BALIKESİR-ÇANAKKALE ÇEVRE DÜZENİ PLANI’NIN İPTALİ İÇİN DAVA AÇTIK

GENEL MERKEZ ( )
02.02.2015 (Son Güncelleme: 02.02.2015 14:52:34)

 

 

 

DANIŞTAY BAŞKANLIĞI`NA

 

 

 

Yürütmenin Durdurulması Taleplidir

 

 

 

DAVACI                           : 1- TMMOB Şehir Plancıları Odası (Bursa Şubesi)

 

VEKİLİ                            :  Av. Koray CENGİZ

 

                                             Cinnah Cad. Farabi Sok. No:38/4 Çankaya ANKARA

 

 

 

DAVACI                           : 2 - TMMOB Mimarlar Odası (Balıkesir ve Çanakkale Şubesi)

 

VEKİLİ                            :  Av. Berna YEŞİLKAYA

 

                                             Konur Sokak 4/2 06650 Kızılay-Ankara

 

 

 

DAVACI                           : 3 - TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası

 

VEKİLİ                            :  Av. Ömer Faruk KÖSTEL

 

                                             Necatibey Cd. No:57 K:7 Kızılay / ANKARA

 

 

 

DAVACI                           : 4 - TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası

 

VEKİLİ                            :  Av. Zuhal SİRKECİOĞLU DÖNMEZ

 

                                             Bestekar Sok. 49/5 Kavaklıdere/ANKARA

 

 

 

DAVALI                           :  Çevre ve Şehircilik Bakanlığı-ANKARA

 

 

 

DAVA KONUSU             :  Çevre ve Şehircilik Bakanlığı`nca hazırlanan ve 20.08.2014 tarih ve 13549 sayılı Bakanlık Olur`u ile 644 sayılı KHK`nin 7. Maddesi uyarınca onaylanan Balıkesir-Çanakkale Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı`nın yürütmesinin durdurulmasına ve takiben iptaline karar verilmesi talebidir.

 

 

 

BİLDİRİM TARİHİ       :  Dava konusu 1/100 000 ölçekli Çevre Düzeni Planı; Balıkesir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünde 02.09.2014 tarihinden, Çanakkale Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünde 08.09.2014 tarihinden itibaren 30(otuz) gün süre ile askıda ilan edilmiş olup, davacı Odaların tamamı tarafından askı süresi içinde itiraz edilmiş ve itirazların tamamı davalı İdare tarafından cevapsız bırakılarak 01.12.2014 tarihinde zımni red kararı oluşmuştur.

 

 

 

DAVA AÇMA EHLİYETİ YÖNÜNDEN

 

 

 

Davacı Odalar Anayasa`nın 135. Maddesi ile 6235 ve 3458 sayılı yasalara göre kurulan TMMOB`ye bağlı, kamu kurumu niteliğinde meslek örgütlerindendir.

 

 

 

Anayasa`nın 135. Maddesinde Kamu Kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının kamu tüzelkişiliğini haiz oldukları belirtilmiş olup aynı zamanda kuruluş amaçları da tanımlanmıştır. Bu amaçlar, belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, meslekî faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlâkını korumak olarak tanımlanmışlardır.

 

 

 

Anayasa, Kanun ve Oda yönetmeliklerinde belirtildiği gibi davacı Odalar, mesleğin ve meslektaşların hak ve çıkarlarını korumak, şehir planları ve uygulamalarının, planlama esaslarına, şehircilik ilkelerine ve kamu yararına uygun yapılmasını denetlemek, bu konudaki eksiklikleri, yanlışlıkları ortadan kaldırmak için gerekli çalışmaları yapmakla yükümlüdür.

 

 

 

Davacı Odalar ilgili bakanlık, kamu kurumları, belediyeler ve diğer kuruluş ve makamlarla ilişki içerisinde ülkemizin sağlıklı ve düzenli kentleşmesi, kent planlarının şehircilik esaslarına ve meslek ilkelerine uygun yapılması için; yazışma, görüşme girişimleriyle düzeltilmesini başaramadığı hatalı plan, karar ve uygulamaları yargıya götürmekte, yargı yoluyla çabalarını sürdürmektedirler.

 

 

 

Davacı Odalar, kuruldukları günden bu yana, kanunlara, şehircilik bilimine ve kamu yararına aykırı olan plan ve uygulamalara karşı mücadelesi çerçevesinde gerektiğinde yasal süreçleri de izleyerek görevlerini yerine getirmekle yükümlüdürler ve somut davayı da bu nedenle açmaktadırlar.

 

 

 

USUL YÖNÜNDEN AÇIKLAMALARIMIZ

 

 

 

Dava konusu 1/100 000 ölçekli Çevre Düzeni Planı; Balıkesir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünde 02.09.2014 tarihinden, Çanakkale Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünde 08.09.2014 tarihinden itibaren 30(otuz) gün süre ile askıda ilan edilmiş olup;

 

 

 

 

 

  • TMMOB Şehir Plancıları Odası tarafından 30.09.2014 tarihinde Balıkesir ve Çanakkale Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerine,

  • TMMOB Mimarlar Odası Çanakkale Şubesi tarafından, 02.10.2014 tarihinde Çanakkale Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü`ne, Balıkesir Şubesi tarafından 02.10.2014 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı`na,

  • TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası tarafından, 02.10.2014 tarihinde Çanakkale Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü`ne,

  • TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası tarafından, 02.10.2014 tarihinde Çanakkale Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü`ne ve 01.10.2014 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı`na,

    itiraz edilmiş ve yapılan itirazların tamamına planların askıdan iniş tarihinden itibaren 60 gün içerisinde cevap verilmeyerek zımni red kararı oluşmuştur. En erken askı tarihleri, Balıkesir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünde 02.09.2014 – 02.10.2014 tarihleri arasında olup, son ilan tarihinden itibaren 60 gün içinde ve en son 01.12.2014 tarihinde cevap verilmediğinden zımni red kararı oluşmuştur.

