TEKİRDAĞ İL ÇEVRE DÜZENİ PLANININ İPTALİ VE YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASI İÇİN DAVA AÇTIK

GENEL MERKEZ ( )
05.12.2011 (Son Güncelleme: 05.12.2011 11:16:59)

 

Yürütmenin Durdurulması ve Duruşma Taleplidir

 

TEKİRDAĞ İDARE MAHKEMESİNE

Gönderilmek Üzere

ANKARA İDARE MAHKEMESİNE

 

 

DAVACI                    : TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası

                                     Karanfil Sk.No:28 Kızılay/ANKARA

VEKİLİ                       : Av.Zühal DÖNMEZ-41998670172

                             Bestekar Sk. No: 49/5 K.Dere/ANKARA

DAVALI                     : 1-Tekirdağ Valiliği -TEKİRDAĞ

  2- Tekirdağ Belediye Başkanlığı

 Mimar Sinan Cad. No:50 59030 TEKİRDAĞ

KONU                                    : Tekirdağ Belediye Meclisinin 19.08.2011 tarih ve 308 sayılı kararıyla kabul edilmiş olup, Tekirdağ Valiliğince 22.08.2011 tarihinde onaylanarak yürürlüğe giren 1/25.000 ölçekli Tekirdağ İl Çevre Düzeni planının yürütülmesinin durdurulması ve İptali talepleridir.

OLAYLAR                 : 5302 Sayılı İl Özel İdaresi Kanununun 6.maddesi uyarınca hazırlanan Tekirdağ 1/25000 ölçekli İl Çevre Düzeni Planı, Tekirdağ İl Genel Meclisinin 05/08/2011 tarih 125 sayılı kararı ve Tekirdağ Belediye Meclisinin 19/08/2011 tarih 308 sayılı kararı ile kabul edilmiştir. Plan, Tekirdağ Valiliğince 22/08/2011 tarihinde onaylanarak yürürlüğe girmiş ve 23/08/2011 tarihinden itibaren askıya çıkmıştır. Askı aşamasında müvekkil ODA tarafından plana itiraz edilmiş, ancak, itirazlar dikkate alınmayarak Plan kesinleşerek yürürlüğe girmiştir.

Dolayısıyla, 20/09/2011 tarihli itiraza 60 gün içinde (yani 19/11/2011 tarihine kadar) cevap verilmeyerek zımnen reddedilmiştir. Dava açma süresi içinde olmamız nedeniyle iş bu davayı açmış bulunmaktayız.

İPTAL NEDENLERİ              : 1) Dava konusu Plan, dayandığı Hukuk Kurallarına Aykırıdır. 3194 sayılı İmar Kanununda Çevre düzeni planı; Ülke ve bölge plan kararlarına uygun olarak konut, sanayi, tarım, turizm, ulaşım gibi yerleşme ve arazi kullanılması kararlarını belirleyen plandır. Şeklinde tanımlanmıştır. Çevre Düzeni Planı; konut, sanayi, tarım, turizm, ulaşım gibi sektörler ile kentsel-kırsal yapı ve gelişme ile doğal ve kültürel değerler arasında koruma-kullanma dengesini sağlayan ve arazi kullanılması kararlarını belirleyen, yönetsel mekansal ve işlevsel bütünlük gösteren sınırlar içinde, varsa bölge planı kararlarına uygun olarak yapılan, idareler arası koordinasyon esaslarını belirleyen, 1/25.000, 1/50.000, 1/100.000 veya 1/200.000 ölçekte hazırlanan plan notları ve raporuyla bir bütün olan plandır. Yani, çevrenin korunması esas alınarak, karar ve hükümleriyle alt ölçekli planları yönlendirecek nitelikte hazırlanması gerektiğini öngördüğü açıktır.

2) Dava konusu Planın uygun olması gereken 1/100000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Revizyon ÇDP`na karşı müvekkil ODA tarafından açılan davada Danıştay 6.Dairesinin E.2010/1051 sayılı dosyasında keşif yapılmış ve düzenlenen bilirkişi raporu ile, planın uygun olmadığı kanaatine varılmıştır. Bu nedenle bu plana uygun olarak hazırlanması gereken dava konusu 1/25000 ölçekli plan da uygun olmayacaktır.

