TARIM ARAZİLERİNİN KORUNMASI, KULLANILMASI VE ARAZİ TOPLULAŞTIRMASINA İLİŞKİN TÜZÜĞE KARŞI DAVA AÇTIK

GENEL MERKEZ ( )
18.09.2009 (Son Güncelleme: 18.09.2009 17:25:40)

   YÜRÜTMENİN DURDURULMASI ve DURUŞMA TALEPLİDİR

DANIŞTAY İLGİLİ DAİRESİNE

Sunulmak Üzere

DANIŞTAY BAŞKANLIĞINA

 

DAVACI                               : TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası

                                                  Karanfil Sk.No:28/12 Kızılay/ANKARA

VEKİLİ                                 : Av.Zühal S. DÖNMEZ-41998670172

DAVALI                                : T.C.Başbakanlık

                                                  Bakanlıklar /ANKARA

KONU                                    :24.07.2009 tarih 27298 Sayılı RG‘de yayınlanan Tarım Arazilerinin Korunması, Kullanılması ve Arazi Toplulaştirmasına İlişkin Tüzük‘ün tümünün şekil yönünden iptali; 4.maddesinin 1.fıkrasının (l) bendi ile 6.maddesinin 2.fıkrasının "Bakanlık tarafından düzenlenen hizmet içi eğitiminden geçmiş en az iki ziraat mühendisi tarafından belirlenir" cümlesinin, 9.,12.,13. ve 14.maddelerinin İptali ve Yürütmenin Durdurulması; Tüzüğün dayanağını oluşturan  5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 13., 14, 17. maddelerinin Anayasaya aykırılığı iddiası ile konunun Anayasa Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi talepleridir.

ŞEKİL YÖNÜNDEN           : Bakanlar Kurulunun 29/06/2009 tarih 2009/15154 Sayılı Kararı ile yürürlüğe konulan Tarım Arazilerinin Korunmasıi, Kullanılmasi ve Arazi Toplulaştırmasına İlişkin Tüzük,  5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 13., 14, 17. ve 24. maddeleri uyarınca hazırlanmıştır ve tarım arazilerinin hangi zorunlu durumlarda amaç dışı kullanılacağı, tarımsal üretim gücü yüksek büyük ovaların belirlenerek korunması ve arazi toplulaştırması ve dağıtımı yapılması konularını düzenlemektedir. Tüzüğün iptalini istediğimiz maddelerinin Kanuna aykırı olduğunu, dayanağı bazı kanun maddelerinin de Anayasa‘ya aykırı olduğunu düşünmekteyiz. Ayrıca 5403 Sayılı Kanunun bazı maddelerinin, ki bu maddelerden biri de Tüzüğün dayandığı 17.maddedir, Anayasaya aykırılığı iddiasıyla dava açılmış olup 3 adet dosya (2007/18, 2007/23 ve 2008/35) Anayasa Mahkemesinde görüşülmeyi beklemektedir. Bunlardan 2007/18 sayılı dosyada Kanunun 6.maddesi ile Geçici 3.maddeleri hakkında Yürütmenin durdurulmasına karar verilmiştir. Bu durum Tüzüğün de Anayasaya aykırı olduğunu göstermektedir. Çünkü Yürürlüğü durdurulan 6.madde Toprak Koruma Kurulunun görevlerini hüküm altına almıştır. Tüzüğün dayanağı olan Kanunun 13., 14. ve 17.maddelerinin düzenlediği alanlarda  Kurul kararı gerekmektedir. Ve zaten Tüzüğün çıkarılma amaçlarından biri de tarım arazilerinin hangi zorunlu durumlarda amaç dışı kullanılacağına ilişkin esas ve usulleri göstermektir. Bu nedenlerle Tüzük şekil yönünden tümüyle iptal edilmelidir.

  

