TMMOB ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI`NIN YAŞ MEYVE VE SEBZELERDE PESTİSİT KALINTISI İLE İLGİLİ GÖRÜŞÜ

GENEL MERKEZ ( )
03.04.2012 (Son Güncelleme: 15.06.2012 16:05:28)

TMMOB ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI‘NIN YAŞ MEYVE VE SEBZELERDE PESTİSİT KALINTISI İLE İLGİLİ GÖRÜŞÜ

Greenpeace Örgütü Almanya temsilciliği tarafından 26 Mart 2012 tarihinde, açıklanan Pestisitsiz Gıda: Meyve ve Sebze İçin Alışveriş Rehberi raporu (Food Without Pesticides: Shopping Guide for Fruits and Vegetables), Türkiye‘den Almanya‘ya ihraç edilen üzüm, armut ve dolmalık biberde yüksek oranda pestisit kalıntısı (kimyasal ilaç) bulunduğu haberlerinin kamuoyu gündemine girmesine yol açtı.

Medyada yer bulan haberler, raporun sadece Türk menşeli ürünlerle ilgili olduğu gibi bir intiba yaratmış olmakla birlikte, rapor 2009-2010 yıllarında Almanya‘da satışa sunulan, 80 farklı ülkeye ait, 40 sebze, 38 meyve ile ilgili 22 bin örneğinin Greenpeace tarafından alınarak, Almanya Gıda Kontrol Otoritesi tarafından yaptırılan analizlerinden edinilmiş bilgileri içermektedir.           

Rapor içeriği  

Raporda özetle aşağıdaki bilgiler yer almaktadır

•·        Geleneksel olarak üretimi yapılan taze meyvelerin % 80‘inde, sebzelerin % 55‘inde pestisit kalıntısı bulunduğu,

•·        Analizler sonunda 351 adet farklı aktif pestisit kalıntısına rastlandığı, en sık rastlanılanların mantarlara karşı kullanılan boscalid ve cypronidil olduğu,

•·        Türkiye‘den gönderilen dolmalık biber, armut ve sofralık üzüm ile Almanya‘da üretilen sofralık üzüm ve İtalya‘dan gönderilen marulların sağlık açısından risk oluşturduğu,

•·        Hindistan‘dan gelen ürünlerden alınan örneklerin yüzde 40‘ından fazlasında MRL (Maksimum Rezüdü Limiti) sınırlarının aşıldığı; bu oranın Tayland için yüzde 30‘dan fazla olduğu ve Mısır, ABD, Kenya ve Dominik Cumhuriyeti için yüzde 12 ile 21 arasında bulunduğu ve AB‘de de yüzde 2‘nin altında bulunduğu,

•·        Türkiye‘den gelen sofralık üzümlerde 12 numunede ortalama 9 farklı aktif madde ve bir numunede de 24 aktif madde kullanıldığı, Belçika‘dan gönderilen çileklerde 7, marullarda 6 aktif maddeye rastlanıldığı, 

•·        Carbendazim aktif maddesinin 45 ülkede 68 üründe kullanıldığı,

•·        Karışımlı aktif maddelerin sofralık üzümlerde daha çok kullanıldığı,

•·        Almanya‘da üretilen frenk üzümlerinden alınan örneklerde rastlanılan 17,  Türkiye‘den gönderilen sofralık üzümlerde rastlanılan 24 farklı pestisit kalıntısının bu konudaki en uç örnekleri gösterdiği,

•·        Test edilen ürünlerin % 61.1‘nin kirli ürün olduğu ve dağılımının da; % 35,5‘inin Almanya‘dan, %13,6‘sının İspanya‘dan ve % 9,1‘nin de İtalya‘dan gelen ürünler olduğu,

Hangi Ürünlerimiz risk taşıyor?   

Analiz edilen ürünler içerdikleri pestisit miktarına göre güvenilir, tavsiye edilmez ve tüketilmelerinin ciddi sağlık riskleri oluşturabileceği ürünler olarak sınıflamaya tabi tutulmuş. Ülkemizden gönderilen kayısı, incir, nar, kiraz, patlıcan ve domatesler tavsiye edilmezler grubunda yer alırken armut, greyfurt, sofralık üzüm, dolmalık biber ve dolmalık kabak ise tüketiminin ciddi sağlık riskleri oluşturabileceği ürünler içinde sayılmıştır.

