DÜNYA TİCARET ÖRGÜTÜ’NÜN TARIM ANLAŞMASI TÜRKİYE'NİN ÜZERİNDEN SİLİNDİR GİBİ GEÇER - AYDINLIK - 22.08.2004

GENEL MERKEZ ( )
24.08.2004 (Son Güncelleme: 24.08.2004 16:28:52)

DÜNYA TİCARET ÖRGÜTÜ’NÜN TARIM ANLAŞMASI

Türkiye’nin üzerinden silindir gibi geçer

“Türkiye DTÖ içinde, kendi çıkarlarına uygun gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelere öncülük eden bir konum almalı. Bunu Malezya ve Kenya yapabiliyorsa, yüzyılın başında emperyalizme karşı onurlu bir zafer kazanan Türkiye’de yapabilir. Türkiye o zaman, ABD ve AB’nin çıkarlarına hizmet etmekten çıkar, dünyadaki yoksulların, köylülerin çıkarına olan bir anlaşmaya öncülük edebilir.”

Dünya tarımı için alınan kararların Türkiye için ne anlam ifade ettiğini ve bu noktaya nasıl gelindiğini Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın’a sorduk.

AYDINLIK– Dünya Ticaret Örgütü’nün tüm dünyaya dayattığı liberal tarım politikası bu günlere nasıl geldi?

GÖKHAN GÜNAYDIN- İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, dünya tarım politikası liberalleştirilerek yeniden inşaa edildi. Bunu Amerika ve Avrupa (bütünüyle olmasa da) dayattı. Kendi tarımcısına büyük destekler uygulayan bu merkezler, zamanla iç piyasalarını aştı ve dış pazar aramaya başladı. DTÖ merkezli tartışmaların temelinde de bu dış Pazar arayışları yatıyor. 90’lı yıllara kadar uygulanan uluslararası tarım politikası yüksek maliyetleri de beraberinde getirince, bütün dünyayı kapsayacak politikaları uygulamak üzere projeler geliştirildi. GATT’ın Dünya Ticaret Örgütü’ne dönüştürüldüğü Uruguay Turu Anlaşması da, bu projeleri hayata geçirecek hukuki zemini yarattı.

CANCUN’DA YAPILAMAYAN
 CENEVRE’DE YAPILDI

AYDINLIK- Dünya Ticaret Örgütü, bugün dünya tarımında ne yapmak istiyor?

GÖKHAN GÜNAYDIN- DTÖ, dün olduğu gibi bugün de dünya tarımını liberalize etmeye çalışıyor. Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin iç destekleri azaltma, gümrüklerini indirme ve ihracat desteğini indirmek için verdikleri taahhüt süresi 2004 yılı sonunda bitiyor. DTÖ de 2005’ten sonra uygulanacak yeni indirim sürecini başlatmak için proje hazırlıyor. Bu Meksika’nın Cancun kentindeki toplantıda başlatılmak istenmişti. Ancak başta Afrika ülkeleri olmak üzere Hindistan, Malezya, Brezilya gibi ülkeler Amerika ve Avrupa’ya dur dediler. Ancak bunun az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için bir zafer olmadığının uyarısını biz yapmıştık. Nitekim şimdi bazı tavizler veriliyormuş gibi gösterilip, bizim gibi ülkelerin tarımını yok etmeye yarayacak yeni bir anlaşmanın eşiğine gelmiş bulunuyoruz.

AYDINLIK- DTÖ’nün gündemindeki 50 maddelik yeni anlaşma neler içeriyor?

GÜNAYDIN- Bu anlaşma temelde üç ana başlıkta hüküm sevkediyor. Birincisi, iç destekler daha da aşağı çekilecek. Uruguay Turu Anlaşması, üreticisine tarımsal katma değerin yüzde 10’undan daha az destek veren ülkeleri destek indiriminden muaf tutuyordu. Şimdi ABD ve AB bu desteğin daha da aşağılara çekilmesi için bizim gibi ülkelere baskı kurdu.
İkincisi, gümrüklerin bant şeklinde, kademeli olarak indirilmesini öngörüyor. Bizim gibi ülkeler zaten bütçe olanaklarından dolayı tarımını yeterince destekleyip geliştiremedikleri için iç pazarlarını sadece gümrükleriyle koruyabiliyordu. Ürün bazında bakacak olursak, şu anda hayvansal ürünlere yüzde 227, hububata yüzde 180, çaya ve muza yüzde 150 gümrük uygulayabiliyoruz. Gümrük duvarlarımızın indirilmesiyle, tahminen Eylül ayına kadar bu ürünleri üreten Türk çiftçisini koruyamaz hale geleceğiz.
Tarım Bakanı, zaten gümrüklerimiz indirdik diyor. Bu kara bir mizah, bakan tarımı çöküş noktasına getirdiklerini bir anlamda itiraf da ediyor.

DTÖ, TÜRKİYE’Yİ SİLİNDİR
 GİBİ EZER

Türkiye’nin kendi içinde de yapması gerekenler var. Dünya tarımı liberalizasyona doğru sürüklenirken, Türkiye buna direnebilmek için kendi tarımını güçlendirmeli. Yüksek maliyet ve düşük verim ve plansızlık sorununu ortadan kaldırmalı. Bu nedenle üreticisini desteklemeli. Eğer böyle giderse Türkiye en fazla 50 yıl daha beslenebilir. Bu suçu da asla çiftçiye atamazlar, tek suçlu ülkeyi yönetenlerdir. Eğer bütçenizi iç ve dış borç faizi ödemeye odaklarsanız, ekonominin can damarı olan Tekel’i, şeker fabrikalarını, Tüpraş’ı yok pahasına elden çıkarırsanız, Türkiye’yi hiç de iyi bir gelecek beklemez. DTÖ anlaşması da Türkiye’nin üzerinden silindir gibi geçer.

Okunma Sayısı: 633