15.OLAĞAN GENEL KURULUMUZU GERÇEKLEŞTİRDİK

SAMSUN ŞUBE ( )
12.12.2023 (Son Güncelleme: 12.12.2023 16:12:24)

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Samsun Şubesinin 15.Olağan Genel Kurulunda ilk gün 09.12.2023 Cumartesi günü Açılış Konuşmaları, Konukların konuşmaları, çalışma ve mali raporların görüşmeleri ile tamamlandı.

Genel Kurulumuza, Atakum Belediye Başkanı Cemil DEVECi, Zootekni Federasyonu Başkanı Prof.Dr. Zafer ULUTAŞ, Tüko-Der Genel Başkanı Aziz KOÇAL, Tarım Orkam-Sen Samsun Şube Başkanı ve KESK Dönem Sözcüsü Erdem AVCI, KESK-ESM Samsun Şube Başkanı Mustafa Niyazi BULUT, KESK-SES Samsun Şuba Başkanı Şuayip ZOBALI, Tüko-Der Samsun Şube Başkanı Aycan TÜRKEL, Bilgisayar Mühendisleri Odası Temsilcisi İshak Hakan ÖZER, Türkiye Ziraatçiler Derneği Samsun Temsilcisi Muharrem Yüksel, ZMO Genç Başkanımız Seyfettin KÜSMENOĞLU, Gazeteci Şakir DEMİRCİ ile Bafra Türbe Mahallesi çiftçilerinde Fehmi ŞAHİN konuk olarak katılım sağlamıştır.

14.Dönem Şube Başkanımız Havva Yurdunuseven Bayzat açılış konuşmasında ;

Odamızın önceki dönem Başkanları ve yönetim kurulu üyeleri, çok kıymetli meslektaşlarım, basınımızın güzide mensupları,

Sizleri Ziraat Mühendisleri Odası Samsun Şubesinin 14. Dönem Yönetim Kurulu adına sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılında Cumhuriyeti kuran Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere ülkesi için canını hiçe sayan kahraman insanları ve geçmişte gerek Ziraat Fakültelerinden ve gerekse Tarım Meslek Liselerinden mezun olan ve Türk Tarımına hizmet etmiş tüm meslektaşlarımızı saygı ve minnetle, aramızdan ayrılanları da rahmetle anıyorum.

Odamızın kuruluşundan 2022 yılı 17 Ekim Tarihine kadar özveriyle çalışmalarını sürdüren ve bir yıl önce kaybettiğimiz önceki dönem başkanımız Sayın Hasan Çobancı’ yı da saygıyla anıyorum.

"Ziraat Mühendisliği" mesleği insan yaşamının devamlılığını sağlayan tarımsal üretimin her aşamasında, yani merkezinde yer almaktadır.

Cumhuriyetle birlikte bir sektör olabilen akılcı ve doğru politikalarla ülkeyi besleyen tarım, son yıllarda maalesef yeterli desteği görememektedir.

Cumhuriyeti oluşturan politikanın özü;         Gazi Mustafa Kemal Atatürk`ün “Milli ekonominin temeli tarımdır”, “Ülkenin gerçek sahibi ve efendisi, hakiki müstahsil olan köylüdür” ve “Saban, kılıçtan üstündür” sözleriyle özetlenebilir.

Cumhuriyetle beraber, kısa sürede tarımda önemli gelişmeler yaşanmış ve dışarıya bağımlılık kaldırılmıştır. Bu büyük başarıların tümü, 1927 tarım buhranına ve 1929 dünya buhranına karşın, borçlanmadan, denk bütçelerle ve ulusal kaynaklarla gerçekleştirilmiştir.

