ARTIGERÇEK GAZETESİ: ÇİFTÇİLER TARIM BAKANLIĞI ÖNÜNDEN SESLENDİ: SONUMUZ AÇLIK- 11 OCAK 2022
+GERÇEK- Çiftçiler, Ankara’da Tarım ve Orman Bakanlığı önünde basın açıklaması yaparak seslerini duyurmaya çalıştı. Eyleme Ziraat Mühendisleri Odası Bakanı Baki Remzi Suiçmez de katıldı.
Hükümet ve Tarım Bakanına seslenen çiftçiler, “Bugün ekim yapılan alanlarda gübresiz üretim yapılıyor. Gebe ineklerimiz yem fiyatlarındaki artıştan kaynaklı, açlıktan öleceğine kesip günü kurtaralım diyoruz. Türkiye tarımının karşı karşıya kaldığı durum budur. Bu bir faciadır” dedi.
Çiftçiler adına açıklama yapan Başar Yıldırım, “Türkiye kendi kendine bir ülke iken, son yıllarda son yıllarda uygulanan tarım politikaları sonucu üreten çiftçi sayısı azaltıldı, kendine yetemeyen ve tarım ürünlerini ithal eden bir duruma geldi” dedi.
‘ÇİFTÇİ ÜRETEMEZ DURUMA GELDİ’
Yıldırım, çiftçinin üretemez duruma gelmesinde üretici köylünün değil hükümetlerin uyguladığı tarım politikalarının neden olduğunu söyledi. “Bu politikaları uygulamaya neden olanların da kapitalist devletlerin bizim gibi gelişmekte olan ülkelere dayattıkları tarımda özelleştirme politikalarıdır” diyen Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti:
“Tarımda özelleştirme politikalarının son yıllarda öne çıkarılması sonucu ya şirketler tarımı yönetecek ya da çiftçiler tarımda şirketleşecek. Çiftçinin şirketleşme şansı olmadığına göre topraklarımızı şirketlere devir edeceğimiz anlamına geliyor. Bunun sonucunda kendi topraklarımızda işçi olarak çalışacağız demektir.”
‘TARIM GİRDİLERİNDE DIŞA BAĞLIYIZ’
Yıldırım, dolardaki yüksek kur sebebiyle tarım girdilerinde dışa bağlı olunduğunu ve mazot, gübre, elektrik ve ilaç fiyatlarında artışa devam ettiğini söyledi. Yıldırım, “Bu nedenle gübresiz ekim yapıldı ve tarlaların bir kısmı boş bırakıldı. Yüzde 126 zamların yapıldığı bir zamanda ekim yapılır ve tarım sürdürülebilir, üretim yapılabilir mi?” diye sordu.
Tarım Bakanına seslenen Yıldırım, “Bakan bize ‘çiftçi moralini bozmasın, ekmeye devam etsin’ demişti. Çiftçi borç harç içindeyken, gerçek enflasyonun yüzde 80`lerin üzerinde olduğu bir durumdayken, traktör ve tarlasına haciz konulmuşken nasıl moralimiz düzgün olabilir” dedi.
`ZİRAAT BANKASI TEFECİ DURUMUNA GELDİ`
“Dün çiftçilerin `kara gün dostu olan` Tarım Kredi Kooperatifi ve Ziraat Bankası bu gün çiftçileri mağdur eden bir ‘tefeci’ durumuna gelmiştir” diyen Yıldırım, sözlerini şöyle devam ettirdi:
“Verdiği kredilerin geri ödenmesinde çiftçilerin zorluk çekmesi sonucu on binlerce çiftçi mağdur edilmiştir. Bu mağduriyetin sebebi verilen kredilere uygulanan değişken faiz uygulanmasından kaynaklanmaktadır. Bunun sonucunda binlerce çiftçiye haciz geldi, traktör ve tarlalarına el konuldu. Çiftçinin yaşadığı bu mağduriyet üzerine çiftçi dostu görünen Ziraat Bankası büyük bir ‘toprak ağası’ konumuna geldi.”