     

    Açıklama: BALIKESIR_CANAKKALE_CDP.jpg

    Onaylanan 1/100 000 ölçekli plan

     

     

 

DAVANIN ESASI HAKKINDAKİ AÇIKLAMALARIMIZ

 

 

 

  1. BALIKESİR-ÇANAKKALE PLANLAMA BÖLGESİ 1/100.000 ÖLÇEKLİ ÇEVRE DÜZENİ PLANI KATILIMCI VE HALKI BİLGİLENDİRME MEKANİZMALI BİR PLANLAMA ANLAYIŞINDAN UZAK BİR ŞEKİLDE ONAYLANMIŞTIR.

     

    Üst ölçekli plan olan Çevre düzeni planları, onaylandıkları alan içerisinde yaşayan herkesi yakından ilgilendiren planlar olmaları sebebiyle, plan kararları oluşturulurken katılımcı bir sürecin işletilmesi gerekmektedir. Bu durum Mekansal Planlar Yapı Yönetmeliğinin 7. Maddesinde açıkça belirtilmiştir. Yönetmeliğin Genel planlama esasları başlıklı 7. Maddesinin ilk cümlesinde;

     

    Bu Yönetmeliğe göre hazırlanacak her tür ve ölçekteki mekânsal planlar aşağıda yer alan planlama ilke ve esaslarına, planların hazırlanması ile ilgili standartlara, gösterim tekniklerine ve tanımlara uygun olarak yapılır:

     

    Aynı maddenin "j" bendi ise şu şekildedir:

     

    j) Planların hazırlanmasında plan türüne göre katılım sağlanmak üzere anket, kamuoyu yoklaması ve araştırması, toplantı, çalıştay, internet ortamında duyuru ve bilgilendirme gibi yöntemler kullanılarak kurum ve kuruluşlar ile ilgili tarafların görüşlerinin alınması esastır.

     

    Balıkesir Çanakkale Planlama Bölgesi için onaylanan çevre düzeni planı planının ardından bölgede yapılan toplantılarda; planın hazırlama sürecinde katılımcı bir sürecin işletilmediği, plan kararlarının bölgede yaşayan kurum ve kuruluşlar ile ilgili meslek gruplarınca tartışılmadan onaylandığı tespit edilmiştir.

     

    Bu denli önemli bir planın, bölgede yaşayanlarca tartışılmaması, bu sürecin onay sonra askı itirazlarına bırakılması kabul edilemez bir tutumdur. Yıllardır tüm planlama süreçleri için katılımcı yöntemlerin öne çıkarıldığı bir süreçte, yüzbinlerce insanı etkileyecek bir planın Bakanlıkça onaylanarak askıya çıkarılması, merkeziyetçi bir anlayışı göstermekle birlikte, bölge için önemli sorunları da beraberinde getirecektir.

    Dolayısıyla onaylanan plan Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği ve katılıma dair planlama ilkelerine aykırılık teşkil etmektedir.

     

  2. BALIKESİR-ÇANAKKALE PLANLAMA BÖLGESİ 1/100.000 ÖLÇEKLİ ÇEVRE DÜZENİ PLANININ BÖLGENİN ÖZELLİKLERİNİ ORTAYA KOYAN BİR VİZYONU BULUNMAMAKTADIR.

     

    Çevre Düzeni Planları, hazırlandıkları alanın sosyal, ekonomik, doğal ve kültürel özellikleri araştırılarak, kentler için gelecek vizyonlarının oluşturulduğu ve tüm amaç ve hedeflerin bu vizyon doğrultusunda belirlendiği planlardır. Plan Açıklama Raporunda vizyona ilişkin başlık yer almakta olup; raporun içerisinde bölge için herhangi bir Vizyon belirlenmemiştir.  Bunun yerine, hemen her planda görebileceğimiz bir Amaç belirlenmiştir. 2 ili kapsayan ve hemen her açıdan önemli potansiyellere sahip bu alan için, genel ifadelerin yer aldığı bir amaç belirlenmiş olması, plan için önemli bir eksiklik olarak göze çarpmaktadır.

     

  3. BALIKESİR-ÇANAKKALE PLANLAMA BÖLGESİ 1/100.000 ÖLÇEKLİ ÇEVRE DÜZENİ PLANI HAZIRLANIRKEN KURUM GÖRÜŞLERİ ALINMAMIŞTIR.

    Üst ölçek planların hazırlanması aşamasında alana ilişkin verilerin toplanmasındaki en önemli husus kurum görüşlerinin sağlıklı bir şekilde alınmasıdır. Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinde de Çevre Düzeni Planları yapımında bu konuya dikkat çekilmiş ve hangi konularda kurum görüşlerinin alınması gerektiği ayrıntılı bir şekilde verilmiştir. Yönetmeliğin Çevre Düzeni Planlarının Plan Esasları ve İlkelerine Dair 19. Maddesi şu şekildedir:

     

    "(2) Çevre düzeni planlarının hazırlanması sürecinde, planlama alanı sınırları kapsamında aşağıda genel başlıklar halinde belirtilen konular ile diğer konularda ilgili kurum ve kuruluşlardan veriler elde edilir; bu veriler kapsamında analiz, etüt ve araştırmalar yapılır:

    a) Sınırlar.

    b) İdari ve bölgesel yapı.

    c) Fiziksel ve doğal yapı.

    ç) Sit ve diğer koruma alanları, hassas alanlar, doğal karakteri korunacak alanlar.

    d) Ekonomik yapı.

    e) Sektörel gelişmeler ve istihdam.

    f) Demografik ve toplumsal yapı.

    g) Kentsel ve kırsal yerleşme alanları ve arazi kullanımı.

