmemiş ve dava konusu Yönetmelik hükmü ile üye ile Meslek Odası arasındaki bağın kaldırılması, koparılması ve işlevsizleştirilmesi gibi kamu yararına aykırı bir düzenleme yapılmıştır.

            Bu tutum, davalı İdare açısından bir alışkanlık niteliğindedir. Nitekim, Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra, Tarım Bakanlığı Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğü 06.04.2009 tarih ve 0963 sayısı ile Ziraat Odaları Birliği‘ne üyelik belgesinin aranmayacağına ilişkin bir Genelge yayınlamıştır. Genelgenin iptali talebiyle açılan davada, Danıştay 10.Dairesinin 15.05.2009 tarih E.2009/5090 sayılı kararıyla yürütmenin durdurulmasına karar verilmiştir. Görüldüğü üzere yönetmelik değişikliği hukuka aykırı olduğu gibi yargı kararlarına da aykırıdır.

            Bu doğrultuda yasa gereği reçete yazma yetkisi verilecek ziraat mühendislerinin meslek odasına üye olduğunu gösterir belgenin başvuru sırasında istenilmesi gerekmektedir. Bu çerçevede davalı Bakanlık‘ın  reçete yazmaya yetkili serbest ziraat mühendislerinin Ziraat mühendisleri Odasına üye olma zorunluluğunu fiilen kaldırması hukuka aykırı olup, iptal edilmelidir.

            7) Yönetmeliğin 12 inci Maddesinin 1-2-3-4 ve 5 inci fıkraları İptal Edilmelidir. Bitki Koruma bölümü dışındaki bölümlerden mezun olan ziraat mühendisleri ile tütün teknolojisi mezunlarına sınav zorunluluğu getirilmiştir. Dilekçemizin 4/b maddesindeki gerekçeler bu madde için de geçerlidir.

8) Yönetmeliğin 14. Maddesinin 5. Fıkrası İptal Edilmelidir. Ülkemizde ziraat mühendisi olan zirai mücadele bayileri, geniş oranda hastalık ve zararlı teşhisi ve atılacak ilacın belirlenmesi işinde de üreticilere yardımcı olmakta ve danışmanlık hizmeti vermektedirler. Ziraat mühendisi zirai mücadele ilacı bayileri, aynı zamanda 7472 sayılı Yasa‘nın 2. maddesi ve Ziraat Mühendislerinin Görev ve Yetkilerine İlişkin Tüzüğün 5. maddesi uyarınca, zirai mücadele ve tarım ilaçları konusunda yetki sahibidirler. Tüzüğün 5. maddesinin ilk fıkrasında; "her türlü hastalık ve zararlılar konusunda teşhis, ilaç ve metot önerisi .. gibi faaliyetler ziraat mühendisleri tarafından yürütülür" hükmüne rağmen; Tüzüğün verdiği bu yetkinin bitki koruma ürünleri satan ziraat mühendisleri için Yönetmelikle yasaklanması hukuki değildir. Bayilerin büyük çoğunluğunun yer aldığı Akdeniz, Ege ve Marmara bölgelerinde ilaç bayilerinin işyerlerinde ikinci ve üçüncü bir mühendis daha çalışmaktadır. Aynı işyerinde çalışan ziraat mühendisi ve işyeri sahibi ilaç bayii ziraat mühendisinin reçete yazması arasında fark yoktur. Bu durum aynı zamanda yalnız çalışan ilaç bayii ziraat mühendisleri açısından haksız rekabete yol açacaktır. Zirai ilaç bayilerinin reçete yazmasını engelleyen bu madde hukuka aykırı olup iptal edilmelidir.

 

9) Yönetmeliğin 17 inci Maddesinin 1 inci Fıkrası İptal Edilmelidir. Maddede düzenlenmiş olan reçete yazma yetkisinin iptali, muğlak ve keyfi uygulamalara elverir niteliktedir. Burada yetkinin iptal için ölçü yanlışlığın iki kez yapılmasıdır. Bunun da hukukla bağdaşır bir yanı yoktur. Örneğin yapılan bir yanlışlık esaslı olabilir, büyük bir zarara telafisi güç sonuçlara yol açabilir. Ya da reçeteye tarih yazmayı unutma veya yanlış yazma gibi tali bir yanlışlık uyarılara rağmen iki kez yapılabilir. Bu durumda esaslı yanlışlığa rağmen iptal edilmeyen yetki, tali bir ya da iki yanlışlık/aksaklık nedeniyle iptal edilebilecektir ki bu durum haksızlıklara neden olacaktır. Bu nedenle yetki iptalleri somut objektif ve ayrıntılı olarak tanımlanmalıdır.

 

10) Yönetmeliğin Geçici 2 inci Maddesi İptal Edilmelidir. Maddede yer alan "Tarımsal amaçlı kooperatifler ve üst birlikleri ile üretici birliklerinde istihdam edilen bayilik izin belgesine sahip ziraat mühendislerine, bu kooperatif ve birliklerin kendi ortak veya üyelerine münhasır olmak üzere, bu Yönetmeliğin yayımından itibaren iki yıl süreyle geçici olarak reçete yazma yetkisi verilir" hükmü, bayilerin reçete yazamayacağını düzenleyen 14.maddenin 5.fıkrası ile çelişmektedir. Özel sektörde çalışan zirai mücadele bayilerine reçete yazma yetkisi tanımazken, kooperatif ve üretici birliklerinde aynı işi yapanlara reçete yazma yetkisi tanınması, eşitlik ilkesine aykırı ve haksız rekabet yaratıcıdır. Aynı etkili maddelerin kullanım tavsiyesi ve satışını gerçekleştiren kişilerin, hizmet yaptıkları alan itibariyle farklı derecelerde yetkilendirilmelerinin, Anayasa‘da yazılı eşitlik ilkesine ve hukukun genel kurallarına aykırı olduğu açık olup; bu yönüyle iptali talep edilmektedir.

 

11) Yönetmelik hükümleri, tarım sektöründe ve ziraat mühendislerinin özlük haklarında doğuracağı etkiler açısından telafisi imkânsız zararların doğmasına neden olması yanında, açıkça hukuka aykırıdır. Bu yönleriyle, öncelikle yürütmelerinin durdurulması talep edilmektedir.

  

HUKUKİ NEDENLER        : Anayasa, İYUK, 7472 Sayılı K.,  Ziraat   Mühendislerinin

 Görev ve Yetkilerine İlişkin Tüzük, Yönetmelikler, İlgili tüm    

 mevzuat.

SONUÇ ve İSTEM               : 12.06.2009 tarih 27256 Sayılı RG‘de yayınlanan "Bitki Koruma Ürünlerinin Reçeteli Satış Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik"in  3. ve 4.maddeleri, 8.Maddesinin 2.fıkrası, 9.Maddesinin 1.fıkrasının (g) bendi, 10.Maddesinin 1., 2. ve 5.fıkraları, 11.Maddesinin 1.Fıkrası, 12.maddesinin 1-2-3-4 ve 5 inci fıkraları, 14. Maddesinin 5. Fıkrası, 17.Maddesinin 1.Fıkrası ve Geçici 2.Maddesinin  Yürütülmesinin Durdurulması ve İptaline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini  saygı ile arz ve talep ederiz.

 

Av.Zühal DÖNMEZ

Davacı Vekili

EKİ: Vekaletname

        Yönetmelik

        Danıştay Kararları

Okunma Sayısı: 1244