PARA DERGİSİ: DEPREM BÖLGESİNDE TARIMIN DA FAY HATLARI KIRILDI- 27 MART 2023

GENEL MERKEZ ( )
27.03.2023 (Son Güncelleme: 27.03.2023 16:35:59)

Deprem tarım sektörünü de vurdu. Depremin etkilediği 11 ilin, tarımsal hasılanın yüzde 15’ini sağladığına dikkat çeken sektör temsilcileri, ülkenin ortak geleceği ve gıda güvencesi için bir an önce tarımsal, sosyal ve ekonomik destek paketi açıklanmasını talep ediyor. Tarımsal üretimin cazibesini artıran adımlar atılmasını istiyor. Aksi takdirde üreticinin fırsatçıların eline düşme tehlikesine dikkat çekiliyor.

Bitkisel ve hayvansal üretimin yoğun olarak gerçekleştirildiği 11 ili vuran Kahramanmaraş merkezli ardışık depremler, tarımsal üretimin yapıldığı kırsalda da büyük kayıplara yol açtı. Tarımsal hasılanın yüzde 15`inin, bitkisel üretimin yüzde 17`si`nin, tarımsal ihracatın yüzde 22`sinin gerçekleştirildiği 11 ilde, deprem onbinlerce kişinin ölümüne, yüzbinlerce kişinin yaralanması ve evsiz kalmasına neden oldu. Depremde ahırlar, ağıllar, hayvan barınakları yıkıldı. Hayvanlar telef oldu. Deprem bölgesinden başka illere göç yaşandı. Sanayi sektöründe olduğu gibi tarımsal üretimde de işgücü endişesi başladı. Bölgede gübre başta olmak üzere tarımsal girdileri sağlayan bayilerin dükkanları ve depoları, üretim ve girdi araçları zarar gördü. Tarımsal alet-ekipmanlar enkaz altında kaldı. Elektrik sistemleri, barajlar, kanallar, sulama sistemleri, içme suyu ve yollar zarar gördü. Özellikle depremzede illerden Kahramanmaraş, Hatay ve Adıyaman kırsalında depremin boyutu çok daha büyük oldu. Kış sezonu nedeniyle bitkisel üretimde sıkıntı yaşanmasa da, hasatı yapılan bazı ürünlerde işgücü kaybı, nakliye ve pazarlama sorunları nedeniyle aksamalar oldu. Tarım sektöründe yaşanan kayıpların, önümüzdeki dönemde bitkisel üretimi sıkıntıya sokacağı endişeleri gündeme geldi.

Üreticilerin yaralarının sarılması, ihtiyaçlarının giderilmesi ve 2023 tarımsal üretim sezonunun sıkıntısız geçirmesi için tarımsal destekler devreye sokuldu. 2023 tarımsal üretim sezonunun sıkıntısız geçirmek için destek ve planlama çalışmaları yapıldı. Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişci, deprem bölgesinde pozitif ayrımcılık yapmayı sürdüreceklerini kaydetti.

TARIMSAL DESTEKLEME BÜTÇESİ ARTIRILMALI

Ülkenin ortak geleceği ve gıda güvencesi için tarım ve kırsal kalkınma politikalarının, kırsal yaşamın da depreme hazır hale getirilmesinin önemine dikkat çeken sektör temsilcileri, depremin ardından verilen desteklerin artırılarak devam ettirilmesini istedi. Tarımsal üretimde yer alan kırsaldaki insanları üretimde tutmanın yolunun tarımsal üretimi güvenli ve sürdürülebilir kılmaktan geçtiğine işaret eden sektör temsilcileri, tarım sektöründe işgücünün korunması için geçici barınma, ısınma, beslenme sorunların hızlıca çözülmesinin önemine dikkat çekti. Deprem bölgesi için kapsamlı bir tarım, sosyal ve ekonomik ekonomik paketin devreye alınması gerektiğini vurgulayan sektör temsilcileri, tarımsal destekleme bütçesinin artırılması, üreticilerin kredi borçlarının faizsiz yapılandırılmasını talep etti. Sektör temsilcilerinin ortak talepleri arasında bölgedeki sulama altyapısının gözden geçirilerek hasarların giderilmesi, üreticilerin BAĞ-KUR ve SSK prim ve ödemelerinin ötelendirilmesi, hayvanların barınabilmesi için uygun ve yeterli çadır ihtiyacının hızla karşılanması, kısa sürede uygun dayanıklı barınaklar inşa edilmesi, yem ihtiyacının uzun soluklu karşılanması gibi talepleri öne çıktı. Ortak dillendirilen konulardan biri de tarım arazilerinin imara açılmaması oldu. Tarım topraklarının amaç dışı kullanımının depremin yol açtığı kayıpları artırdığını vurgulayan sektör temsilcileri, illerdeki Toprak Korumu Kurulları`nın verimli arazilerin imara açılması konusunda daha dikkatli olmasını, çiftçi temsilcilerinin de bu kurullarda bulunmasını talep etti.