    ğ) Altyapı sistemleri.

    h) Yeşil ve açık alan kullanımları.

    ı) Ulaşım sistemleri.

    i) Afete maruz ve riskli alanlar.

    j) Askeri alanlar, askeri yasak bölgeler ve güvenlik bölgeleri.

    k) Planlama alanına yönelik bölgesel ölçekli kamu projeleri ve yatırım kararları.

    l) Her tür ve ölçekteki plan, program ve stratejiler.

    m) Göller, barajlar, akarsular, taşkın alanları, yeraltı ve yüzeysel su kaynakları ve benzeri hidrolojik, hidrojeolojik alanlar.

    n) Çevre sorunları ve etkilenen alanlar."

     

    Fakat bölgede yapılan toplantılarda, plan hazırlama sürecinde kurum görüşlerinin sağlıklı bir şekilde alınmadığı belirlenmiştir. Plan açıklama raporunda da kurum görüşlerine ilişkin herhangi bir açıklama bulunmamaktadır. Tüm mekansal kararların belirlendiği bir plan için kurum görüşlerinin eksiksiz ve sağlıklı bir şekilde alınmamış olması, tüm bölge için çok ciddi riskleri de beraberinde getirecektir.

     

    Bu duruma örnek olarak; DSİ Genel Müdürlüğü`nden alınan baraj ve göletlere ait sulama alanları (güncel değil) plan üzerine işaretlendiği, mülga Toprak-Su, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü ve İl Özel İdaresi tarafından inşa edilen gölet, yer üstü ve yer altı suyu sulama tesisleri tarafından sulanan tarım alanları plan üzerinde gösterilmediği verilebilir. Gökçeada ilçesinde bulunan Şahinkaya göleti sulama alanının büyük bir bölümü turizm bölgesi olarak işaretlenmiştir. Kamu yatırımı ile sulanan tarım arazilerinin tarımsal amaç dışında kullanımının yolu açılmıştır.

     

    Bu açıdan plan, Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğine açıkça aykırılık teşkil etmektedir.

     

  4. BALIKESİR-ÇANAKKALE PLANLAMA BÖLGESİ 1/100.000 ÖLÇEKLİ ÇEVRE DÜZENİ PLANINDA ÖNGÖRÜLEN NÜFUS ARTIŞI SORU İŞARETLERİ YARATMAKTADIR.

     

    Çevre Düzeni Planları hazırlanırken alınan tüm mekansal ve sektörel kararların temelini, hedef yılı için belirlenen nüfus projeksiyonları belirler. Çünkü bölgenin nüfus gelişimi, konut alanlarından çalışma alanlarına kadar tüm kararları doğrudan etkileyen en önemli kabullerdir.

     

    Balıkesir-Çanakkale Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında planlama bölgesinin nüfusu 25 yıllık bir projeksiyon içinde yaklaşık 3 kat attırılmıştır. Bu artışın büyük bölümü de kentsel nüfusta gerçekleşmiştir. Yani onaylanan plan, Balıkesir ve Çanakkale illeri için kırsal yapının büyük ölçüde terk edilerek kentsel bir gelişmeyi öngörmektedir. Önemli tarım ve orman alanlarının bulunduğu bir bölgede, kırsal yapıdan uzaklaşan bu plan kararı önemli soru işaretleri barındırmaktadır.

    Diğer yandan plan açıklama raporunda, yukarıdaki nüfus kabullerinin hangi yöntemlerle ve hangi gelişmeler ışığında yapıldığına ilişkin herhangi bir açıklama bulunmamaktadır. Tüm plan kararlarını etkileyen bu kabullerin gerekli bilimsel ve teknik araştırmalar yapılmadan oluşturulması, tüm mekansal kararların da hatalı olmasına yol açacaktır.

     

    Bu yönüyle nüfus kabulleri ve bu doğrultuda verilen tüm mekansal kararlar bilimsellikten uzak ve bölgede geri dönülmez hatalara yola açacak niteliktedir.

     

  5. BALIKESİR-ÇANAKKALE PLANLAMA BÖLGESİ 1/100.000 ÖLÇEKLİ ÇEVRE DÜZENİ PLANINDA KORUNMASI GEREKEN KIYI BÖLGELERİ VE ZEYTİNLİK ARAZI İLE TARIM ALANLARI YAPILAŞMAYA (KONUT VE TURİZM) AÇILMIŞTIR.

     

    Balıkesir-Çanakkale Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında Gelişme alanlarının dağılımına bakıldığında; Balıkesir ve Çanakkale kent merkezlerinde büyük alanlar gelişme alanları olarak belirlenmekle birlikte; merkez yerleşmeler dışındaki gelişme alanlarının büyük oranda kıyı bölgelerinde olduğu görülmektedir.

     

    Kıyı bölgelerinde en çok dikkat çeken alanlar, Bozcaada ve Gökçeada`nın güneyi ile birlikte Çanakkale Boğazının kuzey bölgeleri ile Edremit Körfezinde belirlenen gelişme alanlarıdır.

    Açıklama: burhaniye.jpg

     

    Özellikle Küçükkuyu-Güre-Zeytinli-Edremit hattı ve Ayvalık-Gömeç-Burhaniye hattında yoğun olarak bulunan zeytinlik alanları ve tarım alanlarının bu şekilde konut alanlarına açılması, nüfusunda kırsal yapıdan kentsel yapıya dönüşeceği öngörüsü ile birlikte düşünüldüğünde; planın kurgusunun tarım alanlarından ve tarımsal üretimden vazgeçilerek inşaat sermayesine dayalı bir gelişmeyi öngördüğü söylenebilir.

