TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI, DÜZCE'DE 122 HEKTAR TARIM ARAZİSİNİ YAPILAŞMAYA AÇAN İŞLEMİ İPTAL EDEN MAHKEME KARARINA KARŞI TEMYİZ BAŞVURUSUNDA BULUNDU

GENEL MERKEZ ( )
15.10.2009 (Son Güncelleme: 22.02.2010 17:10:56)

T.C.
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI
Hukuk Müşavirliği

SAYI: B.12.0.HKM.0.01.641.02-İD.2008-922

KONU: TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası

YÜRÜTMENİN DURDURULMASI TALEPLİDİR

DANIŞTAY İLGİLİ DAİRE BAŞKANLIĞINA
Sunulmak Üzere
ANKARA NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİ
Kanalıyla
SAKARYA 2.İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA

Dosya No: 2008/ 699 E.
2009/378 K.

TEMYİZ TALEBİNDE BULUNAN (DAVALI) : Tarım ve Köyişleri Bakanlığı-ANKARA

DAVACI: TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası

VEKİLİ : A v.Zuhal Dönmez
Bestekar Sok. No:49/5 Kavaklıdere/ ANKARA

TALEP KONUSU : Sakarya 2. İdare Mahkemesinin 14.05.2009 tarih ve 2008/699 E.-2009/ 378 K. sayılı kararının temyizen incelenerek öncelikle yürütülmesinin durdurulmasına, akabinde bozulmasına karar verilmesi talebidir.

TEBLİĞ TARİHİ : 22.06.2009

TEMYİZ NEDENLERİ

Davacı vekili tarafından, Düzce İli Merkez İlçesi Beyköy Beldesi Çalıcuma Köyü ve Hacıahmetler Köyü sınırı içindeki 122 hektarlık i nolu alternatif alanın Düzce 1.0rganize Sanayi Bölgesi genişleme alanı olarak kullanılmak üzere tarım dışı amaçla kullanılmasının uygun bulunmasına ilişkin işlemin iptali talebi ile Bakanlığımız aleyhine açılan davada süre aşımına ve esasa dair savunmalarımız dikkate alınmaksızın "dava konusu işlemin iptaline" karar verilmiş olup, mahkeme kararı usul ve kanuna uygun bulunmamaktadır.

5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun "amaç" başlıklı l. maddesinde ifade edildiği şekilde Kanun ile "toprağın doğal ve yapay yollardan kaybını ve niteliklerini yitirmesini engelleyerek korunmasını, geliştirilmesini ve çevre öncelikli sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun olarak planlı arazi kullanımını sağlayacak usul ve esasların belirlenmesi" amaçlanmaktadır. Ancak Kanunda zorunlu hallerde amaç dışı kullanımı ile ilgili hükümler de yer almaktadır.

Kanunun 13. maddesinde ‘mutlak tarım arazilerinin, özel ürün arazilerinin, dikili tarım arazileri ile sulu tarım arazilerinin tarımsal üretim amacı dışında kullanılamayacağı belirtilmiştir. Ancak, alternatif alan bulunmaması ve Kurulun uygun görmesi şartına bağlı olarak;

a) Savunmaya yönelik stratejik ihtiyaçlar,

b) Doğal afet sonrası ortaya çıkan geçici yerleşim yeri ihtiyacı,

e) Petrol ve doğal gaz arama ve işletme faaliyetleri,

ç) İlgili Bakanlık tarafından kamu yararı alınmış madencilik faaliyetleri,

d) Bakanlıklarca kamu yararı alınmış plan ve yatırımlar,

e) Kamu yararı gözetilerek yol altyapı ve üstyapısı faaliyetlerinde bulunacak yatırımlar,

j) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun talebi üzerine Elektrik Piyasası Kanunu uyarınca yenilenebilir enerji kaynak alanlarının kullanımı ile ilgili yatırımları,

g) Jeotermal kaynaklı teknolojik sera yatırımları, için bu arazilerin amaç dışı kullanım taleplerine, toprak koruma projelerine uyulması kaydı ile Bakanlık tarafından izin verilebileceği" hükme bağlanmıştır.

Düzce İl Tarım Müdürlüğü tarafından 13.08.2007 tarih ve 4841 sayılı yazı ile davaya konu alana ilişkin evrakların değerlendirilmek üzere Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğüne intikal ettirilmesi üzerine yapılan değerlendirme sonucunda yazı ekinde bulunan kamu yararı kararı belgesinin uygun bulunmaması ve söz konusu alanın, birinci kademe inşaatları devam etmekte olan Düzce Ovası Eftene Projesi ve Büyük İstanbul İçmesuyu Projesi kapsamında ve ileride yapılması düşünülen Melen Barajına ait Su Havzası Uzun Mesafeli Koruma Alanı içerisinde kalması nedeni ile tarım dışı amaçla kullanılması uygun görülmemiştir.

