EVRENSEL GAZETESİ: 606 MADEN SAHASININ TOPLU İHALESİNE KARŞI DAVA AÇILDI- 14 NİSAN 2021

GENEL MERKEZ ( )
14.04.2021 (Son Güncelleme: 14.04.2021 15:55:54)

"Çok sayıda çevre ve meslek örgütü 606 maden sahasının satışı ile ilgili ihalenin iptali için dava açtı."

Maden Ve Petrol İsleri Genel Müdürlüğü tarafından 26 Şubat 2021 tarihli Resmi Gazetede ilan edilen 606 maden sahasının satışı ile ilgili ihalenin iptali için dava açıldı. Ülkenin farklı yerlerinden çevre-ekoloji örgütlerinin yanı sıra Adana Tabip Odası, Çanakkale Tabip Odası ve Ziraat Mühendisleri Odası Genel Merkezi (ZMO) gibi kurumları ve çok sayıda yurttaş da davacı oldu.

TOPLU İHALEYE TOPLU DAVA AÇILIYOR

Kurumlar ve yurttaşlar adına dava dilekçesini Ankara Nöbetçi İdare Mahkemesi Başkanlığına Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri avukatı İsmail Hakkı Atal verirken adli yardım talebinde bulunulan davada, yürütmeyi durdurma ve Anayasa ihlali talebi de yer aldı.

Davanın açılması ile ilgili yazılı bir açıklama yapan Av. Atal, daha önce ilan edilen 766 madenin topluca ihalesine karşı açılan iptal davasında Ankara 4. İdare Mahkemesinin "toplu maden ihalesi ilanının dava edilemeyeceği " gerekçesiyle red kararı verdiği aktardı. Bu kararın temyiz edilmesi sonrası Danıştay 13. Dairesinin "toplu maden ihalesinin dava edilebileceği" yönünde verdiği kararla toplu maden ihalesi iptal davalarının önünün açıldığına vurgu yapan Atal, "Emsal Danıştay kararlarına dayanarak Akdeniz -Ege -Marmara -Karadeniz ve İç Anadolu`da çevre dernekleri, Tabip odaları ve ZMO genel merkezinin davacıları olduğu, 606 maden ihalesinin ilanının iptali davamızı 12.04.2021 tarihinde açtık" ifadelerini kullandı.

HALK SAĞLIĞINI TEHDİT EDİYOR

Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün yapmak zorunda olduğu toplumsal maliyet analizini ve kümülatif etki çalışmasını yapmadığını belirten Atal, "Anayasanın 166 maddesiyle Devlet görevlilerine yüklenen planlama görevini yerine getirmeyip Anayasaya aykırı şekilde, hiçbir hesap-kitap ve herhangi bir strateji olmaksızın,  tüm maden projelerini  kabala-toptan  ihaleye çıkararak yapılan bu işlemler halkımızın hayatını tehdit etmektedir" dedi.

Bilim insanlarının yaygın ormansızlaşma, tarımın kontrolsüz genişlemesi, yoğun çiftçilik, madencilik ve altyapı gelişiminin koronavirüs salgınlarına yol açtığını tespit ettiklerinin altını çizen Atal şunları dile getirdi: "Ağustos 2020`de ise madenciliğin yok ettiği orman alanları ve  diğer doğal ekosistemlerde, Kovid-19 virüsünün 2,5 kat arttığı ve virüslerin insanlara bulaşma riskinin de yüzde 70 arttığı bilimsel olarak ispatlanmıştır. Diğer yandan, aynı havza-aynı ekosistem içinde bulunan tüm maden projelerinin kümülatif etkisi hesaplandıktan sonra, o havzanın kaldırabileceği kadar maden ruhsatı verilmesi Danıştay içtihatları gereği zorunlu olmasına rağmen MAPEG bu gerekliliği de yerine getirmemektedir."
 
DAVA GEREKÇELERİ

Maden Kanunu`nun 14. Maddesi`ne göre çıkarılan madenin yüzde 3 ile yüzde 8 arasındaki oranının devlete bırakıldığını geri kalanına ise şirketlerin el koyduğunu hatırlatan Atal, açtıkları dava ile Anayasaya aykırılık ve Maden Kanununun 14. maddesinin iptali amacıyla Ankara İdare Mahkemesinden Anayasa Mahkemesine başvurmasını talep ettiklerini dile getirdi. Atal açtıkları davanın gerekçelerini şu maddeler halinde sıraladı;    

Anayasanın 168. maddesine göre “Doğal kaynaklar” devletin hüküm ve tasarrufu altındadır,

Çıkartılan madenin yüzde 3`ünün kamuya bırakılması ve özel teşebbüs madenciliği, Anayasa`nın değiştirilemez hükmü olan (Anayasa 2. Md) öncelikle kamu çıkarının-kamu yararının gözetilmesini zorunlu kılan sosyal devlet niteliğine aykırıdır,

Koronavirüs salgınlarının hem sebebi ve hem de salgını ağırlaştıran (termik santrallerle birlikte) 2 ana faaliyetten birisi olan madencilik faaliyetleri Anayasanın 56. maddesiyle güvence altına alınmış "sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkını" ihlal etmektedir

Tek bir maden projesiyle 1 milyon kadar ağacı kesebilen madencilik projeleri, Anayasamızın 169. Maddesiyle devlete yüklenen ormanların korunması ve geliştirilmesi ödevini engellemektedir

ANAYASAYA AYKIRILIK İDDİASI

Dava dilekçesinde, koronavirüs-madencilik bağlantısını gösteren bilimsel deliller de dikkate alınarak halk sağlığı üzerindeki yıkıcı riskleri nedeniyle; telafisi imkânsız zarar ve açık hukuka aykırılık şartları birlikte gerçekleştiğinden, "606 adet maden projesinin her birinin toplumsal maliyet analizi-sağlık etki değerlendirme raporu ve kümülatif etki çalışması yapılıncaya kadar yürütmenin durdurulması talep edildi.

Dilekçede ayrıca şirketlerin yaşam alanlarına saldırmasında büyük payı olduğu ileri sürülen Maden Kanununun 14. Maddesinin Anayasaya aykırı olduğu ve Anayasa mahkemesi tarafından iptal edilmesi gerektiği dile getirildi. 

 

Haber: Özer AKDEMİR

Haber kaynağına ulaşmak için lütfen TIKLAYINIZ.

 

Okunma Sayısı: 42
Fotoğraf Galerisi