     

    Ayrıca Gökçeada`nın güneyi, Çanakkale`nin batı kıyıları ve Saros Körfezi turizm alanları ve karma kullanım alanlarına (konut ve turizm) açılmıştır. Özelikle Gökçeada, henüz yapılaşmanın bulunmadığı güney kıyılarındaki çok büyük turizm alanları ile dikkat çekmektedir.

     

    Gelibolu ilçesi Evreşe Belediyesi sınırları içinde bulunan ve Saros Körfezi kenarında yer alan, Gökçeada ve Bozcaada`da Mutlak Tarım Arazileri herhangi bir hukuki dayanak, kamu yararı kararı olmamasına karşın, planda turizm bölgesi olarak gösterilmiştir.

    Açıklama: turizm.jpg

    Gelişme alanları ile birlikte düşünüldüğünde, tüm kıyıların oldukça yoğun bir yapılaşma sürecine gireceği açıkça görülmektedir.

     

    Bu durum başta Kıyı Kanunu olmak üzere 5403 sayılı Tarım Alanlarının Korunmasına  İlişkin Kanun hükümlerine de açıkça aykırılık teşkil etmektedir.

     

  6. BALIKESİR-ÇANAKKALE PLANLAMA BÖLGESİ 1/100.000 ÖLÇEKLİ ÇEVRE DÜZENİ PLANI DOĞAL VE SİT ALANLARINI TAHRİP EDİCİ BİR PLANDIR.

     

    Balıkesir-Çanakkale Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında Doğal açıdan hassas alanlar (Kaz Dağları), tarım alanları, orman alanları ve sit alanlarının oldukça yoğun olduğu bölge için çok önemli sanayi, enerji ve maden alanları kararları verilmiştir. Bu yaklaşım, plan açıklama raporunda da açıkça belirtilmiştir. Plan açıklama raporunun ilgili bölümünde; planlama bölgesi içinde turizm ile birlikte maden, enerji ve sanayi sektörlerinin dikkate değer, geliştirilmesi hassasiyet arz eden sektörler olduğu belirtilmiştir. Bu kararlar ile birlikte büyük kısmı tarım alanları, orman alanları ve sit alanlarından oluşan planlama bölgesinde, bu alanlar ile bu alanların korunmasına ilişkin tüm kanun ve yönetmeliklere aykırı bir gelişim öngörülmektedir.

     

  7. BALIKESİR-ÇANAKKALE PLANLAMA BÖLGESİ 1/100.000 ÖLÇEKLİ ÇEVRE DÜZENİ PLANINDA KORUNMASI GEREKEN TARIM ALANLARI VE KIYI BÖLGELERİ BÜYÜK SANAYİ ALANLARINA AÇILMIŞTIR.

     

    Plan genelinde sanayi alanları belirlenmiş olmasının yanında;  Bandırma ilçesi sınırlarında önerilen sanayi alanı özel olarak dikkat çekmektedir. Bandırma ilçesinin batısında, çevre yolu ile kıyı kesimi arasında yaklaşık 4800 hektarlık bir sanayi alanı önerilmiş olup, bu büyüklükte bir sanayi alanı ülke genelinde eşine az rastlanır bir durumdur. Bu büyüklükte bir sanayi alanı, sadece Bandırma ilçesini değil, tüm bölgeyi birçok açıdan değiştirebilecek niteliktedir. Başta bölgenin doğal alanları üzerinde yaratacağı olumsuz etkiler olmak üzere, nüfus baskısı ve ulaşım bağlantıları ile birlikte tüm bölgenin çehresini değiştirecektir.

    Açıklama: bandirma_sanayi.jpg

    Diğer yandan önerilen sanayi alanı, halihazırda tarımsal üretimin ve sulamanın yapıldığı bir bölgede olup; planın tarımsal üretimi tamamen gözden çıkardığının da en önemli göstergelerinden biridir.

     

    Planda önerilen sanayi alanları kıyı ve tarım alanlarına zarar verebilecek konumdadır. Öneri sanayi alanlarının hangi sektörlerde nasıl bir ihtiyacın sonucu olduğu Plan Açıklama Raporunda yer almamıştır. Herhangi bir analitik çalışma yapılmadan, mevcut sanayi alanlarının ihtiyacı ne kadar karşıladığı ortaya konulmadan, hiçbir bilimsel dayanağı olmaksızın yeni sanayi alanlarının önerilmesi Balıkesir-Çanakkale Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı`nın yeterli bilimsel ve teknik çalışmaya dayanmadığının açık bir göstergesidir. Dolayısıyla, tarım alanlarının yok edilmesi ve sanayinin çevre ve kıyılarımız üzerindeki kirletici etkilerinin olumsuz sonuçları kaçınılmaz olarak yaşanacaktır.

     

  8. BALIKESİR-ÇANAKKALE PLANLAMA BÖLGESİ 1/100.000 ÖLÇEKLİ ÇEVRE DÜZENİ PLANINDA KIYILARDA TERMİK SANTRAL YAPILMASININ ÖNÜ AÇILMIŞTIR.

     

    Bandırma ilçesine önerilen sanayi ile birlikte, Çanakkale il sınırlarının kuzey kıyıları da enerji üretim tesisleri için ayrılmıştır. Plan üzerinde herhangi bir alan ayrılmamış olup; söz konusu alanın üstelik ithal kömüre dayalı termik santrallerin yapılabileceği bir alan olması plan hükmü ile sağlanmıştır.

     

    Mevcut durumda 2 adet termik santralin bulunduğu alanda, onlarca santral daha yapılmasının önünü açan bu karar; Kaz Dağları başta olmak üzere tüm bölgeyi olumsuz etkileyecek, tarım alanlarından yerleşme alanlarına kadar çok büyük çevre sorunlarına yol açacaktır.

