İLKHABER GAZETESİ: "VİRÜS İNSANI, AÇLIK İNSANLIĞI ÖLDÜRÜR"- 28 MAYIS 2020

GENEL MERKEZ ( )
29.05.2020 (Son Güncelleme: 29.05.2020 11:13:47)

Sağlığımızı korumanın tıbbi yöntemler dışındaki en önemli etkenin her insanın temiz ve sağlıklı su ile gıdaya ulaşma hakkı olduğunu belirten ZMO Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez, “Su ve gıda, günümüzde ve gelecekte dünyadaki en stratejik iki üründür. Bir yandan su kaynaklarımızı korurken, diğer yandan tarımsal üretimimizi artırmamız mutlak bir zorunluluktur. Virüs insanı, açlık insanlığı öldürür” dedi.

ADANA (İLKHABER) – Sağlığımızı korumanın tıbbi yöntemler dışındaki en önemli etkenin her insanın temiz ve sağlıklı su ile gıdaya ulaşma hakkı olduğunu belirten ZMO Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez, “Su ve gıda, günümüzde ve gelecekte dünyadaki en stratejik iki üründür. Bir yandan su kaynaklarımızı korurken, diğer yandan tarımsal üretimimizi artırmamız mutlak bir zorunluluktur. Virüs insanı, açlık insanlığı öldürür” dedi. Tarımsal üretimde dışa bağımlılığa dikkat çeken Baki Remzi Suiçmez, “Tarımsal ürünlerde net dışa bağımlı hale gelen ülkemizde, tarım sektörünün ekonomideki ağırlığı her geçen yıl azalmaktadır. Tarımın milli gelire ve istihdama katkısı azalırken, çiftçinin yıllardır devletten alacağı büyümekte, desteklenmeyen çiftçi faizli kredilere başvurmakta, borç batağında tarlasını satmaktadır. Tarımsal örgüt enflasyonunda aslında örgütsüz olan çiftçilerimiz üretimden çekilirken, son yirmi yılda 3,5 milyon hektar işlenebilir tarım arazisini ekmekten vazgeçti” diye konuştu.

Özellikle tarım alanlarının, tarımsal üretimin, çiftçi sayısının ve kırsal alan nüfusunun sürekli düştüğüne değinen ZMO Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez, “Tarım alanlarının, tarımsal üretimin, çiftçi sayısının, kırsal alan nüfusunun sürekli düştüğü bu süreçte, en büyük pay aracılara ve sözleşmeli tarımla çiftçiyi taşeronu olarak kullanan büyük şirketler ile ithalatçı firmalara gitmektedir. Tarımsal girdi fiyatları enflasyonun üstünde olurken, tarımsal ürünlerin tarladaki fiyatı enflasyonun altında, marketteki fiyatı enflasyonun üstünde kalmakta, üreten çiftçi para kazanamamakta, tüketiciler ise pahalı gıda tüketmektedir” ifadesi kullandı. Covid-19 salgınından ders çıkararak, bir an önce kamucu tarım politikası değişikliğine gidilmesi gerektiğini, tarım arazilerimizi koruyacak şekilde ülke düzeyinde arazi kullanım planlaması yapılıp, üretim sürekliliğini sağlayan tarımsal üretim planlamasına geçilmesi gerektiğini belirten ZMO Yön. Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez şu ifadelere yer verdi;