          ESAS YÖNÜNDEN                           

          1) Tüzüğün 4.maddesinin 1.fıkrasının (l) bendinin "veya açıkça yetki verilen birimler" cümlesinin iptali talebi: Tüzüğün tanımlar maddesinin (l) bendinde yer alan "Kamu Yararı Kararı" Bakanlıklarca yatırım programına alınmış yatırımlar ile insan, toplum ve çevre ilişkilerinde dengeyi bozucu nitelikte olmayan, ekonomik, ekolojik ve toplumsal kayıplar bakımından toplum aleyhine sonuçlar doğurmayan, kişiler ve toplum yararı birlikte gözetilerek ilgili bakanlık veya açıkça yetki verilen birimler tarafından alınan kararı, olarak tanımlanmıştır. Bu tanım Kanunda yer almamaktadır. Kanunun 13.ve 17.maddelerinde Kamu Yararı Kararının madencilik faaliyetlerinde ilgili bakanlık tarafından, plân ve yatırımlarda Bakanlıklarca kamu yararı kararı alınacağı,    Büyük ovalarda bulunan tarım arazilerinin  tarım dışı kullanımında Bakanlık ve talebin ilgili olduğu Bakanlıkça ortaklaşa kamu yararı kararı alınacağı ayrıca arazi toplulaştırma proje sahasının belirlenmesi ve uygulanmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararının kamu yararı kararı sayılacağı belirtilmektedir. Görüldüğü gibi kamu Yararı kararı ancak Bakanlıklar ya da Bakanlar Kurulu Kararı ile alınabilir. Kamu Yararı kararı almaya yetkili olan organın bu yetkisini devretmesi mümkün değildir. Yetki devrinin Kanunda açıkca gösterilmesi gerekir. Oysa 5403 Sayılı Kanunda yetki devri bulunmamaktadır. Kanunun uygulanmasını göstermek veya emrettiği işleri belirtmek üzere çıkarılan Tüzüğün Kanunda olmayan bir şekilde yetki devri öngörmesi hukuka aykırıdır. Genel olarak yetki devri, "bir konuda karar almak, eylemde bulunmak veya emir vermek hakkını başkasına devretmek ve elde edeceği sonuçtan onu sorumlu tutmak" biçiminde tanımlanmaktadır. Yetki devrinin, ancak yasanın açıkça izin vermesi halinde ve yine açıkça izin verdiği konularla sınırlı olarak yapılabileceği kuşkusuzdur. Bu nedenlerle hükmün "veya açıkça yetki verilen birimler" cümlesinin iptali gerekir.

            2) Tüzüğün 6.maddesinin 2.fıkrasının "Bakanlık tarafından düzenlenen hizmet içi eğitiminden geçmiş en az iki ziraat mühendisi tarafından belirlenir" cümlesinin iptali gerekir.  Konu toprakla ilgili olup toprak, tarımsal yapılar ve sulama, kültür-teknik, tarım makinaları bölümü mezunu ya da bu alanda belli bir süre çalışmış ziraat mühendislerince işin yapılması gerekir. Oysa sözkonusu cümlede böyle bir ayrım yoktur, bu da uygulamada sorunlara neden olacak, yetersiz bilgiye sahip kişilerce de bu iş yapılabilecektir. Kanunun 11.maddesinde, Tarım arazilerinde toprağın kimyasal, fiziksel ve biyolojik özelliklerinin sürekli üretim sağlayacak şekilde korunarak kullanımı için, en az bir ziraat mühendisi sorumluluğunda tarımsal amaçlı arazi kullanım plân veya projeleri, valilikler tarafından hazırlanır veya hazırlattırılır, denilmektedir. Yine Kanunun 12.maddesinin 3.fıkrasına göre Toprak koruma projeleri, arazi bozulmalarını ve toprak kayıplarını önlemek için gerekli olan sekileme, çevirme, koruma duvarı, bitkilendirme, arıtma, drenaj gibi imalat, inşaat ve kültürel tedbirleri içerir, en az bir ziraat mühendisi sorumluluğunda hazırlanır ve valilik tarafından onaylanır.

            Görüldüğü gibi Tüzük maddesinin uygulamasında sorun çıkabilecektir. Bu nedenle söz konusu cümlenin iptalini talep etmekteyiz.

             3) Tüzüğün 8.maddesinin "..veya valiliklerce izin verilebilir" cümlesinin iptali gerekir.

            Kanunun uygulanmasını göstermek veya emrettiği işleri belirtmek üzere çıkarılan Tüzük Kanuna aykırıdır. Kanuna göre (13.madde) Tarım arazilerinin tarım dışı amaçlı faaliyetlere ayrılmasına Bakanlık kararı ile izin verilebilir,  Bakanlık bu yetkisini valiliklere devredebilir. Oysa Tüzük hükmü doğrudan doğruya Valiliklere yetki vermektedir. Yetki devri,  doğrudan doğruya yetkili olmaktan çok farklı hukuki anlama sahiptir. Yetki devrinde yetkiyi veren makamın bu yetkisini devretmesi gerekir ve yetki devrinin açıkca gösterilmesi gerekir. Nitekim Kanunda Bakanlığın yetkisini valiliklere devredebileceği gösterilmiştir. Buna rağmen Tüzükte Valiliklerin de doğrudan doğruya izin verebileceği belirtilmektedir. Kanuna aykırılık çok açık olup Tüzüğün 8.maddesindeki "..veya valiliklerce izin verilebilir" cümlesinin iptalini talep etmekteyiz.