Bakanlığımız talimatlarına uygun olarak Düzce Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğünce yeniden alınan kamu yararı kararı belgesinin Bakanlığımıza intikali üzerine konu yeniden değerlendirilmiştir. Alternatif alanın bulunmadığı hususunun Düzce İl Tarım Müdürlüğü tarafından hazırlanan etüt raporunda belirtilmiş olması, ayrıca planlayıcı kuruluş olan Sanayi ve Ticaret Müdürlüğünün belgesinde de mevcut Organize Sanayi Bölgesinin dolduğu, yatırımcıya arazi tahsis edilemediği ve bölgede alternatif arazi bulunmadığının ifade edilmiş olması ve İl Toprak Koruma Kurulunun oy çokluğuyla uygun görüş bildirmiş olması hususları dikkate alınarak, Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğünün 01.10.2007 tarih ve 3952-15658 sayılı yazısı ile, davaya konu talep, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun B.maddesinin (d) bendinde hükme bağlanan istisnalar kapsamında olumlu değerlendirilmiştir.

Bakanlığımız Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğünün 01.10.2007 tarih ve B.12.0.TUG.0.l1.03.509.01-3952-15658 sayılı kararı; Anayasanın 44. ve 45. maddeleri gereği 441 sayılı Tarım ve Köyişleri Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye dayanılarak Bakanlığımızca hazırlanan ve 19.07.2005 tarih ve 25880 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 13. maddesi (d) bendi gereğince oluşturulmuştur.

Sağlıklı çevrede yaşamak sağlıklı bir planlama ile mümkün olur. Günümüzde artan nüfus, altyapı ve gelişen teknolojiler karşısında önemli tarım arazilerini korumak; kullanım bütünlüğü sağlanarak yerleşim alanları, ulaşım, iletişim, elektrifikasyon, atık yönetimi gibi alt yapı hizmetlerini minimum alan kullanacak şekilde planlama ile mümkündür. Aksi takdirde çarpık yapılaşmayı engelleme ve tarım arazilerini koruma imkansız hale gelecektir. 5403 sayılı Kanun kapsamında Bakanlığımızca yapılan çalışmalar Kanunda belirtilen bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir.

Mahkeme kararında kamu yararı kararının Bakanlık taşra teşkilatı olan Düzce Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü tarafından alınmış olması nedeniyle dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı ifade edilmiş ise de, Mahkemece ulaşılan sonuç hukuki isabetten yoksundur. Kanunda "Bakanlıklarca kamu yararı kararı alınmış plan ve yatırımlar" ifadesi Kanunun çıkarılması sırasında gündeme gelmiş, ayrıca TBMM alt komisyonlarında tartışılmıştır. Burada kastedilen, Kamulaştırma Kanununda yer alan bir kamu yararı kararı değildir: Kamulaştırma Kanunundan farklı olarak tüm kamu kurumları değil sadece bakanlıklarca kamu yaran olduğunun belirlenmesi bu alanda yeterli daraltma getireceği için uygun görülmüştür. Bakanlıklar da sadece merkez kurumları olmayıp bakanlıkları oluşturan merkez, taşra, bağlı veya ilgili kuruluşları olabileceği kararlaştırılmıştır.

Nitekim bakanlıkların kuruluş ve görev esaslarını belirleyen 3046 sayılı Kanunun 5. maddesinde; "Bakanlıklar, merkez teşkilatı ile ihtiyaca göre kurulan taşra ve yurt dışı teşkilatından ve bağlı ve İlgili kuruluşlardan meydana gelir" hükmüne yer verilmiştir. Bakanlıklarınkuruluş kanunları da bu hükme dayanmaktadır.Bakanlığımızın kuruluşunu düzenleyen 441 sayılı "Tarım ve Köyişleri Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname"nin "Teşkilat" başlıklı 3. maddesinde de "Tarım ve Köyişleri Bakanlığı teşkilatı, merkez, taşra ve yurt dışı teşkilatı ile bağlı ve ilgili kuruluşlardan meydana gelir" denilmektedir. Bu hükümler dikkate alınarak Bakanlığımız, 16.02.2006 tarih ve B.12.0.TUG.0.1 1.1 1.00-043-0721-01929 sayılı Talimat‘ı Valililiklere göndermiştir (Ekte). Bu Talimatta Bakanlıkların kuruluş kanunu gereği merkez, taşra ve bağlı kuruluşlardan meydana geldiği gerçeğinden hareketle bakanlıkları oluşturan merkez, taşra ve bağlı kuruluşların konu ile ilgili birimi tarafından 5403 sayılı Kanun kapsamında Kamu Yaran Kararı verebileceği belirtilmiştir. Bugüne kadar da tüm illerde bu talimat doğrultusunda kanuna uygun olarak işlem tesis edilmiştir. Konunun kanunda yer alış amacı da bu uygulama doğrultusundadır.

