TARIM ÖĞRETİMİNİN 164. YILINI KUTLADIK

KAYSERİ ŞUBE ( )
13.01.2010 (Son Güncelleme: 13.01.2010 16:15:16)

Türkiye‘de Tarım Öğretiminin 164. yılı nedeniyle 10 Ocak 2010 günü Cumhuriyet Meydanı'nda tören düzenlendi.

Türkiye‘de Tarım Öğretiminin 164. yılı nedeniyle 10 Ocak 2010 günü Cumhuriyet Meydanındaki Atatürk Anıtı‘na Şube Başkanımız Fahrettin AÇIKGÖZ ve Erciyes Üniversitesi Seyrani Ziraat Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Ali İrfan İLBAŞ çelenk sundular. Şube Başkanımız günün anlam ve önemini belirten bir basın açıklaması yaptı.

                                                                                       

BASIN BİLDİRİSİ

                                         TARIM ÖĞRETİMİNİN 164. YILININ KUTLANMASI

Ülkemizde ilk tarımsal öğrenim faaliyeti 1846 yılında Tanzimat döneminde, İstanbul‘un bugünkü adı ile Yeşilköy semtinde bulunan, Ayamama Çiftliği‘nde  "Ziraat Mektebi" ile başlamıştır.   Bugünkü şekliyle ziraat fakültelerinin İlki olan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi 1948 yılında açılmış olup bunu diğer ziraat fakülteleri izlemiştir. 2005 Yılında Erciyes Üniversitesine bağlı olarak İlimizde de Seyrani Ziraat Fakültesi açılmıştır.

                         Tarımsal öğrenim ülkemiz için, öncü alanların başında yer almaktadır. Tarım bilimcileri ve Ziraat Mühendisleri olarak, mesleğimiz açısından tarihi bir dönüm noktası olan bu okulun açılışının yıldönümlerini, uzun yıllardır bir meslek bayramı olarak kutluyoruz. Ülkemizde tarımsal üretimin bilimsel ve teknik bilgi ile geliştirilmesi düşüncesinin, eyleme dönüştürüldüğü ve ayamama ile başlatılan serüvenin 164. Yılı‘nı kutluyoruz

                               "Ulu Önder Atatürk şöyle diyor "Milli ekonominin temeli ziraattır. Bunun içindir ki, ziraatla kalkınmaya büyük önem vermeliyiz. Köylere kadar yayılacak programlı ve pratik çalışmalar, bu maksada erişmeyi kolaylaştıracaktır. Fakat bu hayati işi, isabetle amacına ulaştırabilmek için, ilk önce ciddi etütlere dayalı bir ziraat siyaseti tespit etmek ve onun içinde her köylünün ve bütün vatandaşların kolayca kavrayabileceği ve severek tatbik edeceği bir ziraat rejimi kurmak lazımdır." Ulu önder Atatürk‘ün açtığı yolda  tarım sektörünü 21. yüzyıla yaraşır bir seviyeye ulaştırmak ve sürdürülebilir tarımsal uygulamaları hayata geçirerek ülke ekonomisine katkıda bulunmak en önemli hedefimiz olmalıdır. Yıllar önce Atatürk tarım politikalarını ve çözüm yollarını göstermiştir.

                        Bugün günümüzde

Tarım Politikalarında  Ya­şanan Darboğazlar ve Nedenleri

- Uygulanan politikaların popülist yaklaşımlı ve kısa vadeli oluşu,
- Yapısal önlemlerin alınmaması,
- Destekleme politikalarının tarımsal yapıya uygun olarak belirlenememesi,
- Bilgi ve teknolojinin yeterince ilgili yerlere ulaştırılmaması,
- Avrupa Birliği açısından ortak tarım politikasının ve stratejilerin halen belirlenmemiş olması,
- Orta ve uzun vadeli tarım politika planlamalarının yapılamamış olması,
- Üretim planlamasına geçilememesi,

- Arazilerin çok parçalı olması, 
- Çiftçinin örgütlenemeyişi ve gerekli kooperatiflerin oluşturulmaması,
- Tarımla ilgili kuruluşlar, üniversiteler ve üreticiler arasında koordinasyonun yeterin­ce sağlanamaması şeklinde özetlenebilir.