     

    Bu kıyı şeridinin genişliği, ne kadar alanı kaplayacağı, üzerine kurulacak enerji santralinin gücü ve üst sınırı belirtilmemiştir. Plan açıklama raporunda bir yandan mevcut Biga-Çan termik santrallerinin çevre zararından (hava kirliliğinden) söz edilirken, diğer yandan Türkiye`nin en büyük kirli enerji bölgesine planda yer vermek planın kendi planlama ilkeleri ile çelişmektedir. Termik Santraller ve enerji bölgesi olarak tanımlanan alan, termik santrallerin çevreye, tarım alanlarına, orman alanlarına, toprak ve su kaynaklarına, yaşam alanlarına ve insan sağlığına olan zararları ve kümülatif etkileri de dikkate alındığında vereceği zarar daha net anlaşılacaktır.

     

    Diğer yandan, plan genelinde kömüre dayalı termik santrallerin bakanlıkça değerlendirileceği belirtilerek, aslında tüm alanda termik santrallerin yapılabileceği de karar altına alınmıştır. Bu durum planın kendi içinde çeliştiğini göstermekle birlikte, gelecek kararlarını oluşturan planların bu kadar hassas bir konuda böyle esnek kararlar vermesi, planlama ilkeleri, koruma ve kullanma dengesi ile de çelişmektedir.

     

    Tüm dünyanın termik santrallerin zararları üzerine hemfikir olduğu ve bu türlü bir üretimden vazgeçmek için çeşitli projeler geliştirdiği bir dönemde, hem de bu denli doğal alanların yoğun olduğu bir bölgede alınan bu karar, sadece Çanakkale Balıkesir değil, tüm Marmara Bölgesini etkileyecek bir karardır. Tek başına bu karar bile onaylanan bu planın bölgeye vereceği zarar sebebiyle iptal edilmesinin gerektirmektedir.

     

    Son olarak, planlama bölgesi içinde kurulmak istenen Karaburun Termik Santraline ilişkin daha önce açılan davada, Edirne Bölge İdare Mahkemesi 04.06.2013 tarihinde Yürütmeyi Durdurma Kararı vermiştir (EK-1). Bu yönüyle Dava konusu 1/100 000 ölçekli plan, daha önce verilmiş yargı kararlarına aykırılık teşkil etmektedir.

     

  9. BALIKESİR-ÇANAKKALE PLANLAMA BÖLGESİ 1/100.000 ÖLÇEKLİ ÇEVRE DÜZENİ PLANINDA BÜTÜN PLANLAMA BÖLGESİ DOĞAL VE ÖZEL NİTELİKLERİNE BAKILMAKSIZIN MADEN ARAMA SAHASI HALİNE AÇIK HALE GETİRİLMİŞTİR.

     

    Planın maden alanlarına ilişkin hükümleri oldukça esnek olarak kurgulanmıştır. Hiçbir doğal alan maden açısından sakıncalı ilan edilmeyerek, maden sanayi için yalnızca kurum görüşünü yeterli kılarak tüm planlama alanı madencilik için bir potansiyel olarak belirlenmiştir. Özellikle tarihi ve doğal sit alanı olan Kaz Dağları gibi doğal alanlarımız maden arama uğruna talan risk altında olacaktır.

    Diğer yandan maden sanayilerinin de gerekli görülen hallerde –ki bu ifade oldukça belirsiz ve ucu açık bir ifadedir, bununla ilgili yasal bir düzenleme bulunmamaktadır- maden işlete izni alan sahalarda yapılabileceği de plan ile sağlanmıştır.

     

    Bu karar gerek planlama ilkeleri gerekse Mekansal Plan Yapım yönetmeliğine açıkça aykırılık teşkil etmektedir. Sanayi alanları farklı bir tanım olup plan içinde ayrıca değerlendirilmelidir. Maden işletme izni alınan alanlarda maden sanayinin de kurulmasını serbest bırakmak, tüm doğal alanların –maden alanları genellikle orman alanlarında yer almaktadır- sanayi baskısı altında olmasının önünü açacaktır.

     

    Özellikle Kazdağları ve Biga yarımadasında yapılacak metalik maden işletmeciliğinin toprak, yeratı ve yerüstü su kaynaklarına, ekosisteme, ormanlara, tarım alanlarına ve tarımsal üretime, doğal yaşama, insan sağlığına olan olumsuz etkileri ve barındırdığı riskler nedeniyle geri dönüşü imkansız zararlara yol açacaktır.

     

    Ayrıca "Geçici Tesis Niteliğinde Olmayan Maden Sanayi" tanımı Maden Kanununda yer almamaktadır. Kanunda yer almayan ucu açık bir ifade ile neredeyse tüm planlama alanı sanayi için adeta uygun hale getirilmiştir.

     

    Planlama alanı içerisinde maden ocağı işletilmesine ilişkin daha önce alınan ruhsatlara açılan davalarda, mahkemeler bu ocakların çevreye vereceği zararları tespit ederek iptal kararları vermişlerdir. Bölgenin ne kadar hassas bir coğrafyada olduğu bu mahkeme kararlarından da net olarak anlaşılmaktadır. Söz konusu davalara ilişkin kararlar ekte gönderilmiş olup (EK-2, EK-3, EK-4, EK-5, EK-6), onaylanan 1/100.000 ölçekli plan, daha önce alınan yargı kararlarına açıkça aykırılık teşkil etmektedir.

     

  10. BALIKESİR-ÇANAKKALE PLANLAMA BÖLGESİ 1/100.000 ÖLÇEKLİ ÇEVRE DÜZENİ PLANINDA VERİLEN ULAŞIM KARARLARI TELAFİSİ GÜÇ SONUÇLAR DOĞURACAKTIR.

     

    Çevre Düzeni Planına bakıldığında ulaşım açısından en önemli kararın Çanakkale boğaz geçiş köprüsü olduğunu söylemek mümkündür. Uzun yıllardır dönem dönem çeşitli kesimlerce dile getirilen boğaz köprüsü, bu plan ile ilk defa yasal statüye kavuşmuştur.