CAZİBE MERKEZİ HALİNE GETİRİLMELİ

Tarım Platformu Dönem Sözcüsü Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Genel Başkanı Hüseyin Demirtaş, yaptığı açıklamada tarım sektöründe alınması gereken acil önlemlere ilişkin şunları kaydetti:

"Depremzede üreticilere barınak, besihane, yem depolarının yenilenmesinde Kırsal Kalkınmayı Destekleme Programı, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu ve deprem fonu kaynaklarından yararlanma konusunda öncelik verilmeli. Bölgede bir taraftan çiftçiye girdi tedarik eden firmalar, ürünü depolayan, işleyen ve pazarlayan sanayiciler de çiftçilere verilen destekler benzeri desteklemelerle güçlendirilmeli, faaliyetlerine devam etmeleri için gereken yardımlarda bulunulmalı. Tabii Afetlerden Zarar Gören Çiftçilere uygulanan yüzde 40`lık `hasar oluşması` zorunluluğu bir defaya mahsus olmak üzere en fazla yüzde 10 ile sınırlı tutulmalı. Kırsal alanların yaşam koşulları cazibe merkezi haline getirilmeli."

BİTKİSEL ÜRETİMİN YÜZDE 17`Sİ BÖLGEDEN

Depremin verdiği hasarı ve sürdürülebilir tarım için sektör temsilcilerinin taleplerini aktarmadan önce, depremin vurduğu Kahramanmaraş, Hatay, Gaziantep, Adıyaman, Adana, Diyarbakır, Kilis, Malatya, Osmaniye, Şanlıurfa ve Elazığ`ın tarımdaki yerine bir göz atalım. 2022 yılı verilerine göre depremden etkilenen 11 ilin nüfusu yaklaşık 14 milyon olup, toplam nüfusun yüzde 16.4`ünü oluşturuyor. Deprem bölgesinde kırsal nüfus 2 milyon kişiyi aşıyor. Depremden büyük zarar gören bölge, bitkisel üretimin ve hayvancılığın yoğun yapıldığı, tarım ve çiftçi nüfusunun Türkiye ortalamasına göre daha yüksek olduğu iller. Depremin vurduğu 11 ilde, tarımsal üretim alanının yüzde 17`si, çiftçilerin yüzde 14`ü, canlı hayvan sayısının yüzde 18`i, çayır ve mera alanının yüzde 10`u, ekili alanın yüzde 16`sı bulunuyor. 2022 verilerine göre 23.8 milyon hektar tarım alanının 3.8 milyon hektarı 11 ilde bulunuyor ve toplam tarım alanlarının yüzde 16.1`ini oluşturuyor. Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2021`de Türkiye`nin bitkisel üretim değerinin 306.3 milyar TL iken bölgenin bu değere katkısının 64.1 milyar TL olduğunu vurgulayarak, toplam bitkisel üretim değerinin beşte birinden fazlasının bölgede oluşturulduğunu kaydetti. Bayraktar`ın açıklamalarına göre depremden en fazla zarar gören illerden Hatay, Türkiye pamuk üretiminin yüzde 8.6`sını tek başına sağlıyor. Hatay mısırda Türkiye üretiminin yüzde 2`sini üretirken, Kahramanmaraş`tan yüzde 3`ü temin ediliyor. Türkiye badem üretiminin yüzde 33`ünün sağlandığı bölgede, bu üretimin yüzde 17.8`i Adıyaman`dan karşılanıyor. Bölge, Türkiye Antep fıstığı üretiminden yüzde 82.7 pay alırken, Gaziantep üretimin yüzde 23.4`ünü, Adıyaman ise yüzde 11.3`ünü karşılıyor. Bölgede Türkiye narenciye üretiminin yüzde 57.5`i yapılıyor. Hatay bu üretimin yüzde 20.8`ini tek başına gerçekleştiriyor. Zeytin üretiminde Türkiye`nin yüzde 16`sını gerçekleştiren bölgede Hatay, Türkiye zeytin üretiminden yüzde 4 pay alıyor.

TURFANDA İLK ERİK HATAY`DAN

Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Gülçubuk, depremden etkilenen illerden Hatay`ın, Adana`yla birlikte önemli miktarı seraya dayalı yaş sebze ve meyve üretiminin yaklaşık yüzde 15`ini karşıladığını vurguladı. Türkiye`de yerfıstığı üretiminin yüzde 30`unun Osmaniye`de olduğunu, piyasasının da Osmaniye`de oluştuğunu dile getiren Gülçubuk, "Kahramanmaraş kırmızıbiber üretiminin yüzde 12`sini gerçekleştiriyor. Kahramanmaraş, pamuk ve mısır üretiminde ilk 10 il arasında. Kayısı denilince de zaten doğrudan Malatya akla geliyor. Gaziantep`in depremden en çok etkilenen Nurdağı, İslahiye ilçeleri pamuk, kırmızıbiber ve büyükbaş hayvancılıkta önemli üretim, ticaret potansiyeline sahip" dedi.

