ANADOLU ÜNİVERSİTESİ AÇIK ÖĞRETİM FAKÜLTESİ DEKANLIĞI’NA AÇIK MEKTUP

GENEL MERKEZ ( )
18.04.2018 (Son Güncelleme: 18.04.2018 16:38:26)

 

Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi`nin gerçekleştirdiği sınavda yer alan cinsiyetçi soru nedeniyle TMMOB Kadın Çalışma Grubu 17 Nisan 2018 tarihinde Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Dekanlığına yönelik açık mektup yayınladı.

 

ANADOLU ÜNİVERSİTESİ AÇIK ÖĞRETİM FAKÜLTESİ DEKANLIĞI’NA AÇIK MEKTUP

Dün ve bugün, basında ve sosyal medyada, Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi`nin 14-15 Nisan tarihlerinde gerçekleştirdiği sınavda toplumsal cinsiyet eşitliği ilkesine aykırı ve cinsiyetçi bir soruya yer verildiğine dair bazı paylaşımlara rastlanmıştır.

Bu paylaşımlardan, söz konusu sınavda "Hangisi kadının daha çok evde yaptığı işlerle uyumlu ya da evdeki sorumluluklarını aksatmayacak işler arasında yer almaz?" sorusu sorulduğu; cevap şıkları olarak  "Hemşirelik, hasta bakıcılık, ev temizliği, mühendislik, öğretmenlik" seçeneklerine yer verildiği anlaşılmaktadır.

Öncelikle Anadolu Üniversitesi’nin konuyla ilgili bir açıklama yaparak bu sorunun sınavda sorulup sorulmadığına açıklık getirme yükümlülüğü olduğunu hatırlatırız. Böyle bir soru sorulmuşsa da bu durumda sorunun iptal edilmesi ve tüm kadınlardan özür dilenmesi gerekmektedir.

Neredeyse her gün bir kadının, erkekler tarafından öldürüldüğü, şiddet gördüğü, tacize tecavüze uğradığı bir ülkede kadınların emeğine ve bedenine el koyulmasının temelinde yatan cinsiyet eşitsizliği ile mücadele etmesi gereken bir eğitim kurumunun, bu eşitsizliği pekiştirecek ve meşrulaştıracak bir tavır sergilemesi kabul edilemez.

Bir eğitim kurumunun, bir üniversitenin, kadınları özel alana, ev işi ve çocuk bakımı gibi haneye ait işlere sıkıştıran, kamusal alana erişimlerini engelleyen ya da ancak belirli kodlar içerisinde yer almasına izin veren ataerkil ideolojinin taşıyıcısı/savunucusu olması kabul edilemez.

Biz kadınlar mühendis de oluruz, doktor da, kamyon şoförü de marangoz da… Bu meslekleri yapmamıza engel olan, kadın olmamız değil, söz konusu sınav sorusunda ve sorunun altındaki açıklamada da görüldüğü üzere, cinsiyetçi algı ve pratiklerdir. Soru bölümünde bir toplumsal algılamadan ziyade bir hüküm söz konusudur.  Çözüm bölümünde ise gerekçe oluşturma telaşıyla sözde toplumsal algı açıklamasına girişilmiştir. Ancak cinsiyetçi düşüncenin açıkça dayatması olan bu soru ve açıklaması kadınların mevcut toplumsal hayattaki yerlerinden dahi bihaber olunduğunun  göstergesidir.

Denilmektedir ki; “Kadın, toplumda çoğunlukla ev ile ilişkilendirilir; evin, çocukların idaresi ve ev işlerini (yemek, temizlik vb.) kadın tarafından üstlenilir. Mühendislik, kadının bu işlerini aksatmasına yol açacak bir meslek dalıdır”.

Eşitsizlikler üzerine kurulu bu sistemde, ataerkinin bugün halen kadını haneye dair yaptığı işlerle özdeşleştirdiği ve bu işlerden kalan zamanlar için “ikincil” işlere yönlendirmeye çalıştığı bilinen bir gerçektir. Ancak, cevap şıkları arasında yer alan hemşireliği meslek olarak seçen bir kadın ile mühendislik mesleğini seçen bir kadın arasında “ev sorumluluklarını aksatması” çerçevesinde nasıl bir fark olduğu izaha muhtaçtır.

Burada esas sorun iş ve özel alan arasındaki çatışmadır. Bu çatışmanın çözülmesi ise ancak ve ancak cinsiyet eşitliği temelinde politikaların uygulanması ile mümkündür.

Mesela, haneye ve çocuk bakımına ait tüm işlerin kadın ve erkeklerin ortak sorumluluğu olduğu algısının yaygınlaştırılması ve gerekli mekanizmaların geliştirilmesi ile…

Mesela, anneden babaya devredilemez ve ücretli ebeveyn izni uygulamasının başlatılması ve erkeklerin bu konuda teşvik edilmesi ile…

Mesela, çocuk bakımı için ulaşılabilir kreş ve bakım evi alternatiflerinin yaratılması ile…

Kadınlar hayatın her alanında vardır ve var olmaya da devam edecektir. Mühendislik mesleğini seçen biz kadınlar da, bizi ev içi köleliğe mahkûm etmeye çalışan zihniyete inat, şantiyelerde, maden ocaklarında, fabrikalarda, sanayi bölgelerinde var olmaya devam edeceğiz. Cinsiyet eşitsizliğini doğallaştıran ve yaygınlaştıran politikalar yerine, cinsiyet eşitliğini temel alan politikaların geliştirilmesi hükümetlerin sorumluluğudur. Bir devlet kurumu olarak üniversiteler de bu sorumluluğun başat taşıyıcılarıdır. Anadolu Üniversitesi’ne ve benzeri uygulamalar gerçekleştiren diğer tüm devlet kurumlarına bu sorumluluklarını hatırlatmayı bir görev addediyoruz. Meselenin takipçisi olacağımızı kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.

TMMOB Kadın Çalışma Grubu

 

 

 

Okunma Sayısı: 602
Fotoğraf Galerisi