    Köprü bağlantısı, yapımı devam etmekte olan İstanbul-İzmir otoyoluna bağlanmakta, kuzeyden de İstanbul`a ulaşıp Marmara Denizinin çevresi bir otoyol ile çevrilmiş olacaktır.

    Açıklama: BOGAZ_KOPRUSU1.jpg

    Diğer yandan bu büyüklükte bir yol ile birlikte, tüm yol güzergahı ve bağlantı yolları üzerinde ciddi bir yapılaşma baskısı meydana gelecek olup, örneğini İstanbul 2. Boğaz köprüsünde gördüğümüz gibi, gelecekte telafisi imkansız sonuçlar doğuracaktır.

     

    Söz konusu köprü geçişi, güneydoğu istikametinde Kazdağları yamaçlarından geçerek Balıkesir İl merkezinin batısında İzmir-İstanbul otoyoluna bağlanmaktadır. Ülkemizde otoyolların güzergahlarında yarattıkları yapılaşma baskısı farklı bir çok örnekte açıkça görülmektedir. Bu denli önemli olan bir yolun, hiçbir etki değerlendirmesi yapılmadan, koruma altında olması gereken doğal alanların tam ortasından bu şekilde planlanması, bölgenin doğal alanlarının büyük ölçüde kaybolması anlamına gelecektir.

     

    Plana işlenmiş kuzey çevre yolu projesi yol güzergahı incelendiğinde karayolları tarafından öngörülen çevre yolunun başlangıcını oluşturan kavşak düzenlemesiyle mevcut çevreyolu kavşağı arasındaki mesafenin yaklaşık 700 metre uzunluğunda olduğu görülmektedir. Birbirine 700 metre mesafedeki iki çevre yolu kavşağı yolun kullanımı konusunda önemli sorunlara neden olabilecektir. Kaldı ki, yolun gerekliliği de tartışmaya açık bir konudur. İki adet tünel ile iki adet viyadük yapımını da kapsayan çevreyolunun yatırım maliyeti hesaplandığında kamu kaynaklarının verimli kullanılmamasına yol açacağı da açıkça görülebilmektedir. Zaten yapılmakta olan İstanbul-İzmir otoyolu ve İzmit Körfez geçişi tamamlandığında bu yolun gerekliliği de ortada kalkacaktır.

     

    Planlanan otoyolun Avrupa yakası Gelibolu Yarımadası güzergâhı özel çevre koruma bölgesi sınırları içerisinde kalmakla beraber mevcut tarım arazilerinden ve Korudağın‘dan geçerek nereye bağlandığı belirtilmemiştir.

     

    Diğer yandan, planlama bölgesinde verilen bir diğer önemli karar havaalanı kararıdır. Lapseki ilçesi sınırlarında yapılması öngörülen havaalanı da otoyol kararı gibi bilimsellikten oldukça uzaktır. Tamamı 1. Derece tarım alanı olan bir bölgede önerilen havaalanına ilişkin plan açıklama raporunda herhangi bir ek bilgi bulunmamaktadır. Alanda yapılan toplantılarda, ilgili meslek grupları bu karara yönelik olarak, sadece alanın tarım alanı olması değil, havaalanı olarak işletilmesinin bile bilimsel ve teknik gerekçeler ışığında mümkün olmadığı yönünde görüş bildirmişlerdir.

     

    Ayrıca; Mevcut Çanakkale havaalanı pist iyileştirme çalışmaları yapılmış olup orta ölçekli uçaklar için uygundur ve halen hizmet vermektedir. Planda, Lapseki ilçesi havaalanı tarım arazilerinin ve meyve bahçelerinin olduğu bölgede önerilmektedir. Önerilen havaalanı ile mevcut Çanakkale havaalanı arası yaklaşık otuz kilometredir.

     

    Planda yer alan ve sorunlarla dolu olan bir diğer ulaşım kararı ise demiryoluna ilişkindir. Demiryolu plan açıklamasında Çanakkale Şehir merkezi ile bağlantısı olmasına rağmen paftalardaki güzergâh daha farklıdır.

     

    Demiryolu boğazın her iki yakasında mevcut olmakla beraber bağlantısı için herhangi bir planlama yapılmamıştır.

     

    Demiryolu güzergâhı Biga merkezinden sonra ormanlık alanlardan geçmektedir ve denizde sonlanmaktadır. Çanakkale merkez ile Lapseki ilçeleri demiryolu güzergahında bulunmadığından dolayı planlanan demiryolunun neye hizmet edeceği anlaşılmamıştır.

     

    Planlama alanında bu denli önemli kararların, salt bir çizim mantığı içerisinde verilmesi geri dönülmesi güç zararlar doğuracaktır. Bu tür projelerin ciddi bilimsel çalışmalar, ilgili kurumların teknik görüşleri ve etki değerlendirme analizler yapılarak verilmelidir.

     

  11. BALIKESİR-ÇANAKKALE PLANLAMA BÖLGESİ 1/100.000 ÖLÇEKLİ ÇEVRE DÜZENİ PLANINDA BOZCAADA VE GÖKÇEADA İÇİN ÖZEL HÜKÜMLER DÜZENLENMİŞ VE BU HÜKÜMLER ADALARI KORUMA VE GELİŞTİRMENİN TERSİNE RANT AMAÇLI YAPILAŞMA BASKISINI BERABERİNDE GETİRMEKTEDİR. ADALARDA 1. DERECE DOĞAL SİT ALANINDA KALAN BÖLGELERE CİDDİ YAPILAŞMA GETİRİLMEKTEDİR.

