FOX TV- “İLKER KARAGÖZ İLE ÇALAR SAAT HAFTA SONU” PROGRAMI

GENEL MERKEZ ( )
26.04.2020 (Son Güncelleme: 26.04.2020 14:23:50)

Yönetim Kurulu Başkanımız Baki Remzi SUİÇMEZ, 26 Nisan 2020 Pazar günü saat: 10.00’da “İlker Karagöz ile Çalar Saat Hafta Sonu” programının canlı yayın konuğu oldu.

Tarımın güncel konularının ele alındığı programda Başkanımız özetle: “Koronavirüs salgınını yaşadığımız şu günlerde, insanlar önce market raflarına koştu. Çünkü beslenme, gıda arzı en temel gereksinim. Boş rafları gıda maddeleri ile doldurmanın tek yolu ise her koşulda tarımsal üretime devam etmektir. Her koşulda üretmeye devam etmek için üretimi ve üretenlerin desteklenmesi gerekiyor.

Farklı mahallelerden farklı pencerelerden baktığımızda, bir pencereye göre ülkemizde hiçbir sorun yok. Çiftçi penceresinden, mühendisler penceresinden bakarsak tarımda sorunlar çok fazla. Siyasetin penceresinden bakınca sorunlar pek görünmüyor maalesef!   

Çiftçilerimiz yeterince desteklenmediği için, emeğinin karşılığını alamadığı için üretimden çekilmekte. Son yirmi yılda 3,5 milyon hektar işlenebilir tarım arazisini çiftçi ekmekten vazgeçti. Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı çiftçi sayısı 2003 yılında 2,8 milyon iken günümüzde 2,1 milyona düştü, yaklaşık 700 bin çiftçi son derece yetersiz olan tarım desteğini bile almayı bıraktı. Gerek üretim alanlarının daralması, gerekse çiftçi sayısındaki düşüş, tarımda bir üretim sorunu olduğunu açıkça göstermektedir. Tarım alanlarının, tarımsal üretimin, çiftçi sayısının, kırsal alan nüfusunun sürekli düştüğü bu süreçte, en büyük pay aracılara ve sözleşmeli tarımla çiftçiyi taşeronu olarak kullanan büyük şirketler ile ithalatçı firmalara gitmektedir. Tarımsal girdi fiyatları enflasyonun üstünde olurken, tarımsal ürünlerin tarladaki fiyatı enflasyonun altında, marketteki fiyatı enflasyonun üstünde kalmakta, üreten çiftçi para kazanamamakta, tüketiciler ise pahalı gıda tüketmektedir.

Ekonomik önlemler paketi açıklandı ve maalesef ki Cumhurbaşkanı’nın açıkladığı Ekonomik Yardım Kalkanı paketinde tarım sektörü yer almadı. Cumhurbaşkanımız sanırım yanlış bilgilendirildi “2020 yılı desteklerinin yarısını ödedik” dedi. Oysa ödenen destekler 2019 yılı destekleri.  Dün de bir kısım destek yatırıldı ve 20 milyar TL tarıma ayrılan destek.  Bu para aslında 48 milyar lira olması gerekir. Çünkü 2006 yılında çıkarılan 5488 sayılı Tarım Kanunu’nun 21. maddesinde tarımsal desteklemeler için bütçeden ayrılacak kaynağın milli gelirin %1’inden az olamayacağı hükmü getirildi. 2006’dan bugüne 14 yıl geçti,  hiçbir zaman bu orana yüzde 1’e ulaşılmadı, hep binde 5’lerde kaldı. Tarım ve Orman Bakanını ziyaretimiz sırasında da bu konuya değinerek,  2021 yılında verilecek olan tarımsal desteklerin ilk defa Tarım Kanunu’na uygun olarak verilmesini talep ettik.

Tarımda gelişmiş ülkeler desteklerini birkaç yıl öncesinden açıklayarak çiftçisini önceden yönlendiriyor. Koronavirüsün en yaygın olduğu bölge konumuna gelen Avrupa Birliği’nde tarımsal üretim ve gıda ihtiyacının karşılanması için ek destekler yapıyor. Mesela ABD, tarımda 19 milyar dolar destek yapacağını  açıkladı.

Biz, “tarımsal üretim seferberliği ilan edilmelidir” dedik. Bunun içinde mevcut destekler yetersiz, gelecek yıllara sarkarak ödeniyor. Somut ek tarımsal ekonomik önlemler paketi açıklansın istedik, bunun içinde; tarımsal desteklerin yeterince ve zamanında ödenmesini, çiftçilerimizin; Tarım Kredi’ye, Ziraat Bankası’na, özel bankalara olan borçlarının yapılandırılmasını, mümkünse borç faizlerinin silinmesi istedik. Tarım Kredi 2 aylık bir öteleme yaptı ancak yeterli değildir. Kamu bankaları ve özel bankalar bu alanda bir adım atmadı.  Onun dışında çiftçilerin SGK, Bağ-kur borçları var, bunlarda en azından 2020 yılı hasat sonuna ötelenmelidir.