Ülkemizden gönderilen ürünlerin durumuna ilişkin değerlendirme yapabilmek için, diğer ülkelerden gönderilen ürünler ile birlikte ele alınması gerekmektedir. Çünkü Türkiye‘den gönderilmiş ciddi sağlık riskleri oluşturabileceği belirtilen yaş meyve ve sebzelerin, başka ülkelerden de gönderildiği ve pestisit kalıntısı olduğu görülmektedir.(Çizelge-1)

Çizelge-1 Riskli Ürünlerimiz ve Aynı Ürünleri Pestisit Kalıntısı veya Risk Taşıyan Ülkeler*

Ürünler

Ürününde pestisit kalıntısı bulunan ülkeler

Ürünleri ciddi sağlık riskleri oluşturabilecek ülkeler

Armut

Arjantin, Belçika, Almanya, Fransa, Hollanda, İspanya

Şili, İtalya, Güney Afrika, TÜRKİYE

Greyfurt

Meksika, ABD

İsrail, İspanya, Güney Afrika, TÜRKİYE

Sofralık Üzüm

Mısır, Arjantin, Brezilya, Yunanistan, İtalya, İspanya, Namibya, Güney Afrika

Şili, Almanya, Hindistan, TÜRKİYE

Dolmalık Biber

Yunanistan, Fas, Hollanda, İspanya

TÜRKİYE

Dolmalık Kabak

İspanya

TÜRKİYE

*Raporda yer alan bilgiler kullanılarak hazırlanmıştır.

Aynı şekilde Türkiye‘den gönderilen kayısı ve domateslerde pestisit kalıntısı olduğu belirtilirken, Yunanistan‘dan gönderilen kayısıların ve Fas‘tan gönderilen domateslerin de ciddi sağlık riskleri oluşturabileceği görülmektedir. (Çizelge-2)

Çizelge-2 Pestisit Kalıntısı Bulunan Ürünlerimiz ve Aynı Ürünleri Pestisit Kalıntısı veya Risk Taşıyan Ülkeler*

Ürünler

Ürününde pestisit kalıntısı bulunan ülkeler

Ürünleri ciddi sağlık riskleri oluşturabilecek ülkeler

Kayısı

Almanya, Fransa, İtalya, İspanya, TÜRKİYE,  Macaristan

Yunanistan

İncir

TÜRKİYE

 

Nar

TÜRKİYE

 

Kiraz

Şili, Almanya, Fransa, İtalya, Yunanistan, İspanya, TÜRKİYE

 

Patlıcan

Hollanda, İspanya, Tayland, TÜRKİYE

 

Domates

Fransa, Belçika, İsrail, İtalya, Hollanda, İspanya, TÜRKİYE

Fas

*Raporda yer alan bilgiler kullanılarak hazırlanmıştır.

Rapora konu edilmiş yaş meyve ve sebzelerle ilgili ülkelerin genel durumu

Rapor 40 sebze, 38 yaş meyve ile ilgili ülkeler bazında elde edilen bilgileri içermektedir. Raporda yer alan bilgiler kullanılarak hazırlanan Çizelge-3‘de, ülkeler ve tüketilmelerinin ciddi sağlık riskleri oluşturacağı belirtilen ürünler görülmektedir.

Çizelge-3 Ülkeler riskli ürünleri

Ülkeler

Meyve

Sebze

İspanya

Portakal, Mandalina, Greyfurt, Portakal,

 Clementine portakal

Havuç

Türkiye

Greyfurt, Sofralık Üzüm, Armut

Dolmalık biber, Dolmalık kabak

Tayland

Mango

Taze fasulye, Fesleğen, Biber

Güney Afrika

Portakal, Greyfurt, Armut

 

Şili

Nektarin, Sofralık Üzüm, Armut

 

Brezilya

Lime, Papayas

 

Hindistan

Sofralık Üzüm

Bamya

İtalya

Clementine portakal, Armut

 

Yunanistan

Portakal, Kayısı

 


Almanya

Sofralık Üzüm

 

Arjantin,

Portakal

 

Avusturya

Elma

 

Dominik Cum.

