SOSYAL TV: TARIMSAL ÖĞRETİMİN 177. YILI BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ`NDE ETKİNLİKLERLE KUTLANDI - 10 OCAK 2023

BURSA ŞUBE ( )
11.01.2023 (Son Güncelleme: 16.01.2023 16:18:34)

Tarımsal öğretimin 177. yılı Bursa Uludağ Üniversitesi`nde etkinliklerle kutlandı

Türkiye’de tarımsal eğitim-öğretimin başlamasının 177. yıldönümü Bursa Uludağ Üniversitesi’nde (BUÜ) gerçekleştirilen çeşitli etkinliklerle kutlandı. Gerçekleştirilen programa akademisyenlerin yanı sıra meslek odası temsilcileri de ilgi gösterdi.

Şehit Astsubay Ömer Halisdemir Bayrak Alanı’ndaki Atatürk Anıtı’na çelenk konulmasıyla başlatılan etkinlikler, Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde düzenlenen organizasyon ile devam etti. Törene Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Adem Doğangün, Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlhan Turgut, Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Dr. Fevzi Çakmak, Gıda Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Serkan Durmuş, Peyzaj Mimarları Odası Bursa Şubesi Başkanı Fulya Akfidan Sevim, akademisyenler ile kamu ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.

Açılış töreninde konuşan TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Dr. Fevzi Çakmak; Tarım öğretiminin başlangıcı olarak kabul edilen 10 Ocak günü TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası 48. Olağan genel kurulunda alınan karar gereği, 2023 yılından itibaren Ziraat Mühendisleri Günü olarak da kutlanacağını duyurdu.

Dr. Fevzi Çakmak konuşmasında; Ülkemiz genelinde  Ziraat Fakültelerinin  her yıl yaklaşık 5.000 mezun verdiğini, 30-35.000 Ziraat Mühendisinin iş arar durumda olduğunu belirterek konuşmasına şöyle devam etti;

 Ülkemizde eğitim-öğretimin yaygınlaştırılması planlanırken, eğitim-öğretimin kalitesinden ödün vermemek gerekir. Bu nedenle yeni Fakülteler kesinlikle açılmamalı, her coğrafi bölgenin tarım potansiyeli yüksek olan ilinde, o bölgenin ihtiyaçlarını karşılayacak Fakülteler eğitime devam etmelidir. Ziraat Fakültelerinde bölümlere alınacak öğrenci sayısı mutlaka Fakültelerin ve bölümlerin mevcut olanakları ile ülke ihtiyacına göre akılcı ve gerçekçi olarak planlanmalıdır.

Kaliteli bir Ziraat Mühendisi yetiştirebilmek için; Ziraat Fakültelerinde eğitim süresi ve müfredat yeniden gözden geçirilmeli, uygulamalı eğitime ağırlık verilmeli ve en az iki dönem sektörel  staj yapılması zorunlu olmalıdır.

Ülkenin kalkınmasına temel teşkil eden araştırma-geliştirme faaliyetlerinde başarılı olmak ve çağı yakalamak için, Ziraat Fakültelerinin laboratuvar, alet-ekipman, yardımcı personel, altyapı ve bütçe olanakları arttırılmalıdır.

Türkiye’nin vazgeçilmezi tarımdır, gıdadır. Tarım milli savunma kadar önemli stratejik bir sektördür. Türkiye’nin stratejik tarım ürünlerinde kendi kendine yeten bir ülke olması, ancak tarımsal varlıklarını bilimle, mühendisle buluşturduğunda mümkün olacaktır. Tarım bilimle buluştuğunda, kaynaklar optimum kullanılacak ve üreticinin ekonomisi güçlenecektir. Tarım kimyasallarının kullanımı düşürülecek, tarımın çevreye verdiği zarar da önemli ölçüde azaltılacaktır. İklim krizinin ve kuraklığın yaşandığı ülkemizde, tarımsal sulama doğru planlanacak ve sulama suyundan önemli ölçüde tasarruf edilmesi sağlanacaktır.

Yani kısaca tarım bilimle buluştuğunda hem üretici kazanacak, hem tüketici kazanacak, hem meslektaşlarımız kazanacak, hem de Ülkemiz kazanacaktır.

Cumhuriyetimizin 100. Yılında, daha çok üretmek, toprağımızı, suyumuzu, doğamızı daha çok korumak zorundayız. Bu da ancak ziraat mühendislerinin sahada olması, bilgilerini üreticiyle buluşturması ile mümkün olacaktır dedi.

Açılış töreninde konuşan TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Serkan Durmuş konuşmasında şöyle dedi ; Dünya nüfusu yaklaşık 7,7 milyar kişi olup, 2050 yılında nüfusun 9,7 milyar kişiye ulaşması beklenmektedir.

