YAŞAMIN SÜRDÜRÜLEBİLMESİ, ÜRETİLEMEYEN KAYNAK TOPRAĞIN KORUNMASINA BAĞLIDIR. TOPRAKLARIMIZI KOŞULSUZ KORUYALIM.
TMMOB ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
BASIN AÇIKLAMASI
5 Aralık 2022
YAŞAMIN SÜRDÜRÜLEBİLMESİ,
ÜRETİLEMEYEN KAYNAK TOPRAĞIN KORUNMASINA BAĞLIDIR.
TOPRAKLARIMIZI KOŞULSUZ KORUYALIM.
Her yıl 5 Aralık günü, üretilemeyen doğal bir kaynak olan toprağın önemine dikkat çekmek ve toprak kaynaklarının sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesini sağlamak amacıyla “Dünya Toprak Günü” olarak kutlanmaktadır.
Tarımsal potansiyeli yüksek olan topraklar, dünyada ve de ülkemizde erozyon, kirlenme, yanlış kullanım ve amaç dışı kullanım nedenleriyle sürekli tehdit altında olup, hızla azalmaktadır.
Ülkemiz; açlığın, yoksulluğun, eşitsizliklerin yaşandığı bir dünyada, sahip olduğu sınırlı toprak varlığını tanımak, koşulsuz korumak ve geleceğe aktarmak zorundadır.
Ne var ki, günümüzde erozyon ve benzeri doğal yitim süreçlerinin yanında, her şeyi rant ve kolay kazanç sayan politikalar nedeniyle topraklarımız çok ciddi birçok sorunla karşı karşıyadır.
Özellikle, tarım arazilerimiz potansiyel sınırına ulaşmışken ve nüfusumuz hızla artarken işlenen tarım arazileri yıllardır azalmaktadır. Yetmezmiş gibi; altyapının götürüldüğü her arazide her türlü yatırımın gerçekleştirilmesi mümkün iken, “tarım dışı amaçlı arazi kullanımı” giderek hızlanmıştır.
Ülkemiz, Anayasal bir Hukuk Devletidir. Anayasanın 166. maddesi tarım ve sanayii ülke düzeyinde dengeli planlamayı, 56. maddesi çevreyi korumayı, 44. maddesi toprağı korumayı ve toprak mülkiyetini, 45. maddesi tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemeyi, 169. maddesi ormanların korunması ve geliştirilmesini düzenlemiş, bu konularda Devlet’i görevli saymıştır.
Topraklarımızı ve tarım arazilerimizi koruması gereken 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu, 4342 sayılı Mera Kanunu, 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılattırılması Hakkında Kanun, 6831 sayılı Orman Kanunu koruyucu hükümlerine rağmen, sürekli getirilen yeni istisna maddeleriyle topraklarımız yok edilmekte, verimli tarım arazilerimiz, meralarımız, zeytinliklerimiz, özel ürün arazilerimiz konut yapımı, sanayi ve enerji yatırımları, madencilik faaliyetleri ile talan edilmektedir.
Anayasanın 135. maddesi gereği “kamu kurumu niteliğindeki bir meslek kuruluşu” olan TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası; kamu yararını ve toplum çıkarını koruma sorumluluğu ile toprak ve arazi varlığımızı koruyabileceğimiz umudunu koruyarak, tüm sorumluları göreve çağırmakta, kamu yönetimini topraklarımızı koşulsuz korumaya davet etmektedir.
- “Yaşamın sürdürülebilmesi”ni öngören gelişme ve kalkınma stratejilerinin başında, “Ülkemiz toprak varlığı ve arazi kaynaklarımızın korunarak yönetilmesi” yer almalıdır.
- Ülke düzeyinde “detaylı toprak etüt ve haritalama” çalışmaları ivedilikle tamamlanarak, toprak varlığımız ve özellikleri bilinmelidir.
- Farklı kullanım amaçlarını dikkate alarak ve nitelikli toprakları koruyarak tüm sektörlere arazi tahsisi sorununu çözmek için ülke ve bölge/il düzeyinde “arazi kullanım planları” gecikmeden oluşturulmalıdır.
- İlan edilen büyük ova koruma alanlarında yeni istisnalarla tarım dışı amaçlı yeni tahsislere izin verilmemelidir.
- Tarım ve Orman Bakanlığı’nca tarım dışı amaçlı izin başvuruları ve yasal izin verilen arazi miktarları ülke ve iller düzeyinde güncel olarak açıklanmalıdır.
- Tarım arazilerinin tarım dışı amaçlı kullanım baskısını azaltacak düzenlemeler tamamlanmalı ve denetimler artırılmalıdır.
- “Topraksız tarım” gündeme getirilirken, öncelik üretken tarım topraklarını ödünsüz korumak ve tarımsal üretimde sürekliliği sağlamak olmalıdır.
ODA’mıza göre; 5 Aralık Dünya Toprak Günü’nde, “Toprağı aç, hayvanı aç, insanı aç” bir ülkede “toprak günü” kutlanmaz, toprağımızı yok edenlerle mücadele edilir.
Kamuoyuna bir kez daha duyuruyoruz. ODA’mız, dün olduğu gibi bugün ve gelecekte de topraklarımızı koruma mücadelesine ödünsüz devam edecektir.
Saygılarımızla.
Baki Remzi SUİÇMEZ
Yönetim Kurulu Başkanı
(Yönetim Kurulu adına)