                         Yeterli ve dengeli beslenme sorunu bugün olduğu gibi, gelecekte de dünya ülkelerinin en önemli sorunlarının başında gelecektir. Bu nedenle, besin maddesi üretimi yönünden kendine yeterli, dış satım yapabilecek üretim fazlasına sahip olan ülkeler, aynı zamanda sanayileşmelerini de geliştirerek dünya ekonomisinde söz sahibi olabileceklerdir. Artan dünya nüfusu, tarım alanlarındaki daralmalar ve yanlış tarımsal uygulamalar, gelişmiş ülkelerin gıda maddelerini stratejik amaçlı kullanmaları ve küresel iklim değişiklikleri gibi etkenler, tarımsal üretimin önemini hiç kaybettirmeyecek, aksine çok daha öne çıkaracaktır.

                        Ulu Önder Atatürk‘ün ‘köylü milletin efendisidir‘ sözü yakın geçmişte ekonomistler tarafından ‘köylü ekonomiye yüktür‘ şeklinde telaffuz edilmeye başlanmıştır. Ancak ekonomik ve gıda krizleri ile karşılaşan dünya bugün kurtuluşu doğru yerde tarımsal üretimde aramaktadır. Bu da tarımın ne kadar strajik olduğunu ve tarımsal üretimin başka ülkelere emanet edilmeyeceğini göstermiştir.  

                        Nüfusun dengeli ve yeterli beslenmesini sağlayan, sosyal ve çevresel dengeleri koruyan, gıda güvenliğini ön planda tutan, rekabet gücü yüksek bir tarımsal yapının oluşturulması gerekmektedir. Bu amaca ulaşmanın ilk şartı ise nitelikleri yüksek, ziraat mühendisleri yetiştirmektir. Zamanımızda nitelikli eğitim ve öğretim ile istenilen düzey de bilgi birikimi sağlamış, Kendine güveni olan yalınız başına bilgiye ulaşmayı başaran, en az bir yabancı dil bilen nitelikli Ziraat Mühendisleri yetiştirmelidir.

                         Ziraat Mühendislerini yetiştiren ve bizleri bu günlere getiren değerli öğretim üyelerimize bu anlamlı günde şükranlarımı sunar.  Bu günün tüm meslektaşlarımıza ve ülkemize hayırlara vesile olmasını diliyorum.

              

                                                                                           Fahrettin AÇIKGÖZ

                                                                                      Ziraat Mühendisleri Odası                     

                                                                                           Kayseri Şube Başkanı

                                                                                          (Yönetim Kurulu Adına)

11 Ocak 2010 Pazartesi günü de Develi ilçesi, Erciyes Üniversitesi Seyrani Ziraat Fakültesi Konferans Salonu‘nda Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim görevlisi Prof.Dr. Neşet ARSLAN tarafından "Türkiye‘nin Tıbbi Bitkileri ve Önemi" konulu konferans verildi.

Aynı gün "Erciyes Üniversitesi Türkan-Tuncer Hasçalık Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksek Okulu"nda "Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar" konulu Panel düzenlendi. Paneli Erciyes Üniversitesi Veteriner Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Fuat AYDIN yönetti. Panele konuşmacı olarak Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Sebahattin ÖZCAN, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi   Prof. Dr. Hamiyet DÖNMEZ ALTUNBAŞ ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet OKUMUŞ konuşmacı olarak katıldı.Panelin açılışında Şube Başkanımız Fahrettin AÇIKGÖZ bir açılış konuşması yaptı.

AÇILIŞ KONUŞMASI  

 Tarım öğretiminin 164. Yılı kutlama törenine hoş geldiniz diyor hepinizi saygıyla selamlıyorum.

