TOHUMCULUK SEKTÖRÜ DE YABANCILARA TERKEDİLİYOR - MİLLİ GAZETE

GENEL MERKEZ ( )
20.09.2006 (Son Güncelleme: 03.10.2006 13:31:46)

ZMO Başkanı Gökhan Günaydın, “Tasarı, tohum alanından kamuyu çekerek, sektörü tümüyle çokuluslu şirketler ve onların yerli taşeronlarının egemenliğine terk etmeyi amaçlıyor” diye uyardı.

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın, “AB Uyum Paketi” kapsamında Meclis’te görüşülecek olan Tohumculuk Kanunu Tasarısı ile “tohum alanından kamunun çekilmesi ve sektörün çokuluslu şirketlere terk edilmesinin amaçlandığını” savundu.

Günaydın, yaptığı yazılı açıklamada, tohumun, bir ülkenin tarım sektörü için stratejik öneme sahip olduğunu belirterek, tohum üretim ve dağıtımını çokuluslu şirketlerin tekeline bırakan ülkelerin, “bağımsız bir tarım sektöründen söz etmelerinin mümkün olmadığını” kaydetti.

Tarımsal Araştırma Genel Müdürlüğü (TAGEM) ve Tarımsal İşletmeler Genel Müdürlüğü’ne (TİGEM) yıllardır kaynak aktarılmadığını, kurumların, içi boşaltılarak özelleştirmeye hazırlandığını kaydeden Gökhan Günaydın, Türkiye’nin sebze tohumluğunda yüzde 90’ın üzerinde dışa bağımlı olduğuna dikkati çekti. Günaydın, sertifikalı hububat tohumluluğunun ise ancak yüzde 25’inin üretilebildiğini ifade etti.

Tasarının, “Türkiye’nin tohum üretim gücünü tümüyle kırarak, alanı, üretici üzerinde egemenliğini ilan edecek bir yapıda çokuluslu şirketlere açtığını” kaydeden Günaydın, şöyle devam etti:

“Dün ‘devlet sucukçuluk mu yapar’ diyerek Et ve Balık Kurumu’nu (EBK) tasfiye eden, bunun sonucunda hayvancılık sektörünü çökerten ve bu telaşla, kalan EBK işletmelerini yeniden çalıştırma çabasına giren zihniyet, şimdi de adeta ‘devlet tohumculuk mu yapar’ demektedir. Kamu tohumculuk yapar, yapmalıdır. Tohumculuk işinden kamunun çekilmesi, tasarıda öngörülen ve üretici yaşamını perişan edecek düzenlemelerin yaşama geçmesine neden olur.”

Genetiği değiştirilmiş tohumlar

Tasarıda öngörülen bazı düzenlemeler hakkında bilgi veren Günaydın, en tehlikeli hükmün “çeşit”in, “geleneksel ve/veya biyoteknolojik yöntemlerle geliştirilmiş olan genetik yapı” şeklinde tanımlanması ve tescile tabi kılınması olduğunu söyledi. Türkiye’ye her yıl 2 milyon tona yakın genetiği değiştirilmiş (GDO’lu) mısır, soya, pamuk ve kolzanın, hiçbir denetime tabi olmadan girdiğini, yem rasyolarına katıldığını ve işlendiğini ifade eden Günaydın, 800 çeşidin üzerinde ürün olarak tüketici sofrasına ulaştığını belirtti. Günaydın şunları kaydetti:

“Türkiye’de üretimi ve dağıtımı yasak olan GDO’lu tohumlar, bu yasa tasarısı ile yasalaştırılmakta ve ülkenin GDO ile işgaline ortam hazırlamaktadır. Artık yabancı şirketler, gen kaynağı olan ülkemizde, herhangi bir tohumumuzu, biyoteknolojik yöntemlerle kazandırdıkları bir özelliği gerekçe göstererek patentleyebileceklerdir. Tüm Avrupa’daki bitki çeşidine yakın bir sayıda olmak üzere 3 bini endemik toplam 13 bin bitki çeşidine sahip Anadolu coğrafyası, gen bankası niteliğindedir. GDO işgali, biyolojik çeşitliliğimiz üzerinde büyük bir tehdit oluşturacak, çiftçinin tohum ayırma hakkı da elinden alınmış olacaktır.”

Günaydın, Ziraat Mühendisleri Odası olarak bu tasarının geri çekilmesini istediklerini belirterek, “üretici yararına düzenlemelerin hayata geçirilmesi” konusunda TBMM’den duyarlılık beklediklerini kaydetti.

Okunma Sayısı: 453