     

    Ülkenin ve bölgenin 2 önemli adası Bozcaada ve Gökçeada için Çevre Düzeni Planında özel hüküm düzenlenerek adalarda Kentsel Tasarım Rehberi zorunlu tutulmuştur. Tüm alt ölçekli planları ve uygulamaları yönlendirmek amacı ile hazırlanması zorunlu tutulan Kentsel Tasarım Rehberi ilk bakışta olumlu bir karar olarak gözükse de, kararın uygulanması aşamasında önemli sorunlar barındırmaktadır.

     

    Kentsel Tasarım Rehberi hususundaki en önemli sorun, böyle bir rehberin ülkemiz planlama sisteminde yer almamasıdır. Ne İmar Kanununda ne de Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinde böyle bir rehber yer almamaktadır. Dolayısıyla bu rehber yasal sistemimiz içinde yer almamakta olup, rehberin hazırlanma şartları, onay merci ve uygulanmasına ilişkin çok ciddi yasal boşluklar bulunmaktadır.

     

    Bu karar dışında Bozcaada ve Gökçeada için plan hükümlerinde çok önemli bir husus bulunmamakta olup, plan üzerinde yapılan incelemede ise, plan genelindeki inşaat rantı odaklı yaklaşımın bu adalarda da kendisini hayli baskın olarak gösterdiği görülmektedir.

     

    Bozcaada`nın güney kıyıları gelişme konut alanı olarak imara açılmakta iken, tarım alanlarındaki yapılaşma şartları ile tüm tarım alanları bağ evi adı altında ikinci konut yapımına uygun hale getirilmekte olduğu görülmektedir. Bu durum tamamı sit alanı olan ve önemli ölçüde üzüm üretilen adanın tamamen tarımsal üretimden koparılıp turizm ve inşaat sektörüne teslim edilmesi anlamına gelmektedir.

    Açıklama: 3.png

 

Gökçeada kıyıları ise turizm alanları olarak planlanmış ve neredeyse tamamında hiçbir yapılaşmanın bulunmadığı bu alan inşaat rantına teslim edilmektedir. Bu alanlar kısaca şöyle sıralanabilir:

 

  • Kaleköy`ün doğusunda, " Yaban hayatı koruma ve geliştirme alanı " içerisinde,

  • Adanın batısında, 1. Derece Arkeolojik sit alanı ve 2. Derece doğal sit alanı  olan incirlik kıyıları içerisinde,

  • Dünyada örneklerinin az olduğu bir doğal alan olması, Flamingoların göç yolunda konaklama alanı oluşu nedenleri ile bilimsel  gözlem dışı her türlü kullanıma kapalı olması gerekirken Tuz gölünün doğusu ve batısındaki hem sulak alan bölgesi, hem 1. Ve 2. Derece doğal sit alanı içerisinde,

  • Güney sahillerinin neredeyse tamamında,

  • Adanın doğusundaki Şirinköy/ Uğurlu yerleşim biriminin doğusundaki orman alanı içerisinde,Turizm Tesis- Gelişme Bölgesi olarak planlanmıştır.

     

    Diğer yandan Gökçeada`da parsel ölçeğinde olsa dahi ulusal medyada da geniş olarak yer bulan ve mahkeme kararları ile yasallığı ortadan kalkan otel alanının çok küçük bir leke olarak plana işlenmiş olduğu tespit edilmiştir. (Çanakkale İdare Mahkemesi, Otel için 06.02.2012 gün ve 2012- 16 sayılı kararla yeniden yapılaşma koşulları belirlendiği ve bu nedenle 06.09.2010 gün ve 51 sayılı kararı ortadan kaldırıldığının kabulü ile   21.12.2010 tarihinde verilen 21 sayılı yapı ruhsatını,  26.12.2012 Tarih, 2012/ 250 E., 2012/ 1199 K., sayılı kararı ile iptal etmiştir.) Bu durum bile tek başına planın nasıl rant odaklı olduğunu gözler önüne sermektedir.

    Açıklama: C:UsersToshibaDesktopalikesir_canakkale_100000gokceada.jpg

     

 

Son olarak bu iki adadaki rant odaklı yaklaşımla beraber adaların içerisine 1. Derece yollar önerilmiştir. Alana önerilen bu denli büyük yollar, aslında bu iki adanın nasıl bir inşaat baskısı altında olacağının en açık göstergesidir.  Tamamı sit alanları ile çevrili olan, önemli sosyal ve kültürel değerlere sahip bu iki adanın, bu şekilde niteliksiz bir turizme feda edilmesi kabul edilemez bir tutumdur. Bu şekilde gelişmelerin olması halinde adalar tüm özelliklerini yitirecek ve turizm açısından dahi olumsuz olarak etkileneceklerdir.

 

 

 

  1. BALIKESİR-ÇANAKKALE PLANLAMA BÖLGESİ 1/100.000 ÖLÇEKLİ ÇEVRE DÜZENİ PLANI MEKANSAL PLANLR YAPIM YÖNETMELİĞİNE AYKIDIR.

    Yukarıda birçok maddede farklı örnekler ile plan kararlarının yönetmeliğe aykırı olduğu vurgulanmış olsa da, söz konusu yönetmeliğin aşağıda sıralanan maddelerine bakılınca durum daha iyi anlaşılacaktır.

 

Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği`nin; Çevre Düzeni Plan ilke ve esaslarının düzenlendiği  19. Maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Çevre Düzeni Planları hazırlanırken;

 

19/1-ç) Sürdürülebilir kalkınma amacına uygun olarak ekolojik ve ekonomik kararların bir arada değerlendirilmesi,

 

19/1-d) Tarihi, kültürel yapı ile orman alanları, tarım arazileri, su kaynakları ve kıyı gibi doğal yapı ve peyzajın korunması ve geliştirilmesi,

 

19/1-e) Doğal yapının, ekolojik dengenin ve ekosistemin sürekliliğinin korunması amacıyla arazi kullanım bütünlüğünün sağlanması,

 

19/1-g) Çevre sorunlarına neden olan kaynaklara yönelik önleyici strateji ve politikaların belirlenerek arazi kullanım kararlarının oluşturulması,

 

19/1-ğ) İmar planlarına esas olacak şematik ve grafik dil kullanılarak arazi kullanım kararları ile koruma ve gelişmenin sağlanması,

 

19/1-h) Afet tehlikelerine ilişkin mevcut raporlar ve jeolojik etütler dikkate alınarak afet risklerini azaltıcı önerilerin dikkate alınması esastır." Denmektedir.

