HABERGLOBAL.COM: DEPREMİN ARDINDAN TARIM ARAZİLERİ, AĞIR METAL, ASBEST- 7 ŞUBAT 2024

GENEL MERKEZ ( )
07.02.2024 (Son Güncelleme: 07.02.2024 14:18:26)

Asrın felaketinin üzerinden tam bir yıl geçti. Yaralar sarılmaya devam ederken, geçen sürede tarım arazilerinin durumunu araştıran TEMA vakfı, bazı arazilerin yakınlarına dökülen molozların toprağın verimini etkilediğini belirledi. Alınan örneklerde bakteriyolojik üreme tespit edildi.

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından yaraların sarılması için seferber olunurken, yönetmeliklere uymayan bazı ekipler ise halk sağlığını tehlikeye atıyor. Hatay’da çalışmalar yürüten TEMA Vakfı, tarım arazilerinde olası kirlilik yükünü araştırdığı son araştırma sonuçlarını  kamuoyuna duyurdu. Yapılan analizlerde Hatay’daki bazı toprak numunelerinde salgın hastalık ve kanser riskine neden olabilecek ağır metal ve bakteriyolojik kirlenme tespit edildi. Çalışma kapsamında 2023 yılının haziran, eylül ve aralık aylarında Hatay’a yapılan ziyaretlerde toprak ve su örnekleri alınarak asbest, ağır metal ve bakteriyolojik analizleri yapılırken, moloz yığınlarını gelişigüzel döken bazı ekiplerin halk sağlığını riske attığı anlaşıldı.  

Depremin ardından tarım arazileri, ağır metal, asbest - Resim : 1

BAKTERİYOLOJİK ÜREME 

TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, sonuçları değerlendirirken, “Hatay’da planlı olmadığını düşündüğümüz değişik noktalara dökülmüş enkaz atıklarından ve yakınlarındaki tarla ve bahçelerdeki topraktan aldığımız 7 örneğin 5 tanesinde asbest tespit edildi. Ayrıca, Samandağ deniz kenarında bulunan Mileyha Kuş Cenneti Sulak Alanı’ndan ve Antakya Serinyol’da bulunan kuyu suyundan alınan 3 örneğin 2’sinde de asbeste rastlandı. Güneysöğüt, Samandağ ve Serinyol’dan aldığımız 3 adet su örneğinde ise bakteriyolojik üreme tespit edildi. Bu sonuçlar Hatay’da kanalizasyon suyunun sulama suyuna karışmış olma ihtimalini gösteriyor” diye konuştu.

HALK SAĞLIĞI SORUNU

Moloz yığınlarından havaya yayılan tozlara da dikkat çeken Ataç, "Bazı ağır metaller su ve toprakta biriktiğinde; nörolojik hasar, böbrek yetmezliği, kanser gibi sağlık sorunlarına neden olabiliyor. Enkaz atıklarının tarım arazilerinin yakınlarına dökülmesi ve içerisindeki sayısız çeşitlilikteki kirleticilerin toprağa karışması, toprağı ve tarımsal verimi olumsuz etkileyebilir.  Asbest ve tozların yanında, enkaz atıklarının içerisindeki çeşitli kimyasallar da toprak canlılarını, toprağın kalitesini ve verimini olumsuz yönde etkileme tehlikesi taşıyor” dedi. 

ZEYTİNLİKLER DE ETKİLENDİ

Ataç, ayrıca “Amik Ovası, deprem sonrasında toprak ve su kirliliğinden etkilenmiş olma riskine karşı araştırmaların aralıksız sürmesi gerektiğine dikkat çekerken, şu bilgileri paylaştı: 

"Hatay`ın zengin bitki örtüsü ve çeşitli yaban hayatına ev sahipliği yapan vadileri ile dere yataklarının yanı sıra sistemlerinin beslediği alanlardaki bazı zeytinlikler de kirlilikten etkilenen alanlar arasında. Türkiye’de bulunan 500 farklı kuş türünden 283’üne ev sahipliği yapan Mileyha Kuş Cenneti’nin yakınındaki bir bölgeye moloz dökenler olduğu saptanmıştı." 

TOPRAK ANALİZİ YAPILMALI

 
TOPRAK ANALİZİ YAPILMALI

Öte yandan Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez, geçen bir yılın ardından deprem bölgesindeki tarım arazilerinin son durumunu değerlendirirken, "Enkaz kaldırma çalışmalarının ardından yönetmeliğe uymayan bazı ekipler nedeniyle tarım arazilerine, su havzalarına, dere yataklarına enkazlar döküldü ve ayrıştırma işlemleri de yapılmadı. Talebimiz, bu alanların tarım dışı kullanımının kısıtlanması" ifadelerini kullandı.

Depremin ardından tarım arazileri, ağır metal, asbest - Resim : 2
Moloz yığınlarında asbest tehlikesi de bulunuyor.

 

İŞÇİ BULMA SORUNU 

Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar ise "haberglobal.com.tr" aracılığı ile mesaj verirken, depremin ardından ilk aylarda evlerini terk eden çiftçilerin belirli aralıklarla geri gelerek tarımsal faaliyetlerine devam ettiğini söyledi. Bölgedeki üreticilerin sorun ve ihtiyaçlarının halen devam ettiğini de dile getiren Bayraktar, "Deprem illerinde antep fıstığının yüzde 82,7’sini, pamuğun yüzde 72,7’sini, narenciyenin yüzde 57,5’ini, mısır ve bademin yüzde 33’ünü, buğdayın yüzde 19’unu ve zeytinin yüzde 16’sını üretiliyor. İşçi bulma sorunumuz ise sürüyor"  

 

Haber: Sibel GÜLERSÖYLER

Haber kaynağına ulaşmak için lütfen TIKLAYINIZ.

Okunma Sayısı: 35
Fotoğraf Galerisi