ADANA 1. İDARE MAHKEMESİ ADANA İLİ ÇEVRE DÜZENİ PLANI`NA KARŞI AÇTIĞIMIZ DAVADA, YÜRÜTMENİN DURDURULMASINA KARAR VERDİ

GENEL MERKEZ ( )
22.02.2011 (Son Güncelleme: 22.02.2011 13:37:37)

T.C.
ADANA
1. İDARE MAHKEMESİ

ESAS NO: 2010/17

YÜRÜTMENİN DURDURULMASINI İSTEYEN (DAVACI) : TMMOB ZIRAAT MUHENDISLERI ODASI

VEKİLİ: AV. ZUHAL SİRKECİOĞLU DÖNMEZ
Bestekar Sk. No: 49/5 K.Dere Çankaya/ ANKARA

KARŞI TARAF (DAVALI): ADANA İL ÖZEL İDARESİ

VEKİLİ: AV. HATİCE ERCAN
Adana Valiliği Yanı Seyhan/ADANA

İSTEMİN ÖZETİ: Adana İli, Yumurtalık İlçesi sınırları içerisinde kurulması planlanan petrokimya ve rafineri sanayi entegre tesisleri için yapılan 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğinin onaylanmasına ilişkin İl Genel Meclisi‘nin 02.11.2009 tarih ve 171 sayılı kararının iptali ve yürütmesinin durdurulması istenilmektedir.

SAVUNMA ÖZETİ : Davanın öncelikle menfaat yokluğu nedeniyle reddi gerektiği; esastan ise yapılan plan değişikliğinin kamu yararına uygun olduğu ve bölgedeki enerji koridorunu tamamladığı belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Adana 1. İdare Mahkemesi‘nce, davalı idarenin usule ilişkin itirazı yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü:

Dava, Adana İli, Yumurtalık İlçesi sınırları içerisinde kurulması planlanan petrokimya ve rafineri sanayi entegre tesisleri için yapılan 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğinin onaylanmasına ilişkin İl Genel Meclisi‘nin 02.1 1.2009 tarih ve 171 sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.

5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanununun 6/1-a maddesinde, ilin çevre düzeni planını yapmak il özel idaresinin görev ve yetkileri arasında sayılmış; 3.fıkrasında ise, "İl çevre düzeni planı; valinin koordinasyonunda, büyükşehirlerde büyükşehir belediyeleri, diğer illerde il belediyesi ve il özel idaresi ile birlikte yapılır. İl çevre düzeni planı belediye meclisi ile il genel meclisi tarafından onaylanır." hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan, Plan Yapımını Yükümlenecek Müelliflerin Yeterliliği Hakkında Yönetmeliğin 2.maddesinde, "Bu Yönetmelik, belediye sınırları ile mücavir alan sınırları içinde ve bu alanlar dışında, 3194 sayılı İmar Kanunu ve diğer kanunlar ile yapılması öngörülen her ölçekteki ve türdeki planların yapımını ve bunları üstlenecek müellifleri kapsar." hükmüne yer verilmiş; 4. maddesinde, müellifin Kanun‘da tanımlanan her ölçekteki ve türdeki planların yapılmasını üstlenebilmek için gerekli olan ilgili yeterlilik grubuna uygun yeterlilik belgesine sahip gerçek kişiyi veya ilgili yeterlilik grubuna uygun yeterlilik belgesine sahip tüzel kişiliklerin hissedarları içinde hisseleri ortakların meslek grubuna göre dağılımında eşit veya daha fazla paya sahip gerçek kişiyi ifade edeceği belirtilmiş; 5. maddesinde ise, "Yerleşme alanları ve onu bütünleyen çevreye ait alanlar için düzenlenen her ölçekteki ve türdeki planların yapım alanlarının büyüklüğü, plan yapımına konu olan yerleşme veya yerleşmeler bütününün gelecekteki muhtemel nüfuslarına veya nüfus toplamlarına göre aşağıdaki planlama alanı grupları teşkil edilmiştir.

a) Plan yapım alanı 10.001 hektar veya daha fazla olan veya geleceğe ait nüfus projeksiyonuna göre 1.000.001 ve daha fazla nüfuslu olabilecek yerleşme ve yerleşme bütünleri, A GRUBU,

b) Plan yapım alanı 5.001-10.000 hektar arası olan veya geleceğe ait nüfus projeksiyonuna göre 500.001-1.000.000 nüfuslu olabilecek yerleşme ve yerleşme bütünleri, B GRUBU,

c) Plan yapım alanı 2.001-5.000 hektar arası olan veya geleceğe ait nüfus projeksiyonuna göre 200.001-500.000 nüfuslu olabilecek yerleşme ve yerleşme bütünleri, C GRUBU,

