ADANA ULUS / GIDA PAYLAŞIMINDA ADALET VE TARIM TEKELLERİ / 4 TEMMUZ 2017

GENEL MERKEZ ( )
05.07.2017 (Son Güncelleme: 05.07.2017 14:40:57)

Bugün artık bütün dünyada gıda maalesef politik bir silah olarak kullanılıyor.

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Özden Güngör, hayatımızı var eden ve devamlılığını sağlayan temel unsurun gıda olduğunu ifade ederek, "İlk insanlardan bugüne, on binlerce yıldır, beslenme alışkanlıklarımız pek çok değişikliğe uğradı ama temel mantığı sağlıklı ve besleyici gıdalara her insanın yeterli, erişilebilir ve sürdürülebilir olmasına dayanmaktadır. Ancak ülkemizin içinde bulunduğu mevcut durumda ne sağlıklı gıda üretilebiliyor, ne uygun fiyatla halkımıza sunulabiliyor, ne de gıda üretiminin bir sürekliliği var."dedi.

Özden Güngör, TMMOB Adana İl Koordinasyon Kurulu adına Adana Atatürk Parkı`nda açık havada düzenlenen "Gıdada Adalet" konulu toplantıdaki konuşmasında şöyle dedi:

"Bugün artık bütün dünyada gıda maalesef politik bir silah olarak kullanılıyor. Uluslararası tekeller tohumdan gübreye, ilaçtan pazarlamaya kadar bütün üretimi kontrol etmeye çalışıyorlar. Ülkemizde de tohum, gübre ve ilaç sektörü birkaç ulusal ve uluslararası tekelin kontrolüne bırakılmış durumdadır. Dünya ölçeğindeki bir şirket Türkiye`ye geliyor, tarım arazileri üzerine bina yapıyor, ülkemizdeki gıda piyasasını hukuksuzca yönetmeye kalkıyor, siyasi iktidar ise bu duruma izin veriyor. Bizler buna itiraz edince, bu hukuksuzluğu dava edince de, bir gecede yasalar değiştiriliyor.

Bunun gibi onlarca akıl almaz olayın ardından, ülkemiz tarımı ve çiftçisi zor duruma düşünce, gıda üretimleri sekteye uğrayınca da ithalat yoluna başvuru, uluslararası firmaları bir kez daha ihya ediliyor.

Gıda ürünlerimizi biz satmaya çalıştığımızda ise, bu firmaların yönlendirdiği şekilde üretilen tarım ürünleri, alıcı ülke gümrüklerinden geri dönüyor. Alman`ın, Rus`un yemeye uygun bulmadığı ürünler; iç pazarda arz-ı endam ediyor. Hatta siyasi iktidar bu durumu pazarı kontrol etmek için bir fırsat olarak görüyor.

Bu firmaların ürettiği ve teşvik ettiği, bilinçsizce kullanılan zirai ilaçlar, hormonlar, gümrüklerden elini kolunu sallayarak giren genetiği değiştirilmiş (GDO) ürünler, içeriğini ve menşeini bilmediğimiz tonlarca ürün…

Son günlerde askeri birliklerimizde yaşanan toplu gıda zehirlenme vakalarının her biri bir önce yaşanılandan ders çıkarılmadığını göstermektedir.

Bu gibi hayati konularda hizmet alımı ihalelerinde yaşanan rekabet, üst düzey standartlarda verilmesi gereken hizmet şartlarının, olabildiğince düşük şartlarda sunulmasını beraberinde getirmektedir. Rekabetin, nitelikli hizmet ve kaliteli ürün temelinde olmayıp düşük fiyat esasına göre gerçekleşmesi, hizmet alım ihalesine giren firmaların maliyetin altındaki fiyatlara kadar "kırım" yapması, başta Mehmetçik olmak üzere bu ülkenin geleceği olan okul çocuklarımızın ve gençlerimizin de "kırılmasına" sebep olmaktadır. Mehmetçik bu ülkenin fakir halkının evladıdır. İhale oyunlarının ne öznesi ne de nesnesi değildir. Bu sorumsuzluk önlenmelidir.

Kamu kaynaklarının özel firmalara aktarılması anlamına gelen kamuda hizmet alımı uygulamalarından biran önce vazgeçilmeli ve hepimizin vergileri ile sağlanan kamu kaynakları kamu eliyle hepimizin yararına olacak şekilde kullanılmalıdır.

Yakın zamana kadar kendi tarımsal üretiminde, kendisine yetmenin dışında, büyük tarım ürünleri ihracatçısı olan Türkiye, dağları, tepeleri bitmiş gibi, en verimli tarım alanlarını yapılaşmaya açarak; köylerin ve köylünün ihtiyacını karşılamayarak onları şehirlere taşıyor. Bu arada artan işsizlik bir yana, hemen her türlü tarım ürününü ithal eden bir ülke haline getiriliyor.

Bütün bunların sonucunda ise önce yeraltı ve yerüstü kaynakları, sonra vazgeçilmez ihtiyaçlarımız su gıda, uluslararası Kapitalizm`in ve Emperyalizm`in elinde mükemmel bir silaha dönüşüyor. 7,5 milyarlık dünyada, 1 milyar aç ve 2,5 milyar obez ve aşırı kilolu insan yaratılıyor. Ülkemizde ise tarımsal üretim gittikçe gerilerken, gıda fiyatları kontrol edilemiyor. Gıdalarımız birkaç tekelin eline bırakılıyor.

Bu gidişe artık DUR diyoruz. Gıda sektöründeki bu hukuksuzluğa karşı ADALET istiyoruz. Emekçilerin gıda ürünleri fiyatları karşısında eriyen gelirlerini görüyor ve ADALET istiyoruz. Yoksulun ayda bir et yediği ama Kaçaksaraylar`da mükellef iftar sofralarının kurulduğu bir ülkede ADALET istiyoruz.

Siz değerli Halkımızı, Hakkını aramaya, bu ülkede aklı ve vicdanı yeniden muktedir kılmaya davet ediyoruz. ADALET istiyoruz!!!

Okunma Sayısı: 166
Fotoğraf Galerisi