Bakanlıkların sadece merkez kuruluşu olarak düşünmenin konunun mantığına da uygun olmadığı kanaatindeyiz. Şöyle ki; Hakkari‘nin veya İstanbul‘un bir ilçesinde kurulmuş bir tesisin ilave elektrik ihtiyacını karşılamak için kurulacak 3 metrekarelik bir direk yerinin ya da daha büyük ilave alan ihtiyacının, önemli tarım arazisi üzerinde kurulmasında alternatifsizliğine de bakılarak kamu yararı olup olmayacağını, bakanlığın merkez teşkilatından çok taşra birimlerinin tespiti daha doğru ve daha pratik olacaktır. Bu nedenle Kanunda kastedilen sadece merkez birimi olmayıp bakanlıkları oluşturan ilgili biriminin kararıdır. Aksi halde kararın isabetsizliği yanında aşırı bürokratik yük getirilmiş olacaktır. Bakanlığı sadece merkezde bulunan birimlerin faaliyetleri ile sınırlamak bakanlıklarca taşrada yapılan çalışmaları yok saymak anlamına gelir. Ayrıca davada konu edilen kamu yararı belgesi İlin Valisi tarafından verilmiştir. 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 9. maddesinde" Vali, ilde Devletin ve Hükümetin temsilcisi ve ayrı ayrı her Bakanın mümessili ve bunların idari ve siyasi yürütme vasıtasıdır." hü1anüne de uygundur. Kamu yararı belgesi, Bakanlığımızın kararı için gerekli belgelerden birisidir. Alternatifsizliği, çevre tarım alanlarına olumsuz etkisi, bütünlüğün bozulup bozu1mayacağı ve kurul kararı diğer zorunlu belgelerdir. Bunların hepsi olsa bile Bakanlık, tarımsal önemi nedeniyle, uygun görmeyebilir. Kanun bu yetkiyi vermektedir.

Toprak Koruma Kurulları, Vali başkanlığında, ilgili kamu kurumları, sivil toplum ve meslek örgütlerinden oluşmaktadır. Kamu yararı olmayan bir talebin kurullarca uygun görülmesi mümkün değildir. Her arazinin alternatifi vardır. Ancak plan bütünlüğü, alt yapı ihtiyacı, çevre, kamu yaran gibi kazanımlar nedeniyle kanunda istisnalara yer verilmiştir. Orman veya mera değilse Bolu Dağına çıkarak veya kıyı şeridine inerek kilometrelerce uzakta yerler bulunabilir. Bu da ilave altyapı ilave bağlantı yapıları anlamına gelir ki, daha çok toprak kaybedilmesi ve arazi bozulmasına neden olur. Sadece toprağın tarımsal üretim fonksiyonunun kaybedilmesi değil biyolojik çeşitlilik, su depolaması, karbon tutumu gibi fonksiyonlarını da yok eden bir alternatif yaklaşımı kabul edilemez. Bu nedenle plan bütünlüğü ve altyapı İhtiyacı düşünülmeden alternatif belirlemek tarım arazilerinin daha fazla yok edilmesi ve toprak kaybı anlamına gelir. Bakanlığımızca verilen kararlarda bu hususlar gözetilmekte, üretilemeyen toprağımızın kaybı değil korunması ve kamu yararına verimli kullanılması amaçlanmaktadır.

Yukarıda izah edildiği ve dosya kapsamında sabit olduğu üzere davaya konu İlave Organize Sanayi Bölgesi talebine dair olarak verilen kararın, kanuna ve hukuka aykırılık taşımadığı hususu açıktır. Bakanlığımız tarafından hukuka uygun olarak tesis edilmiş olan dava konusu işlem hakkında iptal hükmü verilmiş olması hukuki isabetten yoksun bulunmaktadır.

SONUÇ VE TALEP : Yukarıda arz olunan ve re‘ sen nazara alınacak diğer nedenlerle Sakarya 2. İdare Mahkemesinin 14.05.2009 tarih ve E.2008/699, K.2009/378 sayılı kararının öncelikle yürütülmesinin durdurulmasına, akabinde bozulmasına; yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep ederim.

T.C. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI

Deniz EREN
Hukuk Müşavirliği

Okunma Sayısı: 528