 

Taze fasulye

Ekvator

Muz

 

Fas

 

Domates

Fransa

 

Patates

Gana

Ananas

 

İsrail,

 

 

Kolombiya

Muz

 

Kostarika,

Muz

 

Panama

Muz

 

Vietnam

Pitayas

 

Yaş Meyve ve Sebze Üretimi ve İhracat Miktarı   

Raporun ihracat açısından öneminin anlaşılabilmesi için yıllık yaş meyve ve sebze üretimi ile ihracat miktarının göz önüne alınması gerekmektedir. Türkiye‘nin yaş meyve ve sebze üretimi içinde sebzeler daha önemli bir paya sahiptir. 2010 yılında 42,6 milyon ton, 2011 yılında 44,7 milyon ton yaş meyve ve sebze üretimi gerçekleşmiştir. 2011 yılında yaş meyve ve sebze üretiminin % 7.2‘si ihraç edilmiştir.

Çizelge-4 Yaş Sebze Meyve Üretimi ve İhracatı

 

Üretim (Milyon ton)

İhracat

İhracat /Üretim

%

Yıllar

Sebze

Meyve

Toplam

Miktar

Değer ($)

2010

26,0

16,6

42,6

2,9

2,2

6,8

2011

27,5

17,2

44,7

3,2

2,3

7,2

        

Kaynak: TUİK ve Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği verileri

Türkiye‘den en fazla ihraç edilen ürün domates olup, ilk yedi ürün ihracatının %70‘inden fazlasını oluşturmaktadır.

Çizelge-5 Yaş Meyve ve Sebze İhracatı

 

2010

2011

 

MİKTAR (Bin Ton)

%

DEĞER

(Milyon $)

%

MİKTAR

(KG)

%

DEĞER

(Milyon $)

%

Domates

575

19,9

483

22,2

581

18,1

440.

18,9

Limon

423

14,6

311

14,3

488

15,2

356

15,3

Mandarin

417

14,4

282

13,0

475

14,8

343

14,7

Portakal

220

7,6

151

7,0

357

11,1

261

11,2

Üzüm

238

8,2

206

9,5

240

7,5

178

7,6

Kiraz.vişne

65

2,3

150

7,0

47

1,5

134

5,7

Greyfurt

155

5,3

101

4,6

159

4,9

111

4,8

Diğer türler

803

27,7

486

22,4

861

26,9

507

21,8

Kaynak: Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği verilerinden yararlanılmıştır  

En fazla ihracat yapılan ülkelere bakıldığında Rusya ve Irak‘ın ilk sırada olduğu, ihracatın yaklaşık % 70‘inin 6 ülkeye yapıldığı görülmektedir.

Çizelge-6 En Fazla Yaş Meyve ve Sebze İhracatı Yaptığımız Ülkeler

 

2010

2011

 

MİKTAR

(Bin ton)

%

DEĞER

(Milyon $)

%

MİKTAR

(Bin ton)

%

DEĞER

(Milyon $)

%

Rusya

989

34,1

788

36,3

1.129

35,2

838

36,0

Irak

360

12,4

154

7,1

498

15,5

265

11,4

Almanya

151

5,2

203

9,4

133

4,2

198

8,5

Ukrayna

255

8,8

166

7,7

285

8,9

188

8,1

Bulgaristan

210

7,3

167

7,7

160

5,0

116

5,0

Suudi Arabistan

150

5,2

97

4,5

174

5,4

111

4,8

Romanya

189

6,5

125

5,7

156

4,9

105

4,5

Diğer Ülkeler

592

20,5

469

21,6

672

20,9

2.328

21,7

 

 

 

 

 

 

 

 

Kaynak; Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği verilerinden yararlanılmıştır

 

Pestisit kalıntısı nasıl oluşmaktadır?

Kalıntı sorunu, büyük ölçüde ilacın etiket bilgilerine uyulmaması sonucu ortaya çıkmaktadır. İlaçların etiketine uyulmayıp, yüksek dozda kullanıldığında kalıntı sorunu oluşmaktadır.

Ayrıca, bir üründe tavsiyesi olan bir ilacın, tavsiyesi olmayan farklı bir üründe kullanılması halinde yine kalıntı ile ilgili sorun yaşanmaktadır.

