DANIŞTAY 10. DAİRESİ, REÇETELİ İLAÇ SATIŞINA İLİŞKİN YÖNETMELİĞİN YÜRÜTMESİNİ KISMEN DURDURDU

GENEL MERKEZ ( )
29.03.2010 (Son Güncelleme: 07.07.2010 17:01:04)

T.C.

DANIŞTAY ONUNCU DAİRE

Esas No : 2009/10375

Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını İsteyen: TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası

Vekili : Av. Zuhal Sirkecioğlu Dönmez

Bestekar Sok. No:49/5 Kavaklıdere/ANKARA

Davalı : Tarım ve Köyişleri Bakanlığı-ANKARA

Davanın Özeti : 12.6.2009 tarih ve 27253 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanan Bitki Koruma Ürünlerinin Reçeteli Satış Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 3. ver 4. maddelerinin; 8. maddesinin 2. fıkrasının; 9. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendinin; 10. maddesinin 1., 2. ve 5. fıkralarının; 11. maddesinin 1. fıkrasının, 12. maddesinin 1., 2., 3.,4. ve 5. fıkralarının; 14. maddesinin 5. fıkrasının; 17. maddesinin 1. fıkrasının ve Geçici 2. maddesinin iptali ve yürütülmesinin durdurulması istenilmektedir.

Danıştay Tetkik Hakimi : Demet Ünal

Düşüncesi : 12.6.2009 tarih ve 27253 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanan Bitki Koruma Ürünlerinin Reçeteli Satış Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 9. maddesinin (g) bendi, 10. maddesinin 2. fıkrası ile 17. maddesinin 1. fıkrası yönünden 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27. maddesindeki koşullar gerçekleşmiş bulunduğundan, anılan maddelerin yürütülmesinin durdurulmasına; Dava konusu Yönetmeliğin, 3. ve 4. maddelerinin; 8. maddesinin 2. fıkrasının; 10. maddesinin 1. ve 5. fıkralarının; 11. maddesinin 1. fıkrasının, 12. maddesinin 1., 2., 3., 4. ve 5. fıkralarının; 14. maddesinin 5. fıkrasının ve Geçici 2.maddesi yönünden ise, yürütmenin durdurulması isteminin reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı : Yalçın Macar

Düşüncesi : Bitki Koruma Ürünlerinin Reçeteli Satış Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 3. ve 4. maddeleri, 8. maddesinin 2. fıkrası., 10. maddesinin 1. ve 5. fıkraları, 11. maddesinin 1. fıkrası, 12. maddesinin 1., 2., 3., 4., 5., fıkraları, 17. maddesinin 1. fıkrası ve geçici 2. maddesinin yürütmesinin durdurulmasına karar verilebilmesi için 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası‘nın 27. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşmediği sonucuna ulaşılmıştır. Yönetmeliğin 9. maddesinin (g) bendi ile 10. maddesinin 2. fıkrasıyla ziraat teknikeri ve ziraat teknisyenlerine bitki koruma ürünleri reçetelerini düzenleme yetkisinin tanınması ise 7472 sayılı Ziraat Yüksek Mühendisliği Hakkında Yasa ile Ziraat Mühendislerinin Görev ve Yetkilerine İlişkin Tüzük kurallarına aykırı olduğu gibi tüm bitki koruma ürünlerinin satışının reçeteyle yapılması zorunluluğunun getirilmesi ile güdülen kamu yararı gerekleriyle bağdaşmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, Bitki Koruma Ürünlerinin Reçeteli Satış Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 9. maddesinin (g) bendinin, 10. maddesinin 2. fıkrasında geçen "... (g) bendinde belirtilen ve kamuda çalışan ziraat teknikeri ve ziraat teknisyenleri..." tümcesinin yürütmesinin durdurulması, Yönetmeliğin dava konusu edilen diğer kurallarının yürütmesinin durdurulması isteminin ise reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince davalı idarenin savunmasının alınmasından sonra incelenmesine karar verilen yürütmenin durdurulması istemi, davalı idarenin savunmasının geldiği anlaşılmakla, 2575 sayılı Danıştay Kanununun Ek 1. maddesi uyarınca, Danıştay Onuncu ve Sekizinci Dairelerinden oluşan Müşterek Kurulca yeniden incelendi, gereği görüşüldü:

Dava, 12.6.2009 tarih ve 27253 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanan Bitki Koruma Ürünlerinin Reçeteli Satış Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 3. ve 4. maddelerinin; 8. maddesinin 2. fıkrasının; 9. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendinin; 10. maddesinin 1., 2. ve 5. fıkralarının; 11. maddesinin 1. fıkrasının, 12. maddesinin 1., 2., 3., 4. ve 5. fıkralarının; 14. maddesinin 5. fıkrasının; 17. maddesinin 1. fıkrasının ve Geçici 2. maddesinin iptali ve yürütülmelerinin durdurulması istemiyle açılmıştır.

