TARIM DÜNYASINDAN - ALİ EKBER YILDIRIM - DÜNYA - 16.03.2005

GENEL MERKEZ ( )
16.03.2005 (Son Güncelleme: 16.03.2005 12:20:38)

BOLU'da sözleşmeli tarım potansiyeli...

Ziraat Mühendisleri Odası ile Tarım Bakanlığı Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğü'NÜN BOLU'da ortaklaşa düzenlediği "Avrupa Birliği Sürecinde Türk Tarımı ve Sözleşmeli Üretim Uygulamaları" toplantısında konuşmaktan çok, Bolu'DAKİ ÇİFTÇİLERİ, GİRİŞİMCİLERİ DİNLEMEK BİZİM İÇİN DAHA ÖĞRETİCİ OLDU.

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ DEKANI PROF. DR. VAHAP KATKAT'ın yönettiği toplantıda kendi alanlarında uzman çok değerli konuşmacılar vardı. Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Gökhan Günaydın, Türkiye Ziraat Odaları Birliği Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ali Eryılmaz, Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürü Dr. Hüseyin Velioğlu, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emine Olhan, İzzet Baysal Üniversitesi'NDEN YRD. DOÇ. DR. BAHADIR AYDIN, BOLU KALİTE YEM VE BOLCA HİNDİ'nin Genel Koordinatörü Şerafettin Erbayram görüşlerini dile getirdiler.

Avrupa Birliği ile Türkiye'NİN TARIMSAL YAPISI VE FARKLILIKLARI BU TOPLANTIDA DA ÇOK AYRINTILI KONUŞULDU. BU KONULARI DAHA ÖNCE DEFALARCA YAZDIK. BU YAZIDA, BOLU'nun sahip olduğu tarımsal potansiyel ve sözleşmeli üretim modelinin ayrıntılarını paylaşmak istiyoruz.

Aşağıda okuyacağınız bilgiler, 50 yılını tarıma vermiş bir ziraat mühendisi, Bolu Kalite Yem Sanayi ve Bolca Hindi'NİN GENEL KOORDİNATÖRÜ ŞERAFETTİN ERBAYRAM'dan:

Yüzde 55'İ ORMANLA KAPLI BİR İL OLAN BOLU, SADECE YÜZDE 18'i tarım yapılabilir bir alana sahip. İklimin de etkisi ile bitkisel ürün deseni son derece sınırlı. Ancak iklimin sağladığı önemli bir avantaj var ve Bolu tohumluk üretim için önemli bir avantaja sahip. Tohumluk üretimi ise ağırlıklı olarak sözleşmeli üretim modeli ile gerçekleştiriliyor.

Bu model Bolu için yeni bir gelişme değil. İlk kez 1956'DA SÖZLEŞMELİ PANCAR TOHUMU ÜRETİMİ İLE BAŞLAYAN BU MODEL, 1965'te tohumluk patates üretimi ile yaygınlaşıyor.

Aynı dönemde hayvancılıkta da sözleşmeli üretimin başlaması Bolu'DA SÖZLEŞMELİ ÜRETİM GELENEĞİNİ YERLEŞTİRİR.

ET TAVUKÇULUĞU OLAN BROİLER YETİŞTİRİCİLİĞİ İLK OLARAK 1968 YILINDA DÜZCE'de 50 çiftçinin birleşmesi ile başlar. Sonraları Taç Tavuk olarak adlandırılan tüzel kuruluş bölgede broiler yetiştiriciliğinin ve sözleşmeli üretimin gelişmesinde öncü olur. 1971 yılında Mudurnu Tavukçuluk, daha sonra, Fıratlar, Bolvit, Ali Ericek, Beypi, Bolu Tavukçuluk ile bu dönemde Bolu, Türkiye üretiminin yüzde 50'SİNİ TEK BAŞINA GERÇEKLEŞTİRECEK DURUMA ULAŞIR.

BUGÜN BOLU'da broiler üretimi tam entegre bir sistem olarak sürdürülüyor. Yetiştirici yalnızca kümes, altlık, ısıtma ve bakıcı giderlerini üstleniyor, dönem sonunda sözleşme yaptığı firmaya kilogram canlı ağırlık karşılığında fason işçilik bedeli alıyor.