Öte yandan AB‘de yasak olup, Türkiye‘de yasak olmayan aktif maddelerin kullanımı kalıntı ile ilgili yaşanan sorunların nedenlerinden biridir.

İlaç içerisindeki kalitesiz aktif madde ve solventlerin olması da, toksikolojik ve ekotoksikolojik yönden risk oluşturabilir.

Üründe kalıntı olmaması için,

1-Üreticilerinin eğitimi,

2-Tavsiyeye uygun doz kullanımı,

3-Tavsiye alan üründe kullanılması,

4-Etiketine uygun olarak ilaçlamaların belirtilen zamanda yapılması,

5-Bakanlık denetimlerinin sıklaştırılması ve gerektiğinde ceza uygulamasına gidilmesi

6-İyi Tarım Uygulamalarının (GAP: Good Agricultural Practices) yaygınlaştırılması, dolayısıyla tarımda izlenebilirlik ve sürdürülebilirliğin yanında gıda güvenliğinin sağlanması,

7-İhracatçıların, üreticiler ile sözleşmeli tarım yoluna giderek, ihracat edecekleri ülkelere uygun ilaç ve doz kullanımını teşvik etmeleri,

8- Ziraat Mühendislerinin alandaki sorumluluklarının artırılması,

9- Üretimden pazarlama aşamasına kadar geçen süreçte kullanılan bitki koruma ürününün zirai mücadele teknik talimatları ve diğer kimyasalların teknik tavsiyelerine uygun ve kontrollü olarak yapılması, tüketici sağlığı ve çevrenin korunması ile üründe izlenebilirliğinin sağlanmasına yönelik denetimler ile Türk Gıda Kodeksi ve kalıntı değerlerine uygun bitkisel ürün arzının sağlanması gerekmektedir.

Yaş meyve ve sebze ile ilgili kalıntı sorunun giderilmesine yönelik gelişmeler

Özellikle Rusya‘ya yapılan ihracatta geçmiş yıllarda yaşanan bu tip sorunlar, Bakanlığı bu konuda daha ciddi uygulamalar yapmak zorunda bırakmıştır. Bu uygulamaların sonuçları da kısa sürede görülmüştür. Avrupa Birliği (AB), 25 Ocak 2010 tarihinde Türkiye‘den ihraç edilecek domates, biber, armut ve kabakta yüzde 10 analiz şartı aramaya başlanmışken, bu şartı armut ve kabakta Mayıs 2011 tarihinde kaldırmıştır. Yine olumlu bir gelişme olarak, Rusya‘nın narenciye üzerindeki ambargosu kalkmıştır.

AB‘de yasak olan aktif maddelerin gecikmeli de olsa Türkiye‘de de yasaklanmış olması, bu alandaki olumlu gelişmelere katkı yapan bir karar olmuştur.

Bilindiği gibi Türkiyede ruhsatlı olan bir aktif madde eğer Avrupa Birliğinde ruhsatlı değilse o zaman o üründe MRL (Maksimum kalıntı Limiti)‘sini 0,01 ppm.ölçüsüne tabi tutuyor.Yani neredeyse ilaçsız bir ürün olmasını istiyor.Bu durumu bilmeyen bazı  ihracaatçı firmalar kalıntı  sorunlarla karşılaşabiliyor.

Sonuç olarak

Greenpeace tarafından hazırlanan rapor 2009-2010 yıllarındaki ürünlere ait olmakla birlikte, kalıntı sorunu devam etmektedir. 1 Ocak- 31 Mart 2012 tarihleri arasında 1‘i limon, 5‘i domates, 25‘i biber olmak üzere 30 ürünümüz AB sınır kontrol noktalarından pestisit kalıntısı nedeni ile geri dönmüştür. (Bilgi için bakınız; https://webgate.ec.europa.eu/rasff-window/portal/)

Türkiye, AB‘den 2008 yılında 308, 2009 yılında 278 ve 2010 yılında 255 adet olumsuz bildirim almıştır. Bu verilere göre Türkiye, tarım ürünleri ihracatında uyarı alan ülkeler arasında Çin‘den sonra ikinci sırada yer almaktadır.