‘GEÇEN YILDAN BU YILA SÜREÇ ALEYHİMİZE İŞLİYOR’
Daha sonra söz alan çiftçi Ali Güler ise geçen yıl yine Tarım ve Orman Bakanlığı önüne geldiklerini ancak geçen süre zarfında değişen bir şey olmadığını söyledi. Üreticilere verilen sözlerin tutulmadığını söyleyen Güler, “Tam tersi şartlar aleyhimize daha da ağırlaştı. Örneğin bu sene kuraklık söz konusuydu. Akabinde sayın cumhurbaşkanının her konuşması sonrası artan döviz fiyatları sonucu gübre ve mazotta yüzde 500’lere varan artış yaşandı. Bizler geçen yılki durumdan kat kat daha kötü durumdayız” dedi.
‘NASIL MAHSUL EKECEĞİZ?’
Türkiye’nin tarım ülkesi olduğunu söyleyen Güler, “Ama şimdi her şeyi dışardan ithal eden bir ülke durumuna geldik. Bunun çözümü var arkadaşlar. Hükümet ulusal bir tarım politikası izlemek zorundadır. Bugün Türkiye’deki çiftçilerin torum firmalarına borcu 200 milyar civarında. Sorumuz açık biz hakkımızı istiyoruz. Birçok arkadaşımız tarlasını ekemedi. Önümüzdeki bahar ayında nasıl mahsul ekeceğiz. Bizim mahsul ekemememiz demek, daha da dışa bağlı olmamız demektir. Bu nedenle acilen bir üretecilere ucuz mazot ve gübre verilmelidir” dedi.
‘EN İDDİALI ÜRÜNLERDE İTHALATÇI DURUMUNA DÜŞTÜK’
Daha sonra konuşan Çiftçi Zekai Sağra ise “Çiftçinin çok çalışıp az kazanmasını işin doğalı olduğunu söyleyen bir Tarım Bakanı ile karşı karşıyayız. Bugün en iddialı ürünlerde bile ithalatçı duruma düşmüşsek, tarım ithalatçılarından yana politikalarının çok bilinçli olarak yürütmesinden dolayıdır” dedi. “Bu sorun hepimizin sorunudur” diyen Sağra, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün ekim yapılan alanlarda gübresiz üretim yapılıyor. Ekilebilir sulanabilir alanlar tarımdaki yüksek girdilerden dolayı ekilemez hale gelmektedir. Gebe ineklerimiz yem fiyatlarındaki artıştan kaynaklı, açlıktan öleceğine kesip günü kurtaralım diyoruz. Türkiye tarımının karşı karşıya kaldığı durum budur. Bu bir faciadır. Bütün güçlerimizi birleştirelim. Bizim tek derdimiz üretmek. Dünya gıda tarım tekellerine yön veren, önünü açan anlayış bugün ülke insanını bitim noktasına getirmiştir. Tarihe not düşüyoruz. Üretimi olmayan bir ülkenin sonu karanlıktır, yarın ekmeği satış noktalarında 10 liraya görürsek şaşırmayalım.”
‘TEHLİKE KAPIDA’
“Güçlerimizi birleştirelim, tehlike kapıda. Tehlike geldi geçiyor arkadaşlar” diyen Sağra, “Hükümet bu anlayışla giderse doğacak kötü sonuçların hesabını veremezler. Buradan tarım bakanı ve ülkeyi yöneten hükümeti de uyarıyoruz. Gidişiniz gidiş değil. Sonumuz açlık, ekilemeyen topraklar. Artık yeter diyoruz. Ülkenin dar gelirli insanları bu gıdaları da alamayacak. Üretimi az olan her ürünün fiyatı artar” dedi.
Haber: Seda TAŞKIN
Haber kaynağına ulaşmak için lütfen TIKLAYINIZ.
