`SOMALİ`DEKİ KITLIK DERS OLSUN` - DÜNYA

GENEL MERKEZ ( )
18.08.2011 (Son Güncelleme: 18.08.2011 16:48:00)

Somali`deki açlığın sadece kuraklıktan değil arazilerin yabancı şirketlere kiralanmış olmasından kaynaklandığı belirtiliyor. Gelişmekte olan ülkelerde arazi kapma yarışının hızlandığına dikkat çeken uzmanlar, Türkiye`deki tarım alanlarına artan yabancı ilgisine dikkat çekiyor.

 
Geçtiğimiz aylarda Suudi Arabistanlı bir şirketin Türkiye‘den yaklaşık 200 dönümlük bir arazi için Tarım Bakanlığından bilgi aldığını belirten Ziraat Mühendisleri Odası Eski Başkanı Gökhan Günaydın‘a göre bu yöndeki taleplerin artması Türkiye için büyük bir risk oluşturur.

Gamze ŞENER

İSTANBUL

Somali‘de son dönemde yaşanan açlığın nedeni olarak kuraklık gösteriliyor. Ancak uzmanlar Somali‘deki arazilerin yabancı şirketlere kiralanmış olmasının bugün gelinen noktada etkili olduğunu savunuyor. Ülkede bugün tarım yapmaya uygun arazi büyüklüğü 9.5 milyon hektar olsa da bu arazilerin sadece yüzde 2‘sinde tarım yapılıyor.

Somali‘de yaşananları "insan eliyle yaratılmış bir kriz" olarak değerlendiren Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Turhan Tuncer, Somali deneyiminin bir ülkenin gıda yardımı ve makro-ekonomik politikaların eşzamanlı uygulanmasıyla nasıl mahvedilebileceğini ortaya koyduğu görüşünde. Kuraklıklara rağmen Somali‘nin 1970‘lere kadar gıda üretimi bakımından kendine yettiğine dikkat çeken Turcer, hayvancılığın da 1983 yılına kadar ülkenin ihracatında önemli yer tuttuğunu hatırlatıyor. 1980‘lerin başındaki IMF müdahalesinin Somali‘nin tarım krizinin şiddetlenmesine neden olduğunu savunan Tuncer‘e göre, ABD hububatının hükümet tarafından teşvik edilmesi ve fiyatların düşürülmesinin yanı sıra tarımsal girdi fiyatlarının artması ülkedeki küçük çiftçilerin yok olmasına neden oldu.

Tuncer, kamuya ait çiftliklerin de Dünya Bankası‘nın kontrolünde kapatılması ya da özelleştirilmesinin ardından en verimli tarım arazilerinin çiftçi olmayanların eline geçtiğini kaydediyor. İyi sulanan arazilerde iç piyasa için gıda üretimi yerine, ihracata yönelik üretimin teşvik edildiğini belirten Tuncer, Batılı ülkelerin balıkçı gemilerinin de Somali karasularında yasadışı yöntemlerle 400 milyon dolarlık kaçak deniz ürünü avladığını hatırlatarak süreci şu sözlerle özetliyor: "12 milyon Somalili, Batılıların çıkardığı iç savaşın ve açlığın pençesinde kıvranıyor."

Türkiye de ilgi alanında

Yeni yayımlanan bir raporda Somali‘den Körfez ülkelerine gıda üretimi için arazi tahsis edildiği, ülkeye yatırım yapanlar arasında Hindistan, ABD ve Çinli şirketlerin yer aldığı kaydediliyor. Somali‘nin yanı sıra komşusu Etiyopya da tarım alanlarının onda birini, yani 3 milyon hektarını kiralamış ya da satmış durumda. Türk-Güney Afrika İş Konseyi Başkanı Tamer Taşlan, Afrika‘da verimli tarım arazilerde üretim yapan ülkelerin elde ettiği ürünleri kendi ülkelerine de götürdüklerini doğruluyor.

Tarım arazisi kampa yarışının Afrika ile sınırlı kalmadığını belirten tarım uzmanları, dikkatleri Türkiye‘deki tarım alanlarına artan yabana ilgisine çekiyor.

Geçtiğimiz aylarda Suudi Arabistanlı bir şirketin 200 dönümlük bir arazi için Tarım Bakanlığı‘ndan bilgi aldığını belirten Ziraat Mühendisleri Odası Eski Başkanı Gökhan Günaydın, "Bu talepler artarsa Türkiye için büyük risk oluşur. Buna yol açabilecek ciddi gelişmeler var" uyarısında bulunuyor. Grain adlı biyoçeşitlilik kuruluşunun Kasım 2009‘da yaptığı bir araştırmada da Türkiye‘nin 6 anlaşmayla bazı tarım topraklarını başka ülkelere sattığı ya da uzun vadeli olarak kiraladığı belirtiliyor. Grain‘in raporuna göre, Türkiye bu alanda Sudan, Pakistan, Filipinler ve Mısır‘dan sonra 5. sırada.

