ULUSAL KANAL İLE RÖPORTAJ - KÜRESEL ISINMA

GENEL MERKEZ ( )
23.10.2015 (Son Güncelleme: 24.10.2015 15:34:43)

ODA Başkanımız Özden GÜNGÖR, Ulusal Kanal muhabirinin sorularını yanıtladı.

ODA Başkanımız Özden GÜNGÖR, 23 Ekim 2015 Cuma günü Ulusal Kanal muhabiri ile bir röportaj yaparak, küresel ısınmanın tarıma etkileri ve yapılması gerekenler ile ilgili ODA‘mız görüşlerini açıkladı.  

 

Soru: Nature dergisinde yayınlanan araştırmaya göre iklim değişikliği yavaşlatılamadığı takdirde küresel ekonomik üretim hızlı bir gerileme gösterecekmiş. Bu durum ülkemizi nasıl etkiler? 

Küresel ısınmayı kısaca izah edecek olursak, insanlar tarafından atmosfere salınan gazların sera etkisi yaratması sonucunda dünya yüzeyinde sıcaklığın artmasına küresel ısınma deniyor. Daha ayrıntılı açıklamak gerekirse dünyanın yüzeyi güneş ışınları tarafından ısıtılıyor. Dünya bu ışınları tekrar atmosfere yansıtıyor ama bazı ışınlar su buharı, karbondioksit ve metan gazının dünyanın üzerinde oluşturduğu doğal bir örtü tarafından tutuluyor. Bu da yeryüzünün yeterince sıcak kalmasını sağlıyor.  

Ama son dönemlerde fosil yakıtların yakılması, ormansızlaşma, hızlı nüfus artışı ve toplumlardaki tüketim eğiliminin artması gibi nedenlerle karbondioksit, metan ve diazot monoksit gazların atmosferdeki yığılması artış gösterdi. Bilim adamlarına göre işte bu artış küresel ısınmaya neden oluyor. 1860`tan günümüze kadar tutulan kayıtlar, ortalama küresel sıcaklığın 0.5 ila 0.8 derece kadar artığını gösteriyor. 

Dünyadaki insanlar, hep birlikte atmosferimizi kötü kullanmışız. 

Dolayısıyla, iklim sistemini oluşturan atmosfer, hidrosfer ve litosferde bozulmalar başlamış, doğal denge bozulmuş, bunun sonuçları da iklimi etkilemiştir. Yapılan araştırmalarda, küresel ısınmadan dolayı oluşacak iklim değişiklikleriyle, özellikle su kaynaklarının azalması, orman yangınları, kuraklık ve çölleşme ile bunlara bağlı ekolojik bozulmalardan ülkemizin olumsuz etkileneceği belirtilmektedir.

 

Örneğin,Türkiye`de orman sayılan alanın genişliği 20 milyon hektar civarındadır ve ülke genişliğinin % 23-25`ini kaplamaktadır. Peki orman alanlarımıza sahip çıkıyor muyuz?

 

Ormanlar yangın, yerleşme ve tarım için alan açma nedeniyle sürekli olarak azalmaktadır.  Son yıllarda orman yangınında 5 milyon hektar ormanın yandığı düşünülürse, sorunun ne kadar büyük ve ne kadar vahim olduğu anlaşılabilir. Tabii buna ilave olarak, suyumuzu, toprağımızı, havamızı üzülerek söylüyorum koruyamıyoruz. 

Özellikle ülkemizde yağmurun azalması ve yer altı su kaynaklarımızın çekilmesi sonucu ırmaklarımızdaki su debisi azalmakta göllerimiz ise kurumakta. Küresel ısınmayı durduracak kalıcı tedbirler alınmazsa gelecek nesillere bırakabileceğimiz bir hayat olmayabilir.  

Küresel ısınmaya bağlı olarak dünyanın bazı bölgelerinde kasırgalar, seller ve taşkınların şiddeti ve sıklığı artarken bazı bölgelerde uzun süreli, şiddetli kuraklıklar ve çölleşme etkili olmaktadır. 

Bilindiği gibi, kışın sıcaklıklar artıyor, ilkbahar erken geliyor, sonbahar gecikiyor, hayvanların göç dönemleri değişiyor. Yani iklimler değişiyor.  

İşte bu değişikliklere dayanamayan bitki ve hayvan türleri de ya azalıyor, ya da tamamen yok oluyor.  

Küresel ısınma insan sağlığını da doğrudan etkilemektedir. Bilim adamları, iklim değişikliklerinin kalp, solunum yolu, bulaşıcı, alerjik ve bazı diğer hastalıkları tetikleyebileceğini söylemektedirler. 

Küresel ısınma nedeniyle ülkemizde zaman zaman kuraklık tehdiyle karşı karşıya gelmekteyiz. Bu durumun etkilerini 3 gruba ayırabiliriz 

1) Ekonomik Etkiler

 

Üründe kayıp, Böcek istilâsı, Bitki hastalıkları, Ürün kalitesinde düşüklük, Hayvancılıkta kayıp, Otlakların verimliliğinin azalması, Hayvanlar için su ve besin temin edilememesi

 

Orman ürünlerinde kayıplar, Orman yangınları, Su ürünlerinde kayıp, Ulusal büyümede kayıp, ekonomik gelişmede gecikme, Yiyecek üretiminde düşüş, yiyecek stoklarında azalma, Finanssal kaynak bulmada zorluk kredi riski, Çiftçi gelirlerinde kayıplar, Turizmde kayıplar, Enerji üretiminde azalma, Tarımsal üretimin doğrudan bağlı olduğu endüstrilerde kayıplar, Üretimdeki düşüşe bağlı işsizlik gibi konuları sayabiliriz.

 

2) Çevresel Etkileri

 

Topraktaki su ve rüzgâr erozyonu, Bitki alanlarının zarara uğraması, Su kalitesinin bozulması, Hayvan kalitesindeki bozulmalar, Hayvanların doğal yaşam alanlarının daralması gibi durumları sayabiliriz.

 

3) Sosyal Etkileri

 

Sosyal huzursuzluk, Göç olaylarında artış, Yoksullukta artış, Yiyecek kıtlığı gibi durumlar ortaya çıkabilir. 

Zannediyorum bu yılın sonunda Paris`te İklim Değişikliği Taraflar Konferansı‘nda, daha öncekilerden farklı olarak tüm katılımcı ülkelerin onayıyla küresel ısınmaya neden olan sıcaklık artışının 2 santigrat dereceye düşürülmesine yönelik anlaşmanın imzalanması bekleniyor. Konferansta 195 ülkeden 40 bin katılımcının yer alması planlanmaktadır. Ülkemizin bu konulara duyarlı olması gerekiyor. Ayrıca ülkemizin iklim değişikliğiyle ilgili A, B, C planlarının olması gerekir. Var mı ? Umarım vardır. 

Okunma Sayısı: 1554
Fotoğraf Galerisi