3) Bu plan çalışması, 2023 yılı hedef alınarak gerçekleştirilmiştir. 2023 yılında Türkiye`nin AB üyeliğinin onaylanarak AB üyesi bir ülke statüsüne geçmiş olacağı varsayılmaktadır. Bu bağlamda, Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası 1/100000 Ölçekli Revizyon Çevre Düzeni Planı vizyon, strateji ve hedefleri; AB`ye uyum kriterleri de dikkate alınarak geliştirilmiştir. Ayrıca, Trakya`nın Avrupa ile Türkiye arasında önemli bir bağlantı rolü üstleneceği varsayılarak bu bölgeye özel işlevler verilmiş ve bununla uyumlu kararlar üretilmiştir.

Ancak; AB`nin aldığı kararlara ve uyguladığı yasalara uyum sağlamak;  "Topluluğun tarım, iletişim ve bilgi teknolojileri, çevre, ulaşım, enerji,taşımacılık, tüketici hakları, adalet ve içişleri, işgücü ve sosyal haklar, eğitim ve gençlik, vergilendirme, istatistik, bölgesel politikalar, genel dış ve güvenlik politikası gibi alanlardaki her türlü düzenlemesine uyum sağlanması…``gerekirken, planlama yaklaşımı ile mevcut haliyle bölgeye ilave olarak yüklenilmiş özel işlevler, bölgenin mevcut olan yaşamsal değerlerini tehdit etmektedir. Bu sebeple yaşanacak olan tahribatların, uyum kriterlerine aykırı olacağından üyelik sürecini olumsuz yönde etkileyeceği kaçınılmazdır. Bu plan ve plan hükümlerinin fiziki çevre koşulları da göz önüne alındığında yaratacağı tahribatın, AB çevre mevzuatıyla ne derece uyumlu kalabileceği de ayrı bir unsurdur.

Planlama yaklaşımında, yaşanabilir ve sürdürülebilir bir çevre koşulunun net olarak ifadesi ve plan kararlarının buna aykırılık içermemesi gereklidir. Anılan plan İstanbul`un desantralizasyon ile 5-10 yıl daha kazanabilmesi uğruna Trakya`nın yaşanabilir ve sürdürülebilir bir çevre koşulunu tehdit etmektedir. İstanbul`un kurtulmak istediği "aşırı ve düşük nitelikli (niteliksiz) yağılmaların``İlimize getireceği olumsuzluklar karşısında Planda alınması gerekli önlemler yetersizdir. (İstanbul Çevre Düzeni Plan Genel Yaklaşımı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı/ibb.gov.tr.de şöyle ifade edilmiştir: İstanbul`un Marmara Bölgesi ile mekansal iş bölümüne gitmesi gerekmekte olup, yeni ekonomik ve stratejik hedefleri için gerekli olmayan fonksiyonlarını bölgeye desantralize etmesiyle İstanbul`a yönelik göç hareketleri kısmen önlenebilecektir. Ülkenin en büyük metropolünün planlanması ülke ve bölge planlama yaklaşımlarından bağımsız düşünülememektedir. Öylesine bir stratejik yaklaşım hem İstanbul`un aşırı ve düşük nitelikli (niteliksiz) yığılmalardan kaynaklanan sorunlarının ve giderek artan kentsel hizmet maliyetlerinin metropoliten düzeyde çözümlenmesi, hem de İstanbul`un bölgeler arası gelişmişlik farklılıklarının ülkesel düzeyde dengelenmesine katkıda bulunması için de gereklidir. Görüldüğü gibi İstanbul`u kurtaralım derken Tekirdağ feda edilmektedir.

4) TRAKAB bünyesinde 2004 planlarında belirtildiği üzere kurulan su kaynakları ve su havzaları yönetim birimine, bölge üniversiteleri ve ilgili meslek odalarının da katılımı sağlanmalıdır. Trakya bütününde su kaynakları ve su havzalarına yönelik tüm tehditlere karşı ilgili birimler en etkin şekilde mücadele verilmelidir. Atık kontrolu konusunda maksimum çaba sarfedilmeli ve ilgili tüm birimleri bu konuda yönlendirmelidir. Yüzey sularının kazanımına yönelik 1(BİR) yıl içerinde bir master plan yapılmalı ve bu sürenin sonunda hemen hayata geçirilmelidir.Su kaynaklarının sanayi kuruluşları tarafından kaçak ve bedelsiz olarak kullanımı engellenmeli,su kaynaklarının kullanımı kontrol altına alınarak ücretlendirilmelidir. Unutulmamalıdır ki bedeli ödenmeksizin kullanılan her şey değersizdir. Su ise değerdir. Doğal ve sürdürülebilir yaşamın su olmaksızın devamı mümkün devamı mümkün değildir. Buradan sağlanacak kaynak ile bölgede bir gölet ve baraj seferberliği başlatılmalıdır.