Türk-Bahreyn İş Konseyi Başkanı Osman Yıldırım Coşkun da Bahreyn‘in Türkiye‘de tarım arazisi baktığını hatırlatarak "Hatta Tarım Bakanlığı ve aracı kurumlarla ön protokol yapıldı ancak sonuç alınamadı. Onların istediği daha büyük bir alandı. Bahreynlilerin böyle bir niyeti hâlâ var. Bundan sonraki dönemde belki farklı çözümler bulunarak, engeller aşılacaktır. Sonuçta kiralayacakları için böyle bir durum bizde Somali örneğini yaşatmaz" değerlendirmesinde bulunuyor.

"Yabancılaşma uyarısı‘

Osman Yıldırım Coşkun‘un "farklı çözümler bulunarak, engeller aşılacaktır" sözlerinin karşılığı, bazı uzmanlara göre arazi toplulaştırma çalışmaları. Gökhan Günaydın, geçtiğimiz aylarda Tarım Bakam Mehdi Ekenin tarım arazilerinin bölünmesinin yasaklanacağına dair yaptığı açıklamayı şu sözlerle yorumluyor: ‘Türkiye‘de arazilerin parçalanmış olması yatırımcıların önündeki temel sorunlardan biri. Türkiye‘nin işletme başına arazi miktarı 5-6 parçalı olmak üzere 60 dönüm. Geniş parçalı arazi bulmak imkansız. Bunun hukuki ve teknik altyapısını çözüp de arazileri birleştiren bir çalışma yapıldığında arazinin yabancılaşması kolaylaşabilir."

ZMO Başkanı Turhan Tuncer ise, Bakan Eker`in arazi bütünleştirmeden kastının bu olmadığını, "arazilerin bütünleştirilmesi" olduğunu düşünüyor. Tuncer‘e göre Türkiye‘de tarıma yönelik yatırımların zaman geçirmeden artırılması gerekiyor.

Türkiye‘nin Arap ülkeleri için cazibe merkezi olduğunu doğrulayan Ziraatçılar Derneği Başkanı İbrahim Yetkin de sulanabilen arazileri artırmanın daha doğru olacağı görüşünde. Dünyadaki alt üst oluşun ihracatta büyük sorunlara neden olacağı uyarısında bulunan Yetkin, özellikle AB‘ye işlenmiş tarım ürünleri ihracatının daralacağı kaygısını paylaşıyor.

"Yabancı sermayenin değil kendi üreticilerimizin stratejik ürünlere yönlenerek dezavantajlı durumu avantaja çevirmeye ihtiyacımız var" diyen Yetkin, tarım arazileri için gelen şirketlerin üreticiye ya da yan sanayiye katkı sağlamayacağını ve ürettiklerini ülkesine götüreceğini savunuyor.

Türkiye‘de İsrail ve Arap ülkeleri başta olmak üzere pek çok ülkenin tarım alanları ile ilgilendiğine dair duyum alındığını belirten Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis tarım ve gıdanın günümüzün en stratejik sorunlarından biri haline geldiğini belirtiyor ve "Kendi toprağımda kendi tohumlarımı ekip biçmek istiyorum. GDO‘lu ürünlerle değil..." diyerek bir başka soruna dikkat çekiyor.

Sezon Pirinç Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Erdoğan ise yabancı firmaların tarımsal üretim için gelmesine kesinlikle karşı. Bu durumun evrensel anlamda büyük sorunlar yaratacağını düşünen Erdoğan için Türkiye‘nin en büyük problemi arazilerin parçalanmış olması. Türkiye‘ye girmek isteyen yabancı firmaların yeterli büyüklükte arazi bulamadığı için gelmediğini belirten Erdoğan, "Biz bile Romanya‘ya yatırım yapmaya çalışıyoruz" sözleriyle de bir çelişkiye dikkat çekiyor.

Türkiye de Libya‘dan arazi istedi

Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Tayfun Özkaya da Türkiye‘nin toprak yarışını her iki yönüyle yaşadığını; Katar, Güney Kore ve Suudi Arabistan Türkiye‘den toprak isterken, Türk iş adamlarının da Libya‘da benzer bir arayış içinde olduğunu belirtiyor. Gıda fiyatlarındaki hızlı yükselişin arazi arayışlarını artırdığını belirten Özkaya, önemli bir tehlikeye de dikkat çekiyor: "Bu arazileri ele geçiren şirketler ürünü, toprağı, doğayı kirleten, insanları işsiz bırakan endüstriyel tarım yöntemlerini kullanacaklar. Bu soygundan en çok zarar görecek ülkelerden biri de Sudan‘dır. Sudan‘da insanlar açlıktan ölürken arazilerini başka ülke ve şirketlere vermeye teşvik edilmektedir."

Okunma Sayısı: 1074