HAS EKMEK İTHAL BUĞDAYDAN MI OLACAK? - SOL GAZETESİ

GENEL MERKEZ ( )
23.01.2013 (Son Güncelleme: 25.03.2013 15:39:53)

Türkiye kendine yetecek kadar buğday üretmesine rağmen, her yıl üretiminin dörtte biri kadar ithalat yapıyor. Yapılan ithalatın bahanesi olarak da buğdayın kalitesinin düşük olması gösteriliyor.

 

AKP hükümetinin buğday ithalatının gerekçesi olarak kullandığı kalite sorunu, uzmanlar tarafından ithalatı meşru hale getirmek için kullanılan bir aldatmaca olarak değerlendiriliyor.

Başbakan‘ın " beyaz ekmek sofradan kalkacak " sözleri buğday üreticilerini acı acı gülümsetti. Türkiye kendine yetecek kadar buğday üretmesine rağmen, her yıl üretiminin dörtte biri kadar da ithalat yapıyor. Gerekçe, üretilen buğdayın protein değerinin, yani kalitesinin düşük olması.

Erdoğan, geçen hafta "has samimi" buğday unundan yapılan ekmeğin üretimini artırma yönünde adımlar attıklarını açıkladı. "Beyaz ekmek" yani rafine edilmiş undan yapılan ekmek yerine tam buğday unundan yapılan ekmeğin beslenme açısından çok daha sağlıklı olduğu uzmanlar tarafından da sürekli hatırlatılan bir gerçek. Ancak bilinen bir başka gerçek, Türkiye‘de buğday kalitesinde büyük sorunlar olduğu gerekçesiyle buğday ithalatının hızlı bir artış gösterdiği. Sanayi cephesi başta olmak üzere buğday kullanıcıları Türkiye`de üretilen buğdayın protein miktarının ve kalitesinin düşük olduğunu söylüyor. AKP‘nin küçük üreticileri yalnız bırakan, devletin tarıma dönük desteğini iyice azaltan uygulamaları nedeniyle süne zararlısı başta olmak üzere zararlılarla mücadeledeki yetersizliğin buğday kalitesini bozduğu biliniyor. Süne zararlısı, henüz tarladayken buğdayın içinin boşalmasına neden oluyor.

Ancak uzmanlar, kalite sorununun abartılan düzeyde olmadığını, basit zirai ilaçlama yöntemleriyle çözülebilecek bu sorunun ithalat için bahane olarak kullanıldığını ileri sürüyor. SÜNE ZARARLISINA AKP EKLENİNCE...

Buğday üreticileri özellikle en fazla üretimin yapıldığı İç Anadolu Bölgesi‘nde havadan ilaçlama başta olmak üzere zararlılarla mücadelenin yetersiz kaldığını, AKP iktidarıyla birlikte devlet tarafından bu konularda verilen desteğin iyice azaldığını ifade ediyor. Sonuç: Buğdayın içi, daha beyaz una çevrilmeden büyük ölçüde boşalmış oluyor. Konuştuğumuz üreticiler, Başbakan tarafından yapılan açıklamanın, uzun yıllardır bilinen ve son 10 yılda iyice ağırlaşan bu sorunun üzerinden atlamak olduğunu söylüyor.

STANDART AKP ÇÖZÜMÜ: İTHALAT

Sorunun üzerinden atlama biçimi de AKP iktidarının tarım hayvancılık alanında artık klasikleştiği bilinen, son örneği samanda görülen ithalat oluyor. Un ve makarna üretimi için gerekli kaliteli buğday ihtiyacı, her yıl arttığı gözlenen ithalatla karşılanıyor. 2005 yılında 130 bin ton seviyelerinde olan ekmeklik buğday ithalatı, 2012 yılında 5 milyon tona yaklaşmış durumda, ithal edilen kaliteli buğday yerli buğdayla karıştırılarak gerekli protein değerleri tutturulmaya çalışılıyor. En azından tüketilen unun bir bölümü kaliteli diye düşünülebilir. Ne yazık ki öyle değil. İthal edilen buğdayın büyük bölümünün ihraç edilen un ve unlu gıdalarda kullanıldığı tahmin ediliyor. Başbakan‘ın açıklaması zararlılarla mücadele ve buğday kalitesinin artırılması konusunda bir hamleden ziyade ithalatın daha da artması olasılığına işaret ediyor.

