İLKHABER GAZETESİ: ZİRAATÇİLERDEN ‘ZEHİR’ UYARISI- 28 AĞUSTOS 2020

GENEL MERKEZ ( )
29.08.2020 (Son Güncelleme: 29.08.2020 16:43:44)

Çıkarılan yeni yönetmelikle Orman Mühendisi ve Orman Endüstri Mühendislerine Zirai İlaç Bayii Açma Yetkisi verilmesinin doğru olmadığını belirten TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası(ZMO) Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez, “Bitki koruma ilaçlarının zehir olarak tüketilmemesi için ziraat mühendisleri dışında ilgisiz farklı mesleklere satış ve uygulama yetkisi verilmemelidir” dedi..

 

ADANA (İLKHABER) – Çıkarılan yeni yönetmelikle Orman Mühendisi ve Orman Endüstri Mühendislerine Zirai İlaç Bayii Açma Yetkisi verilmesinin doğru olmadığını belirten TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası(ZMO) Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez, “Bitki koruma ilaçlarının zehir olarak tüketilmemesi için ziraat mühendisleri dışında ilgisiz farklı mesleklere satış ve uygulama yetkisi verilmemelidir” dedi..

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası’ndan Orman Mühendisi ve Orman Endüstri Mühendislerine Zirai İlaç Bayii Açma Yetkisi verilmesine tepki. Yapılan yönetmelik hakkında bilgi veren ZMO Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez, Bitki Koruma Ürünlerinin Toptan ve Perakende Satılması ile Depolanması Hakkında Yönetmelikte yapılan değişikliğin gıda güvenliği ve halk sağlığı açısından rsikli olduğunu söyledi.

Yapılan değişikliğin iptal edilmesi gerektiğini belirten TMMOB ZMO Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez, “Ziraat Mühendisliği dışındaki mesleklerin doğrudan ilgili olmadığı zirai ilaç bayiliği, çiftçiye uygulamalı eğitim dahil olmak üzere yeniden değerlendirilmeli ve dolaylı bağ aramaksızın diğer meslek disiplinlerine verilen mevcut yetki belgeleri iptal edilmelidir” diye konuştu.

Tarım ve Orman Bakanlığı’nca yayınlanan son Yönetmelik değişikliği, yalnızca istihdam alanını kendince ve keyfince düzenleme sorunu değil, doğrudan gıda güvencesi, gıda güvenliği ve halk sağlığını ilgilendiren çok ciddi bir sorun olduğuna dikkat çeken TMMOB ZMO Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez, oda olarak yönetmeliğin iptali için dava açtıklarını ifade ederek şu bilgilere yer cerdi;

“Bilindiği gibi 18 Temmuz 2020 tarihli ve 31189 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Bitki Koruma Ürünlerinin Toptan ve Perakende Satılması ile Depolanması Hakkında Yönetmeliğin 12. maddesinin birinci fıkrasında yapılan değişiklikle; bitki koruma ürünlerinin toptan veya perakende satışını yapmak amacıyla bitki koruma ürünleri bayi veya toptancı izin belgesi almak için Bakanlığa müracaatta bulunabilecek meslekler arasına; doğrudan ilgili ve tek yetkili olması gereken Ziraat Mühendisi dışında; daha önce maddeye eklenen Eczacı, Kimya Mühendisi/Kimyager, bitki sağlığı ile ilgili dersleri alarak mezun olmuş Tekniker veya Ziraat Teknisyeni meslek alanları yanına; bu kez de “Orman Mühendisi/Orman Endüstri Mühendisi” eklendi.

Konu, tarımsal üretimin sürekliliği, verim artışı, hastalıklı zararlıların yok edilmesi, sağlıklı bitkilerin tüketilmesi açılarından değerlendirilmelidir. Eğer süreç doğru yönetilmezse ve tarımsal ilaçlar yanlış kullanılırsa zehir olur. Bu noktada tarım ilacı satışı konusunda farklı mesleklere yetki verilmesini, yalnızca ziraat mühendislerinin istihdamı açısından değerlendirmemeli, bunu bir çevre ve halk sağlığı sorunu olarak görmek gerekmektedir.

Bitki koruma bayileri, bitki koruma ürünlerinin kullanımında çok kritik bir role sahiptir. Çiftçiler zirai ilaç alırken hangi ilacın, hangi ürüne, hangi dozda verileceğini de bayilere danışmaktadır. Hastalık ve zararlılarla mücadele konusunda öncelikle sorunun doğru teşhis edilmesi, gerekiyorsa doğru ilacın doğru dozda verilmesi, uygulamada aletlere doğru kalibrasyonun yapılması, doğru su miktarı ve sulama aralığının belirlenmesi, doğru zamanlamaya dikkat edilmesi bir zorunluluktur. Zirai ilaç satışının “ilacın prospektüsüne bakarak satma” boyutuna indirgenmesi yanlış ve tehlikelidir.

Ülkemizde eğitim ve istihdam planlamasının birlikte yapılmaması nedeniyle hem eğitim alanında hem de istihdam alanında çok ciddi sorunlar yaşanmaktadır.  Derinleşerek yaşadığımız ekonomik kriz ortamında işsizlik yanında üniversite mezunu işsiz oranları, meslektaşlarımız da dahil, endişe verici düzeye yükselmiştir. Böylesi bir ortamda iktidara yakınlığını her ortamda gündeme getiren bir meslek odasının üyelerinin istihdamına yönelik tek taraflı taleplerinin, doğrudan ilgili meslek disiplini ve meslek odasının yasal hak ve yetkileri yok sayılarak, mevcut kamu yönetimince keyfi biçimde yürürlüğe konulması kabul edilemez bir durumdur ve hukuki olarak sorunludur.