Gülçubuk, depremin etkilediği Kahramanmaraş, Gaziantep, Adıyaman ve Hatay`ın dağ yerleşimlerinin son yıllarda keçi, koyun yetiştiriciliğinde önemli yere sahip olup, dondurma için gerekli süt tedarikinin de önemli bir bölümünü karşıladığını kaydetti. Gülçubuk, son yıllarda özellikle Gaziantep, Osmaniye, Malatya`da kümes hayvancılığının da gelişme eğiliminde olduğunu söyledi. Türkiye`de turfandaki ilk erik üretimini Hatay gerçekleştiriyor. Adıyaman, tütün üretimiyle dikkat çekiyor.

"2 BİN 800`ÜN ÜZERİNDE HAYVAN İŞLETMESİ YIKILDI"

TZD Genel Başkanı Hüseyin Demirtaş, köylerdeki evlerin genellikle tek katlı yapılar olduğu için depremin kentlere göre daha az zarara yol açtığını vurgulayarak, ancak deprem sonrası kurtarma ve yardım çalışmaları köylerin dağınık olmaları nedeniyle kentlere göre daha büyük zorluklarla karşılaştığını kaydetti. Bölgede yaygın olarak yapılan küçük ve büyükbaş hayvancılığın depremden zarar gördüğünü dile getiren Demirtaş, bölgedeki besihanelerin genellikle küçük ve orta boy damlardan oluştuğunu, bu damların büyük bir bölümünün yıkılması nedeniyle zararın büyüdüğünü ifade etti. Demirtaş`ın yaptığı açıklamalara göre; yıkılan, ağır hasar gören büyükbaş ve küçükbaş hayvan işletmelerinin sayısı 2 bin 800`ün üzerinde. Bölgedeki bazı barajların depremde zarar gördüğü için boşaltılması, hem bölgedeki su sıkıntısının artmasına hem de barajlardaki balıkçılık faaliyetinin durmasına yol açtı. Demirtaş, son tahmini rakamlara göre bölgedeki tarımsal faaliyetlerden elde edilen 100 milyar TL`yi aşkın tarımsal brüt hasılanın tehdit altına girdiğini ifade etti.

"GENÇ ÇİFTÇİ PROJESİ YENİDEN HAYATA GEÇİRİLMELİ"

Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği (TÜDKİYEB) Genel Başkanı Nihat Çelik, deprem bölgesinde küçükbaş hayvan sayısı bakımından Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana ve Kahramanmaraş`ın ön plana çıktığını belirterek, bu dört ildeki küçükbaş hayvan sayısının toplamının 6.5 milyon başı aştığını söyledi. Deprem bölgesinde 7 milyon 542 bini koyun, 2 milyon 488 bini keçi olmak üzere toplamda 10 milyon 30 bin küçükbaş hayvan varlığı olduğunu vurgulayan Çelik, gıda güvencesi açısından deprem bölgesindeki küçükbaş hayvan varlığının korunması ve artırılmasının önemine dikkat çekti. Şu anda deprem bölgesindeki yetiştiriciler ve hayvanları için kısa vadeli destekler açıklandığını belirten Çelik, "Deprem sonrasında küçükbaş hayvancılığı tamamen ayağa kaldırabilmek için verilecek desteklerin mevcutta verilen desteklerin en az iki katı kadar olmasını talep ediyoruz. Ayrıca iki yıl önce uygulanan genç çiftçi hibe projesinin yeniden hayata geçirilmesi kırsala dönüşte önemli rol oynayacaktır" dedi.

TÜİK verilerine göre Türkiye genelinde büyükbaş hayvan sayısı 2022`de bir önceki yıla göre yüzde 5.6 azalarak 17 milyon 24 bin baş oldu. 11 ilin yer aldığı deprem bölgesi 2022 verilerine göre 2.2 milyon baş civarında büyükbaş hayvan varlığı, Türkiye`deki toplam hayvan varlığının yüzde 13`ünü oluşturuyor.

"TARIMIN FAY HATLARI KIRILDI"

Depremden etkilenen 11 il, tarım istihdamında da önemli bir yere sahip. Prof. Dr. Gülçubuk, yaklaşık 330 bin çiftçinin bulunduğu deprem bölgesi illerin aynı zamanda mevsimlik gezici tarım işçiliğinin de yaygın olduğu şehirler olduğuna dikkat çekti. Son yaşanan depremlerin tarımın da kırsalın da fay hatlarını kırdığını vurgulayan Gülçubuk, ortaya çıkan durumun kısa sürede üretime başlama koşullarını zora soktuğunu söyledi. Gülçubuk, şunları kaydetti:

"Şimdi bir yandan deprem bölgesinden diğer illere artan göç, bir yandan üretim ve girdi araçlarının büyük ölçüde zarar görmesi, tarımsal alet-ekipmanın enkaz altında kalması üretimin fay hatlarını daha da derinleştiriyor. Binlerce büyükbaş, küçükbaş, kümes hayvanı ve diğer hayvanlar enkaz altında kalarak telef oldu. Tarımda girdi tedarikinde bulunan gübre, ilaç, tohum gibi satış bayileri, silolar-depolar, üretim işletmeleri, gıda sanayi işletmeleri de depremden etkilendi ve çoğunun işyerleri kullanılamaz ve ellerindeki mallar işleyemez hale geldi. Yani, deprem kırsaldakileri, çiftçileri, kırsal yaşamı her yönüyle vurdu. Ortaya çıkan bu durum kısa vadeli gelecek için ciddi gıda güvenliği, gıda güvencesi, sağlıklı çevre kaygısını da ortaya çıkardı. Üretimdeki daralmalar depremin ardından 20 gün geçmeden etiket fiyatlarına da yansımaya başladı."