ÜRETİCİ DE TÜKETİCİ DE UMURSANMIYOR

2012 yılında Türkiye‘de 22 milyon ton civarında buğday üretildi. Bu rakam toplam tarım mahsulleri üretiminin yüzde 21‘ini oluşturuyor. Buğday temel besin maddesi olarak taşıdığı önemin yanı sıra, Türkiye‘nin tarım nüfusu açısından da en temel ürün. Dört milyon civarında üretici, ülkenin ekim alanlarının yaklaşık yüzde 42‘sinde buğday yetiştiriyor. Girdi fiyatlarının yüksekliği, devlet desteğinin yetersizliği ve daha önemlisi küçük üreticilerin büyük spekülatörlerin insafına terk edilmiş olmaları nedeniyle Türkiye‘de buğday fiyatları, düşük kalitesine rağmen dünya fiyatlarının üzerinde seyrediyor. Elbette diğer tarımsal ürünlerde olduğu gibi un ve unlu mamuller sanayi ile büyük spekülatörlerin baskısı nedeniyle küçük üreticiler gittikçe artan bir borç sarmalına mahkûm olmuş durumda.

‘İthalat meşru hale getirildi‘

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Turhan Tuncer Başbakan‘ın açıklamasına ilişkin "İsraf konusu Başbakan‘ın söylemesi veya söylememesi dışında dünyada had safhada. Dünyada 1 milyar insan açlıkla savaşırken o sayı kadar insan obezite hastalığı ile uğraşmaktadır. Dünyada üretilen gıda tüm nüfusu besleyebilecek yeterliliktedir. Asıl sorun mevcut gıdaya ulaşamama sorunudur " dedi. Tuncer, uluslararası sermayenin gıdaya verdiği önem hakkında ise, " Dünyaya hakim olan uluslararası sermaye gelecekteki stratejik öneme sahip olacak toprağa yatırım yapmaktadır, ileride yapılan yatırımlar ile gıda ürünleri daha da değerlenecek bununla birlikte gıdaya ulaşmak daha da zorlaşacak" diye konuştu.

Turhan Tuncer, buğday ithalatı hakkında, " Türkiye‘de üretilen buğdayın kalite sorunu yoktur. Yıllardan beri yapılan araştırmalarda, Türkiye‘de çeşitli amaçlarla (makarnalık, ekmek v. b.) kullanılan buğdayda kalite açısından bir problemle karşılaşılmamıştır. Kalitesiz buğday üretimi konusu bir aldatmacadan ibarettir. Yurtdışından buğday ithal edilmek için uydurulan bu yalan, çeşitli lobi faaliyetleriyle desteklenerek ithalat meşru hale getirilmiştir " dedi.

Başbakan ne demişti?

Başbakan, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı‘nın, "Ekmek israfını Önleme Kampanyası"nın başlaması dolayısıyla TOBB İkiz Kuleler‘de düzenlenen törene katıldı. Erdoğan, toplantıda yaptığı konuşmada Türkiye‘de günde bin 500 ton, yılda 550 bin ton ekmeğin israf edildiğine dikkati çekerek, "Adet olarak günde 6 milyon, yılda 2 milyar adet ekmek maalesef çöpe gidiyor. Ekonomik büyüklüğü bu israfın yılda 1, 5 milyar lira. Çöpe giden 1, 5 milyar ile 162 bin asgari ücretliye maaş ödenebildiği gibi 500 okul, 500 yurt ya da 500 km bölünmüş yol yapılabiliyor, israf yoluyla biz bu ekonomik kaynağı çöpe atmış oluyoruz " dedi. Ardından "Beyaz ekmek denilen ekmeği sofralarımızdan kaldıralım" önerisini yapan Erdoğan, "Has samimi buğday unundan ekmek üretelim dedim bakanıma. Kepek oranı yüksek ekmeği getirelim dedim. Gıda bunda, güç bunda... Bizim dedelerimiz ninelerimiz bu beyaz ekmeği mi yiyordu? Tam aksine buğdayı öğütüp bu unla ekmeği yapıyordu. Şimdi onun adımlarını atıyoruz" diye konuştu.

 

Okunma Sayısı: 445