5) Planda, 3.3.2.3 nolu plan hükmünün (h) fıkrası gereğince mevzuata aykırı yapılaşmış sanayi tesislerinin bulundukları yerde yasallaştırılmalarına karşılık olarak sanayiden tarıma dönüştürüleceği, bu alanları sanayi fonksiyonundan tarım alanına dönüştüren alt ölçekli plan revizyonlarının ilgili idaresince sonuçlandırılmadan, mevzuata aykırı yapılaşmış sanayi tesislerinin 3.3.2.3 nolu plan hükmünün (h) fıkrasından yararlanamayacakları, takas çerçevesindeki tüm işlemlerin en geç 3 sene içinde gerçekleştirileceği, yer almaktadır. Bu maddeler İmar Mevzuatına aykırı olup İmar Affı getirmektedir.

6)  Ekoloji-ekonomi dengesi gözetilerek ekonomide yeniden yapılanmanın sağlanması ve uluslar arası rekabet üstünlüğü taşıyan veya taşıyabilecek sektörlerin desteklenmesi, Planda, Ekoloji-ekonomi dengesi ekonomi ve rant lehine kurulmuştur. Tarım, rekabet üstünlüğü taşıyamadığından kaderine terk edilmiştir. Dünyamızda yaşanan ekolojik çöküntüler sayesinde çok yakın bir gelecekte tarım hayati bir önem kazanacaktır. Gelişmiş ülkelerin, özellikle 3.dünya ülkelerinde yapmakta oldukları tarım yatırımlarını izlerken ülkemiz tarım politikalarının revize edilmesi de bu paralelde kaçınılmazdır.

7) Plan kararlarının, deprem başta olmak üzere doğal ve teknolojik afet riskleri dikkate alınarak üretilmesi gerekir. İzmit Körfezi örneğinden gerekli ders alınmamış olmalı ki 1 ve 2.derece deprem kuşağında yer alan bölgelere yoğun sanayi ve beraberinde gelecek olan nüfus yığılmaları, bu alanlarla iç içe büyük tehlike arz edecek olan gaz depolama alanlarından bahsedilebilmektedir.

Lojistik hizmetlerde alan belirlenmesinde, taşkın alan ve nitelikli tarım alanları yerine, ihtiyaç fazlası sanayi alanları, üretimin yoğun olduğu planlı sanayi alanlarındaki yapılaşmamış alanlar seçilmelidir.

8) Çorlu`da üst plana aykırı olarak il ihtiyacının çok üzerinde, uluslararası kapasitede Tekirdağ-Çorlu karayolu aksı üzerinde katı atık bertaraf tesisi planlanmıştır. Kapasite ve yer seçiminin bilimsel kriterlere göre tekrar değerlendirilmesi gereklidir. Bu tesisin kurulacağı alanda bulunan tarım topraklarının tarım dışına çıkarılmasına ilişkin Toprak Koruma Kurulu Kararı Tarım Bakanlığınca Onanmak üzeredir. Bu kararın iptali için de dava açılacaktır. Çorlu Belediye Başkanlığına verilen ekli görüşten de görüleceği gibi, çevre ve insan sağlığına olumsuz etkileri çok fazladır.

9) Şarköy/Kızılcaterzi köyünde termik santral planlama ve yapım çalışmaları, ağaç kesimleri, liman fizibilite çalışmaları üst plana aykırı olarak devam etmektedir. Oysa anılan bölge zeytin, bağcılık, hayvancılık ve turizm alanı olarak belirlenmiş olup tarımsal teşvikler içermektedir. Anılan çalışmalar plan ve mevzuat hükümlerine göre değerlendirilmelidir.

Malkara`da üst plana aykırı olarak termik santral planlama çalışmaları yapılmaktadır. Anılan çalışmalar plan ve mevzuat hükümlerine göre değerlendirilmelidir.

10) Üst plana aykırı olarak, Tekirdağ Merkez ilçe eski mezarlık alanı planda yeşil alan olarak belirlenmiş, dumansız sanayinin batısında kalan kent parkı ise mezarlık alanı olarak belirlenmiştir. Park olarak belirlenmiş olan eski mezarlık alanının mezarlık alanı olarak, mezarlık alanı olarak belirlenmiş olan kent parkının ise park alanı olarak üst plana uygun hale getirilmelidir.