ASIL SORUN İŞGÜCÜ GÖÇÜ

Gaziantep Ticaret Borsası Meclis Başkanı, TİM Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri Sektör Kurulu Başkanı Ahmet Tiryakioğlu, depremin derinden yaralayan can kayıpları gibi bölgedeki tarımsal faaliyetlere de olumsuz etki yaptığını vurguladı. Tarlalarda deprem kaynaklı oluşan çatlak ve çöküntülerin rekolteyi çok fazla etkileyeceğini düşünmediğinin altını çizen Tiryakioğlu, "Bu en fazla düşük bir verim kaybına neden olacaktır. Tarımsal üretimdeki asıl sorunu iş gücü göçü, tarımda kullanılan ekipmanların zarar görmesi ve tarımsal işletmelerin yıkılması olarak değerlendirmemiz daha doğru olacaktır. Depremde il ve ilçe merkezleri kadar köylerimiz de çok büyük yaralar aldı. Burada yaşayan insanlarımız köylerini terk ederek farklı illere yerleşmek zorunda kaldı. Göçün uzun süreli olması tarlalarda gerekli, ekim, dikim ve bakım işlemlerinin zamanında yapılamaması endişesini uyandırmakta" dedi.

"UZUN VADELİ YOL HARİTASI BELİRLENMELİ"

Çiftçilerin zirai üretimde en büyük gücünü oluşturan traktör ve benzeri araç gereçlerin de depremde ciddi hasarlar aldığını belirten Tiryakioğlu, bu ekipmanların bahar dönemi ekimlerinde kullanılamayacak olması veya yerine yenisinin zamanında temin edilemeyecek olmasının üretim için bir handikap oluşturduğuna işaret etti. Bölgede birçok hububat deposu, tarımsal ilaç, gübre, tohum ve ekipman ihtiyacı karşılayan bayiler ile tarımsal işletmelerin de depremde ciddi mal ve hizmet kayıpları yaşadığını vurgulayan Tiryakioğlu, şunları kaydetti:

"İslâhiye ve Nurdağı`nda, Türkiye üretiminin önemli bölümünü karşılayan kırmızıbiber işleme tesislerinde önemli hasarlar oluştu. Üreticilerimiz bu nedenlerle üretim faaliyetlerinde dönemsel bir sıkıntı ile karşılaşabilir. Bu darboğazın zirai üretim gücümüze etki etmeden en az hasarla atlatılması için devletimizin sağlayacağı tarımsal destekler, köylerin yeniden inşası, faizsiz kredi olanakları, SSK-Bağ-Kur primlerinin ötelenmesi, hayvancılık ve ekipman yardımları ile diğer ekonomik destekler yaraların hızlı sarılması açısından önem taşımakta. Kırsal kesime sağlanacak destekler için uzun vadede bölgesel stratejik planlamalar yapılmalı. Bölgede öncelikli olarak tarım ve hayvancılık üzerine detaylı bir hasar tespit çalışması gerçekleştirilip, ihtiyaca göre uzun vadeli yol haritaları belirlenmeli."

"KIRSAL İÇİN ACİL DESTEKLER DEVREYE KONULMALI"

Prof. Dr. Gülçubuk, sürdürülebilir üretim ve gıda güvencesi için depremin zora soktuğu üretime başlama koşullarının iyileştirilmesinin önem taşıdığına dikkat çekti. Sektör temcilerinin açıkladığı önerilerde tekrara düşmeden, Gülçubuk`un depremden etkilenen tüm iller için kısa ve orta vadede atılması gereken adımlara ilişkin bazı önerileri şöyle:

"Çiftçiye yaşam ve üretim desteği ve ortamı sağlanmalı. Pazarlama, pazara erişim destekleri ile tamamlanmalı. Çiftçinin elinde olan tarımsal ürünler bir an önce alınmalı ve bozulmaları önlenmeli. Kırsalda yaşama ve üretime dair acil ihtiyaç talepleri belirlenerek bir an önce ulaştırılmalı. Mart-Nisan aylarında ekim-dikim-bakım işlemi başlayacak. Bu süreçte gerekli girdi desteğinin erişimi sağlanmalı. Afetlere dayalı kırsal mekansal planlamaya hız verilmeli. Ekonomik olarak zorda olan çiftçiler için, kırsaldakiler için acil destekler devreye konulmalı."

