BAŞKENT GAZETESİ: “TARIMIN ADI VAR TADI YOK”- 20 MART 2021

GENEL MERKEZ ( )
20.03.2021 (Son Güncelleme: 20.03.2021 10:31:12)

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez, açıklanan yeni "Ekonomi Reform Programı"nda tarımdan sadece birkaç satır bahsedildiğini belirterek, “Tarımın adı bu kez vardı birkaç satır, tarımın bozulan tadını çözmekten uzak, birkaç harf. Belli yerlerin çıkarını gündeme getiren bir söylemden ibaret, köklü tarım sorunlarımızı çözmeye yönelik değil. Somut ek ekonomik tarımsal destekler değil. Maalesef, içi boş bir söylem.” diye konuştu.

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez, açıklanan son "Ekonomi Reform Programı"nı tarım sektörü açısından değerlendirdi. Suiçmez, “TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası olarak, kamuoyuna bir kez daha diyoruz ki; çözümsüz, tekerrürde anlamını yitiren söylem değil, tarım ve gıda sektörümüzün kökleşen sorunlarını çözmek için, ciddi olarak hep birlikte eylem zamanıdır.” dedi. Suiçmez, pandemiyi de hatırlatarak şunları söyledi: “Pandemi küresel insan ölümü üzerine, sağlık ve açlık sorunu, küresel sağlıklı ve dengeli beslenme sorunu ve ülkemizi de doğrudan ilgilendiren ciddi tarım ve gıda krizi sorunu. Geçen yıl 18 Mart tarihinde, pandemi önlemleri kapsamında, Ekonomik İstikrar Kalkanı programı açıklandı. Tarım sektörü, programda yer almadı. 25 Mart 2020 tarihinde, pandemi önlemleri kapsamında, yeni Ekonomik Önlemler Paketi açıklandı. Kuraklık, küresel insan ölümü üzerine, açlık sorunu, küresel sağlıklı ve dengeli beslenme sorunu ve ülkemizi de doğrudan ilgilendiren ciddi tarım ve gıda krizi sorunu. 14 Aralık 2020 tarihinde, pandemi ve kuraklık önlemleri kapsamında açıklanan Ekonomik Destek Paketi adlı ek ekonomik tedbirler paketinde de, tarım sektörü yer almadı.”

TARIM SEKTÖRÜNÜN SIKINTILARI

Tarım gıda sektörünün sıkıntılarını aktaran Suiçmez, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tarım ve gıda sektörümüze ilişkin alınması gereken somut önlemler ciddi, önemli ve acil. Tüm dünya ülkeleri pandemi sürecinde yeniden tarımda korumacı politikalara dönerken, ülkemiz kamu yönetiminin gündeminde tarım sektörümüzü ciddi ve somut olarak koruma politikaları gündemde yer almadı. Tarım ve gıda sektörümüzü yönetenler, önceki yılın yetersiz desteğini pandemi önlemi olarak gecikerek vermeyi müjde olarak sundular. Kuraklık tehdidi de ciddi olarak gündemde iken, 2021 yılı Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesi ile 2021 yılında gecikerek ödenecek 2020 yılı tarım desteklerini artırmadılar, aksine azalttılar. Bilimi üreten ile buluşturan Tarım Danışmanlarının ücretlerini artırmadan sabit tuttular üstelik, kabul edilemeyecek bir insan ve ücret hakkı ihlali olarak. Döviz artışı olağanüstü bir dönem yaşarken, dövize bağlı mazot, gübre, ilaç, tohum, yem dahil girdi maliyetlerindeki artışı görmezden geldiler, vergi indirimleri dahil somut adım atmadılar, asıl konu olan girdi maliyetlerini düşürmediler.”

