ANTALYA GÜNDEM GAZETESİ: "DOĞAYA YÜKLENMEK HAKSIZLIK”- 19 HAZİRAN 2021

GENEL MERKEZ ( )
20.06.2021 (Son Güncelleme: 21.06.2021 11:05:25)

Son yıllarda çevrede yaşanan olumsuzluklara dikkat çeken ZMO Genel Başkanı Baki Remzi Suiçmez, “Ranta dayalı ve sermaye çıkarı öncelikli uygulamalar yüzünden yaşanan iklim değişikliğini doğaya yüklemek haksızlıktır. Yaptıklarımız gelecekte kriz olarak karşımıza çıkacak” dedi

Son yıllarda çevrede yaşanan olumsuzluklara dikkat çeken Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baki Remzi Suiçmez“Dünya nüfusu hızla artarken, doğal kaynakların bilinçsizce kullanımı, plansız sanayileşme, sağlıksız ve aşırı kentleşme, kimyasalların toprağa ve suya karışması gibi birçok sorun beraberinde çevrede büyük tahribatlar meydana gelmekte. Dünyadaki tahribatla birlikte biyoçeşitliliğin azalması, havadaki karbondioksitin artması, küresel ısınma vs. derken birçok sorun ile karşı karşıya kaldık. Bugün Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, her 10 kişiden 9’unun kirli hava solduğu belirtiliyor. Ayrıca her yüzbinlerce kişi salgın bir hastalıktan değil, kirli havanın yarattığı hastalıklar nedeniyle gerçekleşiyor. Ayrıca son bir buçuk yıldır süren Covid-19 pandemisi sürecinde yapılan bilimsel araştırmalara göre kirli hava ile Covid-19’dan ölüm arasında doğru orantı olduğu ve kirli hava soluyan diyabet, astım, kalp damar hastalarının Covid-19’a yakalandıklarında temiz hava soluyan ve aynı kronik hastalıklara sahip kişilere oranla daha kolay yaşamını yitirdiği belirtiliyor. Hava kirliliğinde en büyük etken olarak da fosil yakıtın tüketiminden kaynaklandığı da bir gerçek” dedi.

“DÜNYA TEHDİT ALTINDA”

Çevre tahribatı nedeniyle oluşan sorunların bütün dünya için büyük bir tehdit oluşturduğunu belirten TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez, “Etkilerini dünyada iyice hissettiren küresel iklim değişikliği, doğal kaynakların insan eliyle tahribi, doğal alanlar ve yaban hayat üzerindeki aşırı baskı, sınırsız sanayileşme tercihleri ve kontrolsüz madencilik faaliyetleri, enerji savaşları ve nükleer enerjinin yarattığı belirsizlik, sürekli artan hava kirliliği, su kaynaklarındaki kirlilik, gıda krizi bununla birlikte artan dünya nüfusunun sınırlanmayan ihtiyaçları ve sınırsız hırs, doğada yük olarak karşımıza çıkmaktadır. İnsan ve doğa anlayışı yerine, ekonomi-tüketim-kâr mantığının dayatıldığı, doğayla uyumlu yaşam yerine, sürdürülebilir kalkınma adı altında sürdürülemez kalkınma anlayışının egemen kılındığı, sağlıklı ve temiz çevrede yaşama hakkının hiçe sayılarak insanlığın doğal yaşam alanlarının daraltıldığı, insanlığa açlık, yoksulluk, asgari hijyen ve sağlık koşullarından yoksun bir yaşam biçiminin dayatıldığı günümüzde, bugünkü tüketim ve üretim modelleri aynı kaldığı takdirde dünya nüfusu 2050’de 9 milyar 600 milyona ulaşacak ve bugünkü yaşam tarzımızı sürdürmek için üç gezegene daha ihtiyacımız olacak” diye konuştu.

“DİKKAT ETMELİYİZ”

Yaşayacak başka bir gezegen olmadığını ve bunu korumanın da hepimizin görevi olduğuna dikkat çeken ZMO Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez şöyle konuştu;

“Oysa! Yaşam ortamımız olan dünyamız, tek. Başka gidecek yerimiz yok. Küresel ısınma ve iklim değişikliği somut bir gerçeklik. Fakat ranta dayalı ve sermaye çıkarı öncelikli uygulamalar yüzünden yaşanan iklime dayalı doğal afet ve felaketlerin sorumluluğunu iklim değişikliği kavramına yüklemek haksızlıktır. Bizlerin insanlığa karşı sorumluluğumuz var. Henüz vakit varken yaşam biçimlerimizi ve çevreyi koruma anlayışımızı gözden geçirmeli ve radikal olarak değiştirmeliyiz. Temiz havanın en önemli kaynağı ve su havzalarını besleyen doğal ve en temiz ortamlar olması nedeniyle koşulsuz korunması ve ekosistem bütününde varlığının artırılması gereken ormanlarımız, en verimli topraklarımızdan oluşan ve mutlaka korunması gereken ovalarımız, tüm yurttaşlarımızın kullanımına açık olması gereken kıyılarımız, doğal ortamlarında özgürce akması gereken derelerimiz doğal kaynaklarımızı koruması gereken yasal düzenlemelere eklenen istisnai maddelerle ve yetersiz denetimlerle sermayenin sınırsız talanına açılıyor. Ayrıca akarsular üzerinde sayısız ve büyük barajlar inşa edilerek suyun doğal akışına müdahale edilerek, ekosistemin bozulmasına izin verilmektedir. Sanayi atıklarının nehir, göl ve denizlerimize salınması önlenememekte, doğal bitki örtümüzün ve sağlıklı yaşam alanlarımızın imar planları ile yapılaşmalarına izin verilmektedir” ifadelerine yer verdi.

 
YAPRAK ÖZER / ANTALYA GÜNDEM ÖZEL HABER
 
Haber Kaynağına ulaşmak için lütfen TIKLAYINIZ. 

Okunma Sayısı: 54
Fotoğraf Galerisi