Bitki koruma ürünlerinin reçeteli olarak satılması ve reçete yazmaya yetkili kişilerle ilgili usul ve esasları belirlemek amacıyla çıkarılan Bitki Koruma Ürünlerinin Reçeteli Satış Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin dayanağını 6968 sayılı Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Kanununun 38 ve 40. maddeleri oluşturmaktadır.

6968 sayılı Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Kanunu‘nun 38. maddesinde mücadele alet ve ilaçlarının, yurda sokulması,yurt piyasasına arzı ve satışı, yurt içinde imal, istihsal ve ihzarının Ziraat Vekaletinin ruhsat ve kontrolüne ve koyacağı şartlara tabi olduğu; 40. maddesinde de ; mücadele alet ve ilaçlarının Tarım ve Köyişleri Bakanlığı‘nca tespit edilmiş ithal veya imal yerindeki perakende fiyatının ambalajı üzerinde gösterilmesinin zorunlu olduğu, mücadele ilaçlarının ne şekillerde ithal, satışa arz, imal edileceğinin, etiket ve tarifnamelerinin ihtiva edeceği hususların ve mücadele aletlerine konacak işaret ve yazılar ile bu işlere ilişkin diğer gerekli hususların nizamnamesinde belirtileceği düzenlemesine yer verilmiştir.

Yukarıda belirtilen düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesinden; Bitki koruma ürünlerinin reçeteli olarak satılması ve reçete yazmaya yetkili kişilerle ilgili kurallar koymaya, bu konuda düzenleme yapmaya Tarım ve Köyişleri Bakanlığı‘nın görevli ve yetkili olduğu anlaşılmaktadır.

12.6.2009 tarih ve 27253 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanan Bitki Koruma Ürünlerinin Reçeteli Satış Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik bitki koruma ürünleri için hazırlanacak reçetenin içeriğini, reçeteyi yazacak kişilerin niteliklerini, sorumluluklarını, denetlenmesini, yetkilerinin iptalini ve reçete yazma yetkisine sahip olmak isteyen kişiler için yapılacak sınav hakkındaki hususlarla ilgili işlemleri kapsamaktadır.

Dava konusu Yönelmeliğin, 3. ve 4. maddelerine; 8. maddesinin 2. fıkrasına; 9. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendine; 10. maddesinin 1., 2. ve 5. fıkralarına; 11. maddesinin 1. fıkrasına, 12. maddesinin 1.,2.,3.,4. ve 5. fıkralarına; 14. maddesinin 5. fıkrasına ve Geçici 2.maddesine yönelik olarak, 2577 sayılı İdari Yargılama Kanununun 27. maddesinde öngörülen koşulların bu aşamada gerçekleşmediği anlaşıldığından, yürütmenin durdurulması isteminin reddi gerekmektedir.

Dava konusu Yönetmeliğin 17. maddesinin 1. fıkrasına gelince;

Bitki Koruma Ürünlerinin Reçeteli Satış Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik‘in "reçete yazma yetkisinin iptali" başlıklı 17. maddesinin 1. fıkrasında,denetleme yapılan ve aksaklıklardan dolayı bir defa uyarılan reçete yazma yetkisine sahip kişilerin, aynı durumun tekrarında reçete yazma yetkisinin iptal edileceği, yetki belgesi iptal edilen kişilere yeniden reçete yazma yetki belgesi verilmeyeceği kurala bağlanmıştır.

Yasa hükümlerinin incelenmesinden; yasa koyucunun bitki koruma ürünlerini herhangi bir tüketim malından ayrık tuttuğu, aktif madde ve preparatların ruhsatlandırılması, satacak veya depolayacak kişilerde aranılacak vasıf ve şartlar ile reçete yazmakla yetkilendirilecek kişilerin nitelikleri ayrıntılı kurallara bağlanarak, kamu sağlığının korunması; kaliteli, güvenli, zararsız aktif maddeler içeren ürünlerin piyasaya arzının ve tüketiminin sağlanmasının amaçlandığı görülmektedir. Bu bağlamda, yasa koyucunun amacı doğrultusunda, daha önce bazı bitki koruma ürünlerinin reçeteli satılması öngörülmüş iken, güvenli kullanım ve izlenebilirlik açısından tüm bitki koruma ürünlerinin reçeteli satılması dava konusu yönetmelikle kurala bağlanmıştır.