"FIRSATÇILAR HER YERDE"

Sektör temsilcileri, deprem sonrasında bazı fırsatçıların devreye girdiğine dikkat çekiyor. TZD Başkanı Demirtaş, deprem bölgesindeki yetiştiricilerin bakamadıkları hayvanları bir an önce satarak elden çıkarmaya çalıştığını, bunun da fırsatçıların eline düşmelerine neden olduğunu kaydetti. Antakya Ziraat Odası Başkanı Mehmet Muzaffer Okay da fırsatçılara dikkat çekerek, fiyatı 50 bin TL civarında olan hayvanlara, 10-15 bin TL teklif edildiğini kaydetti. Okay, şunları kaydetti:

"İlk günlerde sütte sıkıntı yaşadık. Deprem kırsalı da vurduğu için insanlar köylerini terk etti, süt sağılamadı ya da süt sağma ekipmanları göçük altında kaldığı için süt sağımı elle yapıldı. Üretici sütü değerlendiremedi. Girişimlerde bulunduk, bu konuda geçici tedbirler hızla devreye alındı. Damızlık Birliği süt tankerlerini artırdı, sütü topladı. Tümüne yönelik söylemiyorum ancak, süt alımı yapan bazı şirketler de fırsatçılık yaptı. Fatura maliyeti 11 TL olan bir litre sütü, 9 TL`ye almaya çalışıyorlar. Fırsatçılar her yerde. Tarım ve Orman Bakanlığı`nın et, süt ve yem için doğrudan müdahil olmasını istiyoruz. Sera ürünlerinde hasat devam ediyor. Depremden sebze hali, komisyoncular v.b. zarar gördüğü için, sera ürünlerinin pazarlanmasında ve nakliyesinde sıkıntı yaşanıyor. Üretici, ürününü satamıyor. Nakliye sorun olduğu için şehir dışına gönderemiyor. Üreticinin sözleşmiş olduğu firmalar varsa, onlar araç tedarik ederse ürününü satabiliyor. Hızlıca bu sorun giderilmeli. Mayıs ve Haziran başı buğday hasadı var. Bölgedeki depolardaki hasar sezon sonuna kadar giderilmeli. Aksi halde fırsatçılar devreye girer."

"HER ALANDA DENETİM ŞART"

Hatay merkezli depremin bölgedeki hasarı ve yıkımı artırdığını dile getiren Okay, ilk depremde kurtulan çırçır ile biber salçası fabrikalarının da bu depremden etkilendiğini belirtti. Depremde zeytin bahçelerinde yarıklar, zeytinyağı üretim tesislerinde hasarlar oluştuğunu kaydetti. Azotlu gübre atımı zamanı geldiğini ifade eden Okay, "Gübrede fiyatlar sabitlenmiş olsa da fırsatçılık yapanlar var. Her alanda denetim şart. Üretimin devamlılığın sağlanması önemli. Büyük yıkımın yaşandığı ilimizde, insanların kısa vadede gelir seviyesini ve işini koruyacağı tek sektör tarım. İşgücünü, üretim potansiyelini ve tarımın ekonomiye katkı potansiyelini kaybetmek istemiyoruz. Onun için tarımsal üretimi kolaylaştıran, cazibesini artıran adımlar atılmalı. Üretimin ve çiftçinin önünde engel olan bürokrasi minimum seviyeye indirilmeli. Hatta mümkünse kaldırılmalı. Üreticinin fırsatçıların eline düşmemesi için harekete geçilmeli."

TZOB Başkanı Bayraktar, hayvanların yok pahasına elden çıkarılmasını önlemek için devlet kurumları TİGEM, Et ve Süt Kurumu`nun bu konuda daha etkin çalışması gerektiğini kaydetti.

"KAYISI İHRACATININ AKSAMASINDAN ENDİŞE EDİYORUZ"

Ramazan ÖZCAN / Malatya Ticaret Borsası Başkanı

Birçok tarımsal ürünün yetiştiği Malatya, dünya kuru kayısı üretiminin başkenti. Dünyada yaş kayısının yüzde 20`si, kuru kayısının yüzde 80`i Malatya`da üretiliyor. Yeni hasat döneminde, ürünü hasat etmek ve ihracata hazır hale getirmek için insan işgücüne ihtiyacımız olacak. Depremde ciddi anlamda göç verdik. İnsanlar geri dönmesi biraz zaman alacak. Yeni ürün için Haziran ve Temmuz`a kadar zamanımız var. Ancak şu anda mevcutta bulunan ürünün ihracatını gerçekleştirebilmemiz için işgücüne ihtiyacımız var. İhracata bir an önce başlamamız gerekiyor. Biz 12 ay boyunca ihracat yapıyoruz. Dünyanın yaklaşık 110`dan fazla ülkesine 100 bin ton ihracat gerçekleştiriyoruz. İhracatta tek sıkıntımız işgücü. İhracatın aksaması endişesi yaşıyoruz. Çalışacak işgücü bulamazsak, onlara uygun imkanlar sunamazsak, gelip fabrikalarda çalışmalarını bekleyemeyiz.