d) Plan yapım alanı 801-2.000 hektar arası olan veya geleceğe ait nüfus projeksiyonuna göre 50.001-200.000 nüfuslu olabilecek yerleşme ve yerleşme bütünleri, D GRUBU,

e) Plan yapım alanı 301-800 hektar arası olan veya geleceğe ait nüfus projeksiyonuna göre 10.001-50.000 nüfuslu olabilecek yerleşme ve yerleşme bütünleri, E GRUBU,

f) Plan yapım alanı 25-300 hektar arası olan veya geleceğe ait nüfus projeksiyonuna göre 10.000 ve daha az nüfuslu olabilecek yerleşme ve yerleşme bütünleri, F GRUBU olarak adlandırılır.

Yerleşme planının yapımında, yukarıda sıralanan alanlara ve nüfus projeksiyonlarına göre bulunan grupların, birbirinden farkh bulunması durumunda o yerleşme için hangi esasa göre belirlenen grup daha Üst grup ise, yerleşme o grupta sayılır.

Her ölçekteki ve türdeki planlar, belge uygulamasına tabidir. Bu çerçevede, ilave planlar, plan revizyonları ve değişiklikleri, eklenti veya yenileme kararı getirdikleri veya ilgili oldukları yürürlükteki planın alan veya nüfus esasına göre belirlenecek grubunda; mevzi imar planları ise, kendi alan veya nüfus büyüklüğü esasına göre tayin edilen grupta sayılır." hükmü yer almıştır.

Yukarıda anılan mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; geçerli yeterliğe sahip müellifçe hazırlanan imar planlarının belediye meclisinin onayıyla yürürlüğe gireceği, yine ilave imar planı, plan revizyonları ve değişikliklerinin de ilgili oldukları ve eklenti veya yenileme kararı getirdikleri yürürlükteki imar planının alan veya nüfus esasına göre belirlenecek grupta yeterlilik belgesine sahip müellifçe hazırlanması ve sonrasında hazırlanmış olan plan değişikliğinin belediye meclisince onaylanmasının zorunlu olduğu, imar planlarının ilgili idarece doğrudan yapılması durumunda da Plan Yapımını Yükümlenecek Müelliflerin Yeterliliği Hakkında Yönetmelikte öngörülen yeterliliği haiz en az bir kişinin bu işte istihdam edilmesi gerektiği, müellifin ise Kanun‘da tanımlanan her ölçekteki ve türdeki planların yapılmasını üstlenebilmek için gerekli olan ilgili yeterlilik grubuna uygun yeterlilik belgesine sahip gerçek kişiyi veya ilgili yeterlilik grubuna uygun yeterlilik belgesine sahip tüzel kişiliklerin hissedarları içinde hisseleri ortakların meslek grubuna göre dağılımında eşit veya daha fazla paya sahip gerçek kişiyi ifade edeceği açıktır.

Dosyanın incelenmesinden, Adana İli, Yumurtalık İlçesi sınırları içerisinde, yaklaşık 846 hektarlık bir alanın dava konusu İl Genel Meclisi‘nin 02.11.2009 tarih ve 171 sayılı kararı ile onanan 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği ile petrokimya ve rafineri sanayi entegre tesisi olarak planlanması üzerine, iptali istemiyle davacı oda tarafından görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmakta olup; yapılan çevre düzeni planı değişikliğinin yerinde olup olmadığının tespiti amacıyla Mahkememizin 18/03/2010 tarihli kararı uyarınca yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu resen seçilen bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda özetle, dava konusu çevre düzeni plan değişikliğinin; bölgesel gelişme dinamikleri, küresel ekonomik ilişki ağına katılım, enerji politikaları ve önemli bir liman merkezi potansiyeli kazanma fırsatları açısından, temel ilkeler bağlamında olumlu olduğu; ancak anılan çevre düzeni plan değişikliğinin etkileri açısından plan değişikliği kapsamında değil de plan revizyonu olarak bütüncül bir yaklaşımla ele alınması gerektiği, bu haliyle planlama ilkelerine uygun olmadığı yönünde görüş beyan edildiği görülmüş, anılan raporun taraflara tebliği üzerine davalı idarece, Adana İl Çevre Düzeni Planının 17.253 km2 lik bir alanı kapsadığı, plan değişikliğine konu alanın ise sadece 8 km2 lik bir alan olduğu ve bu alanın bulunduğu bölgenin bir enerji/sanayi bölgesi olduğu, bu haliyle de yapılan değişikliğin çevresiyle bütüncül, sektörel etkileşim, planlama sahası uyum ve devamlılığı ile sürekliliği açısından yerinde olduğu, planlamadaki ekonomik-ekolojik kullanım dengesinin ekolojik yönlerinin ÇED raporunda irdelendiği, alanın turizm bölgesi olmaktan 13/03/2008 tarih ve 26815 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Bakanlar Kurulu kararı ile dava konusu plan değişikliğinden önce çıkarıldığı, dolayısıyla yapılan planlamanın gerek lokal bir alana ilişkin olması, gerekse planın bütünlüğünü ve sürekliliğini etkilememesi, bilakis çevresiyle uyumlu bir kullanım kararı getirmesi nedeniyle plan değişikliği yöntemi ile yapılmasının yerinde olduğu belirtilerek itirazda bulunulması üzerine istenilen ek raporda da aynı görüşe yer verilerek yapılan değişikliğin, plan revizyonu şeklinde bütüncül bir yaklaşımla ele alınması gerektiği düşüncesiyle planlama tekniğine uygun olmadığı belirtilmiş, anılan raporun tebliği üzerine de davalı idarece aynı gerekçelerle itiraz edildiği anlaşılmıştır.