Bitki koruma ürünlerinin reçeteli satılabilmesi için zorunlu olan reçete yazacaklara yetki belgesi verilmesi konusunda yetkili olduğu açık olan davalı idarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu, hizmetin iyi işleyebilmesini sağlamak amacıyla belirli koşulların gerçekleşmesi halinde söz konusu yetki belgelerini geri alabileceği kuşkusuzdur.Ancak geri alma koşullarının önceden düzenlenmiş kurallara bağlanması gerekmektedir.

Nitekim dava konusu 17. maddede yer verilen hükümle, reçete yazmaya yetkili kılınanların bu ürünleri reçetelendirirken azami dikkati göstermelerinin ve mevzuat hükümlerine uygun hareket etmelerinin sağlanması için yaptırım uygulanmasının amaçlandığı görülmektedir. Ancak yönetmeliğin iptali istenilen bu hükmünde yaptırıma yer verilmekle birlikte, hangi koşulların varlığı halinde ilgililerin uyarılacağı ve bunlardan hangilerinin tekrarının bir daha verilmemek üzere yetki belgesinin iptalini gerektirdiği açık bir şekilde yönetmelikte düzenlenmediği görüldüğünden bu haliyle yönetmelik hükmünün objektif ve tartışmadan uzak bir şekilde uygulanamayacağı sonucuna varılmıştır.

Diğer yandan, reçete yazma yetkisi verileceklerde aranacak koşulların ayrıntılı olarak düzenlendiği yönetmelikte, yetkilendirilen kişilerin, denetim elemanlarının ve bu hizmetten yararlanacak olanların bitki koruma ürünleri reçete edilirken dikkat. edilmesi gereken hangi tür ve ağırlıktaki eksiklik ve aksaklıkların yaptırıma konu olacağını bilmeleri ve buna göre hareket etmeleri bakımından belge iptalini düzenleyen madde hükmünün de ayrıntılı düzenlenmesi gerekmektedir. Aksi durumda objektiflikten uzak keyfi uygulamaların ortaya çıkması kaçınılmazdır.

Belirtilen nedenle, bitki koruma ürününü reçete edeceklerin meydana gelen aksaklık nedeniyle yetki belgelerinin bir daha yetki belgesi verilmemek üzere iptali gibi ağır bir yaptırımın uygulanması sonucunu doğurabilecek koşulların idarece yapılacak düzenlemelerde ayrıntılarıyla açıkça yer alması gerekirken, yönetmelikte böyle bir yaptırım uygulanmasına olanak sağlayan düzenlemeye yer verilmediği, dolayısı ile dava konusu yönetmeliğin 17. maddesinin 1. fıkrasında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, 12.6.2009 tarih ve 27253 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanan Bitki Koruma Ürünlerinin Reçeteli Satış Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 17. maddesinin 1. fıkrası yönünden 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27. maddesindeki koşullar gerçekleşmiş bulunduğundan, anılan fıkranın yürütülmesinin durdurulmasına; Dava konusu Yönetmeliğin, 3. ve 4. maddelerinin; 8. maddesinin 2. fıkrasının; 9. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendinin; 10. maddesinin 1., 2. ve 5. fıkralarının; 11. maddesinin 1. fıkrasının, 12. maddesinin 1.,2.,3.,4. ve 5. fıkralarının; 14. maddesinin 5. fıkrasının ve Geçici 2.maddesi yönünden ise, 2577 sayılı Yasanın 27. maddesindeki koşullar gerçekleşmediğinden, anılan maddelere yönelik yürütmenin durdurulması isteminin reddine, bu kararın tebliğini izleyen günden itibaren 7 (yedi) gün içinde İdari Dava Daireleri Kuruluna itiraz edilebileceğinin taraflara duyurulmasına 25.1 .2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan Mehmet ÜNLÜÇAY

Üye Sinan TUNCA

Üye Dr. Tacettin ŞİMŞEK

Üye Yeniay KAYA

Üye Alaittin ÖGÜŞ

Üye Nüket YOKLAMACIOĞLU

Üye İbrahim BERBEROĞLU

Üye Kemal BİLECEN

Üye Ziya ÖZCAN

Okunma Sayısı: 716