"ALTI İLDE VERİLEN ELEKTRİK DESTEĞİ ÜÇ YIL DAHA UZATILMALI"

Ahmet EYÜPOĞLU / Şanlıurfa Ziraat Odası Başkanı

Tarımın başkenti olan Şanlıurfa, ülkemizdeki pamuğun yüzde 45`ini, fıstığın yüzde 42`sini, kırmızı mercimeğin yüzde 33`ünü üretiyor. Devletimizden taleplerimiz olacak. Beş yıl boyunca altı ilde elektriğe destek verildi. Yüzde 65 oranıyla başlayıp, yıllar itibarıyla kademeli olarak düşen elektrik desteği, bu yıl sona erdi. Güneş enerjisi yatırımları devreye girene kadar, üç yıl süresince devletin Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin, Siirt, Batman ve Şırnak`ta elektrikte verdiği desteğin yüzde 50 olarak sürmesini talep ediyoruz. Son gelen zamlardan sonra tarım BAĞ-KUR`ları 2 bin 920 TL`ye yükseldi. Çiftçi bu parayı ödeyemez. Ödeme gün sayısı 30`dan 15`e düşürülürse, ödeme yarı yarıya düşecek. Üretici bunu karşılayabilir. Şu anda tarlalarımızda kırmızı mercimek, buğday, arpa ekimi yapılmış durumda. Bu ürünler zarar görmedi. Deprem sonrasında verilen destekler artırılarak devam etmeli."

"BÖLGEYE ÖZEL DESTEK PAKETİ AÇIKLANMALI"

Süleyman GİRMEN / Adana Seyhan Ziraat Odası Başkanı

Adana`da tarımsal üretim, biraz da mevsimin etkisiyle depremden çok etkilenmedi. Depremin Hatay ve Kahramanmaraş`a verdiği hasar, yıkım ve kayıplar Adana ile karşılaştırılamaz bile. Adana`da sadece gübre ve zirai ilaç tedarikinde ufak tefek aksaklıklar oluyor. Bölgedeki yaş sebze ve meyve ihracatçılarının üçte biri Hatay merkezli. Hatay ve Kahramanmaraş`ta tarla tarımının da depremden çok etkileneceğini düşünüyorum. Ekim zamanı yaklaşıyor. Geçici barınma sorunu çözülmezse, işgücü açısından tarımsal üretimde sıkıntı yaşanacaktır. Ulaşım, gübre, ilaç ve tohum tedarikinde sıkıntı yaşanabilir. Tarımın en önemli özelliği sürdürülebilir olmasıdır. O nedenle tarım sektörünün içinde bulunduğu sorunlar hızlıca çözülmeli, üretimin devamı sağlanması adına bölgeye özel destek paketi açıklanmalı.

"FABRİKALARIMIZ AYAĞA KALDIRILMALI"

Numan BÖLÜKBAŞI / Kırıkhan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı

Kırıkhan ekonomisinde tarımın payı yüzde 80`e ulaşıyor. Depremde Kırıkhan`da tarımsal üretime dayalı sanayinin hepsi yıkıldı. Kırıkhan`da pamuk işlenip, balya halinde Kahramanmaraş`a, Gaziantep`e, Çorlu`ya gönderiliyordu. Pazarın kaybedilmemesi, üretimin devam etmesi için bu fabrikaların tekrar ayağa kaldırılması gerekiyor. Şu anda sektörde pamuk stoku olduğu için bu üretim kesintisi bu sene büyük sıkıntı yaratmaz. Fabrikalar seneye yetişemezse, o zaman sıkıntı yaşanır. Kırıkhan`da Konya`ya, İç Anadolu`ya, İstanbul`a havuç gönderen, üç havuç yıkama tesisimiz de vardı. Depremde çatıları çöktü. Bu tesisler kısa sürede toparlanır. Özel sektörün sahip olduğu büyük silolar, buğday için devreye sokuldu. Devlet kiraladı. Önceki hafta fabrikalarımızın ayağa kaldırılması noktasında taleplerimizi Cumhurbaşkanımıza ilettik. Talebimiz karşılık gördü. Ertesi gün, yıkılan fabrikalarla ilgili raporlar tutuldu. Bu yılki tarımsal üretimde sıkıntı beklemiyoruz.

"ÜRÜNLER SİGORTA KAPSAMINDA"

Ali KIRALİ / Türkiye Ürün İhtisas Borsası (TÜRİB) Genel Müdürü

TÜRİB olarak depremden etkilen illerdeki lisanslı depolarda saklanan ürünler üzerine ihraç edilmiş olan elektronik ürün senetlerinin (ELÜS) Borsadaki işlemlerini 6 Şubat`ta geçici olarak durdurduk. Deprem illerindeki depolara ulaşılarak faaliyetini etkileyen bir durum olup olmadığı tespit edildi. Hizmet kesintisi yaşamayan lisanslı depolar için işlemler tekrar hızla normal seyrine döndürüldü. Şubat 2023 itibarıyla 42 il, 128 ilçe, 238 farklı lokasyonda 167 lisanslı depo 9 milyon ton saklama kapasitesi ile 35 milyon tonluk Türkiye hububat rekoltesinin yüzde 25`ine hizmet veriyor. 22 Şubat itibarıyla Adıyaman, Hatay ve Gaziantep`te hizmet kesintisi yaşanan toplam dört lisanslı depo bulunuyordu. Bunların saklama kapasitesi, toplam 9 milyon tonluk lisanslı depoculuk saklama kapasitesine oranının yüzde 1.6`sı civarında. Lisanslı depolardaki ürünler Lisanslı Depoculuk Tazmin Fonu güvencesinde. Global ölçekte sadece ülkemizde değil diğer ülkelerde de kurak bir numaralı gündem maddesi. Bahar aylarındaki yağış miktarı rekolte ve verimi belirleyecek. Bu zorlu şartlarda üretilen hububatın lisanslı depolarda güvenilir şartlarda saklanması, ELÜS ile ürünlerin Borsamızda, denetim ve gözetim altında işlem görmesi ve çiftçinin ELÜS`ler sayesinde finansmana erişiminin kolaylaşması her zamankinden daha önemli.