Olayda her ne kadar bilirkişi raporunda, dava konusu çevre düzeni plan değişikliğinin; bölgesel gelişme dinamikleri, küresel ekonomik ilişki ağına katılım, enerji politikaları ve önemli bir liman merkezi potansiyeli kazanma fırsatları açısından, temel ilkeler bağlamında olumlu olduğu; ancak anılan çevre düzeni plan değişikliğinin etkileri açısından plan değişikliği kapsamında değil de plan revizyonu olarak bütüncül bir yaklaşımla ele alınması gerektiği, bu haliyle planlama ilkelerine uygun olmadığı belirtilmiş ise de, davalı idarece verilen itiraz dilekçesinde ileri sürülen iddialar da dikkate alındığında, yapılan planlamanın gerek lokal bir alana ilişkin olması, gerekse planın bütünlüğünü ve sürekliliğini etkilememesi, bilakis çevresiyle uyumlu bir kullanım kararı getirmesi nedeniyle plan değişikliği yöntemi ile yapılmasının yerinde olduğu sonucuna ulaşılmakla birlikte; uyuşmazlık konusu çevre düzeni plan değişikliğinin yapımını Yükseliş İmar İnşaat Mühendislik Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile Bes-Em Mimarlık Mühendislik Müteahhitlik Müşavirlik Mümessillik Limited Şirketinin üstlendiği görülmüş; ara kararımıza cevaben gönderilen. bilgi ve belgelerden ise çcvre düzeni plan değişikliğinin yapımını üstlenen Yükseliş İmar İnşaat Mühendislik Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin 170 payının (% 85 hisseye) şehir plancısı E grubu karne sahibi (dolayısıyla iş bu plan için yeterliliğe haiz olmayan) Enver Yılmaz‘a ait olduğu, müellif olarak paftaları imzalayan şehir plancısı A grubu kame sahibi Derin Yarar‘ın ise 10 paya (%5 hisseye) sahip olduğu; Beş-Em Mimarlık Mühendislik Müteahhitlik Müşavirlik Mümessillik Limited Şirketinin %50 hissesine sahip şehir plancısı ortağı olan Mehmet Keskin‘in ise bu plan için yeterliliğe haiz olmayan D grubu karne sahibi olduğu anlaşılmıştır.

Bu durumda, yukarıda yer verilen Yönetmelik hükmünde belirtildiği üzere müellifin, Kanun‘da tanımlanan her ölçekteki ve türdeki planların yapılmasını üstlenebilmek için gerekli olan ilgili yeterlilik grubuna uygun yeterlilik belgesine sahip gerçek kişiyi veya ilgili yeterlilik grubuna uygun yeterlilik belgesine sahip tüzel kişiliklerin hissedarları içinde hisseleri ortakların meslek grubuna göre dağılımında eşit veya daha fazla paya sahip gerçek kişiyi ifade edeceği de dikkate alındığından; A grubu kame sahibi tarafından yapılması gerekli 1/100.000 ölçekli çevre düzeni plan değişikliğinin, A grubu kameye sahip olmasına karşın hissedarı olduğu tüzel kişilikte hisse itibariyle yeterli paya sahip olmayan müellif tarafından yapıldığı görülmekle, anılan plan değişikliğinin yeterliliğe sahip müelliflerce yapılmadığı, dolayısıyla uyuşmazlık konusu planda bu yönüyle mevzuata ve hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Açıklanan nedenlerle; hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin; uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden 2577 Sayılı Kanunun 27.maddesi uyarınca teminat alınmaksızın yürütülmesinin durdurulmasına, kararın tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde Bölge İdare Mahkemesi‘ne itiraz yolu açık olmak üzere 31/01/2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan Tülay BULGURCU

Üye Atılgan MUTLU

Üye Nurdan YALÇİN

Okunma Sayısı: 2026