Geri dönen ürünlerin pestisit kalıntı düzeyine baktığımızda, ülkemizde izin verilen limitlerin çok altında olduğu görülmektedir. Buna rağmen ürünlerin sınırdan geri çevrilmesinin nedeni, AB‘de kullanım izni olmayan (yasaklanmış) ilaçların kullanılmasıdır.

Avrupa Birliği Sağlık ve Tüketici Genel Müdürlüğü‘nün hazırladığı "Gıda ve Yem için Hızlı Uyarı Sistemi Yıllık Raporu 2010"da Formetanate tarım ilacı aktif maddesinin AB‘de bazı ürünlerde kullanılmasına karşın biberde kullanılmasının yasak olduğu, ancak Türkiye‘den gelen biberlerde bu maddenin tespit edildiği ve Procymidone aktif maddesinin AB‘de kullanımının yasak olmasına karşın Türkiye‘den gelen ürünlerde bu maddeye rastlandığı belirtilmektedir.

İhraç edilecek yaş meyve ve sebze için çeşitli aşamalarda analiz ve kontroller söz konusu iken, pestisit kalıntısı çıkıyor olması, üretiminin % 90‘dan fazlasının tüketildiği iç piyasa için gecikmeden çok sıkı önlemlerin alınması gerçeğini olanca açıklığı ile göstermektedir.

İhraç edilen yaş meyve ve sebze miktarı düşük olmasına, bu ürünlerle ilgili alıcı ülkelerin sıkı denetimleri bilinerek daha özenli davranılmasına karşın,  yine de ilaç kalıntısı bulunan ürünlere rastlanılması, bu konudaki endişeleri sadece ihracat açısından değil, iç tüketim açısından da artıran bir durumdur.

Çok basit önlemler alınmadığı için ürünlerimiz geri dönmekte, ülkemiz ve üreticimiz itibarını yitirmekte, halkımızın sağlığı riske edilmektedir.

 Türkiye sadece ihracatı değil, iç tüketimi de dikkate alarak üretilen ve tüketilen yaş meyve ve sebzenin tamamında zirai ilaç kalıntısı konusunda denetimlerini ve analizleri yapabilecek laboratuarlarını artırmak zorundadır. İç tüketime konu ürünlerle ilgili denetim ve analizler göstermelik değil, Avrupa Birliği ve Rusya‘nın gösterdiği titizlikle yapılmalı,  üreticileri bilgilendirmeye yönelik tarımsal yayım çalışmalarına önem verilmelidir.  

Kullanılan pestisitlerin niteliklerinin iyileştirilmesi, ruhsatlarının gözden geçirilmesinin yanı sıra kullanım ve hasat sırasında da kurallara uyulmasının sağlanması gereklidir. Bunun için üretimin her aşamasında ziraat mühendisleri ile üreticilerin bir araya gelmesini sağlayacak yapıların kurulması gerekir.

Ülkemizde hayata geçirilmeye çalışılan serbest tarım danışmanlığı üreticilerin örgütsüzlüğü ve yanlış destekleme politikaları nedeni ile yeterince etkin kılınamamıştır.

Gelişmiş ülkelerdeki modeller de dikkate alınarak ülkemizdeki üreticiler kooperatif, birlik, şirket benzeri örgütlü yapılar altında bir araya getirilerek bu örgütlenme bünyesinde yer alan danışman mühendisler aracılığı ile üretimde kullanılan pestisitler ve diğer tüm girdi kullanımı, hasada kadar her aşamada denetlenmelidir.

Gıda güvenliğinin sağlanabilmesi için tarımın gerçek anlamda desteklenmesi, çiftçilerin gelir seviyesinin mühendislik hizmeti alabilecek seviyeye yükseltilmesi, gıda denetimleri ve denetimci sayılarının artırılması, gıda işletmelerinde ziraat, gıda, kimya mühendislerinin istihdamının zorunlu hale getirilmesi, yaşanan olumsuzlukların giderilmesi için üreticiler başta olmak üzere konuyla ilgili ihracatçılar dahil tüm tarafların bilinçlendirilmesi gerekmektedir.

Kamuoyuna saygılarımızla duyurulur.

Okunma Sayısı: 13089
Fotoğraf Galerisi