Mevcut halde 700 milyon kişi aşırı yoksulluk içinde hayatını devam ettirmeye çalışırken, 800 milyon kişi kronik açlık çekmekte, 2 milyar kişi ise beslenme yetersizliği kaynaklı hastalıklar ile mücadele etmektedir.

Beslenme ihtiyacını karşılayan temel kaynak olan tarımsal faaliyetlerde ise küresel çapta çözülmesi gereken birçok ciddi sorun bulunmaktadır. Dünya üzerinde tarım yapılabilir alanların %80’inin bozulmuş durumda olduğu ve her yıl 24 milyar ton toprağın erozyon nedeniyle kaybedildiği tahmin edilmektedir.

Bu mevcut durum devam ettikçe ve geliştirilecek yeni tarıma elverişli alanlar da dikkate alındığında, 2050 yılında 9 milyar insanı besleyebilmek için yalnızca %5 oranında fazla arazi üzerinde %70 daha fazla tarımsal gıda üretimi gerçekleştirmemiz gerektiği anlamına gelmektedir.

İklim krizi nedeniyle şiddeti fırtına, sel, dolu, orman yangını, ısı dalgaları gibi aşırı hava olayları geniş kitleler için ciddi bir gıda güvencesi tehdidi ve çiftçiler için hasat ve gelir kaybı riskleri oluşturmaktadır.

Ülkemiz özelinde bakıldığında Türkiye’nin sıcak hava dalgaları, sel ve taşkınlar, müsilaj, orman yangınları, kum ve toz fırtınaları ile su varlığında azalma tehditleri bakımından artan bir kırılganlığa sahip olduğu görülmektedir.

Tarımsal değer zinciri üzerindeki tarla ve seralardan son tüketiciye kadar olan tüm aşamalarda kayıplar ve verimsizlikler oluşmaktadır. Bunların neticesinde gıda kaybı ve israfına ek olarak hava, su, toprak ve doğal ekosistemler bozulmakta, sınırlı doğal kaynaklar hızla tükenmektedir.Oluşan fiyat  istikrarsızlıkları gıdaya erişimi daha da zorlaştırmaktadır.

Küresel ölçekte üretilen gıdanın yaklaşık üçte biri tüketilemeden çöpe gitmektedir. Gıdaya erişim ve beslenme sıkıntısı yaşayan nüfusun büyüklüğü göz önüne alındığında bu ölçüdeki bir verimsizliğin yarattığı sorun daha iyi anlaşılmakta.

Ek olarak, çöpe giden büyük miktardaki tarımsal üretimin gerçekleştirilmesi için harcanan enerji ve kaynaklar düşünüldüğünde, bu durumun önemli miktarlarda sera gazı salımlarına neden olduğu görülmektedir.

Tüm bu gelişmeler ışığında Bugün Kutlamakta olduğumuz Tarımsal öğrenimin yıldönümü  dahada anlamlı hale gelmektedir.

Çünkü insanlığın elbirliği ile yok ettiği tarımsal kaynakların tekrar geri kazanımı ancak bilimin ışığında iyi eğitim almış  uzmanlık alanlarında istihdam edilen Ziraat mühendisleri, Gıda Mühendisleri ile mümkün olacaktır dedi.

Açılış töreninde konuşan TMMOB Peyzaj Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Fulya Akfidan Yaptığı konuşmasında;

Günümüzde Ziraat, Orman, Güzel Sanatlar ve Mimarlık Fakülteleri bünyelerinde toplam 45 üniversitede peyzaj mimarlığı eğitimi verilmektedir.

Uludağ Üniversitesi 2018’de ilk peyzaj mimarlığı öğrencilerini aldı ve 2022’de ilk mezunlarını verdi ve bu yıl ikinci mezunlarını verecektir.

Ziraat Fakülteleri, peyzaj mimarlığı eğitiminin başladığı fakülte olması ile bizler için her zaman önemli ve anlamlı olacaktır.

Verimli tarım topraklarına, bitki yetiştirme için uygun iklim koşullarına, kentleşmenin ve sanayileşmenin hızla arttığı şehrimizde tasarlayacak, planlayacak, onarım ve bakım yapacak peyzaj mimarlarına ihtiyacımız çok.

Nitelikli peyzaj mimarı yetiştirmek için üniversitelerden beklentimiz; geniş çizim salonları, güçlü bilgisayar laboratuvarları ve öğrencilerin uygulama süreçlerine ilişkin tecrübelerini artırma şansı bulabilecekleri sektörel stajın güçlendirilmesinin sağlanmasıdır.