"BİR AN ÖNCE NORMALE DÖNMEYİ İSTİYORUZ"

İdris ALAN / Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı

Elazığ ekonomisinde tarım, hayvancılık, mermer ve tekstil ön plana çıkıyor. Deprem sonrası, Elazığ`da hayat felç oldu. Yeni yeni işyerleri açılmaya, çalışanlar işlerine gitmeye başladı. Kahramanmaraş, Gaziantep, Malatya ve Adıyaman`la ticaret yapan bir il. Deprem o illerdeki ticaret hayatını etkilediği için Elazığ bundan da olumsuz etkileniyor. İşimiz kolay değil. Afet bölgesi kapsamına dahil edilmeyi istiyorduk. Bu talebimiz karşılık gördü. Bir an önce normale dönmeye istiyoruz. Enkazların hızlıca kaldırılmasını, tarım ve diğer sektörler için kapsamlı desteklerin devreye girmesini bekliyoruz.

"ZİRAAT BANKASI KREDİ LİMİTLERİ ARTIRILMALI"

Mehmet ÇETİNKAYA / Kahramanmaraş Ziraat Odası Başkanı

İlkbaharın gelmesiyle çiftçilerin arazide bitkisel üretim faaliyetleri başlayacak. Pamuk, mısır, biber ekiminin hazırlıkları yapılacak. Sezon öncesinde, gübre, zirai ilaç, tohum ve mazotun piyasada tedarik edilmesi, bayilerin açılması, bu ürünlere üreticinin uygun fiyatlarla ulaşabilir olması gerekecek. Tarımda yapılması gereken uygulamalar ertelemeye gelmiyor. O nedenle deprem bölgesinde üretimin devamını sağlayacak gerekli önlemler hızlıca alınmalı. Gıdanın sürdürülebilirliği için depremde hasar gören, yıkılan ahır ve işletmeler yeniden ayağa kaldırılmalı. Ziraat Bankası kredi limitleri artırılmalı, can kaybı olmayan çiftçilerin kredi borçları yeniden yapılandırılmalı ve ertelenmeli. Kahramanmaraş`ta 250 bin dönüm civarında bir alanda pamuk üretiliyor. Kahramanmaraş tekstil şehri. Bu nedenle pamuk üretimi çok hayati. 150 bin dönümde mısır, 150 bin dönümde Maraş biberi ekiliyor. Kırsalda şu anda konteyner kentler kurulmaya başlandı.

"TARIMI TEŞVİK EDECEK ADIMLAR ATMALIYIZ"

Mehmet Ali ÜNAL / Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği Genel Başkanı

Deprem, bizim yerleşim yerlerini yanlış kurduğumuzu, adeta doğaya savaş açtığımızı ortaya koydu. Tarım arazilerini amacı dışında kullanılması, verimli topraklara yerleşim yerlerinin kurulması yaşanan kayıpları artırdı. Ayrıca tarımsal arazileri kaybettik. Şunu unutmayalım; 1 cm toprağın oluşması için binlerce yıl gerekiyor. Ovada tarımını, dağların yamacına evlerimizi kurmamız gerekiyor. İnşallah bundan sonra yaparız. Deprem bölgesi yeniden kurulacak. Yeni yerleşim yerlerinde metropol kentler yerine tarım kent/köy kentleri kurulmalı. Tarım arazileri korunmalı, tarımı teşvik edecek adımlar atılmalı, Tarım kesiminin bölgeye geri dönüşü için, göç etmemişsi `gitmemesi` için tedbirler alınmalı. Güvenli gıda üretiminin sürdürülebilirliği sağlanmalı. Türkiye Cumhuriyeti bunu aşacak güçte. Tarımsal arazilerde yarılmalar, sulama kanalarında hasarlar var. Ekim sezonu başlamadan tarım arazileri ıslah edilmeli, zarar gören tarımsal kanalların tahribatları giderilmeli.

"EKONOMİK VE SOSYAL PAKET AÇIKLANMALI"