 

Fakat planın ulaşım, sanayi, konut, turizm ve maden alanlarına ilişkin kararlarına bakıldığında, ekolojik dengenin ve ekosistemin sürdürülebilirliğinin sağlanmasının, tarım, orman arazilerinin korunmasının, su kaynaklarının ve kıyı gibi doğal yapı alanlarının korunmasının mümkün olmadığı açıkça görülmektedir.

 

Yine yönetmelikte çevre sorunlarına neden olan kaynaklara yönelik stratejiler geliştirilmesi öngörülürken, planda belirlenen sanayi alanı ve termik santraller ile bölge ciddi bir çevre katliamıyla karşı karşıya gelecektir.

 

Tüm bu bilgiler ışığında onaylanan 1/100 000 ölçekli Çevre Düzeni Planının Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğine aykırı olduğu tespit edilmiştir.

 

 

 

  1. BALIKESİR-ÇANAKKALE PLANLAMA BÖLGESİ 1/100.000 ÖLÇEKLİ ÇEVRE DÜZENİ PLANI PLANLAMA İLKE VE ESASLARINA AYKIRI BİR PLANDIR.

     

    Plana genel olarak bakıldığında bölgeyi tarımdan uzaklaştırarak, Bandırma ilçesi ve batısının da içine alan kuzey kıyılarını sanayi ve enerji tesislerine teslim ettiği, başta Bozcaada ve Gökçeada olmak üzere tüm kıyıları konut ve turizm alanları adı altında imara açarak yapılaşmayı öngördüğü söylenebilir.

     

    Planda önerilen kentsel gelişme alanları, turizm, sanayi alanları, enerji üretim tesisleri, maden sahaları..vb yönelik önerilen alanların ve geliştirilen plan hükümleri;

    Planın ana amacı olan ve PLAN HÜKÜMLERİ/AMAÇ bölümünde yer alan "EKOLOJİK DENGEYİ BOZACAK MÜDAHALELERİN ENGELLENMESİ, KÜLTÜREL VE DOĞAL DEĞERLERİN KORUNMASINI SAĞLAYACAK BİÇİMDE SOSYAL, EKONOMİK, KÜLTÜREL VE MEKANSAL GELİŞMENİN YÖNLENDİRİLMESİ" ifadesi ile çelişmektedir.

     

    Plan Açıklama Raporu 3.4.8. NÜFUS VE MEKÂNSAL KULLANIMLARA YÖNELİK HEDEFLER` de yer alan "Plan kapsamında 2040 yılı nüfus projeksiyonları doğrultusunda geliştirilmesi gereken yerleşimlerle ilgili mekânsal öngörülerde çeşitli mekânsal gelişmeyi belirleyici (doğal, yapay ve yasal eşikler) unsurlar dikkate alınarak gelişme kararları üretilecektir." ifadesine aykırı olduğu görülmektedir.

     

    Plan Açıklama Raporu  6.2. YÖNTEM bölümünde; "Sürdürülebilirlik esas alınarak genel planlama yaklaşımına uygun, Çevresel değerlere duyarlı, Uygulanabilirliği mümkün, sorgulanabilir, geliştirilebilir bir planlama yaklaşımı vb. unsurlar dikkate alınmıştır." denmekte olup söz konusu planın bu yaklaşım ve yönteme aykırı kararlar içerdiği görülmektedir ve alt ölçekli planlama süreçlerinde uygulanabilirliği açısından zorluklar içermektedir.

     

    Tüm bu değerlendirmeler ışığında; bölgenin mevcut sosyo kültürel yapısı, kent dinamikleri  ve tarihi geçmişinin dikkate alınmadığı, mevcut kent yapısı ile uzaktan yakından alakasının olmadığı, planın bölgenin yararına olmasından çok tarihinin, arkeolojik ve doğal sit alanlarının, kıyılarının, ormanlarının ve tarım arazilerinin tahrip olmasının önünü açacağı görülmektedir.

    Bütün bunlar göz önüne alındığında Balıkesir-Çanakkale Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Planlama ilke ve esaslarına aykırı bir plandır.

     

    DELİLLER                      : Davalı İdare tarafından verilen dava konusu kararlar, plan çizimleri, plan notları ve her türlü belgeyi ihtiva eden işlem dosyaları, itiraz yazıları keşif ve bilirkişi incelemesi ve her türlü delil.

     

    SONUÇ VE İSTEM        : Açıklanan ve Mahkemenizce resen saptanacak nedenlerle;

    Çevre ve Şehircilik Bakanlığı`nca hazırlanan ve 20.08.2014 tarih ve 13549 sayılı Bakanlık Olur`u ile 644 sayılı KHK`nin 7. Maddesi uyarınca onaylanan, Balıkesir-Çanakkale Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının yürütmesinin durdurulmasına ve takiben iptaline karar verilmesi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini saygılarımızla vekâleten arz ve talep ederiz.

     

 

TMMOB Şehir Plancıları Odası

(Ankara Şubesi) vekili

Av. Koray CENGİZ

 

 

 

TMMOB Mimarlar Odası

vekili

Av. Berna YEŞİLKAYA

 

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası

vekili Av. Zuhal

SİRKECİOĞLU DÖNMEZ

 

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası

vekili Av. Ömer Faruk KÖSTEL

 

 

 

 

 

 

Okunma Sayısı: 1772