Ülkemiz tarım sektörü 1980`lerden sonra uygulanan neoliberal politikalarla gerçekleştirilen özelleştirmeler, tarıma yönelik sübvansiyon ve desteklerin kademeli bir şekilde azaltılması, dövize bağlı girdi fiyatlarının sürekli artması, adı ve yapısı sürekli değişen tarımla ilgili Bakanlığın yıllardır süregelen ihmalleri, yanlı ve yanlış politikaları, bitkisel ve hayvansal üretimde miktar- verim- kalite sorunları ile iç ve dış pazarlarda rekabet edebilirlik sorunu yaşanmasına yol açmış, üretim planlaması yerine ürün dışalımı yaparak üretimi ve üreticileri  olumsuz etkilemiştir.

Tarım sektöründe çöküş başlamış artan ülke nüfusunun beslenebilmesi için dışarıdan tarım ürünleri ithal edilir olmuştur.

Tarımsal üretimde büyük şirketlerin etkisinin artması ve kooperatifçiliğin işlevsel olarak zayıflamasıyla kırsaldaki üretici aile çiftçiliğinden hızla uzaklaşmış, üretici hakkını alamadığı için üretimden vazgeçmiş, başta verimli topraklar olmak üzere doğal kaynaklar hızla talan edilmiş, tüketici sağlıklı ve ucuz gıdaya erişemez olmuştur.

 Tarım ve gıda krizinden kurtulabilmek hususu;  rant ve beton ekonomisi yerine üretim ekonomisini, sermayenin öncelikleri yerine kamusal ve toplumsal çıkarları, gündelik politikalar yerine -planlı kalkınmayı önceleyen "Kamucu Tarım ve Gıda Politikaları’ nı savunmakla ve yaşama geçirmekle mümkündür.

Tarımsal Eğitimde de durum son derece vahimdir. Ülkemizde sayısı 43`e ulaşan Ziraat Fakültelerinden mezun olan binlerce meslektaşımız iş bulamamakta veya asgari ücretin altında çalışmak zorunda kalmaktadır.

Tarım sektörünün mihenk taşı olan Ziraat Mühendisleri, ülke tarımının içinde bulunduğu ekonomik olumsuzluklardan doğrudan etkilenmektedir. Son yıllarda artan enflasyon nedeniyle sabit ücretle çalışan meslektaşlarımızın alım güçleri azalmıştır. Bu duruma dikkat çekmek amacıyla TMMOB bünyesinde “Boşuna mı Okuduk”  konulu kampanya düzenlenmiştir.

Birçok meslektaşımız iş ararken, iş yeri sahibi olanlar da mevcut konumunu koruyabilmenin uğraşı içindedirler.

Stratejik açıdan son derece önemli olan gıdaya erişim ve tarımın önemi bütün gerçekliği ile her geçen gün kendini daha iyi hissettirmektedir.

Ülkemiz, bugün gelinen noktada ne yazık ki, gıda ürünlerinde dışa bağımlı hale gelmiştir.

Ukrayna ve Rusya’dan buğday ile ayçiçeği, Türki Cumhuriyetlerden Bakliyat, Brezilya’dan hayvan ithal ederek gıda sorunumuzu çözemeyiz.

Bu kara tabloya karşın; derhal sürdürülebilir tarım politikaları geliştirilmesi gerekirken, maalesef tarım arazileri; başta sanayileşme, kentleşme, turizm ve diğer sektörlerin talepleri doğrultusunda amaç dışı kullanıma açılmış ve üretim dışına çıkarılmaya devam etmektedir.

Türkiye genelinde Ziraat Mühendisleri Odasının tüm mücadelesine rağmen Tarım arazileri yapılaşmaya açılmış ve halen daha devam etmektedir.

%70`i ova topraklarından oluşan Samsun İli, 2005 yılında çıkarılan 5403 sayılı" Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu" na göre "Büyük Ova" kapsamına alınan Bafra, Çarşamba, Vezirköprü ve Ladik ovalarımızda 12 ay süreyle ürün yetiştirilebilmektedir.

Bu ovalarda yetişen ürünler Türkiye’ nin her tarafında tüketilmektedir.