Tarım ve Orman Bakanlığı’nca yayınlanan son Yönetmelik değişikliği, yalnızca istihdam alanını kendince ve keyfince düzenleme sorunu değil, doğrudan gıda güvencesi, gıda güvenliği ve halk sağlığını ilgilendiren çok ciddi bir sorundur.

Pandemi sürecinde dünyada ve ülkemizde öne çıkan iki temel sektör, sağlık ve tarım sektörüdür. Tarım sektörünün devamlılığı sağlanamazsa yaşanacak gıda krizinin ve açlığın boyutları bugün tüm dünyanın gündemindedir ve gelişmiş ülkeler dahil pek çok ülkede ciddi kalıcı yeni çözüm önerileri geliştirilmektedir.

Salgın döneminde gündeme gelen başlıca temel hak ve kavramlar, sağlık hakkı kadar, gıda egemenliği, gıda güvencesi ve gıda güvenliğidir. Tarımsal üretimin artırılması ve devamlılığının sağlanması için üretim, işleme, depolama ve tüketim aşamalarında bitki koruma önlemleri olmazsa olmaz koşuldur. Bitki koruma ürünlerinin üretimi, toptan ve perakende satışı, tanıtımı ve fiili uygulanmasının bu konuda eğitim almış uzman kişilerce yapılması bir zorunluluktur.

Bitki koruma uygulamaları sadece tarım ilaçlarının kullanıldığı kimyasal mücadele uygulamaları ile de sınırlı değildir. Bilimsel alan adı “bitki koruma” olsa da ve ülkemizde yalnızca Ziraat Fakülteleri’nde okutulsa da, çevrenin, toprağın, bitkilerin, hayvanların, ilacı fiilen kullananların ve ilaç kullanılmış ürünleri tüketenlerin korunması açısından zirai ilaç kullanım alanını düzenleyen yönetmelikte, “ülkemizde zehir mi yiyoruz, ürün üzerindeki ilaç kalıntısı nasıl temizlenir, zehiri bari biz yemeyelim” gibi halkımızın doğal olarak yakından takip ettiği bir alanda, “bitki koruma ürün bayiliği” sadece ticari bir işletme olarak görülmemelidir..

İhraç edilen ürünlerin ilaç kalıntısı nedeniyle geri gönderilmesi ve farklı limitler nedeniyle iç piyasada tüketilmesi de bu yönetmelikle ilgili ayrı ciddi bir sorun alanıdır. Ülkemizdeki mevcut bitkisel ilaç satış bayilerinin çözülemeyen sorunları arasında; reçete sorunu, pestisitlerin ruhsatlandırma alanları ve dozları, gübre ruhsatı ile satılan pestisitler, etiket fiyatı denetim, sahte ve kaçak ilaçlar, üreticinin eğitim ve gelir seviyesi düşüklüğü, mesai saatleri, kâr marjının düşüklüğü, uzun vadeli satış ve tahsilat zorluğu, karekod programları, sermaye yetersizliği, ürün fiyatlarının belirsizliği, ilaçların kullanım süreleri, fide, gübre, tohum satışları gibi bugün de yaşanan birçok ciddi sorunları mevcuttur.

Belki de bu konudaki en önemli sorun bitki koruma ilaçlarında çok büyük oranda dışarıya bağımlılık sorununun çözülememesidir. Özellikle tüm tüketicilerimizi, sağlıklı gıdaya ulaşma konusunda bitki koruma alanındaki mevcut yanlışa, gerekli ve sonuç alıcı tepkiyi göstermeye davet ediyoruz.

Orman Mühendisliği ve Orman Endüstri Mühendisliği eğitimi verilen fakültelerde ilgili alanla ilgili sadece konu uzmanlığına yetmeyen bir “Orman Koruma” dersi verilmektedir. Orman bitkileri ile tarım alanındaki bitkiler birbirinden tamamen farklı olup her ekosistemin ve bitkinin sorunları ve mücadele yöntemleri de farklıdır. Herkese keyfi olarak serbest “zehir satma” yetkisinin verilmesi ile bu konuda yanlış ve tehlikeli uygulamalara yol açılması kaçınılmazdır.

Orman ve tarım alanlarındaki bitkisel üretim sorunlarına neden olan etmenler birbirinden çok farklı olup, ormanlarda ve tarım alanlarında kullanılan mücadele yöntemleri de tamamen farklıdır. Ormanlarda da entomolojik ve fitopatolojik sorunlar varken, tarım alanlarında ayrıca büyük oranda yaşanan ve kesinlikle çözülmesi gereken ek sorun yabancı ot sorunudur.  Konu uzmanına gerekli eğitimi verilen yabancı ot, bu konuda öneride bulunamayacak ve ilgi alanına girmeyecek ormancılık mesleğinin konusu ve sorunu değildir.

Dünya çapında tazminat davaları ile gündeme gelen yabancı ot ilacı konusunda ulusötesi şirketler ve yerli işbirlikçisi sermayenin ilaç izni konusuna kolaylık sağlayan yeni “yerli ve milli” ortaklarına bir şekilde izin verilmesine çalışılması da kamuoyunun dikkatine sunulur.

 

Haber: Serhat ŞANLI

Haber kaynağına ulaşmak için lütfen TIKLAYINIZ. 

Okunma Sayısı: 63
Fotoğraf Galerisi