DÜNYA GIDA GÜNÜ-BASIN AÇIKLAMASI

DENİZLİ ŞUBE ( )
17.10.2006 (Son Güncelleme: 17.10.2006 12:46:53)

  Denizli Ziraat Müğhendisleri Odası, Kimya Mühendisleri Odası ve Gıda Mühendisleri Odaları tarafından 16 Ekim 2006 tarihinde yerel basın ve tv kuruluşlarına "Dünya Gıda Günü" ile ilgili olarak hazırlanan ortak basın açıklaması Şube Başkanımız İbrahim GÜR tarafından kamuoyuna aktarışdı.

  Basın açıklaması metni aşağıdadır.

  16/10/2006

16 EKİM DÜNYA GIDA GÜNÜ KUTLU OLSUN! BUGÜN GIDA GÜVENCESİ İÇİN TARIM YATIRIM TALEPLERİMİZİ YENİLİYORUZ.

 

  Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)'nun kuruluş yıldönümü nedeniyle kutlanmakta olan 16 Ekim Dünya Gıda Günü kutlu olsun.

  Dünya Gıda Gününde, halkımıza yönelik taşıdığımız sorumluluklarımız gereği, Gıda Mühendisleri Odası, Kimya Mühendisleri Odası ve Ziraat Mühendisleri Odaları olarak aşağıdaki tespit ve önerilerinizi Denizli kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz.

  Gıda güvenliği son yıllarda dünyada üzerinde en çok durulan konulardan biri olduğu gibi; ülkemizde de gerek üstlenmiş olduğumuz uluslararası sorumluluklar gerekse gelişen tüketici bilinciyle doğru orantılı olarak önem verilmesi gereken konuların başında yer almaktadır. 

  Bu yıl 16 Ekim Dünya Gıda Günü'nde Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından uluslararası düzeyde belirlenen konu "Gıda Güvencesi için Tarıma Yatırım”dır. Kapitalist üretim biçimlerinin çevresel değerleri bir girdi olarak gören anlayışı, tarım alanlarının amaç dışı kullanımı, özellikle sanayii kökenli kirlenmenin yokedici etkisi, biyoçeşitliliği tehdit eder duruma gelmiştir. Biyoçeşitliliğin azalması ise doğrudan gıda güvencesine zarar vermektedir. Bunun nedeni; değişik gıdalardan beslenme olanağının azalması, gıda üretiminin artırılamaması ve dolayısıyla tarımsal gelirde azalma, ekolojik sistem ve çevre üzerinde baskı oluşmasıdır.

  Diğer taraftan hatalı ilaç ve gübre kullanımı, genetik olarak değiştirilmiş organizma içeren tohum ve bunların ürünlerinin üretim ve ithalatının kontrolsüz olarak yapılması, hayvansal ve bitkisel ürünlerde kabul edilemez düzeylerde katkı ve kalıntıların bulunması gıda ürünlerinin güvenliğini tehdit etmektedir.

  Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) bünyesinde yürütülmekte olan ileri tarım müzakereleri kapsamında ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelerin uygulamak durumunda bırakılacağı ticaret sistemi, mevcut tarımsal yapı ile gıda sanayiinin ithalata daha fazla bağımlı kalmasına, ulusal üretimin zayıflamasına ya da ekonomik kaygılarla çevrenin daha da kirletilmesine yol açacaktır. AB'ye üyelik perspektifi ise iyi kullanılmadığı takdirde gıda üretiminin sürdürülebilirliği noktasında sorunlar doğurabilecektir.

  Uygulanan neoliberal politikaların bir sonucu olarak, 1980'li yıllardan bu yana, tarımsal üretim artışı nüfus artış hızının altında kalmaktadır. 2000'li yıllarda IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü'nün dayattığı "politikalar" Türkiye'yi giderek tarım ürünleri dışalımcısı konumuna sürüklemektedir.

Sadece geçen yıl büyük çoğunluğu ülkemiz koşullarında rahatlıkla üretimi yapılabilen 6,5milyon dolarlık tarım ürünü ithalatı yapılmıştır.