     Tarım sektörü, Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kadar ülkemizin ekonomik ve sosyal gelişmesinde önemli görevler üstlenmiştir. 

     Tarımın GSMH içindeki payı %15‘ler seviyesine düşmesine karşılık halen Tarım sektörü nüfusumuzun %35‘i, aktif iş gücünün %45‘inin istihdam kaynağı olarak büyük önemini korumaya devam etmektedir. Tarım sektörü ülke nüfusumuzun beslenmesi, istihdama katkı sağlaması, sanayi sektörünün hammadde ihtiyacını karşılaması, ihracata dolaylı ve doğrudan katkı yapması gibi nedenlerden dolayı ekonomimize büyük yararlar sağlamaktadır. 

   Ülkemiz Tarımının da Yaşanan sorunlar kısaca bakalım

1 - Üretim  yapılan tarımsal arazilerin nüfus artışı ve miras hukuku gereği hızla küçülmesi,
2 - Gübre, tohum, ilaç, damızlık hayvan gibi önemli girdilerde dışa bağımlı kalınması,
3 - Tarımsal üretimin piyasaya yönelik bir ekonomik faaliyet olarak geliştirilememesi,
4 - Tarımsal üretimde doğal koşullara bağımlı olunması ve bunu giderecek sigorta sis­temlerinin oluşturulamaması,
5 - Üreticilerin kooperatifler ve Üretici Bir­likleri şeklinde yeterince örgütlenememeleri,
6 - Tarım alanlarının amacı dışında kulla­nılmasının önlenememesi,
7 - Toprak, su ve gen kaynakları gibi doğal kaynakların yeterince korunamaması,
8 - Tarımsal bilgi, üretim, eğitim-yayım sistemindeki aksaklıklar,
9 - Tarıma ilişkin yetki ve sorumlulukların çeşitli kurumlara dağıtılmış olması,
10 - Sadece tarıma yönelik bir finans kuruluşunun oluşturulamaması, 

11 - Arz ve talep dengesinin kurulamaması ve bu nedenle ürün kayıplarının büyük boyutlara ulaşmasıdır.

               Sektörün yaşamakta olduğu bu sorunları ele alarak tarım politikalarını değiştirmek ve bunların önlemlerini almak durumundayız.  Bunun içinde

                  Nüfusun dengeli ve yeterli beslenmesini sağlayan, sosyal ve çevresel dengeleri koruyan, gıda güvenliğini ön planda tutan, rekabet gücü yüksek bir tarımsal yapının oluşturulması gerekmektedir.

                   Bu amaca ulaşmanın ilk şartı ise nitelikleri yüksek, ziraat mühendisleri ve teknik personel yetiştirmektir. Zamanımızda nitelikli eğitim ve öğretim ile istenilen düzey de bilgi birikimi sağlamış, Kendine güveni olan, yalınız başına bilgiye ulaşmayı başaran, en az bir yabancı dil bilen, nitelikli Ziraat Mühendislerine ve teknik personellere ihtiyaç vardır.

                  Ülkemizde Genetiği Değiştirilmiş ürünlerin kontrolsüz ithalatına ve ekimine izin verilmemelidir. Bu konu ile ilgili bilgi kirliliği ve tüketicilerin kaygıları bilimsel olarak giderilmelidir. 

                  Sözlerimi gelecek de tarım sektörünün sorunlarını aşmış olarak kutlamak dileğiyle bitirirken,  Ziraat Mühendislerini yetiştiren ve bizleri bu günlere getiren değerli öğretim (hocalarımıza) üyelerimize bu anlamlı günde şükranlarımı sunar.  Bu günün tüm meslektaşlarımıza ve ülkemize hayırlara vesile olmasını diliyorum.

                                                                                         Fahrettin AÇIKGÖZ

                                                                                      Ziraat Mühendisleri Odası                     

                                                                                           Kayseri Şube Başkanı

                                                                                            (Yönetim Kurulu Adına)

Okunma Sayısı: 1262
Fotoğraf Galerisi