DÜNYA GIDA GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI - ADANA

ADANA ŞUBE ( )
19.10.2009 (Son Güncelleme: 19.10.2009 13:39:19)

Her yıl, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)‘nun kuruluş günü olan 16 Ekim tarihinde, açlıkla mücadele etmek ve yeterli ve güvenli gıdaya erişim konusunda yaşanan sıkıntıları dile getirmek amacına yönelik olarak bir konu belirlenerek "Dünya Gıda Günü" kapsamında ele alınmaktadır.

Dünya Gıda Günü 2009 için FAO; "Kriz Zamanlarında Gıda Güvencesini Sağlamak" olarak belirlenmiştir. 

Dünya üzerinde kronik açlığa neden olan faktörlerin ortadan kaldırılmasına yönelik acil önlemlerin alınmasına, çağrıda bulunmak ve buna yönelik bilinçlendirmeyi sağlamak, insanların her gün yeteri kadar yiyeceğe sahip olma mücadelesini yaygınlaştırmak amacı ile yapılan bu etkinlikler şüphesiz oldukça önem taşımaktadır.

Ancak, günümüzde ne yazık ki dünyanın birçok ülkesinde ve Türkiye ‘de dengesiz gelir dağılımı, hatalı tarım politikası ve uygulamalar nedeni ile açlık, yetersiz ve dengesiz beslenme sorunlarının yanı sıra gıda kaynaklı hastalıkların artması söz konusudur.

2007 de iklimin kurak gitmesi, enerji tarımı ve talep değişmelerinden kaynaklanan küresel gıda krizinin ardından 2008 de başlayan küresel ekonomik kriz, açlık ve yoksulluk içinde kıvranan dünya nüfusu için adeta öldürücü bir ikinci darbe olmuştur. Ekonomik krizin çıkmasında hiçbir rolü olamayan dünya aç ve yoksulları krizin bedelini ağır bir şekilde ödemektedirler. FAO hesaplamalarına göre 2009 yılında 105 milyon kişi açlar ordusuna katılmıştır.

Dünya gelirinin % 80‘i dünya nüfusunun %20‘sine karşı gelen gelişmiş ülkeler arasında paylaşılmaktadır. Dünya da açlık çeken nüfus 1 milyar dolayında iken, tamamına yakını gelişmiş ülkelerde olmak üzere dünyada obez kişi sayısı 1,2 milyar dolayında tahmin edilmektedir. Bu yıl ekonomik krizin sorumluları olan gelişmiş ülkeler, krizi bahane ederek, gıda yardımlarında 2 milyar dolar kesintiye gittikleri bildirilerek bu kesintilerin çoğu Güneydoğu Asya ve Afrika‘daki  bebek ve çocuklar olmak üzere 50 milyon kişinin fazladan açlıktan ölmesine yol açacağı uyarısında bulunulmaktadır. 6,5 milyar olan dünya nüfusunun 2050 yılında 9,5 milyar olacağı tahmin edilmektedir. Açlıkla mücadelede en önemli silah olan tarımsal üretim bu artışla bu nüfusu beslemekte yetersiz kalacak, gelir dağılımındaki eşitsizlik, ekonomik krizler, iklim değişikliği, toprak ve su gibi kaynakların bozunumu ve yanlış kullanımı gibi etmenlerin etkisiyle açlık ve yoksulluk çağımızın en önemli sorunu olmayı sürdürecektir. Kaldı ki dünya aç nüfusun % 70‘i tarımsal üretimi gerçekleştiren kırsal kesimdedir. Kendisini doyuramayan bir nüfusun toplumu doyuramayacağı açıktır.

Dünya genelinde bu karamsar tablo yaşanırken, ülkemizde alınacak önlemler konusunda tam bir kayıtsızlık bir duyarsızlık görülmektedir.

  • Tarımsal üretimin artırılmasında en önemli role sahip toprak-su kaynaklarının geliştirilmesine yönelik altyapı yatırımları önemli ölçüde yetersizdir hala 4,5 milyon hektar alan sulanmayı beklemektedir.
  • İklim değişikliği, açlık gibi günümüz ve geleceğin sorunlarının üstesinden gelmek için önemli bir rolü olan Tarımsal araştırma geliştirmeye kaynak aktarılmamakta, var olan araştırma kurumları ya kapatılmakta ya da iş göremez hale getirilmektedir.
  • Yanlış tarımsal ilaç ve gübre kullanımı, GDO lu tohum ve ürünler, kayıt dışı ve denetimden yoksun üretimler nedeni ile,  kabul edilemez düzeyde katkı ve kalıntılar içeren gıdalar, hijyenik olmayan merdiven altı üretim gıda güvenliğini tehdit etmektedir.
  • Gıda alanını düzenlemeye yönelik hazırlanan "Veterinerlik Hizmetleri Gıda ve Yem Kanun Taslağında" pek çok eksiklik içermekte, bunun yanında gıda üretim ve denetiminde mühendisin adı bile geçmemektedir. Bu taslak ilgili meslek kuruluşlarının ve kesimlerin görüşleri alınarak "Gıda Kanunu", "Yem Kanunu" ve Veteriner Hizmetleri Kanunu" olarak ayrı ayrı yeniden düzenlenmelidir.

Gıda güvencesi ve gıda güvenliği ilgili sorunlar izlenen yanlış politikaların bir sonucudur. Tüketicilerin örgütsüz ve bilinçsiz olmaları yetkililerin sorumsuz ve duyarsız davranmalarını kolaylaştırmaktadır. TMMOB ye bağlı Gıda, Kimya ve Ziraat Mühendisleri Odaları ilgili odalar olarak toplumun bu günü ile birlikte geleceğini de yakından ilgilendiren gıda güvencesi ve gıda güvenliği için üzerine düşen her şeyi yapmaya kararlıdır. Kamuoyunu odalarımızın bu çabalarına destek olmaya, tüketicileri de bilinçli ve örgütlü orak bu mücadele içinde yerlerini almaya çağırıyoruz.

Saygılarımızla. 16 Ekim 2009

 

 

 

 

 

 Prof. Dr. Zerrin ERGİNKAYA

      Sadettin ÖĞÜNÇ

 Prof.Dr. Haydar ŞENGÜL

 Gıda Mühendisleri Odası

 Adana Şubesi Başkanı

Kimya Mühendisleri Odası

    Güney Bölge Şubesi

Ziraat Mühendisleri Odası

  Adana Şubesi Başkanı

 

 

Okunma Sayısı: 1466