YENİGÜN GAZETESİ: ZEHİRLİ İHMALLER- 18 NİSAN 2023

GENEL MERKEZ ( )
18.04.2023 (Son Güncelleme: 18.04.2023 12:14:16)

Büyük depremde, bayilerde satılan tarım zehirlerinin de enkaz altında kaldığına dikkat çeken ziraat mühendisleri, molozların gelişigüzel doğaya salınmasıyla kimyasalların havaya ve suya karışacağına dikkat çekiyor.

6 Şubat Kahmaramaraş depremlerinin yaraları sarılmaya devam ederken göz ardı edilen sorunlar da yaşamı tehdit ediyor. Depremlerden arda kalan molozlardaki asbest tozlarının neden olabileceği kanser gibi hastalıklar daha önce gündeme getirilmişti. Ziraat Mühendisleri molozlarla birlikte doğaya atılan tarım ilaçlarının yaratabileceği risklere dikkat çekiyor. Depremden etkilenen on ilin zirai ilaç bayilerinin en fazla olduğu iller olduğuna ve depremde bu bayilere ait depoların çok büyük bir kısmının göçük altında kaldığına işaret eden Ziraat Mühendisleri, "İlgili Bakanlıklar bu konu hakkında doğru düzgün çalışma yürütmeden, zehirli molozları gelişi güzel tabiata salıyor" diyor. Yıkıntılar kaldırılırken bir ayrıştırmaya tabi tutulmadığını söyleyen Ziraat Mühendisi Prof. Dr. Nafiz Delen, "Zirai kimyasallar havaya ve en önemlisi de yer altı sularına büyük bir hızla karışacak potansiyele sahip. Bakanlık, nerede hangi binada ya da hangi göçük binanın molozlarında zirai kimyasallar var, hepsinin yerini tek tek biliyor. Ancak bu konuda bir çalışma yürütülmedi. Hiç kimseden ses çıkmadı. Yıkıntılar altında kalan ilaçlar ne oldu hiçbir şey belli değil. Bu yıkıntılara ilişkin olarak sadece asbestten bahsediliyor ancak bu tarım ilaçları çok daha önemli. Konu o kadar önemli ki; bu bayilerde tonlarca zirai kimyasal depoları da bulunuyordu ve stoklar da mevcuttu. Ancak Bakanlık`tan bu durumu izah eden tek bir açıklama dahi gelmedi" dedi.



`ARTIK TOPRAĞA KARIŞTI`

Zirai kimyasalların çoktan toprağa karıştığını, buradan da yer altı sularına ve mutlaka içme sularına karışacağını vurgulayan Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez, "Bu ilaçların buharlaşma ile de zehirleme etkisi var. Bunların hepsi imha edilmesi gereken kiyasallar. Zamanı geçmiş ilaç bile şirketlerce toplanıp imha ediliyor. Zaten hayvanlara vereceği zarar ortada. Toprak içerisinde parçalanması da uzun sürer. O arada da temasla, bu zehirler insan vücuduna bulaşır. İlertiye dönük olarak kanser etkisi var. Zaten çadır sorunu var. İnsanların birçoğu seralarda yaşıyorlar ve bu zirai kimyasalları ciğerlerine çekiyorlar. Bu faktör, göz ardı ediliyor. Depremin en acı kısmı yaşanan can kayıplarımız ancak sonrası için çok detaylı bir çalışma yapılmalıydı, yapılmıyor" diye konuştu.



`BEDELİNİ KİM ÖDEYECEK`
Suiçmez, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tüm Türkiye`de 7 bin 500 bayii var. Bunların 2 bini depremden etkilenen on ilde. Üstelik kaçak bayii sorunu da var ve sayıları belirsiz. Bu konunun Bakanlığa gitmesini çok istedik ancak hala belirsizlik söz konusu. Kullanım süresi geçmiş ilaçların imha edilmesi gerekirken, şu anda enkaz altında duruyorlar. Bu bayilerin olduğu bölgeler özel bir enkaz çalışması yürütülmesini gerekli kılmaktadır. Çiftçiler bu bilgileri ilgililere bildirmesine rağmen, özel bir çaba gösterilmiyor. Yönetmeliklere zaten uyulmuyor. Bunların sonucunda çıkacak problemlerin bedelini kim ödeyecek?" ifadelerini kullandı.

 

Haber: Alper TEMİZ

Haber kaynağına ulaşmak için lütfen TIKLAYINIZ. 

Okunma Sayısı: 51
Fotoğraf Galerisi