“Tarım sektörümüz yıllardır uygulanan yanlı ve yanlış tarım politikaları nedeniyle bu yapısal sorunlarını çözememiş iken, ülkemizi de yoğun olarak etkileyen koronavirüs salgınının sektöre yıkıcı etkilerinin olacağı açıktır. Tarım sektörü, stratejik bir sektördür. Üreticilerin bir kez üretimden koptuktan sonra tekrar tarımsal üretime dönmeleri oldukça zor, hatta olanaksızdır. Tarımda gelişmiş ülkeler desteklerini
birkaç yıl öncesinden açıklayarak çiftçisini önceden yönlendiriyor. Koronavirüsün en yaygın olduğu bölge konumuna gelen Avrupa Birliği’nde tarımsal üretim ve gıda ihtiyacının karşılanması için ek destekler gündemde. Üretmezsek beslenemeyiz. Üretemezsek tüketemeyiz. Üretemezsek kıtlık ve açlık
yaşarız. Dışalım, normal zamanlarla birlikte, özellikle salgının dünyayı tehdit ettiği günümüzde de  çözüm değil.Çözüm; çiftçilerimizin tarım ürünlerini üretebileceği olanakların güçlendirilmesi ve tüketicilerimizin de bu gıdalara uygun fiyatta sürdürülebilir bir şekilde ulaşmasının sağlanmasıdır.

Yapılması gerekenlere ilişkin somut önerilerimize gelecek olursak; 5488 sayılı Tarım Kanunu gereği, bütçeden tarıma ayrılan kaynak, 2021 yılı bütçesi ve sonraki yıllar için gayrisafi millî hâsılanın en az
yüzde 1’i düzeyine yükseltilmelidir. 2019 yılı destekleme ödemeleri tüm illerimiz için derhal ödenmeli, 2020 destekleme ödemeleri ise 2021 yılına sarkmadan ödenmelidir. Bitkisel ve hayvansal ürünlerin
destekleme kapsamı genişletilmeli, iyi tarım uygulamaları ve organik tarım destekleri sürdürülmeli, girdiler dahil ek ekonomik destek paketi açıklanmalıdır. Çiftçilerin Ziraat Bankası, özel bankalar ve
Tarım Kredi Kooperatiflerine olan kredi borçları yapılandırılmalı, 2020 yılı için faiz alınmamalıdır.
Borç ertelemesi, düşük faizli kredi yanında, çiftçi borçlarının silinmesi de gündeme gelmelidir. Çiftçilerin BAĞKUR ve SSK borçları, 2020 yılı hasat sezonu sonuna ertelenmelidir. Kredi tarımsal su kullanım borçları ertelenmeli, mümkünse su hizmetleri ücretsiz verilmelidir. Bitki koruma, gübre, tohum, tarım alet ve makinası gibi girdileri satan Tarımsal Bayilere yönelik halk sağlığının korunması ve haksız rekabet ortamı oluşmaması için Tarım ve Orman Bakanlığı’nca ülke düzeyinde ortak uygulama
başlatılmalı ve süreç sıkı bir şekilde denetlemelidir. Sağlık Bakanlığı’nca yürürlüğe konulan Biyosidal Ürünler Yönetmeliği değişikliği yeniden değerlendirilmeli, biyosidal ürün veya aktif maddelerin imalinden sorumlu olacak meslek grupları içerisinde eskiden olduğu gibi yine Ziraat Mühendisleri de olmalı, halk sağlığı açısından biyosidal uygulaması yeterli eğitim almamış her meslek grubuna açılmamalıdır. Yaş sebze ve meyve pazarları ile Hallerde aracılık sistemi devreden çıkarılmalı, ürün sunumunda hijyenden ödün verilmemeli, etkin denetimler yapılmalıdır. Öncelikle tarımsal ilaç, gübre, tohum olmak üzere yerli girdi üretimine ve ıslah çalışmalarına yönelik gerekli ar-ge çalışmaları hızlandırılmalı ve süreç koşulsuz desteklenmelidir.