11) Dava konusu plan değişikliği ile tarım dışı kullanıma açılan tarım arazileri için, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda öngörülen izinler alınmamıştır. Toprak Koruma Kurul kararı ve kamu yararı kararı bulunmamaktadır. 5403 sayılı Kanunun tarım arazilerinin amaç dışı kullanımını düzenleyen 5403 Sayılı Kanunun 13.maddesinde, mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile sulu tarım arazilerinin tarımsal üretim amacı dışında kullanılamayacağı belirtilmiştir. Ancak, alternatif alan bulunmaması ve Kurulun uygun görmesi şartıyla; savunmaya yönelik stratejik ihtiyaçlar, doğal afet sonrası ortaya çıkan geçici yerleşim yeri ihtiyacı, petrol ve doğal gaz arama ve işletme faaliyetleri, ilgili bakanlık tarafından kamu yararı kararı alınmış madencilik faaliyetleri, bakanlıklarca kamu yararı kararı alınmış plân ve yatırımlar için bu arazilerin amaç dışı kullanım taleplerine, toprak koruma projelerine uyulması kaydı ile Bakanlık tarafından izin verilebilir.

12) Müvekkil Oda, kaynağını Anayasadan alan kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olup, üyelerinin tüm toplumsal, ekonomik ve mesleki sorunları ile doğrudan ilgilenmekle yükümlüdür. Ayrıca ülkemizin tarımsal kaynaklarının, topraklarının korunması için gereken her türlü girişimde bulunmakla yükümlüdür.

7472 Sayılı Ziraat Yüksek Mühendisliği Hakkında Kanun, Ziraat Yüksek Mühendislerinin toprak muhafazasına ilişkin hizmet ve faaliyetlerde bulunmaya yetkili olduklarını düzenlemiştir. Ziraat Mühendislerinin Görev Ve Yetkilerine İlişkin Tüzükte, toprak ve su muhafazasının toprak bilimi alanında öğrenim görmüş ziraat mühendisleri tarafından yapılacağı, hükmü yer almaktadır. 06.04.2005 Tarih, 25778 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Ziraat Mühendisleri Odası Ana Yönetmeliğinin 6.maddesine göre de; Ülke tarımı ve tarımsal üretim kaynaklarının korunması, geliştirilmesi, işletilmesi ve verimli kılınması, kırsal nüfusun toplumsal ve ekonomik kalkınmasının sağlanması, kırsal ve tarımsal gelişime yönelik strateji, politika, program ve proje oluşturulması çalışmalarına katkıda bulunmak amacıyla her türlü girişim ve etkinlikte bulunmak, Odanın amaç ve görevleri arasında  sayılmıştır. Bu bağlamda müvekkil ODA tarım topraklarının kaybına neden olacak her türlü düzenlemenin karşısındadır.

13) İptale konu plan ile birlikte, tarım arazilerinin tarım dışı kullanıma açılması sonucu telafisi imkansız zararların ortaya çıkacağı muhakkaktır, bu nedenle Yürütmenin Durdurulmasına karar verilmesini talep etmekteyiz.

HUKUKİ NEDENLER          : Anayasa, İYUK, 7472 Sayılı Kanun, 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu, 3194 sayılı İmar Kanunu, Ziraat Mühendislerinin Görev   ve Yetkilerine İlişkin Tüzük, Yönetmelikler, İlgili tüm  mevzuat.

DELİLLER                             : Plan kararları, itiraz dilekçeleri, D.6.D. E.2010/1051 s.dosyada alınan Bilirkişi Raporu, keşif, vb.yasal tüm delil.

SONUÇ VE SİSTEM             :Yukarıda açıklanan nedenlerle; Tekirdağ Belediye Meclisinin 19.08.2011 tarih ve 308 sayılı kararıyla kabul edilmiş olup, Tekirdağ Valiliğince 22.08.2011 tarihinde onaylanarak yürürlüğe giren 1/25.000 ölçekli Tekirdağ İl Çevre Düzeni planının öncelikle Yürütülmesinin Durdurulmasına ve İptaline; yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini saygı ile arz ve talep ederim.

 

Av.Zühal DÖNMEZ

Davacı Vekili

EKİ: Vekaletname

1-İtiraz dilekçeleri

2-Katı Atık görüş

Okunma Sayısı: 2020