Türkiye her yıl tarıma yaptığı GSMH’nın %0.8 kadar olan yatırım miktarını %3’e çıkarma zorundadır.AB,İMF,DB ve DTÖ’nün dayatmaları sonucunda bugün için Türk Tarımı bir çökme noktasına gelmiştir.Sadece geçen yıl 450 bin dekar tarım alanı boş bırakılmış, 1,5 milyon kırsal kesim insanımız kent varoşlarına göçmek zorunda kalmıştır.Bu yıl için de bu rakamın 2 ile 2,5milyon arasında olması beklenmektedir.Tarımda var olan destekleri kesmek bir yana, AB sürecinde Tarımsal alt yapı sorunlarını çözmek ve rekabet edebilmek için en az 4 kat daha arttırmak zorundadır.

Türkiye kendi çıkar ve beklentilerine göre Tarım Politikaları üretmek, uygulamak ve planlamak zorundadır.Zira yarın çok geç olacaktır.

  Avrupa Birliği Uyum çerçevesinde TBMM de görüşülmeye başlanan “Tohumculuk Kanunu Tasarısı” Ulusal Biyogüvenlik Yasası çıkarılmadan eğer onaylanırsa Genetiği değiştirilmiş tohumların üretimi ve yurtiçi ticareti serbest hale gelecek, Ülkemize has birçok meyve, sebze ve bitkinin yok olmasıyla birlikte çiftçilerimiz kendilerine ihtiyaç olan tohumu, aşı kalemlerini bu bitkilerimizin genetik yapılarında küçük değişiklikler yaparak patenti alacak olan yabancı şirketlerden veya onların yerli taşeron firmalarından satın almak zorunda kalacaklardır.

Ayrıca  bu yasa ile yabancı şirketler, üretim – sertifikasyon – ticaret ve piyasa denetimi ile egemenlikleri altına alarak tekelleştikleri tohumculuk sektöründe, sözleşmeli üretim ile tohumlarını ürettirdikleri ve kusurlu tohum satarak zarara uğrattıkları tarım üreticileri, çiftçiler ve köylüler üzerinde yargı yetkisini de kullanır duruma geleceklerdir.

Bizler bu yasanın hemen geri çekilmesini istiyoruz.

  Ülkemizin artan nüfusu ve gıda sanayiinin ileriye dönük gelişimi açısından tarımsal üretim potansiyelinin, üretimin çeşitliliğinin ve ekolojik üretim olanaklarının arttırılması yönünde çaba sarf edilmesi kaçınılmazdır. Bu kapsamda iyi tarım uygulamaları çerçevesinde güvenli hammadde kaynaklı güvenilir gıda üretimi için önümüzdeki dönemde daha yoğun ve bilimsel ağırlıklı çalışmalar gerekmektedir. Bu sorumluluğu kamu sektörü, üniversiteler, araştırma kuruluşları, özel sektör, meslek odaları ve demokratik kitle örgütleri ortaklaşa taşımalı ve sürdürmelidirler. Aksi taktirde zaman içerisinde sürdürülebilir tarımsal üretimi risk altına girmiş, gıda güvenliği tartışılır hale gelmiş, dışalıma bağımlı ve gıda dışsatımında sorunlar yaşayan bir ülke haline dönüşmemiz kaçınılmaz olacaktır.

  Bütün bu gerçeklerin ışığı altında; gıda güvenliği konusunda dünya ölçeğinde yaşanan gelişmelere paralel olarak, denetimin tek elde toplanacağı bir sistemin ülkemizde de kurgulanması ve bir an önce hayata geçirilmesi gerekmektedir. Tarımsal üretimimizin sürdürülebilirliğini temin, bu potansiyele bağlı olarak gıda sanayiinin gelişimini sağlamak, halkın yeterli ve nitelikli gıdaya erişmesini sağlamak ve sağlıklı nesiller oluşturmak için ilgili tarafların bu sürece katılımı sağlanmalıdır. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nca gıda alanında oluşturulmaya çalışılan denetim sisteminin değinilen hassasiyetler dikkate alınarak oluşturulması ülkemiz yararına olacaktır. Biz  bu tespit ve önerilerimizi, bir yandan kamu oyu ile paylaşırken, öte yandan da konunun takipçisi olacağımızı bu açıklama ile ilgililerine duyurmak istiyoruz.Kamuoyuna Saygı ile duyurulur.

İbrahim GÜR        Esin DİBEKOĞLU       Ömer DUYSAL

Ziraat Müh. Odası      Gıda Müh. Odası        Kimya Müh.Odası

Denizli Şb. Bşk.       Denizli İl Temsil.        Denizli Böl. Temsilcisi

Okunma Sayısı: 817
Fotoğraf Galerisi