5403 sayılı kanunla koruma altına alınmış olmasına rağmen bu kıymetli ovalarımız başta Samsun Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı olmak üzere bazı Kurum ve Kuruluşlarca tarım dışı kullanıma açılmaktadır.

50 bin hektarlık tarım alanına sahip Bafra Ovasında;   Hiç alternatif alan yokmuş gibi 22 Haziran 2021 tarihinde Samsun Büyükşehir Belediyesi 188 dekar birinci sınıf sulu tarım arazisini  Toptancı Hali yapmak amacıyla "Toprak Koruma Kurulu" ndan talep etmiştir.

Toprak Koruma Kurulunda TEMA ve Ziraat Mühendisleri Odası ` nın RET oyu kullanmasına rağmen oy çokluğu ile kabul edilmiş ve Tarım ve Orman Bakanlığınca da maalesef uygun bulunmuştur.

Ziraat Mühendisleri Odası bununla ilgili dava açmış olup üç kez mahkeme tarafından atanan bilirkişiler odamız lehine karar vermiş ancak henüz mahkeme kararı çıkmamıştır. 

Yine Büyükşehir Belediyesi tarafından Kürtün Vadisi imara açılarak 20 000 kişiye istihdam sağlamak istenmiştir. 

Alüvyal özelliğe sahip 1.sınıf sulu tarım arazisi olan bu topraklar, başta Deveci armudu gibi özel ürünler olmak üzere her türlü sebze ve meyve yetiştirilmesine uygun olup, imara açılması resmen katliamdır.

6 Şubat depreminde yaşananlara rağmen, ısrarla taban suyu yüksek, alüvyal zemine sahip bu bölgenin yerleşke olarak imara açılmak istenmesi ancak bir akıl tutulması olabilir.

Çarşamba Ovasına gelince, Ovanın sol sahilinde drenaj çalışmaları tamamlanan ve sulama inşaatına haiz olabilecek büyükçe bir alan, tarım dışına çıkartılmıştır. Organize Sanayi Bölgesinin, Lojistik köy ve Biokütle enerji santralinin hukuka aykırı olarak ovanın ortasına yapılması zaten bu düşüncenin aynası olarak açık-seçik karşımızda durmaktadır.

2012-2013 Yılları arasında Lojistik köy alanı olarak 510 dekar iyi vasıflı ve ova kapsamındaki mera alanı, amacı dışına çıkarılmıştır.

TİGEM`e ait yaklaşık 2000 dekarlık birinci sınıf tarım arazilerinin Milli Emlak Müdürlüğüne verilerek daha sonra Organize Sanayi Bölgesine devredilmesi suretiyle, bu kıymetli topraklarımızın koruma altına alınmış olmasına rağmen yine de tarım dışı kullanıma açılması da oldukça düşündürücüdür.

İlimiz; 2000 yılında 402.251 hektar tarım alanına sahip iken 2022 yılı verilerine göre toplam tarım alanı %5,90 oranında azalarak 378.503 hektara gerilemiştir.

Telafisi olmayan bu toprakların "Kamu Yararı" bahanesiyle tarım dışı kullanıma açılması bir cinayettir.

Kamunun yani halkın birincil hakkı, temiz hava solumak, yeterli ve güvenli gıdaya ulaşmak,  kirletilmemiş topraklarda tarım yapmak, temiz ve içilebilir suya ulaşmaktır.

Son yıllarda tarımsal girdi fiyatlarındaki artışlar tarım sektöründe iş yeri sahibi meslektaşlarımızın ileriye dönük planlama yapmalarını son derece güçleştirmektedir.

Tarım Danışmanları ve özel sektörde çalışan meslektaşlarımız insan onuruna yakışır ücret alamazken, kamuda çalışanlar liyakata dayalı çalışma ortamı özlemi içerisindedir.

Çiftçi kayıt sistemine kayıtlı çiftçi sayısı da son yıllarda büyük oranda düşmüştür.

Uygulanan yanlış politikalar ülkemizi dışa bağımlı hale getirmektedir.