Baki Remzi SUİÇMEZ / TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı

Üretiminin devam etmesi için verimli tarım arazileri yapılaşmaya açılmamalı, üreticiler somut olarak korunmalı, alanda tutulmalı, üretim maliyetleri düşürülmeli ve üretimde devamlılık sağlanmalı. BAĞ-KUR, SSK primleri ötelenmeli. Deprem bölgesine yönelik, bütüncül, uzun vadeli, ek bütçeyi içeren, bir tarımsal, ekonomik ve sosyal paket açıklanmalı. Öncelikle tarım arazilerindeki yarık ve tümsekler hızlı bir şekilde belirlenmeli, tarla bütünlükleri yeniden sağlanmalı. Sulama altyapısı, su depoları, sulama kanalları kontrol edilmeli, hasarlar hızla giderilmeli. Hayvancılığın ve süt üretiminin devam etmesi için köylerde hızlıca geçici barınma, beslenme, ısınma sorunu giderilmeli. Hayvan barınakları hızlı şekilde yapılmalı, enkaz altında kalan tarım alet makinalar ve traktörler tespit edilerek, eksiklikler giderilmeli. Kırdan kente göçü engellemek için, kırsalın yaşam koşulları cazip hale getirilmeli, tarımsal üretim teşvik edilmeli. Önümüzdeki günlerde tarlalarda gübreleme ve ilaçlama gibi tarımsal faaliyetler, Mart-Nisan`dan sonra yeni ürünlerin ekimi başlayacak. Ancak deprem nedeniyle şu anda birçok bayi enkaz altında. Üretimin aksamaması için girdilerin hızlı ve ucuza temin edilmesi, ayrıca insan gücü ihtiyacı bir an önce karşılanmalı. Depremzedeye verilen yem desteği sürekli olmalı ve miktarları artırılmalı. Hasat edilen ürünlere yönelik ürünler, destekler sonradan verilmemeli. 2023 yılı mahsulüne ilişkin destekler de bu yıl ödenmeli. Çiftçinin Tarım Kredi, Ziraat Bankası ve özel bankalara olan kredi borçları yeniden yapılandırılmalı, faizleri silinmeli. Tarım topraklarının amaç dışı kullanılması depremin yol açtığı kayıpları artırıyor. Tarım arazileri amacı dışında kullanılmamalı.

"DEPREMZEDE ÇİFTÇİYE POZİTİF AYRIMCILIK YAPILSIN"

Mehmet Muzaffer OKAY /Antakya Ziraat Odası Başkanı

Depremde insan kayıplarımız oldu. Büyükbaş, küçükbaş ve kanatlı çiftliklerinde çökmeler yaşandı, ahırlar yıkıldı. Enkaz altında kalan hayvanlarımız oldu. Hayvan kayıpları yaşadık. Evler yıkıldı, köyde yaşantısını devam ettiren insanlarımız evsiz kaldılar. Yıkımlar şehirlerdeki kadar çok yoğun olmasa da çadır ihtiyaçları ortaya çıktı. Tarım el emeği. Üreticinin hayvanını, alet ekipmanını, kümesini terk edip, başka bir yere gitme lüksü yok. Onun için bireysel olarak herkesin köylerde çadır ihtiyacı ön plana çıktı. Arazilerde bir değişim gözlendi. Özellikle Asi kenarlarında tarım topraklarında sıvılaşma oldu. Tarlalardaki mevcut buğday ekilişlerine zarar yaptı. Üretime hazırlanan boş tarlaları da vurdu. Ayrıca deprem nedeniyle tarlalarda değişik büyüklükte yarılmalar ve çatlamalar oldu. Traktörler, ekipmanlar enkaz altında kaldı. Tarım bakanlığı yem, hayvan çadırı yardımında bulundu. Desteklerin devamı lazım. Depremde çok insanımız öldü. Hem sanayide hem de tarımda işgücü kaybı oluşmaya başladı. Bu sorun çözülmeli. Sulama altyapısında, sulama kanallarında yaşanan hasarlar hızla giderilmeli. Ayrıca Reyhanlı barajı gövdesi bitti. Basınçlı kapalı sulama sisteminin hayata geçmesini bekliyoruz. 585 bin dönüm arazi suya kavuşacak. Hatay ekonomisine ciddi bir katkı sağlayacak. Yarseli barajının depremde gövdesinde hasar oluştu. Tutulan su miktarı azaltıldı. Hızlıca barajın onarılıp, su tutma kapasitesi artırılmalı. Sezona hazır hale getirilmeli. Yarseli barajı kapalı sulama sistemine de yönelik proje hazırlandı. Hızlıca devreye alınmalı. Deprem bölgesindeki çiftçiler için pozitif ayrımcılık istiyoruz.

"YEM DESTEKLERİ ARALIKSIZ SÜRMELİ"

Ahmet ŞİMŞEK / Gaziantep Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı

Depremde büyükbaş hayvan kayıpları daha çok, İslahiye ve Nurdağı`nda oldu. Diğer illerde sınırlı sayıda kayıplar yaşandı. Depremin ilk haftasında mandıralar çalışmadığı için bir takım sıkıntılar yaşandı. Sütün toplanması için yapılan çalışmalar sonrasında, üretici sütünü satabildi. Depremin ardından açıklanan destekler üreticinin imdadına yetişti. Yem desteği verildi. Depremzedelere, telef olan hayvanları yerine hayvanlar verildi. Yetiştirici hayvanını bırakıp şehir dışına gidemez. O nedenle hayvan barınakları ve yetiştiricinin geçici barınma ihtiyacı giderilmeli. Yem desteği aralıksız devam etmeli, her köye ulaştırılmalı.

 

PARA ARAŞTIRMA/ HÜLYA GENÇ SERTKAYA

Haber kaynağına ulaşmak için lütfen TIKLAYINIZ.

Okunma Sayısı: 121
Fotoğraf Galerisi