Yalnızca tohum gibi bir girdide verilen destek diğer girdilerdeki yüksek fiyat gerçeği karşında üretimi istenen düzeyde olumlu etkilemeyecektir. Mazot, gübre, tohum, ilaç, yem, sulama suyu ve elektrik gibi tüm girdilerde vergi oranları dahil düzenlemelerle maliyetleri düşürecek önlemler ortak bir “tarımsal ekonomik destek kararnamesi” ile açıklanmalıdır. Mazottaki yüksek oranda uygulanan vergiler ve KDV %1’e indirilmeli, döviz kurundaki artışlara karşın mazot fiyatı tüm ülkede çiftçilere 1.5-2.5 TL aralığında verilmelidir.

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından tüm ürünlerde yeterli stokumuz var denilmesine karşın, ürün bazında ne kadar ve kaç yıllık stok olduğu kamuoyuna açıklanmalıdır. TMO 2020 yılı için şimdiden alım garantili ürün fiyatı açıklamalı, gerekli ödemeleri zamanında yapabilecek hazırlıklarını tamamlamalıdır. TİGEM arazilerinin kiralanması veya satışı uygulamalarına son verilmeli, yerli ve yeterli girdi üretimi yapılmalı, ürün ve tohum stoklaması sağlanmalıdır. Trakya Birlik, Fiskobirlik gibi birlikler yeniden işlevsel ve özerk kılınmalı, piyasaya etkin müdahale koşulları oluşturulmalıdır.

Son günlerde, hazineye ait arazilerin üretimin artırılması amacıyla çiftçiye verilmesi gündemde. Ülkemizde ne kadar hazine arazisi olduğu, hazine arazilerinin ne kadarının tarımsal üretime uygun olduğu, tarımsal üretime uygun hazine arazilerinden ne kadarının satış veya kiralama yoluyla tarıma açıldığı, tarıma uygun üretime açılmamış hazine arazisi stokunun açıklanması gerekir. Tarımsal verilerde m2 yerine hektar ya da dekar kullanılır. Bu veriler açıklanırsa önce başlangıçta 900 hektar, şimdi toplam 2300 hektar alanın üretime ne kadar az katkısı olacağı daha iyi anlaşılabilir. Önceliğimiz 3.5 milyon hektar çiftçinin kendine ait işlemekten vazgeçtiği tarım arazisinin üretime katılmasıdır. Hazine arazileri konusunda ısrar sürecekse öncelikle topraksız ve az topraklı küçük çiftçilere verilmeli, tüm girdilerde maliyet düşürülmeli, hasat öncesi alım garantisi ilan edilmelidir.

Ülkemiz Tarım Sektörü Derhal Desteklenmeli, Tarımsal Üretimimiz Planlı Bir Şekilde Artırılmalıdır. Söylemler dışında somut olarak, tarım arazilerimizi koruyacak şekilde ülke düzeyinde arazi kullanım planlaması yapılmalı; korunan tarım arazilerimizde üretim miktarı artışı, ürün çeşitliliği ve üretim sürekliliğini sağlayan tarımsal üretim planlamasına geçilmeli; tarımsal ürün dışalımının kısıtlanmalı, girdi maliyetleri düşürülerek ürün desteklerinin artırılmasına yönelik çalışmalara derhal başlanmalıdır.

Ülkemiz başta olmak üzere, tüm dünya ülkeleri Covid-19 salgını sebebiyle çok zor günler yaşamakta ve bu sürecin daha ne kadar süreceği de bilim insanları tarafından tam olarak kestirilememektedir. Salgın günlerinde tarımın önemi ve gıda güvencesinin gerekliliği bir kez daha çok açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Ülkemizde tarımsal üretimin artırılması gerçeğinden yola çıkarak ve daha güçlü bir Tarım ve Orman Bakanlığı için devlette devamlılığın esas olduğu göz önünde bulundurularak, öncelikle bir önceki Bakan zamanında sözü verilen Ziraat Mühendisi, Gıda Mühendisi ve Veteriner Hekim olmak üzere toplam 10.551 personel alımı için gerekli çalışmalara bir an önce başlanması gerekmektedir. Tarım ve Orman Bakanlığı dışında meslektaşlarımızın istihdam edildiği diğer Bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşları da yeni istihdam olanakları yaratmalıdır” dedi.  

Okunma Sayısı: 173
Fotoğraf Galerisi
Bağlantılar

http://youtu.be/d4BcSSc9hdE