Bolu'DA HALEN SÖZLEŞMELİ ÜRETİM MODELİ İLE KANATLI ET ÜRETİMİ YAPAN BEYPİ, ERPİLİÇ, AK PİLİÇ, C.P., GÜNCANLAR, ANADOLU, DOĞA TAVUKÇULUK, BOLCA HİNDİ FİRMALARI VAR.

HİNDİ DAHİL YILLIK ÜRETİM 200 BİN TON CİVARINDA. TÜRKİYE TOPLAM KANATLI ETİ ÜRETİMİ 900 BİN TON OLDUĞU DİKKATE ALINDIĞINDA TOPLAM ÜRETİMİN YÜZDE 20'sinden fazlası Bolu'DA GERÇEKLEŞTİRİLİYOR.

SÖZLEŞMELİ ÜRETİMİN BOLU'ya ekonomik getirisi azımsanmayacak büyüklükte.

Pancar tohumunu 375 çiftçi 600 dekar alanda yapıyor ve bunun ekonomiye katkısı 3.5 trilyon lira olarak hesaplanıyor.

Broilerde 2 bin 800 kümes ve aile, hindi de ise 200 kümes ve aileye yılda ödenen para 60 trilyon lira. Kanatlı sektöründeki entegre tesislerde 3 bin 250 personel istihdam ediliyor.

Bolu'DA YILLIK YEM ÜRETİMİ 500 BİN TON, YEM HAMMADDESİ TEMİNİ 500 BİN TON SEVİYESİNDE. BOLU'da yem hammaddesi, yem, canlı ve et nakliyatı yıllık 1 milyon 500 ton.

Sözleşmeli üretimin yararları özetle şöyle sıralanabilir:

1- Üretici piyasadaki dalgalanmalardan çoğu zaman hiç etkilenmiyor, pazarlama ve depolama sorunu yaşamıyor.

2- Üreticiye faizsiz işletme kredisi kullandırılıyor.

3- Sağlıklı ve kontrollü üretim yapılıyor.

4- Tarladan, çiftlikten sofraya sağlıklı ürün, geriye izlenebilirlik, salgın hastalıklarla mücadele, halk ve toplum sağlığının korunması etkin bir şekilde sağlanıyor.

5- Tarım bu model ile sanayi ile entegre hale gelebiliyor.

6- Tarımsal üretimden vergi kazancı artarken,kayıp en aza iniyor.

7- Sözleşmeli tarım ile teknoloji yakından izlenirken, üretim kalite ve miktar olarak artıyor.

Ziraat mühendisi Şerafettin Erbayram, sanayi sektörüne verilen teşviklerin tarım sektörüne de verilmesi gerektiğini ve bu teşviklerin yararlı olabilmesi için önerilerini şöyle dile getiriyor:

"Teşvikler bireysel olmaktan ziyade sisteme yönlendirilmeli. Kooperatifler, birlikler veya özel sektör dikkate alınmalı.Düşük faizli kredinin yanı sıra sanayiye tanınan bedelsiz arazi tahsisi, indirimli elektrik kullanımı, işçi sigorta tarifesinde indirim, vergi ve KDV indirimi ve istisnası sağlanmalı. Tarımsal kalkınma böylece sektörel teşvik almış ve yurt sathına yayılmış olur."

Avrupa Birliği ve diğer gelişmiş ülkelerde de yaygın olarak kullanılan sözleşmeli tarım modelinin Türkiye'DE YAYGIN OLARAK UYGULAMASI SEKTÖRE MUTLAKA YARAR GETİRECEKTİR. ANCAK, SÖZLEŞMELİ ÜRETİM MODELİNİ KÖTÜYE KULLANANLARIN DA OLDUĞUNU VE BUNA KARŞI ÖNLEM ALINMASI GEREKTİĞİNİ HATIRLATMAKTA YARAR VAR. BAZI YERLERDE SÖZLEŞMELİ ÇİFTÇİ, ADETA ELİ KOLU BAĞLI BİRER KÖLE OLARAK GÖRÜLÜYOR. BU ANLAYIŞ, SÖZLEŞMELİ ÜRETİMİ BİR SÜRE SONRA İŞLEMEZ HALE GETİREBİLİR.

Okunma Sayısı: 567