Eğer önlem alınmazsa gelecekte gıdaya erişim için başta tarım olmak üzere ülkemiz ekonomik, sosyal ve kültürel alanda ağır bedeller ödeyecektir. 

Sonuç olarak;

 Türkiye bir tarım ülkesi olduğundan mutlaka tarıma dayalı sanayisi geliştirilmeli ve bunun için de acilen üretime dayalı Tarım politikaları oluşturulmalıdır.

Samsun il ve ilçelerindeki tarımsal faaliyetlerde yaşanılan başlıca sorunlar ve çözüm bekleyen konulara ait hususları şöyle özetleyebiliriz:

İlimiz genelinde bulunan tarım arazilerinde; başta girdi maliyetleri ile diğer altyapı noksanlıkları en büyük sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.

Tarımsal faaliyetlerin en büyük belirleyicisi olan ve girdilere esas teşkil eden başta yakıt, tohum, işçilik, gübre, ilaç, yem fiyatları, sulama hizmeti bedelleri vb. diğer etmenler açısından yaşanılan süreçler ve etkileri, çiftçinin dolayısıyla tarımımızın önündeki  kısıtlayıcı ve yönlendirici faktörlerdir.

Girdi maliyetleri tarımsal faaliyetleri direk etkilemekte, artan maliyetler çiftçiyi üretimden soğutmaktadır. 

 Hala bu ülke tarımının bir "Üretim Planlaması’ nın olmaması zaten zorda olan tarımı bitme noktasına getirmekte ve çiftçiyi başıboşluğa itmektedir.

Üretimin temel kaynağı tarım topraklarımızın kabiliyet sınıfını göz ardı ederek her geçen gün sanayileşme, kentleşme, turizm ve diğer hizmet sektörlerine pervasızca sunulması en büyük ihanetlerin başında gelmektedir.

Zaten can çekişen hayvancılık sektöründe başta yem fiyatları olmak üzere sağlık hizmetleri, ilaç ve diğer harcamalar sürekli yükseldiğinden besiciler süt üretimindeki hayvanlarını kesime göndermektedir.

Bu olumsuzluk besi hayvanlarındaki sayısının azalması ve küçülmeye gidilmesi şeklinde tezahür etmektedir.1 kg. süt ile 1,5 kg. yem alınmasını öngören parite bu günlerde 1 kg. süt. İle  900 gr. seviyesine indirgenmiştir.

Tabi ki bu olumsuzluklardan kanatlı hayvanlar ve diğer hayvanların yetiştiriciliği de nasibini almakta ve köylü hayvanlarını yok pahasına elden çıkarmaktadır.

Çarşamba ovası ve buranın yüksek kotlarında yoğun tarımı yapılan fındık üretiminden elde edilen mahsul; endüstriyel manada kırma dışında pek değerlendirilememektedir. Ürüne katma değer kazandıracak mamül üretiminin ivedilikle hayata geçirilmesi gereklidir.

İhracata sadece kabuklu/kabuksuz ürün değil; işlenmiş, endüstrileşmiş katma değeri artmış olan ürünün ikamesi kaçınılmazdır. 

Başta her dört büyük ova olmak üzere tüm tarım arazilerimizde yetiştirilen  sebze ve meyve üretiminin sadece sofralık ve taze tüketimi değil; taze ve dondurulmuş ürünlerin işlenerek gerek konserve, gerek  marmelat halinde piyasaya arzı, hem sözleşmeli tarım ve hem de ürüne katma değer kazandırıp işçi istihdamı açısından sağlayacağı fayda ülke ve yöre tarımı açısından çok önemlidir.

Tarımsal desteklerin daha etkin ve yerinde kullanılması açısından arazi mülk sahiplerinden ziyade kullanan kişilere tahsisi ve bu tahsisteki yardımların nakdi (PARA) olmayıp ayni (hizmet, altyapı, yakıt, tohum, ilaç, gübre, fide vs.) şeklinde sunulması gereklidir.