            4) Tüzüğün 9.,12.,13. ve 14.maddeleri, Anayasaya aykırılık iddiasında bulunduğumuz ve Tüzüğün de dayanağını oluşturan 13., 14. ve 17.maddelerinin uygulanmasına ilişkindir. Kanunda, tarım arazilerinin tarım dışı amaçla kullanılmasına ilişkin düzenlemeler geniş kapsamlı olup, Toprağı korumak için oluşturulan Kurullara artık yalnızca bu amaçla iş yaptırılmaktadır. Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu‘nun amacını aşar bir şekilde tarım topraklarının tarım dışı kullanımına olanak veren ve dava konusu Tüzüğün de dayanağını oluşturan 5403 Sayılı Kanunun 13., 14. ve 17.maddeleri Anayasa‘nın 44. ve 45.maddelerine aykırıdır. Tarım arazileri üzerindeki yapılaşma toprağın ölümü anlamını taşımaktadır ve ne yazık ki Kanunun 13.maddesinde getirilen düzenleme ile Türkiye‘nin en verimli toprakları tarım dışına çıkarılmaktadır. Son 3 yılda Tarım Bakanlığının işi Toprak Koruma Kurullarından tarım dışına çıkarma kararlarını onaylamak olmuştur. En çok uygulanan madde olan 13.maddede "Mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile sulu tarım arazileri tarımsal üretim amacı dışında kullanılamaz" ifadesinden sonra -istisna adı altında- neredeyse tüm durumlarda tarım dışı kullanıma açan uygulamalar, söz konusu Kanun hükmünün aynı zamanda Kamu Yararına aykırı olduğunu göstermektedir. Zaten Anayasanın 44. ve 45.maddeleri "Kamu Yararı" başlığı altında düzenlenmiştir. Bu nedenle iptalini talep ettiğimiz maddeler aynı zamanda Kamu Yararına aykırıdır. Tarım topraklarını yapılaşmaya açan uygulamaların yasal kılıfı haline gelen, konuyu meşrulaştıran hükmün iptali için dosyanın Anayasa Mahkemesine gönderilmesini talep etmekteyiz.

            5) Müvekkil Oda, kaynağını Anayasa‘dan alan kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olup, üyelerinin tüm toplumsal, ekonomik ve mesleki sorunları ile doğrudan ilgilenmekle yükümlüdür. Ayrıca ülkemizin tarımsal kaynaklarının, topraklarının korunması için gereken her türlü girişimde bulunmakla yükümlüdür.

            7472 Sayılı Ziraat Yüksek Mühendisliği Hakkında Kanun, Ziraat Yüksek Mühendislerinin toprak muhafazasına ilişkin hizmet ve faaliyetlerde bulunmaya yetkili olduklarını düzenlemiştir. Ziraat Mühendislerinin Görev ve Yetkilerine İlişkin Tüzükte, toprak ve su muhafazasının toprak, tarımsal yapılar ve sulama, kültürteknik, tarım makinaları alanında öğrenim görmüş ziraat mühendisleri tarafından yapılacağı, hükmü yer almaktadır. 06.04.2005 Tarih, 25778 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Ziraat Mühendisleri Odası Ana Yönetmeliğinin 6.maddesine göre de; Ülke tarımı ve tarımsal üretim kaynaklarının korunması, geliştirilmesi, işletilmesi ve verimli kılınması, kırsal nüfusun toplumsal ve ekonomik kalkınmasının sağlanması, kırsal ve tarımsal gelişime yönelik strateji, politika, program ve proje oluşturulması çalışmalarına katkıda bulunmak amacıyla her türlü girişim ve etkinlikte bulunmak, Odanın amaç ve görevleri arasında  sayılmıştır. Bu bağlamda müvekkil ODA tarım topraklarının kaybına neden olacak her türlü düzenlemenin karşısındadır.

            6) Tüzüğün uygulanması halinde telafisi imkansız zararlar ortaya çıkacaktır. Bu nedenle Yürütmenin durdurulmasına karar verilmesini talep ediyoruz.

HUKUKİ NEDENLER          : Anayasa, İYUK, 5403 Sayılı Kanun, 7472 Sayılı Kanun, Ziraat  Mühendislerinin Görev ve Yetkilerine İlişkin Tüzük, Dava konusu Tüzük, ve İlgili tüm  mevzuat.

SONUÇ          : Açıklanan ve Yüksek mahkemenizce re‘sen dikkate alınacak nedenlerle, 24.07.2009 tarih 27298 Sayılı RG‘de yayınlanan Tarım Arazilerinin Korunması, Kullanılmasi Ve Arazi Toplulaştırmasına İlişkin Tüzük‘ün tümünün şekil yönünden iptaline; 4.maddesinin 1.fıkrasının (l) bendinin, 6.maddesinin 2.fıkrasının "Bakanlık tarafından düzenlenen hizmet içi eğitiminden geçmiş en az iki ziraat mühendisi tarafından belirlenir" cümlesinin, 9.,12.,13. ve 14.maddelerinin İptali ve Yürütmenin Durdurulmasına; Tüzüğün dayanağını oluşturan  5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 13., 14, 17. maddelerinin Anayasaya aykırılığı iddiası ile konunun Anayasa Mahkemesine gönderilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini  saygı ile arz ve talep ederim.

 

Av.Zühal DÖNMEZ

Davacı Vekili

EKİ: 1) Vekaletname

         2)Tüzük

  

Okunma Sayısı: 2927