Tarım sektörüne verilen zararları aktaran Suiçmez şöyle konuştu: “Tarıma özel kredi koşullarını yok sayıp ve tarım sektörüne özgü ana para borcunu alındığı yıl üzerinden beş yıla kadar yapılandırıp faizleri yok sayarak çiftçi borcu yapılandırmasını ısrarla yapmayıp, T.C. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri üzerinden küçük çiftçilerin hacizler ile tasfiyesini hızlandırdılar. Büyük sermaye lehine mülkiyet değişimini hızlandırdılar. TÜİK ve İŞKUR istihdam rakamları üzerinden, mevsimlik gezici geçici işçiler, kayıt dışı ve kadın yoğun ağırlıklı cinsiyet ayrımsız üreten tarımsal istihdam üzerinden, işsiz veya istihdam edilmeyen Ziraat Mühendisleri gerçeğine de çözüm bulmayanlarca, ucuz işgücü sömürüsü yapıldı. Eğitim, öğretim, öğrenim-istihdam politikasızlığında eksik rakamlar üzerinden algı yönetimi yapıldı. Tarımda dış ticaret rakamlarını dışsatım üzerinden açıklayıp dışalım rakamlarını açıklamayarak algı yönetimi ile tarih yazdıklarını sandılar. Çözülmesi gereken çok sorun var, ar-ge dahil. Gerçek, çıplak, hepimizin önünde. Türkiye tarımı için söylem değil, gerçekleri görerek, eylem zamanı.” Suiçmez, “Sıradan insanların gündeminde, gıda enflasyonu yer aldı, yer almaya devam ediyor halen ülkemizde. Tarımsal kamu yönetimi liyakat esası yerine özel sektörden devşirilip atananlarca hızla yozlaşıyorken, TÜİK`e rağmen, yaşanan gerçek enflasyonla mücadeledeki başarısızlık, gıda enflasyonuna fatura edildi. Kâr etmeden fedakârca üreten üretici masum, raflarda pahalıya tükenen tüketici masum. Yaşanan gerçek sorunları çözmek yerine, yanlışlarına günah keçisi arayan masum olmayan yöneticiler, masumlar üzerinden yeni çıkarcı politikalarını gündeme getirmeye devam ettiler, ediyorlar.” diye konuştu.

PROGRAMIN İÇERİĞİ

12 Mart’ta açıklanan yeni Ekonomi Reform Programı’nın içeriğine dikkat çeken Suiçmez şunları söyledi: “İçinde, yerli üretime ve üreticiye destek yok. Üretemezsek, tüketemeyiz. Açıklanan programın içinde, gıda tedarik zinciri yöneticilerinin kamu yönetimi üzerinden çiftçimizi sömürü düzenini devam ettirme, eklemleme, günaha ortak etme çabası var. İçerikte sırf özel sektör kazansın söylemi ve pratiği var. Tarım arazilerimizi ve meralarımızı korumadan, koşulsuz korunan tarım alanlarında ülke ve bölge düzeyinde zamanında verilen yeterli desteklerle yönlendirilen tarımsal üretim planlamasına dayalı yerli ve milli üretim olmazsa, raflar dolmaz. Üretimi artırmayıp dışalım şart diyen çıkarcı mantığın söylemine karşıyız. Üretmezsek, gıda tedarik zincirinin kâr hesapları ile ülkemizde tarım ve gıdada yaşanan sorunlarımızı çözemeyiz. Sorunlar belli, çözümler belli, sorunlarımızı çözelim. Ülkemizde tarım sektörü, büyümeye devam etmeli. Üretime dayalı büyümeden, üretenler hak ettikleri payı almalı. Üretici kâr ederek sürekli üretmeli, tüketici ucuza sağlıklı gıda tüketmeli. Gıda tedarik zinciri, sırf özel sektörün kâr mantığı ile değil, demokratik üretici ve tüketici kooperatif zincirleri üzerinden yeniden oluşturulmalı. Üretim maliyetleri düşürülerek, kendimize yeterlilik sağlanmalı ve dışalım kısıtlanmalı ve hatta yasaklanmalı. Somut çözüm önerilerimiz kamuoyunca ve kamu yönetimince biliniyor, bir an önce yönetenlerce ve kamuoyunca ciddiye alınması ve gecikmeden uygulanmasını umuyoruz. Tarım sektörü; ekonomik, gerçek, reel, özel, korunan, stratejik, üreten, üreteni doyuran bir sektördür. Tarımın sadece adı var. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası; rant ve çıkar ekonomisi yerine, üretim ekonomisini savunuyor, savunmaya devam edecek. Üretenlerin hakkını almasını savunuyor, savunmaya devam edecek. Yokluk, kıtlık, açlık, yaşamımıza tehdit. Afrika, yanlış tarım politikaları nedeniyle, aç bundan ders çıkarılmalı.”

 

Haber: Zehra ŞAHİNDOKUYUCU

Haber kaynağına ulaşmak için lütfen TIKLAYINIZ.

Okunma Sayısı: 21
Fotoğraf Galerisi