İLKSES GAZETESİ: FİYATI ARTTI ATASÖZÜ GERÇEK OLDU!-18 HAZİRAN 2021

İZMİR ŞUBE ( )
18.06.2021 (Son Güncelleme: 18.06.2021 15:15:15)

Şube Başkanımız Dr.Tevfik Türk artan saman fiyatlarıyla ilgili İlkses Gazetesi`ne şube görüşlerimizi paylaştı.

Kuraklıkla birlikte saman fiyatlarının artması besicileri kara kara düşündürürken, üreticiler stokçu sorununun çözülmesini bekliyor. Yazın stoklanan saman, kışın normal fiyatının 3-4 katına satılıyor!

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER

Buğday ve arpada hasadın henüz çok az bölümü yapıldı. Türkiye’nin saman ihtiyacının büyük bölümünü karşılayan Mardin ve Şanlıurfa bölgesinde kuraklığın etkili olması nedeniyle saman karaborsaya düştü. Geçen sene 500 lira olan samanın tonu bu günlerde 1000 lira seviyesine ulaştı. Hayvancılık sektörüyle uğraşan besiciler, tonu 1000 TL’ye yükselen samanı almakta zorlanıyor. Bu durumdan oldukça şikayetçi olan besiciler “Sakla samanı gelir zamanı” ata sözünün fırsatçılar için gerçeğe dönüştüğünü ifade etti. Tire Süt Müstahsilleri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük, işi fırsata çeviren, tarımla ilgisi olmayan kişilerin samanı stokladığını ve bu samanı kışın normal fiyatının 3-4 katına sattığını söyleyerek, yetkililerden bu durumun çözülmesini beklediklerini vurguladı. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Tevfik Türk ise “Buğdaydaki rekolte düşüklüğü ve saman fiyatlarındaki artış etkisini hayvansal üretimimizde de gösterecektir” dedi.

STOKÇULARIN BELİ KIRILMALI!

Samandaki stokçuluğa dikkat çeken Başkan Mahmut Eskiyörük, stokçulukla büyük bir rantın yaşandığına vurgu yaptı. Bu durumun mutlaka çözülmesi gerektiğini de dile getiren Eskiyörük, yaşanan kuraklığın verim düşüklüğüne sebep olduğunu belirtti. Eskiyörük, “Verim düşüklüğü kuraklıktan dolayı yaşanıyor. Ancak şu anda saman konusunda bir sıkıntımız yok. İthalatlık bir durum da yok. Öncelikle üreticinin sırtından geçinen stokçuların beli kırılmalı. Ciddi anlamda haksız kazanç sağlıyorlar ve bu her sene yaşanıyor. Saman bugün artık en büyük yatırım. Altın döviz yerine insanlar saman alıp stoklamaya başladı çünkü en büyük parayı kazanan saman oldu. Yazın hasat zamanı saman alıp stokluyorlar kışın bunu 2 hatta 3 katına satıyorlar. Samanı stoklayarak büyük rant sağlanıyor, bu sorun çözülmeli ” diye konuştu.

KURAKLIK ETKİLİYOR!

Yaşanan kuraklığın buğday rekoltesinde ciddi düşüşlere sebebiyet verdiğini ifade eden TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Tevfik Türk ise “Ülke genelinde bu yıl yaşanan yağış miktarındaki düzensizlik ve azlık sebebiyle buğday rekoltesinde ciddi anlamda bir düşüş söz konusudur. Özellikle buğday ambarı olarak bilinen Orta Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgemizde ciddi bir kuraklık yaşanmaktadır. Buğday yetiştiriciliğinde önemli olan fenolojik dönemlerde yağışların olmaması buğday sap ve saman miktarındaki düşüşle birlikte dane rekoltesinde de önemli düşüşler olmuştur. Önümüzdeki dönem itibariyle bağlı sektörleri de sıkıntıya sokabilecek noktaya gelmiştir. Piyasaya arz edilen buğday ve saman miktarı azalınca fiyat artışları kaçınılmaz olmaktadır. Tabi bu fiyat artışlarını sadece rekolteye bağlamak da doğru değil. Piyasanın düzenini bozacak faaliyetleri geçmiş saman krizlerinde de gördük. Bu gibi durumlara izin verilmemesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

HAYVANSAL ÜRETİM ETKİLENECEK!

Üretim maliyetlerindeki artışa dikkat çeken Türk, buğdaydaki rekolte düşüklüğü ve samandaki fiyat artışının hayvansal üretime ciddi şekilde yansıyacağını söyledi. Türk, “Özellikle son birkaç yıldır mazot, gübre, ilaç ve tohum girdilerindeki fiyat artışı üretici maliyetlerini oldukça yükseltmiştir. Ne yazık ki bu maliyet artışı üreticiye yansımamaktadır. Günümüzde 1 kg buğdayın üretim maliyeti 2 TL’nin üzerine çıkmıştır. 2020 yılında Toprak Mahsulleri Ofisi buğday için ülkemiz çiftçisine 1,65 TL taban fiyat açıklayıp, birkaç ay sonra 2,40TL’lerden ithalat yapmıştır. Bu yıl da rekolte düşüklüğü öne sürülerek yine ithalatın önünün açılacağı düşünülmektedir. Buğdaydaki rekolte düşüklüğü ve saman fiyatlarındaki artış etkisini hayvansal üretimimizde de gösterecektir. Besicilerimizin hâlihazırdaki yüksek yem maliyetlerinde yine bir artış söz konusu olurken et fiyatları da yükselecektir. Bu fiyat artış süreçlerinde hep yaşadığımız gibi et ve yem fiyatları yükselince süt sığırcılığındaki hayvanlar kesime gönderilecek, bu sefer süt sektörü sıkıntı yaşamaya başlayacaktır. Aynı zamanda süt peynir, yoğurt gibi temel gıda maddelerimizdeki fiyat artışı da beraberinde gelecektir” ifadelerine yer verdi.

EKOLOJİK HAYVANCILIK ŞART

Sosyal ve adaleti ön plana çıkaran ekolojik bir hayvancılığın zaman kaybetmeden gündeme alınması gerektiğini de belirten Türk, “Acil olarak başta iklim faktörü ve yurtiçi ihtiyaçlar göz önünde bulundurularak hem bitkisel hem de hayvansal üretimin planlaması önem arz etmektedir. Bu noktada hayvancılık sektörü başta su olmak üzere doğal kaynaklar üzerinde yarattığı etki açısından çok daha acil müdahale edilmesi gereken alanların başında gelmektedir. Son yıllarda özel olarak desteklenen dev işletme modellerinin ekonomik ve ekolojik olarak sürdürülemez olduğu ortaya çıkmıştır. Bu nedenle sosyal ve ekonomik adaleti ön plana çıkaran ekolojik bir hayvancılığın zaman kaybetmeden gündeme alınması gerekmektedir. Tarımsal üretimimizi serbest piyasa koşullarına bırakarak şirketlerin müdahalesi ve yönlendirmesi ile yürütmeye devam ettiğimiz sürece üreticinin de tüketicinin de mağdur olması kaçınılmazdır” diye konuştu.

Haberin detaylarına ulaşmak için: https://www.ilksesgazetesi.com/guncel/fiyati-artti-atasozu-gercek-oldu-h112685.html

Okunma Sayısı: 43