Özellikle işletmeciliği zor olan kooperatif sulamalarındaki olumsuzluk çiftçiyi tarımdan soğutmaktadır. Zaten her türlü güçlükle boğuşan çiftçi kırsaldan kente ve daha doğrusu varoşlara göçtükçe köyde kalan yaşlı ve tarımsal faaliyetlere gereğince iş gücünü yansıtamayan insanlarımız tarımdan her geçen gün uzaklaşmaktadır.

Kentlere göçen ve üretimin temel taşı olan genç nüfus; varoşlarda sosyal ve kültürel manada olumsuz etkilenerek dejenerasyon yaşamaktadır.

Bafra ve Ladik Ovalarının bir kısmı, Vezirköprü Ovasının büyük çoğunluğu sulama hizmetlerinden faydalansa da; Çarşamba Ovasındaki sulama faaliyetlerinin hala hayata geçirilmemesi büyük bir kayıp olarak karşımıza çıkmaktadır.

Çarşamba ovasında sulamanın alt yapısı olan Drenaj hizmetleri bile henüz bütünüyle tamamlanamamışken, bu şartlar ve süreç dahilinde sulama tesisinin hayata geçirilmesi de halihazırda hayal gibi kalmaktadır.

Küresel ısınmadan her taraf gibi etkilenecek olan Çarşamba Ovasının, olası kuraklık ve tarımsal sulama suyu ihtiyacına binaen ivedilikle bitirilerek işletmeye açılması gerekmektedir.

Son yıllarda dünyada etkisini gösteren küresel ısınma ve iklim değişikliğinin neden olduğu sel ve taşkın periyotlarının artması Samsun İlimizi de etkilemektedir.

 Samsun bu yıl sel zararından en çok zarar gören illerden birisidir. Sel ve taşkınlar ekili alanlarda büyük zaralar oluşturmuştur.

Dünyadaki en stratejik ihtiyaç GIDADIR.

Tarımsal Üretim hayatın devamı için son derece önemlidir.

Tarımsal üretimin yegane araçları toprak, su ve soluduğumuz havadır.

Daha iyi ve yaşanılır bir Türkiye için Toprağımıza suyumuza ve havamıza sahip çıkalım.

 Ziraat Mühendisleri Odası Samsun Şubesi Yönetim Kurulu adına saygılarımı sunuyorum dedi.

 Genel Kurulumuza gerek katılım sağlayarak gerekse mesajları ile bizleri Onurlandıran dostlarımıza teşekkür ediyoruz.

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Samsun Şubesinin 15.Olağan Genel Kurulunda ikinci gün 10.12.2023 Pazar Günü Şube Asil ve Yönetim Kurulu ile Üst Kurul Delege seçimleri ile tamamlandı.

Tüm üyelerimize desteklerinden dolayı teşekkür ediyoruz.

Önceki dönemlerde beraber görev yaptığımız arkadaşlarımıza teşekkür ediyor, yeni görev alan arkadaşlarımıza başarılar diliyoruz.

Yaşasın Örgütlü mücadelemiz.

Yaşasın TMMOB

 

TMMOB ZMO SAMSUN ŞUBESİ YÖNETİM KURULU

ASIL ÜYELERİ

NO ADI SOYADI

1     Selçuk TÜRKMEN                            

2      Ercan YANOĞLU

3      Hakan USLU

4     Havva YURDUNUSEVEN BAYZAT

5      Eylem AKTAŞ

6     Veli KEBAPCI

7     Fatih GÜNGÖR

 

TMMOB ZMO SAMSUN ŞUBESİ YÖNETİM KURULU

YEDEK ÜYELERİ

NO ADI SOYADI

1      Ayşe EREL

2      Ömeri Faruk YILMAZ

3       Serkan GÜMÜŞ

4      Ali DOĞAN

5       Bekir Korkut ŞAHİN

6       Buket ALTUNPALA ÜNYELİ

7       Önder KURUCU

 

 

Okunma Sayısı: 70
Fotoğraf Galerisi