2022’de 45 adet Peyzaj Mimarlığı Bölümlerine 2261 kontenjan tanınmış ve tamamına öğrenci yerleştirmesi gerçekleşmiştir. Takip eden yıllarda her yıl peyzaj mimarı sayısı 2000 – 2500 arasında artış gösterecektir. Ancak nitelikli eğitimin verilebilmesi için Türkiye’de alt yapısı yetersiz olan peyzaj mimarlığı bölümleri öğrenci alımlarını durdurmalı ve ihtiyacımız olan araştırma enstitülerine dönmelidir.

Ülkemizin iklim krizinden en az zararla çıkmamızı sağlayacak bilimsel araştırmalara, karbon yutak alanlarını koruma ve arttırmayı, kent ekosistemini güçlendirmeyi, yer altı ve yer üstü su kaynaklarımızı en akılcı çözümlerle kullanmamızı sağlayacak peyzaj mimarlarına ihtiyacı vardır.

Ve bu araştırmaların peyzaj ruhsat projelerine işlenmesiyle, iklim değişikliğinin etkilerinin gözetildiği tasarım ve planlama stratejilerinin oluşturulması, tüm ülkede zorunlu uygulama esaslarının ortaya konması, yapı denetim kuruluşlarında yeterli ve adil denetimlerin sağlanması ile peyzaj mimarlığı mesleğinin gerçek değeri anlaşılacaktır.

Açılış töreninde konuşan BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Araştırma Üniversiteleri arasında yer aldıklarına işaret ederek; “Pandeminin dünya gündemine girmesinin ve ardından Ukrayna-Rusya savaşının başlaması ile gıda arz güvenliğinin önemini çok daha iyi kavramaya başladık. Bu başlık altında özellikle gıda biyoteknolojisi ve hayvan beslemede hem veteriner hem de ziraat fakültelerimizin yetkinlikleri dikkate alındığında Üniversite olarak ciddi anlamda ön plana çıkıyoruz. Güçlü bir ziraat fakültesine sahibiz. Yapılan akademik destek ve altyapı ile geleceğe dönük olarak sürdürülebilir tarım ve tarımsal öğretim noktasında başarılı sonuçlar alacağımıza inanıyoruz. Kendimizi geliştirmeye devam etmeliyiz diye konuştu.

Bursa Uludağ Üniversitesi`nin bugüne kadar 400 patent ürettiği bilgisini paylaşan Rektör Prof. Dr. A. Saim Kılavuz; “Bu konuda Türkiye birinciliğimiz var. Büyük çoğunluğu da son 3-4 yıl içerisinde elde edildi. Toplam 12’si ticarileştirildi dedi.

Dünya nüfusu yaklaşık 7,7 milyar kişi olup, 2050 yılında nüfusun 9,7 milyar kişiye ulaşması beklenmektedir.

Mevcut halde 700 milyon kişi aşırı yoksulluk içinde hayatını devam ettirmeye çalışırken, 800 milyon kişi kronik açlık çekmekte, 2 milyar kişi ise beslenme yetersizliği kaynaklı hastalıklar ile mücadele etmektedir.

Beslenme ihtiyacını karşılayan temel kaynak olan tarımsal faaliyetlerde ise küresel çapta çözülmesi gereken birçok ciddi sorun bulunmaktadır. Dünya üzerinde tarım yapılabilir alanların %80’inin bozulmuş durumda olduğu ve her yıl 24 milyar ton toprağın erozyon nedeniyle kaybedildiği tahmin edilmektedir.

BUÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlhan Turgut ise fakülte bünyesinde 9 programın bulunduğunu ve bu programlarda toplam 2319 öğrencinin eğitim-öğretime devam ettiğini açıkladı. Öğrencilerden 219’unun yabancı uyruklu olduğu bilgisini paylaşan Prof. Dr. İlhan Turgut; “Bugüne kadar 9111 mezun verdik. Güçlü bir akademik yapıya sahibiz. Bilindiği gibi bir ülkenin gelişmişliğinde yetişmiş insan gücü büyük bir önem arz etmektedir. Bu ise iyi planlanmış bir eğitim ile mümkün olmaktadır. İyi yetişmiş, ufku geniş, kendine güvenen mezunlarımızın Türk tarımına yapacağı katkı elbette ki yadsınamaz” dedi.

Etkinlik, BUÜ Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sertaç Dokuzlu’nun sunumu ve akademik yükselmesi gelen öğretim üyelerine plaketlerinin takdim edilmesinin ardından sona erdi.

HABER: SOSYAL TV

Haber kaynağına ulaşmak için lütfen TIKLAYINIZ.

Okunma Sayısı: 28