İklim değişikliğinin kısa ve uzun vadeli senaryoları dikkate alınarak mevcut tarım alanlarında kuraklığa dayanıklı bitki tür ve çeşitlerinin geliştirilmesi, ekim teknikleri ve toprak kullanım yönetimine yönelik araştırma çalışmalarına daha fazla kaynak ayırarak devam edilmelidir. Gıda arzının sürekliliği, verim ve üretici gelirinin artması için sulamaya uygun tarım alanları bütçeden yeterli kaynak ayrılarak ivedilikle
sulu tarıma açılmalı, su tasarrufu sağlayan basınçlı/kontrollü sulama yöntemleri uygulanmalı, sulanan alanlarda eşgüdümlü olarak arazi toplulaştırma ve tarla içi geliştirme hizmetleri gelir artışı yanında, vatandaşın sağlıklı et, süt ve süt ürünleri tüketmesi için kalıcı özel önlemler alınmalıdır. Beyaz et ve yumurta sektörü salgın boyunca desteklenmelidir. Kırmızı et sorununun giderilmesi için dönemsel olarak açılan tarife kontenjanlarıyla dışalım yolu tercih edilmemeli, devlet üretim çiftlikleri yoluyla üreticiye teknik destek sağlanmalı, yem, ilaç, aşı desteği verilmeli, meraların amaç dışı kullanımı önlenmelidir. Endüstriyel hayvancılık çok boyutlu değerlendirilmeli, agroekolojik hayvancılığa geçiş özendirilmelidir. Örtü altı tarım, seracılık özellikle salgın dönemi ve doğal afetlerde desteklenmelidir.

Tarımsal Yayım ve Danışmanlık hizmetleri yaygın ve etkin olarak hızlı bir şekilde verilmelidir. DSİ Genel Müdürlüğü güçlendirilmeli, en ücra noktalara hizmet verecek şekilde Toprak Su Genel Müdürlüğü yeniden kurulmalıdır. Kamu hizmetinin yeterli ve etkin verilebilmesi amacıyla acilen Ziraat Mühendisleri için kamuda yeterince kadro açılmalı ve atanamayan mühendisler güvenceli çalışma koşullarında işe başlamalıdır. Ülkemizin en büyük gücü her türlü olumsuzluğa karşın hâlâ tarımsal üretim potansiyelimizdir. Tarım arazilerini korumayan, girdi maliyetlerini düşürmeyen, gerekli ve yeterli ürün desteklerini içermeyen ve sadece dışalıma dayalı politika ve uygulamalarla, tarım ve gıda sektöründe ülke ve halkımız yararına belirlenen ve istenilen hedeflere ulaşılması mümkün değildir. Covid-19 salgınından ders çıkararak, ülkemizde bir an önce “kamucu tarım politikası” değişikliğine gidilmelidir. Söylemler dışında somut olarak, tarım arazilerimizi koruyacak şekilde ülke düzeyinde arazi kullanım planlaması yapılmalı; korunan tarım arazilerimizde üretim miktarı artışı, ürün çeşitliliği ve üretim sürekliliğini sağlayan tarımsal üretim planlamasına geçilmeli; tarımsal ürün dışalımının kısıtlanmalı, girdi maliyetleri düşürülerek ürün desteklerinin artırılmasına yönelik çalışmalara derhal başlanmalıdır. Unutmayalım! Boş rafları gıda maddeleri ile doldurmanın tek yolu, her koşulda tarımsal üretime devam etmektir. Her koşulda üretmeye devam etmek, üretimi ve üretenleri desteklemek hepimizin temel amacımız olmalıdır. Tarımın ve gıdanın önemini daha iyi anlamamız, anlatmamız ve buna uygun şekilde üretimpolitikaları geliştirmemiz, üreticiden tüketiciye kadar hepimizin sorumluluğudur. Çiftçilerimizin, üreticilerimizin, tüketicilerimizin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için, bilimle tarımsal üretimi buluşturabilmek için, ülke olarak kendimize yetebilmemiz için, gıda güvenliği ve gıda güvencesi için, gecikmeden, derhal, yerli üretime ve istihdama dayalı bir seferberlik başlatma zamanıdır. Virüs insanı, açlık insanlığı öldürür”

Okunma Sayısı: 61
Fotoğraf Galerisi